KOMİSYON KONUŞMASI

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanlarımız, Bakan yardımcılarımız, ilgili kurum amirleri, kıymetli basın mensupları, değerli bürokratlar ve saygıdeğer arkadaşlarımız; az önce Değerli Kocaeli Milletvekilimizi de dinledik. Gerçekten ülkemizde çok büyük bir bütçeye sahip ciddi bir kuruluş var. Bu kuruluş, kendisinin de ifade ettiği gibi 3 Mart 1924 yılında 429 sayılı Kanun'la Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak kuruluyor. Anayasa 136'ncı maddede görev alanı "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." biçiminde tanımlandı. Ancak yaşadığımız süreçte olayların hiç de böyle olmadığını gördük. Hükûmetlerin uygulamalarıyla da çok farklı noktalara, farklı şekillere gitti.

Sayın Diyanet İşleri Başkanlığımızın ilgili birimlerinden şu bilgiyi bir net istiyorum: İmam ve hatip olup, göreve başlayıp farklı bakanlıklara ya da birimlere geçen personel sayısının oranı nedir? Ve bu ülkede şans oyunlarından, Spor Toto'dan, Millî Piyango'dan, Loto'dan, alkol ve benzeri birçok üründen en yüksek ÖTV'yle büyük bir payı alarak birçok çalışan kesimin, dar gelirlinin, esnafın, memurun, işçinin vergilerinden kesilen paralardan da pay alan bir kurumdur. Ancak hizmet verme noktasına baktığımızda bu çerçeve oldukça dar bir durumdadır. Bakıyoruz, sadece bu ülkede yaşayan belli bir kesime hizmet vermektedir.

Bu Hükûmetle birlikte açılımlar ve çalıştaylar moda oldu, tahmin ediyorum 7'ncisi yapıldı Alevi çalıştaylarının ama hiç birinin sonucunda alınmış bir mesafe, insanlara evet, bu çalışma sonrası şu hak elde edildi ya da bu ülkemizdeki demokrasi ayıbı şu giderildi diyebileceğimiz bir somut adıma çok rastlamadık. Yine, yanılmıyorsam dün akşam Adalet Bakanlığı bünyesinde böyle her seçim öncesi olduğu gibi yeniden bir toplantı, yasal düzenlemelerle bu konuda bir çalışmanın yapıldığına dair bir duyum aldık. Dilerim, yaşanmışlıklardan ders alınıp bu duyumun toplumda beklentilere cevap verecek bir yasal düzenlemeleri de beraberinde getirmesidir. Bu konuda Alevi örgütlerinin dünyada yaşama insancıl bakışıyla hazırladıkları birtakım taslaklar var, bunlardan bazı önerilerimi Sayın Bakana ve ilgililere sunacağım.

Din ve vicdan hürriyeti Anayasa'mızda da, imzaladığımız uluslararası insan hakları evrensel sözleşmelerinde de korunan, korunması gereken temel insan haklarındandır.

Yine, Anayasa'mızın 10'uncu maddesi de devletin tüm inançlar karşısında eşit mesafede durmasını teminat altına almıştır. Hiçbir inanç, resmî otoriteye ne olup olmadığını kanıtlamakla yükümlü tutulamaz, tutulmamalıdır. Yine, hiçbir inanç, o inançtan olmayanlarca tanımlanamaz. Bu anayasal hak nedeniyle gerek Alevilerin ve gerekse diğer tüm inançların tanımlanmaya değil, inandıkları gibi, hakarete, baskıya ve katle uğramadan yaşamaya ihtiyaçları vardır.

Temel felsefesi hoşgörü ve eşitlik olan Alevi toplumunun kurum temsilcileri bu yasama döneminde Parlamentodan çok şey beklemektedirler. Kanunlardan AİHM kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Anayasa'mızın eşitlik, din ve vicdan hürriyeti maddelerine aykırı olan hususların bir an önce aşağıda sıraladığımız şekilde değiştirilmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşınmasını ivedilikle beklemektedir.

1) 442 sayılı Köy Kanunu'nun 2 ve 91'inci maddelerindeki "cami" ibaresinden sonra gelmek üzere "cemevi, mescit, kilise, sinagog ve havra" kelimelerinin eklenmesi,

2) 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18, 27 ve 44'üncü maddelerinde "ibadet yeri" kelimesi değiştirilerek "cami, cemevi, mescit, kilise, sinagog ve havra" olarak eklenmesi,

Yine, 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'un 10 ve 19'uncu maddelerindeki "ibadet yeri" kelimesinin değiştirilerek yine "cami, cemevi, mescit, kilise, sinagog ve havra" olarak düzeltilmesi,

5393 sayılı Belediye Kanunu'ndaki "ibadethane" kelimesi yerine, az önce sıraladığım, insanların ibadet merkezi ve kutsadıkları yerlerin isimlerinin eklenmesi,

Yine, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'ndaki "ibadethane", "ibadet yerleri", "ibadethaneler" kelimeleri değiştirilerek, "cami, cemevi, mescit, kilise, sinagog ve havra" olarak düzeltilmesi,

5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'ndaki "mabetler" kelimesi değiştirilerek, az önce sıraladığım tüm kutsal mekânların isimlerinin eklenmesi,

6831 sayılı Orman Kanunu'ndaki "cami" ibaresine ilave olarak "cemevi, mescit, kilise, sinagog ve havra" ibarelerinin eklenmesi,

Yine, Toplu Konut Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'ndaki "ibadethane" ve "ibadethaneler" kelimesinin yerine, az önce sıraladığım kutsal mekânların isimlerinin eklenmesi gibi çalışmaların bu Parlamentoda ivedi olarak yapılmasını Türkiye'de yaşayan insanlar bizden beklemektedir.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; hani hep konuşuyoruz, diyoruz ki: Bu ülkede insanların birbirinden farklı düşünmesi, farklı inanç kesimlerinden olması; bunlar bir kültürel zenginlik, ülkemizin bir güzelliği, dünyaya örnek olacak bir yapı diyoruz. İşte bu yapının tesis edilmesi elimizde, iyi niyet sahipleri için de olması gereken bir fırsat ve tek başına bunu çıkaracak bir güce sahip Parlamento ve Hükûmetimiz var ama buna destek verecek muhalefet de var. Bu anlamda, biz bu çalışmaların bu dönemde ele alınmasını ve mutlak bir şekilde hayata geçirilmesini bekliyoruz.

İleride yine bu konuyla ilgili düşüncelerim ve bazı soracağım sorular var, onları da soracağım.

Sabrınıza teşekkür ediyorum gecenin bu saatinde.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Durmaz.

Sadece bir şey merakımı celbetti de izah edebilirseniz ben de aydınlanmış olurum. Sadece semavi dinlerin ibadethanelerini zikrettiniz de yani semavi olmayan dinler de var, malumunuz, onlarla ilgili herhangi bir talepte bulunmadınız, o dikkatimi çekti.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Onların da talebine saygı duyuyoruz, onlar da bunun içerisine katılabilir. Bu konuda önerisi olan her arkadaşa da açığız, onu da söyleyeyim.

BAŞKAN - Anladım, çok teşekkürler.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Dünyaya örnek olacak Mevlânâlar, Yunuslar, Hacı Bektaşlar, Hacı Bayram Veliler bu ülkede yetişti.