KOMİSYON KONUŞMASI

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz süre aşımı olursa diğer komisyonlarda da komisyon üyesi değildik ama sağ olsunlar, hem Adalette, Millî Eğitimde, diğerlerinde ihtimam gösterdiler, o hassasiyeti göstereceğinize eminim. Teşekkür ediyorum bunun için.

Şimdi, aslında konuyu iki yönden değerlendirmek lazım, pek çok görüş de ileri sürüldü, usul ve esas yönünden. Usulden baktığımız vakit Anayasa Mahkemesi bir karar verdi ve diyor ki: "Bu, şu anki uygulama kadın-erkek eşitliğine aykırı." ve bu eşitliğin sağlanabilmesi için bunu da gerekçelendirerek tekrar buraya gönderdi. Tabii, burada bir dokuz aylık süre verildi, bu süre aşılmasına rağmen de bu süreç içerisinde getirilmedi ve aylar geçmesine rağmen, aylar geçtikten sonra bu teklif önümüze getirildi, yarın da Adalet Komisyonunda görüşülecek. Şimdi, burada iki şeye karar vermemiz gerekiyor, anayasasızlaştırma sürecinin izlendiği bu süreçte iki şeye karar vereceğiz: Biz yemin ettik, Anayasa'ya uygun şekilde davranmak ve etkin bir yasama sürecini burada işletmek zorundayız. Dolayısıyla gelecek teklifin Anayasa Mahkemesi'nin ihlal gerekçelerini tatmin etmesi ve karşılaması gerekiyor. Bizim burada yasama faaliyetini etkin sürdürebilmemiz için asıl önemli soru ve sorun buradadır çünkü aksi takdirde aynı şekilde geçtiği vakit... Ki ben bunu bir yasama kurnazlığı olarak nitelendiriyorum çünkü oradaki kelimeyi "ve fakat" şeklinde değiştirerek aynı mahiyete gelecek şekilde Anayasa Mahkemesi'nin ihlal gerekçelerini karşılamadan buraya getirmek ancak bir yasama kurnazlığı olarak nitelendirilebilir ve bu şekilde de tekrar Anayasa Mahkemesi'ne biz götürmek durumunda kalacağız ve aynı sonuçla karşı karşıya geleceğiz, o zaman da biz Meclis olarak etkin bir yasama faaliyeti yapmamış olacağız. Keza, burada Medeni Kanun hiçleştirilmeye çalışılıyor.

Ben bir de şu pencereden, esas yönünden bakmak istiyorum burada tartışılan konular üzerinden: Şimdi, "aile" kavramı ne zaman oluşuyor? Burada gerekçelendirilen konuda ne var? "Aile" kavramına atıfta bulunarak eşitlik ilkesinin karşılanmaması gerektiği üzerine bir vurgu yapılıyor. Ne zaman kadınlara yönelik, kadın haklarına yönelik bir konu olsa ve eşitlik vurgusu olsa hemen "aile" kavramına atıfta bulunuluyor. "Aile" kavramının korunmasıyla ilgili hiçbir sorun yok, bununla ilgili hepimiz hemfikiriz, hiçbir tartışma bu konuda yok fakat şuna dikkat çekmek istiyorum: Bizler eş olsa olduğumuz vakit aile cüzdanını alıyoruz. Bakın, çiftlerin çocuk yapıp yapmama özgürlüğü de var yani "aile" kavramı eş olmakla birlikte kuruluyor. Dolayısıyla oradaki kadının kendi soyadını kullanıp kullanmamak noktasındaki özgürlüğüne de aslında bir ipotek konmuş oluyor. Yani burada da bir başka mağduriyet eğer bu düzenleme bu hâliyle geçerse ortaya çıkmış olacak. Keza şu anda, şu anki sistemle kadın kendi soyadını kullanmak istediği vakit dava açmak, dava cihetine gitmek durumunda kalıyor ve bu davanın yüküyle de karşı karşıya. Neden böyle bir yükle karşı karşıya kalıyor? Bu madde Anayasa Mahkemesi'nin izlediği prosedürle, onun gösterdiği şekilde, o ihlal gerekçeleriyle eşitlik ilkesine uygun şekilde düzenlensin, geçsin, çocuğun üstün yararını hep birlikte zaten koruruz, buna ilişkin düzenleme de getirebiliriz, hiçbir engel yok. Kaldı ki bunu daha detaylı çalışırız, orada deniyor ki: "Çocuğun üzerinde olumsuz etki yaratabilir." Şimdi, böyle bir gerekçeyi oluşturabilmek için bununla ilgili elimizde veri, done, herhangi çalışılmış etkin bir çalışmanın olması gerekiyor, bunun da sunulması gerekiyor. Şayet varsa böyle bir çalışma biz bunun da sunulmasını istiyoruz ve talep ediyoruz.

Çok kısa kaldı, çok az, affınıza bu noktada sığınıyorum.

Böyle bir çalışma olmadan, farazi bir şekilde "Çocuğun üstün yararı korunacak, bu şekilde bir düzenleme gelirse çocuk olumsuz etkilenecek." demek ancak olsa olsa farazi, gerçeğe aykırı bir betimleme olabilir bu noktada çünkü bununla ilgili çalışma yapılması gerekiyor. Çocuğun üstün yararını da hep birlikte koruruz, bununla ilgili düzenleme yaparız ama öncelikle Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararındaki eşitlik ilkesini bizim sağlamamız gerek gerekiyor. Ondan sonraki kısmı yine hep birlikte değerlendirip bunu çok rahatlıkla çözebileceğimize inanıyorum. Bu konuda da herkesin ortak fikirde olduğuna canıgönülden inanıyorum.

Tekrar saygıyla selamlıyorum.