ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkanım, öncelikle bir kere şunun altını çizmek lazım: Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti asla kabul edilebilecek ve bunun pazarlığı, bunun işte "Siz şunu düşündünüz, biz bunu düşündük." gibi veya "Siz bu konuda daha az, biz bu konuda daha fazla korumacıyız." gibi bir düşünce son derece gayriinsani bir düşünce. Kadına yönelik şiddeti bırakın yani bir canlıya yönelik bir şiddeti bile kabul etmek mümkün değil. Ancak, meselenin ben açıkçası doğru anlaşılmasını da... Altını çizerek yani kesinlikle bir cinsiyet ayırımcılığı bağlamında konuşmak istemiyorum. Ama meselenin bir cinsiyete bağlı ölüm ve cinayete dönüştürülmesini de çok doğru bulmadığımı söylemek zorundayım. Yani bir kadın, kadın olduğu için öldürülmüyor, birçok sebep var, meseleler var. Yani kimse kalkıp bir kadını "siz kadınsınız" diye öldürmüyor, meseleler var. O bakımdan bakıldığında, öldürülen, cinayete maruz kalan bir sürü erkek de var; bunlara da bakmak lazım.

Şimdi, ben bir yandan da Birleşmiş Milletlerin rakamlarına baktım. Sanki bu mesele, sadece Türkiye'nin meselesiymiş gibi bir meseleyle de Türkiye böyle bir şeyin içerisine çekilmeye çalışılıyor. Latin Amerika bölgelerinde Türkiye'yle kıyaslanamayacak kadar daha fazla. Yani bu sadece Türkiye'nin bir meselesi de değil, küresel ölçekte bir mesele. Bunun da altını çizmek istedim açıkçası.