KOMİSYON KONUŞMASI

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 20'nci madde bu sefer bir önceki kanunumuzun esas içeriğini oluşturuyor. 19'uncu madde bu kanunun ana noktasında, 20'nci madde de bir önceki dönem yani sadece iki yıl önce uzun tartışmalar yaptığımız millî eğitimdeki kariyer süreçlerinin basamaklandırılmasıyla ilgili.

Şimdi, önce bir düzeltme yaparak başlayalım. Madde diyor ki: "Öğretmenlik mesleği; öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç kariyer basamağından oluşur." Doğru değil, şu anda fiilen 6 farklı öğretmenimiz var yani bir öğretmen odasında aday öğretmen var, öğretmen var, uzman öğretmen var, başöğretmen var, ücretli öğretmen var, sözleşmeli öğretmen var. Dolayısıyla 6 farklı öğretmen var, kamuoyunun dikkatine sunmak isterim. Peki, bu 6 farklı öğretmen yani 6 farklı statü farklı bir iş yapıyorlar mı? Hayır, Millî Eğitim Bakanlığımızın belirlediği ders programı her neyse, örneğin 6 farklı matematik dersi verecek öğretmen varsa 6'sı da aynısını veriyorlar; ünvanları farklı, yaptıkları iş aynı. Böyle garip bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisi olarak geçmişten bu yana bir ünvanlandırma yapılmaması gerektiğini söylüyoruz.

Peki, bu ünvanları olmadığı hâlde özlük haklarında bir farklılaşma olmalı mıdır? Olmalıdır, önergemiz de bunun üzerinedir. Mutlaka her iş kolunda olduğu gibi, her şirkette olduğu gibi, her vakıfta olduğu gibi belirli bir meslekte, belirli bir iş yerinde belirli bir zaman geçiren kişilerin zamanla daha çok maaş almasından tabii bir unsur yoktur. Dolayısıyla, bunun böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Burada bizim verdiğimiz önergeyle, eğer kabul edilirse bugünkü maaşlara göre, son çıkmış olan kanunla elde edilmiş olan uzman öğretmen ve başöğretmen ünvanlarıyla... Ki haklarının verilmesinin yanında olduğumuzu tekrar ediyorum; Sayın Bakanın döneminde çıkmıştı, ünvanlara karşıyız ama böylelikle her biri 4-5 bin lira, 6-7 bin lira fazla maaş alıyorlar, doğru bir iş. Ünvan meselesine karşıyız, birbirimizi net anlayalım. Şimdi, bu teklif kabul edilirse başöğretmenler 6-7 bin lira, uzman öğretmenler 5-6 bin lira, öğretmenler ilk girdikleri andan itibaren... Şu önerge kabul edilirse bu hayat pahalılığında, bu yoksullukta öğretmenlerimize bir can suyu da olabilir.

Fakat bir önerim daha var, Nazım Hocam, bir öneri daha "Muhalefet öneri yapmıyor." diye bazen söylüyorsunuz, her maddede öneri... Ben diyorum ki aslında bir öğretmen maaşında anlamlı bir fark olması için on yıl niye beklesin? Hatta yanılmıyorsam Sayın Bakanım "Beş yıla çekelim." gibi bir şey de söylemişti Bakanlığı döneminde. Beş yıl niye beklesin? Öğretmenlerimizin bir sistemi var değil mi, 9'a 1'den başlıyorlar, kademesi derecesi var, her seferinde, üç yılda bir, belli bir yılda ileriye gidiyorlar. Her gittiklerinde bir fark alsınlar, her gittiklerinde bir fark alsınlar. Dolayısıyla, on yıl, yirmi yıl beklemeye gerek yok. Derece ve kademelerine birlikte bir çalışma yapalım, on yıl, yirmi yıl bekleyeceklerine öğretmenlerimiz motivasyonları artarak... İş yerlerinde öyle olacak çünkü öyle farklılaşacaklar, başka bir iş yerinde çalışsalar öyle farklılaşacaklar. Bu on yılda kazandıkları kazanım önemlidir ama on yıl beklememeliler. Dolayısıyla, bunu derece ve kademeyle eşleştirelim. Bunun üzerinde çalışılmasını tavsiye ediyoruz, bunu öneriyoruz "Buna lütfen bir bakın." diyoruz. Böylelikle on binlerce, yüz binlerce öğretmenimiz her bir derece, kademede, bir ufak, bir ufak, bir ufak, on yıl beklemeden karşılığını alırlar; çok somut bir öneride bulunuyoruz.

İkinci bir şey söylüyorum sayın iktidar milletvekilleri. Millî Eğitim Akademisi, bu tartışmaları yapıyoruz burada. Diyor ki bu teklifte: "Kademe ilerleme cezası almamışsa" uzman öğretmenlik için. Şimdi, bir kişi kademe ilerleme cezası almışsa -ki hepimiz biliyoruz ki geçmişten bugüne belirli bir tutarlılıkla bu cezaların verildiğine dair çok şüpheler var, geçmişte keyfî meseleler olmuş, başka meseleler olmuş- bir kişi bir ceza aldıysa aynı kişi 2 kere cezalandırılamaz. Kademe ilerleme cezası almış olan bir kişi zaten cezasını almış, çekmiş, bu neden uzman öğretmenliğine yansısın? Doğru değil ki. Futbol deyimiyle söylersem, hem penaltı hem kırmızı kart yani bir şey bir kere olur. Dolayısıyla, bir kişi bir suç işlemiş, cezasını çekmişse ikinci kez bir başka, konuyla ilgisi olmayan yerde tekrar ceza çekmemelidir. O yüzden kademe ilerleme cezası almış olan kişilerin uzman öğretmenliğe geçememesi bir hak ihlalidir, bunu yeniden değerlendirmenizi rica ediyoruz. Mantığımızda bir terslik varsa, aykırı bir görüşünüz varsa bunu dinlemek istiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Vekilim, lütfen toparlayalım.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, şunu ekleyeyim: Geçmiş yıl içerisinde yasama döneminde "24 Kasımda öğretmenlerimize bir maaş ikramiye verelim." diye teklifte bulunduk, reddedildi. Öğretmenlerimiz çok zor durumda, öğretmenlerimiz çok zor durumda, öğretmenlerimiz çok zor durumda. Latif Hocam sendika kökenli; sen bu sefer bana destek olacaksın, eminim.

LATİF SELVİ (Konya) - Doğru söylüyorsunuz, Maliyeye beraber gideriz.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Buraya bir madde ekleyelim, ikramiye verelim bir maaş, 24 Kasım çok önemli bir tarih.

Ve son olarak şunu söyleyeyim: İşte, şimdi de bir eleştiride bulunuyorum. Bu kadar "Millî Eğitim Akademisi" diyorsunuz, bu kadar "kariyer gelişimi" diyorsunuz; ya, bu metnin içerisinde neden öğretmenleri yüksek lisans ve doktoraya teşvik etmiyorsunuz? Eğitim bilimleri içerisine neden teşvik etmiyorsunuz? Sizden rica ediyoruz, bakın, eğitim bir bilim, onun yükselmesi de ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora ve siz bunu tamamen pas geçiyorsunuz; bu, maddede eksiktir, lütfen bunu da göz önüne alın.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.