Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; maddeyle öğretmenlerin yer değiştirme iş ve işlemleri düzenleniyor. Öğretmenlerimizin yer değiştirme suretiyle atanmaları eğitim öğretim faaliyetlerini etkilemeyecek şekilde, sağlık ve can güvenliğine ilişkin yer değiştirmeleri yer değiştirme takvimine tabi olmadan yıl içerisinde yapılacak. Mazeret durumuna bağlı olarak yer değişikliği yapılmayan öğretmenlere üç yıl boyunca ücretsiz izin verilmesi planlanmaktadır. Bu durum öğretmenlerin -eş durumu gibi- mazeretle yer değiştirememesine de neden olabilecektir. Eş durumu gibi mazerete dayalı yer değişikliklerinin tamamının yapılması esas olmalıdır.
Ayrıca, maddeyle kurumlarda norm kadro fazlası olan öğretmenlerin bulundukları il içerisinde resen atanmalarının önü açılmaktadır. Norm kadro fazlası öğretmenlerin tercihleri doğrultusunda atanmaları esas olmalı. İstekleri dışında başka ilçelere atanacak öğretmenler açısından ciddi mağduriyetler oluşacaktır. Mesela, şu anda bulunduğumuz Ankara'yı ele alırsak, Kızılcahamam ilçesinde çalışan bir öğretmenin Haymana ilçesine atamasının yapılması durumunda ciddi mağduriyetler yaşanacaktır. Kızılcahamam ile Haymana arası 150 kilometre. Düşünmenizi rica ediyorum. Bir öğretmen her sabah en az iki saatlik yol gidecek, görevinin başında olacak, sonra en az iki saatlik bir yolculukla evine dönecek. Bu sizce insani mi, mantıklı mı? Ne kadar iyi yetişmiş olursa olsun, hangi öğretmen bu tip bir git gel sürecine maddi ve manevi olarak dayanabilir? Bu mağduriyeti yaşayan bir eğitimciden ne kadar verimli çalışması beklenebilir?
Değerli milletvekilleri, daha önceki konuşmalarımızda da belirttik, öğretmenlerimiz ciddi ve derin bir yoksulluk kıskacında; en acil çözmemiz gereken konu bu. Ardından, dile getirdiğimiz mesleki, hukuki, fiziki ve teknik sorunlar var. Eminim ki burada bulunan her milletvekili bu sorunların çözülmesini ve dünyayla yarışabilen, çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlayabildiğimiz bir okul ve eğitim sistemi olsun ister; bundan zerre kuşkum yok.
Bakınız, Türkiye'de ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim düzeyindeki öğretmenlerin kariyer düzeylerine göre aldıkları yıllık maaşlar bütün düzeylerde hemen hemen aynı olup OECD ülkeleri ortalamasının maalesef altında, fark giderek açılıyor. Bizim de bu farkın açılmasına engel olacak ekonomik ve sosyal planlar geliştirip bunu kanun hâline de getirmemiz lazım. Atanamadığı için intihar eden sayısız öğretmenimiz oldu. Eski Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bu intiharlar karşısında skandal bir konuşma yaparak "gösterişçi intihar eylemi sendromu" gibi açıklamalar yaptı. Ben bu anlayışı hiç kimseye yakıştıramam ama maalesef bu çatı altında bu oldu.
Bakın, bir eleştirim de mevcut Bakan Yusuf Tekin'e. Burada eğitim ordusu öğretmenlerle ilgili teklifi görüşüyoruz ancak kendisi anlaşılan çok meşgul ve burada yok. Bir Eğitim Bakanının öğretmenlerden ve eğitimden daha önemli ne meşguliyeti olabilir? Ben hem Sayın Mahmut Özer'e hem Filiz Hocama hem buradaki bürokratlarımıza ve milletvekillerimize teşekkür ediyorum, bu eleştirimden onları ayrı tutuyorum ama bu yapılan, Meclise de öğretmenlerimize de büyük bir saygısızlıktır. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi olarak bize değil, burada bulunan tüm milletvekillerimize saygısızlıktır. Bakan Tekin ya bu teklifin yanlış olduğunu biliyor ve bu yüzden gelmiyor ya da teklifi bilmiyor çünkü ondan da habersiz hazırlanmış, o yüzden gelmiyor. Eğer birinci söylediğimse durum çok kötü, eğer ikinci söylediğimse durum daha da kötü.
Hepinize saygılarımı sunuyorum.