Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, teklife göre askerlik yükümlülüğü olanların askerlik hizmetlerinin akademideki eğitimleri süresince ertelenmesi öngörülmektedir. Maddeyle ayrıca hazırlık eğitimine alınan öğretmenler Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sadece genel sağlık sigortalısı olarak sayılıyorlar. Oysa, akademide eğitime alınacak öğretmen adaylarının doğrudan devlet memuru olarak göreve başlatılması ve 4/C kapsamında sigortalı hâle getirilmesi gerekmektedir.
Yine bu maddeyle Millî Eğitim Akademisinde hazırlık eğitimine alınan öğretmenlere her ay 18.650 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı tutarında aylık ödeme yapılması düşünülmektedir ki yürürlükteki memur maaş katsayısına göre bu rakam 14.190 TL'dir. Bu, artık herhâlde herkesin ortak kabulüdür, bir kişi bu parayla geçinebilir mi? Elbette bir insanın bu parayla geçinmesi mümkün değildir. Daha önce de belirttiğimiz üzere, öğretmen adayının hazırlık eğitimi mevcut yaşamını terk etmesi durumunda onun için tam bir maddi külfet olacaktır. Bakınız, üç gün önce TÜRK-İŞ açlık ve yoksulluk sınırlarını açıkladı. TÜRK-İŞ'in araştırmasına göre haziranda açlık sınırı 18.978 lira, yoksulluk sınırı 61.820 lira oldu. Böylece açlık sınırı asgari ücretin yaklaşık 2 bin TL üzerinde. Yani öğretmenlerin tamamı yoksulluk sınırının altında. Siz öğretmenleri "sözleşmeli", "ücretli", "kadrolu" diye ayırımcılığa tabi tuttuğunuz için önemli bir bölümü de açlık sınırının altında sayın vekillerim. Yine EĞİTİM-İŞ Sendikasının yaptığı anket öğretmenlerin ekonomik, mesleki ve sosyal durumlarını göz önüne açıkça serdi. Ankete göre öğretmenlerin yüzde 91'i maaşıyla geçinemediğini, yüzde 76'sı ek iş yaptığını belirtti yani 10 öğretmenden 9'u geçinemiyor; yine 10 öğretmenden 7'si ise ek iş yapmak zorunda kalıyor. Buradan soruyorum: Açlık sınırı altında yaşayan, ek iş yapmak zorunda kalan bir öğretmenimiz nasıl sağlıklı bir eğitim verebilir? Kirasını dahi ödeyemeyen bu yetişmiş kadrolardan çocuklarımızı en iyi şekilde geleceğe hazırlamalarını beklemek en başta onlara büyük haksızlık, sonra da çocuklarımıza.
EĞİTİM-İŞ'in yaptığı anket sonuçlarından bazılarını burada sizlerle paylaşmak istiyorum: Öğretmenlerin yüzde 51'i görevde yükselmede liyakatin esas alınmadığını belirtiyor. Yüzde 94,6'sı aldıkları maaşın yeterli olmadığını, yüzde 91'i aldığı maaşla geçinemediğini belirtiyor. Yüzde 83'ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünüyor. Yüzde 66'sı borçları nedeniyle mesleki motivasyonunun düştüğünü ifade ediyor. Yüzde 84'ü maaşların yetersiz olması nedeniyle çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını söylüyor.
Bu ülkede en güçlü olması gereken meslek grubu nasıl olur da ülkenin en yalnız bırakılmış ve yoksulluğa itilmiş meslek grubu olabilir?
Başka bir sendikadan örnek verelim: Anadolu Eğitim Sendikasının yaptığı ankete katılan 5.491 öğretmenden yüzde 79'u geçinemediğini, yüzde 54'ü ise ek iş yaptığını dile getirdi. Siz, istediğiniz sendikaya, anket şirketine ya da üniversiteye de bu araştırma ve anketleri yaptırabilirsiniz. Sonuç değişmeyecek çünkü tablo ortada, rakamlar apaçık şekilde karşımızda. Asgari ücretin dahi altında maaş alan öğretmenlerin, yoksulluk girdabında fedakârca çalışan eğitimcilerimizin haklarını savunuyoruz. Onlar hepimizin çocuklarını yetiştirmek için uğraşıyor. Bir düzenleme yapalım elbette ancak bu, iktidar kadrolaşmalarını amaçlayan, öğretmenleri bölen bu tip teklifler olmasın; öğretmenlerimizin maddi ve manevi hayatlarını, standartlarını yukarıya taşıyan teklifler olsun diyorum, saygılarımı sunuyorum.