KOMİSYON KONUŞMASI

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Değerli Başkanım, bir hususu, tekrar, Komisyon çalışmalarımızın bundan sonraki süreci açısından paylaşmak istiyorum.

Evet, hepimiz milletvekili arkadaşlar olarak, millet iradesinin temsilcisi olarak buradayız. Şimdi, muhalefet milletvekili arkadaşlarımız sıklıkla haklı olarak uzlaşmadan, ortaklaşmadan, birbirimizle müzakerenin sonucunda bazı konularda birbirimizle aynı zemine, düzleme gelmekten bahsediyorlar. Bu, demokrasinin elbette ki temel sonuçlarından da bir tanesidir, bunu hepimiz isteriz. Sürekli mücadele etmek değil, zaman zaman müzakere etmek, bu müzakerelerin sonucu olarak uzlaşmayı isteriz. Ancak Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarımız; burada dünden bu yana yapılan konuşmalardan sadece birkaç tane cümleyi, kelimeyi tırnak içerisinde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bakın, burada konuşan bir milletvekili arkadaşımız -tırnak içerisinde- "örümcek kafa" dedi. Bazı arkadaşlarımız dinsellikten, gericileşmişlikten, akıl dışılıktan, bilimsel olmayan eğitimden, laikliğe aykırılıktan, sık sık, ısrarla, vazgeçmeden bizim Atatürkçülükle ilgili yaklaşımımızı sorgulayan bir tutum ortaya koyarak, bu ifadelerle, bu Komisyondaki kanun teklifiyle ilgili bir tartışma zemini oluşturmaya çalıştı. Kusura bakmayın, bu düzlemde tartışılmasını ben doğru bulmuyorum. Niyet okumayla hiçbir yere gidemeyiz. Bizi kendi siyasal pozisyonunuza göre davranmaya çağırmakla uzlaşma olmaz. Elbette ki metni tartışabiliriz, metinle ilgili teklifler gelebilir.

Bakın, dün burada konuşan sendika temsilcisi arkadaşlarımız vardı, bir kısmı ideolojik pozisyonlarından hareketle konuştular ama bir sendika temsilcisi arkadaşımız tamamen mesleki reflekslerle burada konuştu, Sayın Başkanımız da gayet müsamahalı bir şekilde, herkesten daha fazla bir süre tanıdı ve hepimiz suhuletle burada onu dinledik. Dolayısıyla eğer bir uzlaşmadan söz edeceksek, gerçekten kendi aramızda bir oydaşmadan, kendi aramızda ortaklaşmadan söz edeceksek muhataplarınızı örümcek kafalı olmakla suçlarsanız biz de o zaman şunu söylemek zorunda kalırız: "Sizin zihninizde de aslında çok bir şey değişmemiş; klasik kafa neyse o klasik kafa burada da kendisini ortaya koyuyor." Bu söylemleri biz sosyolojik gerçeklikten kopuk söylemler olarak görüyoruz, hatta "bilimsellik" gibi, "akıl dışılık" gibi ifadeleri de 19'uncu yüzyıl pozitivist yaklaşımının hâlâ ne yazık ki bazı partilerimizde sürdüğünün göstergesi olarak görüyoruz ve bu tartışmaları, bu söylemleri de arkaik olarak görüyoruz. Muhataplarınızın da en az sizin kadar düşüncelerinin, değerlerinin, siyasal pozisyonlarının, ideolojilerinin değerli olduğunu kabul etmek zorundasınız. Bunu kabul etmezseniz o zaman konuşma düzlemimiz kalmaz bizim. Gerçekten her türlü eleştiriye açığız. Evet, bu komisyonlarda daha önce... Bazen söylüyorsunuz ya "Noktasına, virgülüne dokunulmadan hiçbir değişiklik..." Hayır, öyle değil, biz komisyon çalışmalarında -ben 3 dönemdir bu Komisyonun üyesiyim- noktasına da dokunduk, virgülüne de dokunduk, muhalefet milletvekili arkadaşlarımızdan gelen öneriler de oldu, Komisyonda olmadı, Genel Kurulda oldu. Bunlar mümkün arkadaşlar ama kusura bakmayın yani biz de insanız, bizim de kendi pozisyonlarımız, kendi inançlarımız, kendi değerlerimiz var. "Örümcek kafa" ne demek ya? Ya, bu Komisyonun gündeminde böyle bir şey konuşulabilir mi? Yani birbirimizi anlamaya çalışalım, ben bu konuda tekrar gerçekten Komisyon üyelerimizin her birisini... Sayın Başkanıma da teşekkür ediyorum, hakikaten herkese olabildiğince büyük bir müsamahayla geniş söz hakkı veriyor ama bu ifadelerin ve bu yaklaşımların dışında Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, arkadaşlarımıza gündemimize de dönmeyi öneriyorum. Yani gerçekten çok uzun süredir çalışıyoruz. Elbette ki çalışalım ama insani verimliliğimizi de zorlamamamız gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.