KOMİSYON KONUŞMASI

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Evet, bu Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşülünce, ben ailesinde kuzenleri, kardeşleri, baldızları, hepsi öğretmen olan bir aileden sesleniyorum ve öğretmenliğin her kesiminde çalışan bir aileden bahsediyorum. Dolayısıyla, bunlara sorduğum zaman, öğretmenlerin bugün yüzde 42'si yaptıkları meslekten huzursuz ve mutsuz. Yüzde 74,5'i de çalışma koşullarından maalesef memnun değil, öğretmenlerimizin sadece yüzde 4'ü memnun çalışma koşullarından. Geleceğe güvenle bakan öğretmen sayısı ise yüzde 8,4.

Şimdi, baktığımız zaman, özellikle okul öncesi öğretmenlere baktığımız zaman, bunlar çok kalabalık bir mevcuttan bahsediyor. Sınıf mevcutları çok kalabalık ve yardımcı personelleri yetersiz öğretmenler âdeta bir bakıcıya dönüşmüş durumda. Teneffüsleri yok yani tuvaletlerini yapacak zamanları bile yok bu öğretmenlerin. Maalesef, yine, bu sınıflarda 36, 48 ve 60 aylık öğrencilerin hepsi bir arada tutulduğu için, ayrı ayrı sınıflarda istihdam edilmedikleri için bu çocuklarımızın eğitimi oldukça zorluk gösteriyor. Yine, engelli öğrenciler için buralarda fiziki ortamlar uygun değil.

Ücretli öğretmenlere geldiğimiz zaman, ücretli öğretmenler sadece otuz saat ücretli ders verebiliyorlar ve ücretleri de asgari ücretin bile altında. Geçen hafta bana gelen bir öğretmen ayda 9 bin lira maaş aldığını söyledi ve bu ücretli öğretmenler için otuz günde sadece on altı gün SGK primi yatırılarak bir mağduriyete yine neden olunuyor. Tatil dönemlerinde primleri ödenmediği için, ücret alamadıkları için yine bir mağduriyetleri oluyor ama en önemli şeyleri, güvencesiz çalıştırıldıkları için her dönem sonunda mobbinge maruz kalıyorlar.

Özel okul öğretmenlerine geldiğimiz zaman, özel okul yöneticileri özel okul öğretmenleriyle iki ayrı sözleşme yapıyor. Bu sözleşmelerden birini kendi uhdelerinde tuttukları gibi diğer bir sözleşmeyi Millî Eğitim Bakanlığına gönderiyorlar ve gerektiğinde bu iki sözleşme arasında kendi çıkarlarına hangisi uygunsa onu gündeme alabiliyorlar.

Yine, bunun dışında ayrıca sözleşmeli öğretmenler var. Özellikle bu sözleşmeli öğretmenliklerin kaldırılması gerektiği kanaatindeyim. Sözleşmeli öğretmenler kaldırılmıyorsa bile isteğe bağlı yer değiştirme ya da mazerete bağlı yer değiştirme haklarının olması gerekiyor.

Yine, geri kalmış bölgelerde çalışan gerek normal öğretmen yani devlet kadrosunda ya da sözleşmeli öğretmenlere de... Mutlaka bu öğretmenlere ek mali haklar verilmeli.

Yine, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler son günlerde tutuklanmayla karşı karşıya, en azından gözaltına almayla karşı karşıya kaldılar. Günlerdir haklarını arıyorlar fakat yine güvencesiz çalıştıkları için bunların da seslerini duymamız lazım.

Her şey iyi ama bir MESEM Projesi'ne değinmek istiyorum. MESEM Projesi, Meslek Edindirme Projeleri... 14-17 yaş arasındaki çocuklarımızdan 10 çocuğu maalesef kaybettik. İş güvenliğinden haberi olmayan çocuklar sunta bloklarının altında kalarak ya da yüksekten düşerek... 10 çocuğumuzu kaybettik. Yani "staj" adı altında çocuk işçiliği ve çocuk emeğinin sömürülmesine kesinlikle karşı çıkmamız gerekiyor.

Akrabalarıma sordum, Millî Eğitim Komisyonunda ne dememi istersiniz? "Sistemle bu kadar oynamasınlar yeter." dedi. Yani en önemli şey sistemle oynamamak çünkü yirmi iki yıllık AK PARTİ döneminde 17 defa eğitim reformu yapıldı. Sonra da söyledikleri bir şey var: "Okulların hepsinden Atatürk Köşeleri kaldırıldı ve 15 Temmuz Köşeleri yaratıldı."

Dolayısıyla bu konulara dikkat edilmesini tavsiye ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.