KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Ben tabii, laf atmadan, sabırla bekledim Başkanım, aslında aynı konuya yakın içerik olarak.

Şimdi, Sayın Cevizoğlu'nun üniversite eğitiminin temel anlamda sadece sanki meslek edindirme amacıyla hizmet veren bir kurum olmadığı yönündeki bir söylemi açıkçası hepimizi şaşırttı. Burada kimse doktor olup sonra başka bir meslek edinmek veya mühendis olup başka bir mesleğin peşinde koşmak gibi bir dert içinde değil. Özellikle lisans ve yükseköğrenimde hemen hemen her anne baba ve her öğrenci o mesleği icra etmek hayaliyle bu bölüme giriyor ve günün sonunda da o mesleğe atılarak hayatını kazanmak... Ama sonrasında farklı konular olabilir. Sabırla beklediğim için mikrofondan konuşuyorum Sayın Vekilim, sabrınızı bekliyorum. Dolayısıyla şimdi Amerika örneği var, Amerika'da evet, 2.100'ün üzerinde yükseköğrenim kurumu olabilir ama 14 milyon öğrenci var, 1 milyonu yabancı öğrenci. Türkiye'de de 7 milyon yükseköğrenim öğrencisi var, 350 bini yabancı. Üniversitelerin birçok yerde olması tabii ki önemli, tabii ki kıymetli ama burada okuyan öğrenci sayısının da Türkiye'nin özel sektörü ve kamusuyla birlikte ihtiyacı doğrultusunda planlanması da olmazsa olmaz bir konu. Bugün yaşadığımız, sizin de "1 milyon öğretmen adayını nasıl istihdam edeceğiz?" sorusunun kaynağı bu planlamanın yıllardır yapılmamış olması. Tüm mesleklerde yapılmalı. Az önce ilgili YÖK Başkan Vekilimiz de mesleğe yönelik ifadelerde bulundu. Ülkenin ve dünyanın geleceği ve dünyanın yönüne doğru meslekleri ve ilgili bölümleri dizayn etmek zorundayız. Bir bölümü açıp elli yıl, altmış yıl aynı bölümde öğrenci yetiştirmenin bu ülkeye faydası yok. ODTÜ Makineden mezun bir insanın iş bulamama ihtimali ile Hakkâri'den mezun olan veya Van Yüzüncü Yıldan mezun olanın oranını da vekilimizin kıyaslamasını kendisinden rica ediyorum. Dolayısıyla üniversitelere bölümleri açarken doğru kurguyu yapmak zorundayız. Amerika'da yükseköğrenim oranı yüzde 4 seviyesindeyken biz de yüzde 8 seviyesinde yani üniversite mezunu işçiler yaratıyoruz. Günün sonunda, lise mezunlarını ve teknik lise mezunlarını destekleme fonlarıyla, KOBİ'lerle KOSGEB'lerle desteklediğimizde "Biz lise mezunu işe alıyoruz." dediğimizde, o dört yıllık yükseköğrenimi alan çocuklar "Lütfen benim diplomamı silin, ben de işe gireyim." gibi cümleler kuruyorlar. Tabii ki yazık bu emeklere ve harcanan bu kaynaklara diyorum. Planlama olmazsa olmaz, özellikle gençlerin, yükseköğrenimin ve meslek dağılımının planlaması bu ülkenin birinci önceliği olmak zorunda. Yoksa, böyle çözülemeyen devasa problemlerle bu ülkeyi nereye götüreceğimiz de belli diyorum.

Teşekkür ediyorum.