KOMİSYON KONUŞMASI

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle bir hususu aydınlatmak için burada, özellikle Hulki Vekilin söylemleri üzerine söz alma ihtiyacı hissettim. Öncelikle, on bir buçuk saat rekor değil komisyonlarda, bu gibi önemli kanunlar zaten Türkiye Büyük Millet Meclisinde uzun uzadıya tartışılır, bu çok doğal bir yasama sürecidir.

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Tartışma değil de konuşmama süresi.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Konuşmama süresiyle ilintili değil.

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Konuşmama süresi.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Nasıl konuşmama? Konuşmama süresi sizin şahsınızla ilgili bir konudur ama burada her milletvekili... Şu anda toplantı saatimiz on bir buçuk saat oldu ve Adalet Komisyonunda, diğer komisyonlarda da 20 milyon öğrenciyi, 1 milyon öğretmeni ilgilendiren bir hususta ve geleceğimizi tesis edecek olan bu kadar önemli bir kanunun sürecini burada gerçekleştiriyoruz; on bir buçuk saat bana göre burada bir rekor değil, olması gereken ve işleyen bir süreç.

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Konu o değil zaten.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bir saniye...

Ben sizi kesmedim, siz de ifade edersiniz sonrasında.

Diğer ikinci husus... Bunu ifade etmek istedim. On bir buçuk saattir de birbirimizi dinliyoruz, bu da güzel bir şey, bunu ifade ettiniz; çok teşekkür ediyorum ama şunu kullandınız yine söyleminizde: "Burada çözüm önermiyorsunuz." gibi bir cümle geçti. Ben şunu anlıyorum: On bir buçuk saattir birbirimizi dinlemişiz ama buradan anlamamışız. Niye? Zaten her maddeyle ilgili ya da geneli...

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Benim üç dakikalık konuşmamı siz anlamamışsınız.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Tartışırız buradakileri de...

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Diyorum ki: 1 milyon öğretmenin istihdamı konusu...

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Ona da geleceğim, izin verirseniz...

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Ama konu o.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Hulki Bey, biliyorum. Yedi buçuk saat konuşmuşsunuz ama şurada beş dakika müsaade edin, ben kendimi izah edeyim.

Şimdi, ikincisi de şu: Burada diyorsunuz ki... Bizi dinlemediğinizi niye düşündük? Bu kısma üzülüyorum açıkçası çünkü öncelikle, biz burada... Siz ne dediniz? "Usul esastan önce gelir." dediniz.

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - Demedim.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Ya, o minvalde bir şey söylediniz.

MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU (İstanbul) - O minvalde...

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Usul önemlidir, "Usul ve üslup." dediniz. Ben de bir hukukçu olarak diyorum ki evet, usul önce gelir. İşte, biz tam da Anayasa'ya aykırılık iddiamızda bunu ifade ediyorduk ve buraya, Sayın Başkanlığa biz önergelerimizi sunuyoruz, diğer siyasi partilerin grupları da sunuyor. Bu ne demek? Onların hepsinin birer gerekçesi var burada, o gerekçelerde bizim çözüm önerilerimiz de neden karşı olduğumuz da çok sarih bir şekilde ifade ediliyor.

Diğer bir husus, dediniz ki: "Bugüne kadar muhalefet bunlarla ilgili her zaman eleştiri yapıyor ama çözüm önerisi ifade etmiyor." Hayır, bunu kabul etmiyoruz. Biz sadece eleştirmiyoruz, aynı zamanda o sorunların çözüm önerilerini ve reçetelerini de ortaya koyuyoruz, sadece bu konularla ilgili değil. Bugün içine geldiğimiz sorunları tartışacak olursak aslında, "Bakın, bu kadar atanmayan öğretmen var, nasıl yapacaksınız?" diyorsunuz. Şu fikriniz de çok güzel: Gelin, ortaklaşalım. Gerçekten böyle çözümleyebilsek, keşke buradan hep beraber burada oturup bunu nasıl çözebiliriz konusunda bir irade ortaya çıksa ve bunu gerçekleştirebilsek. Ama biz şunu söylüyoruz: Bugün değil, yıllardır zaten bu işleyişle ilgili eleştirilerimizi ortaya koyarken, işte, bugünü gördüğümüz için söyledik. İleride bu sorunlar ortaya çıkacak. Atanmayan öğretmen... Bunların hepsi planlamayla...

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Atanmayan mühendis, mimar, veteriner var mı?

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Var, pek çok alan...

Hayır, onların atamayla ilgili bir süreçleri yok zaten Sayın Vekilim, lütfen. Bunu bir hukukçu için de söyleyemezsiniz yani onlar özel sektörde vesaire ama millî eğitim başka bir konu; şimdi, bunu burada tartışacak değiliz elbette ki.

Şunu ifade etmeye çalışıyorum: Bir planlama yapılmış olsaydı bunlarla ilgili... Ha, bu hatalar yapılmış, bundan sonra bunların yapılmaması için, işte, bugünkü itirazlarımızı dile getiriyoruz; bunun gerekçesi budur, kısaca bunu ifade etmek istedim.

Teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum.