KOMİSYON KONUŞMASI

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Artık gecenin geç saatleri oldu, onun için mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışacağım.

Bugün, burada Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi üzerinde konuşmak için toplandık. Bu teklifin öğretmenlerden, sivil toplum kuruluşlarından ve sendikalardan gelen tüm tepkilere rağmen, Millî Eğitim Bakanının "Ben yaptım, oldu." mantığıyla önümüzde durduğunu görmek üzüntü ve endişe vericidir. Öncelikle bu kanun teklifi hazırlanırken Millî Eğitim Bakanlığının hiçbir kurumdan görüş almadığını belirtmek istiyorum. Öğretmenlerin, eğitim uzmanlarının ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının fikirlerine ve deneyimlerine başvurulmadan hazırlanan bu kanun teklifi, eğitim sistemimizin en önemli aktörlerinden birisi olan öğretmenlerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini göz ardı etmektedir. Bu durum, eğitim politikalarının katılımcı, şeffaf bir şekilde oluşturulması gerekliliğine aykırıdır. Bu aceleci ve plansız yaklaşım, eğitimde kaliteyi artırma hedefiyle örtüşmemektedir. Öğretmenlerimizin iş yükü, çalışma koşulları ve mesleki gelişim imkânları gibi konularda ciddi iyileştirmeler yapılması gerekirken bu tür bir kanun teklifi sadece göstermelik bir adım olarak kalmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun öğretmenlerimize herhangi bir değer katmaktan ziyade onların zor olan çalışma koşullarını daha da artıracağı endişesini taşımaktayız. Bu kanun teklifinin öğretmenlerin maaş, çalışma saatleri, kariyer gelişimi gibi konularda somut ve sürdürülebilir çözümler sunmadığını görüyoruz. Öğretmenlerimizin sesine kulak verilmemesi, onların meslek onurunu zedeleyen bir tutumdur. Öğretmenler, sadece bilgi aktaran kişiler değil, aynı zamanda geleceğimizi şekillendiren, çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatlarında büyük etkisi olan rol modellerdir. Bu yüzden onların görüş ve önerileri dikkate alınmalı, mesleki saygınlıkları korunmalıdır.

Burada, bu teklife de baktığımız zaman fakülte eğitimi yok sayılmaktadır çünkü burada getirilen Millî Eğitim Akademisi uygulamasıyla bu akademiye geçenler bile sözleşmeli öğretmen olarak atanacaktır. Yine akademi döneminde verilecek olan 14.190 lira gibi ucuz bir hizmet alımı da sağlanmış olacaktır. Yine mesleki yetersizlik saptanan öğretmenler akademiye alınmakta ve başarısızlık olursa büro hizmetleri gibi bir kurumda istihdam edilecekleri söylenmektedir. AK PARTİ hükûmetlerinin geçmişteki uygulamaları, bu sürecin şeffaf ve adil olmayacağı kanısına açıklık getirmektedir. Yine bu teklifte kadrolaşma vardır, kendisi gibi düşünmeyen öğretmeni eleme üzerine kurulmuş bir sistem olacağı endişesini taşımaktayız.

Bunun dışında, burada, özellikle özel okul öğretmenleri ile devlet okullarındaki öğretmenler arasındaki özlük haklarının eşit şekle getirilmesini talep ediyoruz. Özellikle okul öncesi öğretmenler de "Kesintisiz beş saat, teneffüssüz ve yardımcısız eğitim verilmesi; 36 aylıktan başlayıp 48, 60 aylık çocukların aynı sınıfta olması çok sıkıntılı." diye taleplerini ilettiler. Bu arada özel okul öğretmenleri biliyoruz ki Millî Eğitim Bakanlığının önünde yaklaşık otuz dokuz gündür mücadele ediyorlar, haklarını arıyorlar ve en son dün gözaltına alınarak eylemlerini sonlandırılmak zorunda kaldı. Bakın, biraz önce özel okul öğretmeni arkadaşımız çok güzel anlattı sıkıntılarını. Bugün, özel okul öğretmenleri 28.200 lira ile 34 bin lira arasında maaş alıyorlar. Ayrıca geçen hafta bir genç kardeşimiz geldi beni ziyaret için ve ücretli öğretmenlerin de 9 bin lira maaş aldığını söyledi.

Evet, buna baktığınız zaman zaten yirmi iki yıllık AK PARTİ hükûmetleri döneminde 17 kez eğitim sistemi değiştirilmiş, 9 kez Millî Eğitim Bakanı değişmiş, 6 kez LGS sınavı, 3 kez üniversite seçme sınavı değiştirilmiştir. Bugün LGS sınavı açıklandı, sınava giren öğrencilerden puanı yetmeyenler, özellikle parası olmayan, fakir fukara vatandaşların çocukları imam-hatip liselerine, varsa paraları özel okullara yönlendirilmektedir yani bugün hiçbir semtte herkesin çocuğunu gönderebileceği bir devlet kurumu genel lise yoktur.

Burada özel okullar ve dershanelerde çalışan öğretmenlerle ilgili olarak özellikle birkaç şey söylemek istiyorum: 180 bin öğretmen var bu durumda; sosyal ve ekonomik sıkıntıları, yaşanan mağduriyetleri çok önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Milletvekilim, lütfen toparlayalım.

MÜHİP KANKO (Kocaeli) - Bu değerli öğretmenlerimiz mesleklerini icra ederken birçok zorlukla karşı karşıya kalmıştır; güvencesiz iş koşulları, yetersiz ücretler, ağır çalışma saatleri onların hem mesleki hem de kişisel yaşamlarını olumsuz etkilemektedir.

Ben bugün Kocaeli'den size bir fotoğraf göstermek istiyorum. Bu fotoğrafta Derince Millî Eğitim Müdürlüğümüz bir sınava girmiş ve başarılı olmuş öğrencileri Twitter'da tanıtırken maalesef kız öğrencilerimizin yüzlerini kapatarak lanse etmiştir. Bunun dışında, geçen hafta Gebze Alaettin Kurt Lisesinde mezuniyet balosu yapmak isteyen öğrenciler, maalesef kıyafetleri nedeniyle mezuniyet balosuna alınmamış ve bu da büyük bir infiale neden olmuştur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum.