Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 03 .07.2024 |
NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Komisyonumuzun Değerli Başkanı, kıymetli Komisyon üyelerimiz, milletvekillerimiz, Millî Eğitim Bakanlığımızın kıymetli bürokratları, Komisyonumuzun davetiyle aramızda bulunan kamu kurumlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın değerli temsilcileri, kıymetli basın mensuplarımız; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Türk eğitim sistemimiz ve öğretmenlerimiz açısından önemli ve tarihî bir kanun teklifini görüşmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Öncelikle, çalışmalarımızın millî eğitim sistemimiz, öğretmenlerimiz, öğrenci ve velilerimiz için hayırlı olmasını, ülkemizin geleceği ve yarınlarımız için katkı sağlamasını temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, eğitimle ilgili konular bazen siyasi parti aidiyetlerimizi aşan ortak bir düşünce, tasavvur ve amaçlar gerektirmektedir. Hepimiz biliyoruz ki eğitimle ilgili çalışmalarımız sadece her birimizin politik tercihlerinin bir parçası değil, bir millet borcu, ortak geleceğimize dair bir sorumluluk çabasıdır. Bu çerçeveden olmak üzere, Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleriyle önceki dönemlerde olduğu gibi üyelerimizin eğitimle ilişkili mesleki kökenleri ve kimlikleriyle mütenasip, verimli, iş birlikçi ve oldukça seviyeli bir tartışma ve çalışma yürüteceğimize inanıyorum. Eğitim sistemimizin niteliğine pozitif katkı sağlayacak bu kanun teklifimizin sayın vekillerimizin takdiriyle Komisyonumuzda kabul edileceğini umuyor, şimdiden katkı verecek herkese teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler; insani kalkınma hedefimizin temelini eğitim oluşturmaktadır. Biz geleceğimizin güçlü inşasını eğitimin gücünde görüyoruz. Eğitimi, insanımızın yaşam kalitesini yükselten, ülkemizin insan kaynağını dünyayla rekabet edebilir donanıma kavuşturan bir süreç olarak görüyoruz. Biz sosyal ve ekonomik kalkınmada sahip olduğumuz en önemli zenginliğin insan kaynağımız olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle temel önceliğimiz hep insana yönelik yatırımlar olmuştur. 2002'den bu yana her yıl bütçeden en büyük payı millî eğitime ayırmamızın nedeni, bu temel bakış açımızdır. Ülkemizin stratejik hedeflerine ulaşmasının güçlü eğitim yapısına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Küresel ve bölgesel aktör olmamızın nitelikli insan kaynağına bağlı olduğunu biliyoruz. Bilimde, sanayide, teknolojide hedeflerine ulaşmış güçlü ve büyük Türkiye'yi ancak eğitimdeki başarılarımızla kurabileceğimize inanıyoruz.
Kıymetli milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki bir eğitim sisteminin gücü ve başarısı öğretmeninin gücüne ve başarısına bağlıdır. Bir okul, içindeki öğretmenler kadar iyidir. Öğretmenler eğitimin kalbi ve ruhudur. Öğretmen olmak sınıfta bir konuyu öğretmekten çok daha fazlasıdır. Nurettin Topçu Türkiye'nin Maarif Davası isimli kitabında "Muallim hayatımızın sahibi olmaktan ziyade sanatkârıdır." diyor. "Maarif demek, muallim demektir." diyor. "Kitap, program, imtihan ve bütün öğretim meselelerini çözümleyecek olan, bir milletin muallim ordusudur." diyor. Biz de eğitim sistemimize bakarken bu perspektiften hareketle bakıyoruz yani eğitim sistemimizi güçlendirmenin yolunun öğretmeni güçlendirmekten geçtiğini biliyor ve buna inanıyoruz. Bu nedenle, bugüne kadar iktidarlarımız boyunca bir yandan eğitim ortamlarını iyileştirecek fiziki yatırımları, altyapı yatırımlarını hızla tamamlarken diğer yandan da öğretmeni güçlendirecek birçok adımı attık. AK PARTİ olarak öğretmenlik mesleğinin saygınlığını, statüsünü, öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerini ve özlük haklarını iyileştirecek birçok düzenleme yaptık, öğretmeni uyguladığımız bütün eğitim politikalarının merkezine koyduk.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunlardan öğretmenlerin haberi var mı?
NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Değerli milletvekilleri, dünyamızda küreselleşme ve bilişim teknolojileriyle birlikte ortaya çıkan değişim eğilimleri yalnızca insanların günlük yaşam alışkanlıklarında bir değişim yaratmamış, içinde eğitimin de yer aldığı birçok sektör için paradigmatik bir kaymayı da beraberinde getirmiştir. Bilgiye erişimin mesele olmaktan çıktığı ve çeşitlendiği bir dünyada öğretmenin rolü de tartışmaya açılmıştır. Değişimi okuyabilmek, sürekli kendini geliştirmek, empati yapabilmek, etkili iletişim kurabilmek ve problem çözmek gibi liderlik becerileri öğretmenliğin mesleki ve teknik özelliklerinin bütünleşik bir parçası olmuştur. Artık entelektüel yönden gelişmiş, estetik duygusu olan ve gücünü yetkisinden değil yarattığı etkisinden alan yeni bir öğretmen modeli vardır.
Sayın milletvekilleri, çocuklarımıza dünyada akranlarıyla rekabet edebilecekleri bilgi ve becerileri kazandıracak yenilik ve iyileştirme çabalarımızı sürekli kılmaya ihtiyacımız var. Şu anda dünyada eğitimin dönüşümü açısından bir geçiş süreci yaşanmaktadır. Dünyanın her tarafında geleceğin eğitimini nasıl tasarlayacağımız ve hangi parametrelerin üstüne oturtacağımız yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Yaşadığımız dönemin belirgin özelliklerinden biri değişimin kazandığı hızdır; artık toplumsal, siyasal ve ekonomik dönüşümler kavramakta zorlandığımız çok büyük bir hızla gerçekleşmektedir. Yaşanan dönüşümler yeni ihtiyaçları doğurmakta, bu ihtiyaçlara cevap verebilme arayışı eğitim sistemlerinin kendini dönüştürmesini zorunlu kılmaktadır. Her bir öğrencinin ayrı bir kişilik, öğrenme kapasitelerinin farklı, ilgi ve zevklerinin çeşitli olduğu bir dünyada bütün bir eğitim ekosistemini yeniden ama hızlıca tartışmamız gerekmektedir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Biraz geç kaldınız.
NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Bu ekosistemin en güçlü öznesi yine öğretmen olacaktır, ancak böyle bir çağda öğretmenin yetkinliklerini ve rolünü de sürekli yenilemek, güncellemek temel bir zaruret hâlini almıştır. Genetik, yapay zekâ, robotik, nanoteknoloji ve biyoteknolojideki gelişmeler farklı bir geleceğe kapı açmaktadır. Ekonominin talep ettiği becerilere sahip iş gücü bulmak güçleşmektedir. Demografik, sosyoekonomik, teknolojik faktörler becerilerde değişimin daha önce hiç olmadığı kadar hızlı gerçekleşmesine neden olmaktadır. Eğitim sisteminin değişikliklere ve taleplere hızlı bir şekilde tepki vermesini sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir. Son yıllarda ortaya çıkan değişiklikler sonucunda üretim sektöründeki birçok mavi yaka iş ortadan kalkmıştır. Neredeyse birkaç yıllık periyotlara inmiş değişim hızının ürettiği yeni ihtiyaçları mevcut yapı ve yöntemlerle ne kadar karşılayabiliriz? Yeni toplumsal ihtiyaçlara cevap verebilmek, ihtiyaç duyulan beceri ve iş gücünün yetiştirilebilmesi açısından eğitimin hayatla, bilimle, teknolojiyle bağını uygulamalı bir şekilde kurmak, yeni dönemde öğretmen yetiştirme sistemlerinin temel hedeflerinden biri olmalıdır. Bütün bu hızlı dönüşüm ve gelişmeler öğretmen yetiştirme sistemlerimizi yenilemeyi, güncellemeyi, sürekli hâle getirmeyi zorunlu kılmaktadır. Sayın Komisyon Başkanımız Mahmut Özer Bey'in bugüne kadar yayınladığı birçok kitapta dile getirdiği bir ifadeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: "Eğitim reformu sürekli bir çabadır. Çağın getirdiği yeni sorunlar karşısında eğitim sistemleri sürekli dönüşüme açık bir zihniyetle yapılandırılmalıdır."
Sayın milletvekilleri, öğretmen yetiştirme sistemleri dünyanın her yerinde eğitim sistemlerinin en önemli reform ve çalışma alanıdır. Eğitimin niteliğini büyük oranda öğretmenin niteliğine endekslediğimizde öğretmen yetiştirme sistemleri de eğitim sistemlerinin merkezî meselesi hâline gelmektedir. Dünyanın gelişmiş eğitim sistemlerinde; Finlandiya, Singapur, Güney Kore gibi ülkelerde farklı uygulamalar söz konusudur. Öğretmenlik, diğer mesleklerden farklı olarak üniversiteye kabul, eğitim öğretim süreci, mesleğe kabul, adaylık ve hizmet içi eğitim aşamalarının her biri açısından ciddi tartışmaların konusu olmuştur.
Bu teklif hazırlanırken dünyadaki öğretmen yetiştirme sistemleri incelenmiş, millî eğitim sistemimizin üst politika belgelerindeki tavsiyeler dikkate alınmıştır. Velilerimizden gelen arayış ve talepler, öğretmenlerimizin yönlendirmeleri hesaba katılmıştır. Bu çerçevede, daha önce Bakanlığımızca yayımlanan Öğretmen Yeterlilikleri Belgesi ve Öğretmen Stratejileri Belgesi dikkate alınarak öğretmen yetiştirme sistemimiz yeniden gözden geçirilmiştir. Özellikle Millî Eğitim şûra kararlarında, kalkınma planları ve Millî Eğitim Bakanlığı stratejik planlarında sıkça vurgulanan öğretmen yetiştirme programlarında öğretmenlik uygulamalarının etkinliği ve verimliliği hususu ile uygulama derslerinin oranının artırılmasına, OECD ülkelerinin uygulama ders saatlerine yaklaştırılmasına dönük sık tavsiyeler dikkatle incelenmiştir.
Gelişmiş eğitim sistemine sahip birçok ülkede öğretmenleri mesleğe hazırlamak üzere öğretmen akademileri düzenlenmiştir. Ülkemizde de 1989 yılında yayımlanan 385 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de, 1992 tarihli ve 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 55'inci maddesinde ve birçok şûra kararında Millî Eğitim Akademisinin kurulması talebi yer almıştır. Bütün bu ihtiyaç, talep ve tavsiyeler dikkate alınarak öğretmen yetiştirme sistemimizi güçlendirmek adına Millî Eğitim Akademisinin kurulması teklifimizde öngörülmüştür.
Ülkemizde öğretmen yetiştirme sistemimizin tarihi oldukça eskiye gitmektedir. Yıllar içinde doğan yeni ihtiyaçlar dikkate alınarak öğretmen yetiştirme sistemlerimiz birçok kez değişikliklere uğramıştır. Bu bağlamda, 16 Mart 1848'de kurulan Dârulmuallimîn-i Aliye'den eğitim fakültelerine kadar yeni ihtiyaçlara ve gelişmelere göre öğretmen yetiştirme sistemlerimizde değişikliklere gidilebilmiştir.
Birçok ülkede öğretmenlerin öğretmen yetiştiren yükseköğretim programlarına girişlerinde merkezî sınavın dışında çoklu seçme yöntemleri uygulanmaktadır. Bazı ülkelerde de mesleğe kabulden önce yine çoklu seçme yöntemleri ve bir dizi mesleğe hazırlık eğitimi uygulaması yürütülmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu bakış açılarımızın sonucu olarak öğretmenlerimizle ilgili yine güçlü bir adım daha atıyoruz, çocukları için daha güçlü eğitim sistemleri talep eden milyonlarca velimizin beklentilerine cevap verecek bir çaba ortaya koyuyoruz. Öğretmenlerimiz için önemli güçlendirmelerin yer aldığı Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu yüce Meclisimize teklif ediyoruz. Böylesine önemli bir mesleği ele almak, bu mesleği çerçevelemek, mesleğin gelişimine yönelik bir düzenleme yapmak hem onurlu hem de zor bir iştir.
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nda öğretmenlik "bir ihtisas mesleği" olarak tanımlanmasına rağmen 2022 yılına kadar bir meslek kanunu yapılamamıştır. Öğretmenlerin hak, yetki, görev ve sorumlulukları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde yer almıştır.
Bildiğiniz gibi, 2022 yılında Sayın Bakanımız Mahmut Özer Bey'in de çok yoğun istek ve çabasıyla bir Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlanmış ve yüce Meclisimizin takdirleriyle yasalaştırılmıştır. Yapılan bu düzenlemeyle öğretmenlerimiz önemli kazanımlar elde etmiştir; her şeyden önce ve önemlisi öğretmenler bir meslek kanununa kavuşmuştur. Her ne kadar 2022'de yaptığımız düzenlemenin kapsamı sınırlı olmakla eleştirilmişse de o gün bu düzenlemenin bir zemin olduğu ve bundan sonraki süreçlerde eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin lehine yeni kazanımlarla genişletileceği vurgulanmıştı. Ancak her şeye rağmen 2022'de yapılan bu ilk düzenlemeyle öğretmenlerimiz önemli kazanımlar elde etmiş, böylelikle mesleğin statüsünü güçlendiren bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, 3600 ek gösterge, mesleğin kariyer basamakları, uzman ve başöğretmenlikle ilgili mali destekler öğretmenlerimiz lehine sağlanan önemli kazanımlar olmuştur. Bu düzenlemeden sonra 657.425 öğretmenimiz uzman ve başöğretmen ünvanı kazanmış ve bunun mali sonuçlarından da yararlanmıştır. Bu vesileyle bir kere daha 2022'deki düzenlemede çok büyük emeği ve mücadelesi olan Sayın Bakanımız Mahmut Özer Bey'e ve o günkü ilk imza sahibi Konya Milletvekilimiz Orhan Erdem Bey'e öğretmenlerimiz adına teşekkür ediyorum.
Şimdi, yeniden Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili bir düzenlemeyi görüşmek üzere bir aradayız. Anayasa Mahkemesinin kanunun bazı hükümlerinin iptaline ilişkin verdiği karar, önümüzde devam eden iş ve işlemlerimizin yürütülebilmesi açısından bir yasal zorunluluk doğurmuştur. Hukuk devletinin gereği olarak bu yasal zorunluluğu gidermek elbette ki temel amacımızdır, ancak Anayasa Mahkemesinin verdiği bu kararı da fırsat bilerek kanunu yeniden değerlendirmiş, başta sunmaya çalıştığım temel perspektifimiz, kamuoyunun beklentileri, güncel ihtiyaçlar ve daha kapsamlı bir düzenleme talebi dikkate alınarak yeniden bir kanun teklifi hazırlanması yoluna gidilmiştir.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifimizi çalışırken Bakanlığımızın yayınladığı Öğretmen Strateji Belgesi ve Öğretmen Yeterlilikleri Belgesi ile şûra kararları, kalkınma planları, Millî Eğitim Bakanlığının stratejik planları gibi üst politika belgeleri, PISA ve TIMSS sınavlarının sonuçları ve TALIS değerlendirmeleri temel dayanaklarımız olmuştur.
Değerli milletvekilleri, teklifimizi hazırlarken farklı ülkelerde hâlen uygulanan öğretmen geliştirme ve istihdam sistemleri incelenmiştir, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, birçok ülkenin yatay ve dikey kariyer sistemleri kurdukları görülmüştür. Ayrıca, ülkemizde Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili birçok kuruluşumuz tarafından yapılan çalışmalar incelenmiştir. Sendikalarımız, düşünce kuruluşlarımız ve siyasi partilerimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu'na dönük çalışmalar yapmış, raporlar hazırlamıştır. Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulumuz da Öğretmenlik Meslek Kanunu'na dönük hazırlıklar yapmış, raporlar hazırlamış, kanun çalışmalarına altlık oluşturacak teklifler sunmuşlardır. Biz de bu çalışmayı hazırlarken yapılan tüm bu çalışmalardan yararlandık, Cumhur İttifakı'nın Komisyon üyeleriyle de istişareler yürüterek birlikte mutabık kaldığımız bu teklifi hazırladık.
Değerli milletvekilleri, kanunla öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atamaları, hakları, ödev ve sorumlulukları, ödül ve cezaları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri düzenlenmektedir. Öğretmenlik mesleğine ilişkin diğer hususlar ile Millî Eğitim Akademisinin kurulması, görevleri ve teşkilat yapısına ilişkin hususların düzenlenmesi amaçlanmıştır. Bu düzenlemeyle kariyer basamaklarında ilerlemede sınav ve mesleki çalışmalar şartı kaldırılıyor, uzman öğretmenlik için en az on, başöğretmenlik için ise uzman öğretmenlikte en az on yıl hizmetin bulunması, kademe ilerleme cezasının bulunmaması, akademi tarafından verilen eğitim programlarının tamamlanması şartı yeterli kabul ediliyor.
Ayrıca, kanunun yürürlüğe gireceği tarihte görevde bulunan öğretmen ve uzman öğretmenlerin öğretmenlikte veya uzman öğretmenlikte yirmi yıllık çalışma süresini tamamlamaları hâlinde doğrudan başöğretmen unvan için başvuruda bulunabilmelerine imkân sağlanmıştır.
Ayrıca, bu teklifle eğitim çalışanlarına yönelik şiddete uygulanacak cezalar artırılmıştır; cezaların yarı oranında artırılması, hapis cezasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanmaması, görevleri sebebiyle öğretmenlere karşı işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama sebebi hâline getirilmesi düzenlenmiştir.
Ayrıca, öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması, göreve yeni atanan öğretmenlerin mesleğe uyumu, öğretmen, yönetici ve diğer personelin mesleki gelişimi, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve görevde yükselmeleri için eğitim programları hazırlamak, uygulamak ve değerlendirmek amacıyla Millî Eğitim Akademisi kurulması teklif edilmiştir. Öğretmen adaylarının hazırlık eğitimi yoluyla mesleğe en iyi şekilde hazırlanmaları amaçlanmıştır. Hazırlık eğitimi, öğretmenlik meslek bilgisi ve özel alan bilgisi başta olmak üzere bir öğretmende olması gereken bütün yeterlilikler esas alınarak yürütülecek teorik ve uygulamalı derslerden oluşacaktır. Eğitim çalışanlarının bilimsel ölçütler ve bilimsel gelişmeler doğrultusunda meslek içinde eğitimlerinin yapılması, kariyerlerinin geliştirilmesi ve eğitim kurumu yöneticilerine yönelik yöneticilik formasyonu kazandırılması amaçlanmaktadır.
Öğretmen adayları akademiye KPSS puan üstünlüğüne göre alınacak, öğretmen adaylarına eğitim süreleri boyunca her ay 18.650 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılacaktır. Başarılı olan herkes başka hiçbir şart aranmaksızın puan üstünlüğü ve tercihlerine göre atanacaktır. Akademi eğitimi yürürlüğe girdikten sonra aday öğretmenlik hükümleri öğretmenliğe geçiş şartı olarak uygulanmayacaktır.
Sayın milletvekilleri, bunların yanı sıra, öğretmenlerin yer değişikliklerinde, hizmet puanının belirlenmesinde görev yaptığı eğitim kurumunun özellikleri de değerlendirmeye alınacaktır. Eğitim kurumlarına yönetici yetiştirmek üzere yönetici adaylarının Yönetici Yetiştirme Programı'na alınmaları da düzenlenmiştir. Ayrıca, öğretmenlerin hizmet sınıfının değiştirilmesine dönük hükümler öğretmenlerin lehine ağırlaştırılmıştır. Teklifte yer alan disiplin hükümlerinin tamamı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na, YÖK'ün Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ne ve Türk Ceza Kanunu'nun hükümlerine dayandırılarak düzenlenmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, düzenlemenin öğretmenlerimize, eğitim sistemimize, öğrenci ve velilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Çok geniş istişare ve müzakerelerin sonucu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz bu düzenlemede emeği geçen başta Sayın Bakanımız Yusuf Tekin Bey'e, önceki dönem Bakanımız ve Komisyon Başkanımız Sayın Mahmut Özer'e, Bakan Yardımcımız Kemal Şamlıoğlu'na, Bakanlık bürokratlarımıza, Komisyon üyelerimize, benimle birlikte imzacı olan Sivas Milletvekilimiz Rukiye Toy Hanımefendi'ye ve Konya Milletvekilimiz Latif Selvi Bey'e, ilk Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun imzacısı olan Konya Milletvekilimiz Orhan Erdem Bey'e ve katkı veren bütün milletvekillerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, sendikalarımıza teşekkür ediyorum; Komisyonumuzun kıymetli üyelerini ve değerli heyetimizi saygıyla selamlıyorum.
Detaylarını maddelerde görüşmek üzere, her birinize ayrı ayrı saygılar sunuyorum.