Komisyon Adı | : | (10/983,984,985,986,987,988) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu'nun, kazanın yaşandığı İliç maden sahasının şev stabilitesi, jeoteknik açısından durumu, benzer kazaların önlenmesi için yapılması gerekenler ve sürdürülebilir madencilik hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 28 .05.2024 |
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim.
Hocam, öncelikle elinize, ağzınıza sağlık, son derece verimli bilgiler verdiniz. Mesela, liç yığınının kasımdan itibaren sinyal vermesine rağmen önlem alınmıyor olması, nemin yüzde 40'ı aşmış olması, jeoradar sayısının yetersiz olması... Yani ben sizin anlatımınızdan ve daha önceki anlatılardan şunu çıkartıyorum: Bu, bir kaza değil, cezasızlığın, denetimsizliğin, liyakatsizliğin ve bilimden uzak, bilimi yok sayan bir anlayışın getirdiği sonuç. O nedenle, aslında -bundan sonra niye yaşanmaması gerekir kısmını- benzer olaylar yaşanmaması gerekliliği noktasında bazı sorularım olacak.
Öncelikle, iklim değişikliği gibi bir gerçek var, siz de sunumunuzda nem oranının artmasına, buna vurgu yaptınız. Verilen izinler aslında ortalama değerler üzerinden veriliyor ama ülkede öyle yağışlılarla karşı karşıya kalıyoruz ki son yılların en yüksek metrekareye düşen yağışlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. O nedenle, bu verilerin belki de iklim değişikliği göze alınarak ya da daha sık aralıklarla mı kontrol edilmesi daha uygun olabilir? Bunu mesela ben merak ediyorum.
Bir diğeri, nemin gereğinden fazla olduğu ölçüldüğünde herhangi bir risk oluşmaması adına toprağa başka bir madde karıştırarak da önlenemez mi? Yani oradaki o kayma "Geliyorum." diyor, görülüyor, hani müdahale noktasında ne yapabilirdi şirket? O suyun nemini çekmesi anlamında bir teknik var mı?
Bir diğeri, aslında en büyük sorun, sadece bu maden faciasında değil, Türkiye'deki yaşanan birçok olumsuz tablonun temelinde kurumlar arası koordinasyon sorunu var. Hani bir sağlıkçı olarak nasıl bir hasta ameliyata girmeden önce konsültasyon olur, farklı birimler bir araya gelir ve o birimlerin ortak değerlendirmesi sonucunda o hasta ameliyatı alınır; bu maden ocakları özelinde de bu yapılmalı belki. Kurumların ilgili birimlerinin değerlendirmesi yapılıp bir araya gelinip uygunluk yönünden ortak bir karar verilebilir.
Bir diğeri, bağımsız denetçilerin önemi burada nedir sizce? Yani ben kamu kurumlarının da bu anlamda yeterli olmadığını düşünüyorum çünkü İLO'nun yaptığı çalışmalarda da zaten Türkiye'de denetçi sayısının yetersiz olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, uluslararası standardı olan bağımsız denetçilerden yararlanılabilinir mi?
Bir de jeoloji mühendisliği açısından sizce bu facia önlenebilir miydi?
Teşekkür ederim.
PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU - Teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.
Hızlıca yanıt vereyim sorularınıza.
Şimdi, nem içeriğini öyle o koca kütlede hemen çekebileceğimiz bir yöntem yok ama şu yapılabilirdi tabii ki pekâlâ: İşte, maden almak için o şey içerisine sıvı veriliyor ya belki o kesilebilirdi, en azından bir süre kesilerek beklenebilirdi. Kesmişler mi, devam etmişler mi o detayı bilmiyorum ama o saatten sonra başka yapacağınız bir şey yok ancak verdiğiniz sıvıyı kesebilirsiniz
Şimdi, evet, bu tip şeylerde, analizlerde biz genelde uzun yıllar ortalamasını kullanırız artık galiba ekstrem yağışları da dikkate almamız gerekecek. Şimdi, bu tabii ekstrem yağışları dikkate aldığınızda zaman zaman aşırı tutucu tasarımlara da gidebilirsiniz yani maliyetler çok da yükselebilir, uygulanabilir olmaktan da çıkabilir. Bunun üzerinde biraz düşünmek lazım, açıkçası biraz daha gözlemlemek lazım süreci.
Vallahi denetçi konusuna gelecek olursak yani "Onu da denetleyelim, denetleyeni de denetleyelim..." Ya, bunun sonu yok, bunu gerçekten bir yerde de kesmemiz gerekiyor yani bir yerde yapıyı doğru kurup kesmemiz gerekiyor çünkü ne kadar çok kişi araya koyarsanız, ne kadar çok müfettiş, teftiş, kontrolör, bilmem ne araya koyarsanız, aslında bir sistemde ne kadar çok adam olursa, insan olursa veya bir makinede ne kadar çok parça olursa o makinenin arıza yapma ihtimali daha yüksektir. Arada bir parçada arıza ya da bir kişide arıza sistemi çökertebilir dolayısıyla bunun bir optimumunu yakalamak gerekir diye düşünüyorum.
Koordinasyon, koordinasyonsuzluk konusunda vallahi fikrim yok, ona benim diyecek bir şeyim yok yani devletin işleyişini bilemiyorum.
Teşekkür ediyorum.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Bir de jeoloji mühendisliği açısından önlenebilir miydi sizce?
PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU - Jeoloji mühendisliği açısından demeyelim, bu bir "multi" mühendislik işidir yani birden çok mühendisliğin, işte maden mühendislerinin olduğu, jeoteknikçilerinin olduğu, paleosismologların olduğu, hidrojeologların olduğu, maden işletmecilerinin olduğu kompleks bir sistem. Jeoloji mühendisliği açısından hiçbir şey yapamazsınız onu söyleyeyim yani jeoloji mühendisinin sorumluluğunda değil olay tek başına. Tek başına maden mühendisinin de sorumluluğunda değil, işletmecinin de yani bu, birçok disiplinin bir araya gelip belli aşamalarda görev aldığı bir işlem. Yani genel jeolojiden başlar, temel jeoloji, jeoteknik, bilmem ne, en son maden işletmeye kadar giden, arada da çok sayıda mühendislik disiplininin, alt disiplinin olduğu bir işlem. İşin içine cevher hazırlamacı da girer, maden işletmecisi de girer ki normalde oranın asıl patronu da jeoloji mühendisi değildir, maden işletmecileridir. O yüzden "Jeoloji mühendisliği açısından önlenebilir miydi?" Yani önlenebilirdi, maden mühendisliği açısından da önlenebilirdi eğer tasarımda ve uygulamada bir hata yoksa önlenebilirdi tabii ki.