| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin yaptığı sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 26 .06.2024 |
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Komisyonumuzun milletvekili üyeleri ve misafir milletvekillerimiz, Sayın Bakan Yardımcımız, Sağlık Bakanlığımızın değerli bürokratları; ben de hoş geldiniz diyorum.
Ben de Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu Başkanı olarak bu ana kadar bekledim ki tüm konuşmalar bitsin, cezaevleriyle ilgili bir şey gelirse en azından ben cevap vereyim diye. 27'nci ve 28'inci Dönemde de Başkanlık görevim devam etti. 27'nci Dönemde yaklaşık 28 tane cezaevini -bazılarını mükerrer olmak kaydıyla- ziyaret ettik. Orada her birine bir rapor tuttuk. 28'inci Dönemde de 3 cezaevi ziyaret edildi. Şimdi de inşallah, cuma ve cumartesi günleri Erzurum ve Erzincan cezaevlerini ziyaret edeceğiz; Erzurum'da 2 tane, Erzincan'da da 1 cezaevini ziyaret edeceğiz.
Tabii, biz bu ziyaretlerimizde -Komisyon üyesi arkadaşlar daha iyi bilecektir- bir raporlama yapıyoruz. Bu raporlamada şöyle demiyoruz: "Her şey güllük gülistanlık, dört dörtlük, cezaevleri aslında yaşanılacak yerler." gibi anlama gelecek bir şeyler yazmıyoruz. Biz bu raporlamamızda cezaevlerinde rastgele girdiğimiz koğuşlarda rastgele suçlardan kişileri tek tek dinliyoruz ve onların bize söylediği her konudaki -yeme-içme, memurların kendilerine karşı şiddeti ya da mobbingi, spor hakkını kullanması, konuşma hakkını kullanması, televizyon, radyo, gazete gibi- her türlü haklarının nasıl kullanıldığını, nasıl kullandırılmadığını tek tek tespit ediyoruz ve bunu bir rapor hâline getiriyoruz. Yani biz cezaevlerinde sorun yok demiyoruz; bazı cezaevlerimizde sorunlarımız var ve bizim bu yaptığımız tespitler sonucunda geçen dönemde de bu dönemde de raporlamamız karşılığında yaptığımız çok ciddi iyi çalışmalar var, aldığımız iyi sonuçlar var.
Şimdi, aslında konumuzun Adalet Bakanlığıyla ilgili kısmını anlattım ama bundan sonra sağlıkla ilgili kısmına devam edeceğim.
Şimdi, tabii, muhalefet vekillerini dinlediğimiz zaman sanki cezaevlerinde 1980'li yılların öncesinde yaşanıyormuş gibi bir anlam çıkardım; son yirmi iki yıl anlamında söylüyorum. Ben her konuşmamda ısrarla ve inatla örnek veriyorum, burada da tekrar örnek vereceğim -lütfen yanlış anlamayın- eğer siz gerçek cezaevlerini, 1990'lı yıllardan, 1980'li yıllardan önceki cezaevlerini görmek istiyorsanız, biliyorsunuz Ulucanlar Cezaevi Müzesi var, orayı ziyaret etmenizi özellikle istirham ediyorum çünkü orada cezaevi şartlarının nereden bugün nereye geldiğini -biz içerisine girdiğimiz için görüyoruz- o zaman ne şartlarla cezaevlerinde kalındığını çok iyi anlayacaksınız. Gerçi içerisinde Ecevit de Nazım Hikmet de Muhsin Yazıcıoğlu da kalmış ünlü kişiler yani her kesimden, her partiden cezaevinde kalmış kişiler olmuş; o yeri görmenizi özellikle istirham ediyorum.
RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Ben Ulucanlarda kaldım, Ulucanlar örnek değil; Ulucanlar cennetti, cennet.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Ciddi misiniz?
RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Tabii ya, hiç örnek değil o.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Vallahi, bir şok daha yaşadım, onu da söyleyeyim yani ben bir şok daha yaşadım.
RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Ulucanlar cezaevi sayılmaz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Demek ki şöyle: Yirmi yıl öncesiyle sizin aklınızda kaldığı için hâlâ öyle zannediyorsunuz ama yeni cezaevlerini görürseniz Ulucanların farkını anlarsınız Rıfat Bey.
RIFAT TURUNTAY NALBANTOĞLU (İzmir) - Y tipi cezaevlerini gözümün önüne getiremiyorum bile, getiremiyorum.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Doğrudur.
Burada şunu da söylemek istiyorum: Özellikle hastalara ulaşım önemli olan burada, hastaneye ve diğer kısımlara. İlk başta da söyledim, biz dişle ilgili bir sunum görmedik ama gittiğimiz cezaevlerinde dişte sevkle ilgili bir sıkıntı yaşıyoruz, bunu özellikle söylemek istiyorum çünkü orada dişlerde yapılabilecek tedavi orada yapılıyor ama bazı tedavilerin dışarıya sevkinde zaman kaybı olduğu özellikle bize söylendi, zaten raporlamamız da var; bunu burada tekrar söylüyorum.
Özellikle Bakanlık ile Adalet Bakanlığının karşılıklı protokolle yapması gereken bir şey daha var, biz bunu yine raporlamamızda izah ediyoruz. Biliyorsunuz, Sağlık Bakanlığı 1.000 kişiye 1 doktor planlaması yapmış; biz bunun 500 kişiye 1 doktor planlamasına dönüştürülmesini bütün raporlarımızda özellikle belirtiyoruz. Bu konuda da belki siz bir cevap verirsiniz Sayın Bakan Yardımcımız. Hep söylüyoruz, bizim için burada, içerideki herkes, hangi suç olursa olsun, hangi şey için cezaevine girmişse girsin devletin bir emanetidir; bu emaneti, mutlaka, sağ alıp sağ teslim etmek de bizim boynumuzun borcudur.
Şimdi, tabii, burada şunu da özellikle söylemek istiyorum: Hep terörden mahkûm olup da içeride vefat eden ya da ağır hasta olanların sayısı söylendi. Ben yine, Bakan Yardımcımızdan bir şey istirham edeceğim. Bugüne kadar bu cezaevlerindeki ölümlerden kaç tanesi adi suçlu idi, kaç tanesi terör suçlusu idi; bunları da bir görmemiz lazım -ölüm bir vaka- bunun tespitini yapmamız lazım. Dolayısıyla bunların kaç tanesi adi suçlulardan, kaç tanesi terörle ilgili kişilerden gerçekleşen ölüm? Hatta bir ilerisinde, mümkünse eğer şunu da... Bugüne kadar ATK'nin kocama ya da hastalık nedeniyle verdiği tahliyelerin kaç tanesi terör suçluları için verilmiş, kaç tanesi adi suçlular için verilmiş? Böyle bir istatistiki çalışmanız var mıdır? Bunu özellikle söylemek istiyorum. Bunu belki Adalet Bakanlığına da sormamız gerekir Sayın Bakan Yardımcım ama eğer elinizde istatistiki bilgi varsa... Şunu söylemek istiyorum: İçeride sadece terör suçluları ölmüyor. Zaman anlamında söylüyorum...
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Kimse ölmesin zaten.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Biz de onu istiyoruz, onun için söylüyoruz Nevroz Hanım ama siz öyle bir anlatıyorsunuz ki içeride sadece terör suçluları ölüyor, diğerlerine hiçbir şey olmuyormuş gibi bir anlam çıkıyor.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Biz diyoruz ki şüpheli ölümler var.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Cümlemi söyledim Nevroz Hanım, dedim ki: İçeride olan bütün hükümlü de tutuklu da devlete bir emanettir, bu gözle bakıyoruz.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Biz aynen bunu söylüyoruz. Cezaevleri ölümevleri olmasın.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Ben sizi çok iyi dinledim ama Nevroz Hanım, lütfen ama karşılıklı konuşursak bir yere varamayız.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Biz öyle demedik, bizim söylediğimiz sözleri çarpıtmayın lütfen!
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Şimdi ben "tutsak" kelimesini de özellikle kabul etmiyorum.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Biz tarafsız, objektif bir şey söylüyoruz; kimse ölmesin diyoruz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Adem Vekilimizin söylediği gibi yüzde 84'ü hükümlü, yüzde 16'sı tutuklu olan bir ülkede yaşıyoruz; içeride yatan kişiler anlamında söylüyorum.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - "Şu ölsün, bu ölsün." ayrımı yapıldığı için zaten tepki veriyoruz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Bunların hiçbirisi tutuklu değil, bunların hiçbirisi durduk yere hüküm almadı, durduk yere tutuklama almadı; bunlar bir suç işlediler ve neticede içeride bir kısmı hükmünü çekiyor, bir kısmı da tutukluluk süresini bekliyor.
Bir de Abdullah Öcalan'ın tutsak olduğu, tecrit altında olduğu gibi sözler söyleniyor. Bir kere, 40 bin kişinin katili, bebek katili bir teröristin aldığı...
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Başkanım, hem "Eşit davranacağız." diyorsunuz hem eşit...
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Bakın, söylüyorum ben, sizin görüşlerinizi saygıyla dinledim. Bir dinler misiniz lütfen, ben sizin görüşlerinizi saygıyla dinledim. "Sayın" dediniz Öcalan'a, ağzımı açmadım.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Söylediklerinizi tersyüz ettiniz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Bakın, dinleyin ama siz de beni, dinler misiniz lütfen!
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Bütün iddianızı şu an tersyüz ediyorsunuz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Hayır, canım.
Bir kere, Abdullah Öcalan tutsak değildir, bir hükümlüdür devlet yargılamış, kararını vermiş ve içeriye, hapse alınmış bir kişidir; şu anda hükmünü çekmektedir.
Şunu soruyorsunuz...
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Peki, hükümlüyse avukatıyla görüşme hakkı yok mu?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Bir dakika, dinler misiniz.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Ailesiyle görüşme yok mu?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - O kısmı söylemiyorum.
Heval Bozdağ dedi ki: "Abdullah Öcalan'ın sağlık durumu hakkında bilginiz var mı?" Peki, ben size şu soruyu sorayım: 40 bin sivili, memuru, askeri, çoluğu çocuğu katleden bir bebek katilinin geride bıraktığı çocukların, annelerin, babaların, kardeşlerin sağlık durumunu sordunuz mu? Bunların durumu nedir?
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Bir savaş varsa, bir savaş varsa bu savaş gerçekliğini kabul edin. Hem "Savaş yok." diyorsunuz hem de...
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Hiçbir yerde savaş yok, sadece terör var.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Hayır ama hem eşitiz hem...
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Ama böyle karşılıklı atışacaksak bir yere varamayız Nevroz Hanım. Ben sizi saygıyla dinledim, siz "sayın" dediniz, ağzımı açmadım.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Hükümlülerin de aile hakkı var, hükümlülerin de avukat görüş hakkı var, hükümlülerin de sağlık hakkı var. Tabii ki soracağız.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Bitti mi?
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sormamız niye sizi rahatsız ediyor bu kadar?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sorduğunuz rahatsız etmedi, bakın, seviniyorum, bir emanettir diyorum.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Böyle şey olur mu İbrahim Bey?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Ben emanettir diyorum, bakın, Abdullah Öcalan da devlete verilmiş bir emanettir ama geride kalan 40 bin kişinin evlatlarını da bir sorun, lütfen.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Eşit ve ayrımsız bir uygulama istiyoruz sizden, bir minnet değil, hukuku uygulamak sizin bir lütfunuz değil! Hükümlüyse bile ailesiyle, avukatıyla görüşecek; bunu sağlayın.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Burası Adalet Bakanlığına soru, biz Sağlık Bakanlığını konuşuyoruz.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Hayır, sağlık meselesi de öyle. Kırk aydır haber alınamayan bir insan, yaşıyor mu yaşamıyor mu, biliyor muyuz? Sağlık durumu hakkında bilgi almak niye bu kadar sorun olsun? Madem eşitiz, madem herkes bize emanet; niye ayrımcı bir tavrın içine giriyorsunuz?
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Hiçbir ayrımcı tavra girmedim ve saygıyla dinliyorum sizi.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Hiçbir bilgi alamıyoruz.
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Ben şunu özellikle söyleyeyim: Bu önümüzdeki dönemde yapacağımız bütün cezaevi ziyaretlerinde, yine aynı şekilde tüm Komisyon üyesi arkadaşlarımızla ve tüm partilerin bulunduğu Komisyon üyesi arkadaşlarımızla birlikte cezaevlerimizde şu anda bize emanet edilen bu kişilerin tamamının -hangi suçtan olursa olsun- şartlarının, insanlık onuruna yakışır şekilde cezalarını infaz etmesi için ne gerekiyorsa, ne yapılması gerekiyorsa, nasıl bir tespit yapılması gerekiyorsa ve ne tavsiyede bulunulması gerekiyorsa bunların tespitini yapacağımızı söylüyorum.
Teşekkür ediyorum.