KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben konuya ağırlıklı olarak bu hizmeti sunan, tutuklu ve hükümlülere sağlık hizmetini sunan sağlık personeli perspektifinden bakarak girmek istiyorum.

Türkiye'de maalesef sağlık hizmetini sunan sağlık personelleri, hekimler başta olmak üzere, Sağlık Bakanlığına bağlı ikinci ve üçüncü basamak ve üniversite hastanelerindeki üçüncü basamakta özlük hakları kargaşası yaşanıyor şu anda. Aynı düzeydeki aynı işi yapan yerlerde Sağlık Bakanlığı hastanelerinin içinde dahi farklı özlük haklarıyla çalışma mevcut şu anda.

Bugünkü konumuza gelecek olursak tutuklu ve hükümlülere hizmet sunumu hem Adalet Bakanlığı kadrolarında hem de Sağlık Bakanlığı kadrolarında veriliyor ve burada da çok ciddi bir kaos var. Birçok aynı işi yapan sağlık çalışanının özlük hakları açısından kayıp yaşanıyor Adalet Bakanlığına bağlı olanlarda. Bu konuda bir çalışmanız var mıdır acaba? Burada bir düzenleme planlanıyor mu? İlk sorum bu olacak size.

Aynı şekilde, diş hekimliğine çok fazla girilmedi, bir vekil arkadaşım sordu. Diş hekimliği konusunda şöyle bir sıkıntımız var: Diş hekimliğinde muayenenin bir uzantısı olarak radyolojik görüntüleme biliyorsunuz, özellikle de panoramik röntgen konusunda birçok merkeze radyolojik cihaz konmuş olmasına rağmen yeterli radyasyon güvenliği ortamı hazırlanmamış olduğu ve bu konuyla ilgili donanımlı teknisyen bulundurulmadığı konusunda çok sayıda bize gelen saptama var. Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Oradaki röntgenin çekilmeye devam edilmesi gerektiği konusunda birçok diş hekiminin üzerine bir baskı oluşturulduğu, ciddi baskılar olduğu ve hem hasta hem de çalışan güvenliği açısından çok büyük risk ve tehdit olduğu konusunu vurgulamak istiyorum.

Bağımlılıkla mücadeleye ben de girmek istiyorum çünkü dünyada aslında tutuklu ve hükümlüler içinde bağımlıların tutuklu ve hükümlü olduğu durumlar en kolay rehabilite edilen durumlardır. Bu konuda Türk Psikiyatri Derneğinin yaptığı bir çalışma da var. Aslında biz bunu iyi organize edebilirsek çünkü bağımlılık tedavisinde en büyük sıkıntı tedaviden kopma, kaçma ve rehabilitasyona uyum sağlayamamadır biliyorsunuz. Oysaki tutukluluk ve hükümlülük hâlinde bu uyum mecburen sağlanacağı için, aslında bu ortamlar da en iyi bağımlılık tedavisinin yapılacağı ortamlardır, dolayısıyla doğru bir sistemde bu kurgulanabilir. Fakat ben Sağlık Bakanlığının geçtiğimiz yılki bütçesine baktığımda, bağımlılıkla mücadele konusunda sınıfta kaldığını görüyorum. Nedeni de şu: Bütçe kaleminde sadece hedeflenenin altında kalan tek kalem bağımlılıkla mücadele kalemi. 1,7 milyar liralık bir bütçe belirlenmesine rağmen sadece dörtte 1'i kadar bir harcama yapılmış. Oysa hepimiz biliyoruz, şu anda ülkedeki bağımlılıkla mücadele yani bağımlılık konusunun ne kadar sıkıntılı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani Sağlık Bakanlığının tabii ki sadece tutuklu ve hükümlüler arasında değil, diğer rehabilitasyon, bağımlılık rehabilitasyon işinde de çok ciddi sıkıntı var. Ama bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum: Tutuklu ve hükümlülerde rehabilitasyon bağımlılıkta çok daha kolay; kaçamayacağı yani rehabilitasyona mutlak uyum sağlayabileceği bir ortamda biz bunu yapamıyoruz maalesef. Bu konuya da girmek istedim.

Teletıp konusuna yani uzaktan erişimli muayene işine ben de vurgu yapmak istiyorum. Bu konu zaten hâlâ tartışmalı. Bazı desteklediğimiz, mutlaka çağın gerekliliklerine uygun ve artan hasta yüküyle bilimsel standartlardan kopmadan yapılan uzaktan muayene sistemlerine evet. Fakat tutuklu ve hükümlülerle bu işe girdiğiniz zaman daha kolaya gelebilir bu ve yapılmaması gereken yani dünya standartlarının da dışında bir teletıp yani uzaktan muayene işine kayabilir çok rahatlıkla. Dolayısıyla buradaki standardın çok daha net çizilmiş olması gerekiyor. Tüm sağlık hizmetlerinde netleşmesi lazım ama tutuklu ve hükümlülerde bir kolaycılığa gidilebilir; burada da çok ciddi, istemediğimiz sonuçlarla karşı karşıya kalabiliriz, bunun da altını çizmek istiyorum.

Son bir şey daha söyleyeceğim: Aile hekimliği sisteminde, biliyorsunuz, şu anda çalışma, geri ödeme sistemleri ve aile hekimlerinin çalışma disiplini -bir yerde "performansa dayalı" diyeyim- Aile Hekimliği Yönetmeliği ve cari ödenek üzerinden yürüyor. Acaba tutuklu ve hükümlülere hizmet veren aile hekimlerinin ödeme sistemleri nasıl? Bu konu çok önemli. Dışarıdaki gibi normal aile sağlığı merkezlerindeki aile hekimlerinin cari ödeneği ve Aile Hekimliği Yönetmeliği üzerinden giden geri ödeme sistemi; tutuklu ve hükümlülere hizmet veren aile hekimlerinde nasıl bir yöntem var?

Bunu şunun için soruyorum: Bu zaten asla kabul edilemez bir yöntem, birinci basamakta uygulanan, şu anda Sağlık Bakanlığının uyguladığı yöntem asla kabul edilemeyen bir yöntem çünkü hepiniz farkındasınızdır, hem nüfus çok fazla düşüyor, 3.500'lere varan bir nüfus var hem de âdeta performansa dayalı, bir cari ödeneğe bütün mali kalemlerin sığdırılma zorunluluğu istenen düzeyde hekimlik yapılmasının önünde çok ciddi bir engel. Ben tutuklu ve hükümlülere aile hekimliği sisteminin nasıl verildiğini özellikle merak ediyorum.

Biz orada da -biliyorsunuz- koruyucu hekimlikteki bütün kadroların kamu kadrolarında olmasını talep ederken ve hâlâ orada kamu kadrolarına geçirilmemiş olmasına rağmen... Ki Sağlık Bakanının bu konuda bir sözü var, tüm grup elemanlarının, tüm aile hekimliği, aile sağlığı merkezlerindeki tüm elemanların kamu kadrolarına geçirileceğine dair bir sözü var ama tutuklu ve hükümlülere verilen hizmette durum nedir, onu da merak ediyorum.

Şöyle bitirmek istiyorum: Sevk sistemi tutuklu ve hükümlülere verilirken gayet güzel çalıştırılıyor şu anda. Aynı sevk sisteminin tüm sağlık hizmetlerine sirayet etmesi çok önemli çünkü şu anda çok ciddi bir hasta yükü var biliyorsunuz; o konuya girmek istemiyorum ama demek ki orada işletilen mantık bir sevk mantığı. Yani orada bir hasta talep edebiliyor mu? "İkinci ve üçüncü basamağa beni götürün. Beni bir KBB'ciye ya da bir işte kadın doğumcuya gitmek istiyorum." diye talep edemiyor. Sizin önce orada bir sevk mekanizmanız var. Aynı sevk mekanizmasının tüm sağlık hizmetine de sirayet etmesi dileğiyle diyorum.

Teşekkür ediyorum.