KOMİSYON KONUŞMASI

SERVET MULLAOĞLU (Hatay) - Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli katılımcılar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında burada bütün meramımızı Sayın Bakanım çok güzel bir cümleyle özetledi "Biz cezanın infaz kısmında insan haklarına uygun bir şekilde infazın yapılmasını arzuluyoruz ve onun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz." dedi. İşte, biz de -hepimizin ortak amacı da- cezanın infaz kısmının insan haklarına uygun bir şekilde gerçekleşmesi için fikirlerimizi söylemek üzere buradayız.

Burada yüksek güvenlikli cezaevleri inşa edilmiş, demin Mersin Milletvekilimiz Sayın Ali Bozan kendi yaşadığı olayı anlattı. Tutuklular yani henüz kuvvetli suç şüphesiyle tutuklu olan insanlar da bu cezaevlerine konuluyor ve tecritle bire bir bırakılıyor, yalnız yaşıyorlar, sadece bir arada yaşama istemleri engelleniyor. Örneğin, yüksek güvenlikli Kırşehir Cezaevinde 3 tutuklu sanığın bir arada yaşama istemi, bir arada bulunma istemi reddediliyor, bu yüzden açlık grevinde bulunuyorlar; tabii, açlık grevleri arzuladığımız bir şey değil ama kendilerini ifade etme biçimi olarak bu yönteme başvuruyorlar, onları aşıyor, maalesef, aileler çok zor durumda kalıyor, bize aileler geliyor. Hepimizin çocukları var, bir anne-babanın evladının gözünün önünde bu şekilde eriyor olması gerçekten içlerimizi acıtan bir olay, onun için, bir arada yaşama istemlerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Bu tecrit uygulamalarına derhâl son verilmesi... Ve takdir ederiz ki tutuklu olan sanıklar ileride beraat edebilirler, dolayısıyla telafisi imkânsız zararların doğacağı da tartışmasızdır. Bu nedenle, tutuklu ile hükümlü ayırımına ayrı bir hassasiyet gösterilmesi gerekiyor, tutuklu sanıklara telafisi imkânsız zararlar doğurabilecek eylemlerden kaçınmak gerekiyor.

İdare ve gözlem kurulları var, bunlar hukukçulardan oluşmayan... Sanırım sadece savcılardan oluşuyor, yine, cezaevindeki memurlar daha çok ağırlıkta oluyor ve tamamen soyut değerlendirmelerle karar veriliyor. Bu idare ve gözlem kurullarının da denetlenmesi ve aslında -bana göre- kaldırılması gerekiyor. Hepimizin amacı... Ceza verildikten sonra, elbette, ıslah etmiş bir şekilde infazın gerçekleşmiş olması gerekiyor ama bu şekilde tecrit koşullarının... Takdir ederiz ki insan sosyal bir varlıktır, tecritle hiç kimseyi ıslah edemeyiz, biz sadece onun ruhsal ve bedensel bütünlüğünü bozarız; bu nedenle insanın sosyal varlık olduğunu düşünerek tecride son verilmelidir.

Ben de Sayın Mahmut Tanal'a katılarak, aslında toplumda infial yaratmayacak suçlar ayrı tutularak toplumdaki genel af talebinin tartışmaya açılmasını uygun buluyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.