KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Özen göstereceğim Başkanım, özen göstereceğim.

Teşekkür ederim.

Değerli Başkanım, Değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlar, değerli Adalet Bakanlığı temsilcileri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Değerli Adalet Bakanımıza ve Genel Müdürümüze teşekkür ederim sunumları için.

Hemen sondan başlamak isterim. Elektronik kelepçeli olan gizli tanık S.S. Ayhan Bora davasıyla ilgili diyor ki: "Evet, elektronik kelepçe vardı. Emniyet idare ediyordu, ben gayet rahat dışarı gidip geliyordum." Bu sinyaller gelmiyor muydu? Birinci soru bu. Bu nasıl oldu?

Hemen oradan, hastanelerde diş doktorlarıyla ilgili büyük sıkıntılar var. Cezaevleri Alt Komisyon Başkanımız Değerli İbrahim Bey arkadaşımız burada. Yani diş doktorlarıyla ilgili, maalesef, iki ay sonraya, elli gün sonraya, kırk beş gün sonraya... Değişik hastanelerde bu konularla ilgili sıkıntılar var.

Kantin fiyatları yüksek ve çeşitlilik az.

Yemek kalorileri... Değerli Genel Müdürümüz "83 TL." dedi. 83 TL'nin gittiğimiz cezaevlerinde yetersiz olduğu söylendi "Biz bununla beslenemiyoruz." diye. Toplam şeyi söyledi yemekhanelerle ilgili. Yemekhane kalitesi anlamında, evet, bazı cezaevlerinde -gelen yemeği yapan- mutfakta bulunan arkadaşlarımızın işin profesyoneli olamadığı için, yapamadığı için maalesef kalitesiz yemeklerin çıktığı vurgulandı. Yani, tabii, herkes helvayı yapabilir ama ustası önemli. Yani orada yemek, usta, o sıkıntılar var.

Kompleks hastaneyle ilgili -yurt dışına biz bu dönem gitmedik, daha önceki dönemlerde gittiğimizde- Berlin ve Roma cezaevlerine gittiğinizde âdeta devlet hastanesi nasılsa Değerli Bakanım, orada da her branşta doktor vardır, hasta olan hükümlü veya tutukluyu dışarıya değil, doğrudan orada ameliyat yapılabiliyor, operasyon orada yapılabiliyor. Çünkü baktığımız zaman, mesela Türkiye'deki bu şekilde kompleks olanların, bir İstanbul'da, bir Ankara'da, bir Diyarbakır'da yani aşağı yukarı bazı illerimizin ve ilçelerimizin nüfuslarını geçmiş durumda. Yani o açıdan devlet hastanesinin bazı kompleksleri de zorunlu. "Aile hekimi" dediniz, yanılmıyorsam -yanlış not aldıysam beni lütfen düzeltiniz- 378 aile hekimi var; Sağlık Bakanına baktığımız zaman, her aile hekimine 3 bin kişi düşüyor. 378'i 3 binle çarptığımız zaman 113.400 kişiye tekabül ediyor. Halbuki bizim şu anda cezaevlerinde bulunan insan sayımız aşağı yukarı -yine, orada da yanılmıyorsam- 340 bin; evet, 340.268 kişi bulunmakta. Yani aile hekim sayımız da verdiğiniz bu rakamlarla çok yetersiz olmakta. Gençler ve...

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - O dışarıda...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nasıl Bakanım?

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Dışarıda 3 bin kişiye 1 aile hekimi düşüyor.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Dışarıda 3 bin kişiye 1 aile hekimi Değerli Bakanım; 3 binle çarptığımız zaman, burada 113.400 kişiye tekabül ediyor ama bizim cezaevinde bulunan hükümlü ve tutuklu sayısı 340 bin Değerli Bakanım. Yani onun için mevcut olan dışarıdaki olayın...

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ - Yanlış bir hesap oldu ama neyse...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nasıl, yanlış hesap mı? Bilmem, düzeltelim yani varsa böyle bir matematik hatası düzeltelim.

Gelelim bu eğitimle ilgili... Evet, infaz koruma personeli eğitimine önem verdiğinizi söylediniz. 5 bölgede var, evet ama gittiğimiz yerlerde maalesef buna tekrar ihtiyaç olduğu hissediliyor ve aynı zamanda, buradaki çalışan personel arkadaşlarımızın da özlük haklarının kötü olması nedeniyle orada o iletişim sıkıntısı yaşanabiliyor. Yani oradaki infaz koruma memurlarının görevlerini rahatlıkla yapabilmesi ve tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak empati yapabilmesi açısından, onların da o koşullarının iyileştirilmesinde bence fayda var.

Toplumun en fazla beklediği ve dokuzuncu yargı paketiyle ilgili... Konumuz -aşağı yukarı infaz yasasıyla ilgili- ona geldiği için benim sizden istirhamım Değerli Adalet Bakanımız: Yani infial yaratacak olan suçlar hariç olmak üzere, bu toplumda cumhuriyetin 100'üncü yılı nedeniyle bir af beklentisi var yani 10'uncu yılında yapıldı, 25'inci yılında yapıldı, 50'nci yılında yapıldı, 75'inci yılında yapıldı; 100'üncü yılındayız. Onun için altını kalın bir vaziyette çizerek şu ibare önemli: İnfial yaratacak olan suçlar hariç olmak üzere, toplumun af beklentisinin karşılaması gerekir diye düşünüyorum ben.

Şanlıurfa Milletvekiliyim. Şanlıurfa Adliyesinde 4 tane adliye var Değerli Bakanım, 4 tane adliye de yetersiz; her hâkim odasında 3 hâkim veya 2 hâkim oturuyor, her duruşma salonunda 2 mahkeme veya 3 mahkeme duruşmayı yapıyor, kalemler yine aynı şekilde yani orada büyük bir sıkıntı var. Şanlıurfa Ceza İnfaz Kurumunun yan tarafından bulunan -büyükşehir olduğu için "mahalle" deniliyor ama aslında köydür- pis lağım suları dışarı gittiği için çevredeki köylüler, vatandaşlarımız o konuda rahatsız oluyor, sağlıklarını etkiliyor.

Aynı şekilde, genellikle, tiyatro sanatçısı arkadaşlarımızın talepleri var bu dokuzuncu yargı paketinden. Diyorlar ki: "Biz sanatımızı icra ederken, sahnedeyken, nasıl ki bir avukatın duruşma sırasında orada bir mesleki koruma zırhı varsa, bir korunması varsa, bir milletvekilinin kürsüde korunması varsa yani dokunulmazlığı varsa biz de sanatımızı icra ederken, sahnedeyken onunla ilgili o korunmayı istiyoruz." Yani bu aynı zamanda, aslında, gazetecilerin kendi görevlerini ifa ederken... Hani bizim meşhur maddemiz var Ceza Kanunu'nda "Görevin ifası suç teşkil etmez." şeklinde; tabii ki bunu çok sınırsız bir vaziyette söylemek istemiyorum, bunu Anayasa'nın o biçmiş olduğu sınırlar içerisinde kalmak kayıt ve şartıyla söylemeye çalışıyorum.

Sayın Başkanımızın dediği gibi, iyi avukat derdini, meramını iyi anlatandır; son iki üç cümleyle bitiriyorum. Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili sizden istirham ediyorum: Kamu Denetçiliği Kurumu hakikaten önemli, güzide bir Kurumumuz ve burada kararları -evet, Sayın Ceza Tevkifevleri Genel Müdürümüz burada plaket aldılar, kutluyorum kendilerini o kararlara uyum sağladıkları için, buradaydık biz- bağlayıcı değil, danışma mahiyetinde bu kararlar. Bence dokuzuncu yargı paketinde Kamu Denetçiliği Kurumunun kararlarının artık bağlayıcı olma özelliğiyle ilgili bu düzenleme şarttır. Bununla ilgili teklifler vardır, eğer iktidar partisi bunu kabul etmek istemiyorsa, kendileri yapmak istiyorsa biz teklifleri geri çekelim, kendileri yapsınlar. Aynı şekilde, daha önce Eşitlik Kurumu nasıl kendiliğinden hareket edebiliyorsa burada Kamu Denetçiliği Kurumunun da resen hareket etmesi ve aynı zamanda başvuruda bulunma açısından menfaat şartının aranmaması gerekiyor Değerli Bakanım. Yani Kamu Denetçiliği Kurumunun asıl amacı hukuk devletinin ilkelerini, hukuk devletinin işlerliğini sağlamak ise Değerli Bakanım, bu, yani hukuk devletinin olmaması vatandaş olarak hepimizin zararınadır. Yani bir hukuk devletinin ilkelerinin uygulanması, işlerliğinin olması vatandaş olarak 86 milyon insanın da menfaatinedir. Onun için buradaki kurumun asıl amacı hukuk devletini yerleştirmek ise yani burada menfaat şartını arayıp da bazı konularda "Menfaatin yoktur." şekilde kararın reddedilmesi "Şikâyet hakkının olmaması nedeniyle reddediyoruz." denmesi doğru değil. Hani, nasıl çocukla ilgili bir olay olduğu zaman Kamu Denetçiliği Kurumuna nasıl rahatlıkla başvurabiliyorsa... Bence Kamu Denetçiliği Kurumundan dokuzuncu yargı paketinde değişiklik yapılarak menfaat şartının kaldırılması gerekir.

Umarım zamanında bitirdim, söylenecek başka hususlar da vardır ama eğer sonradan tekrar söz verirseniz -diğer arkadaşlarımızın da haklarına halel gelmemek kaydıyla- şimdilik benim söyleyeceklerim bu kadar.

Teşekkür ederim.

Saygılarımı sunarım.