Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
Konu | : | Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .06.2024 |
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Benim ismim Sera Kadıgil, tanırsınız, Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekiliyim.
BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Ben tanıyorum ama yeni arkadaşlarımız var.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Bürokratlarımız için tanıştırıyoruz. Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekiliyim, parti sözcüsüyüm, KEFEK Komisyonunun da önceki dönem bir üyesiyim, gördüğünüz üzere de bir kadınım.
Normalde, bir şeyi daha söyleyeyim sevgili dostlar, arkadaşlar; grubu olmayan bir milletvekilinin bu Mecliste çektiğini ancak grubu olmayan bir milletvekili bilir. Yani sizi de anlıyorum, elbette Komisyonun bir usulü var ama birincisi; Sevda Vekilimin de dediği gibi, her komisyon, her milletvekilinin katılımına ve söz almasına zaten açıktır. Bu, bahşedilen bir yaklaşım değil; belki bunun altını çizmekte fayda var.
İkincisi; haddimi aşıyorsam affedin, komisyonlar böyle yüz yüze bakıp birbirimizi anlayabildiğimiz, birbirimizle konuşabildiğimiz yerler. Sevda Vekilin de üslubunda ben en küçük bir yükselme fark etmedim ve söylediği konular da önemliydi. O yüzden, en azından, biz kadın meselelerini konuşurken kadınlar olarak birbirimize belki biraz daha toleranslı davranırsak daha yapıcı sonuçlar alabiliriz diye düşünüyorum.
Ben hiç uzatmayacağım, çok merak ettiğim bir şey vardı Sayın Bakan, bu hafta geldiğinizi duyunca da özellikle gelmek ve bunu sormak için geldim. Sunumunuzda çıkmak zorunda kaldığım için özür dilerim. Az önce anlattığım şeyi... Biz 2 vekiliz, Ahmet ağabeyin konuşması vardı ve bazen fiziksel arbedeye kadar gidiyor ne yazık ki iş Meclisimizde. Çok üzülüyorum buna ama onun için çıkmak durumunda kaldım. Yarıda çıktığım için kusuruma bakmayın lütfen, hakeza Komisyon üyelerimize de kusura bakmayın diyorum.
AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Propaganda, çarpıtma...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ne dediniz?
AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Yani şimdi konuyla ne alakası var? Genel Kurul çalışıyor, hepimizin sonuçta randevuları var.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Biz şey yapalım mı? Ben yazılı olarak vereyim, hangi konuyu uygun görürseniz o çerçevede konuşalım Sayın Vekilim.
AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Ne alakası var?
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Hanımefendi sunum yaparken kalktım ve çıktım. Bu bir kabalıktır ve Meclis yaklaşımı bunu açıklamamı gerektirir. Kendisine söylüyorum bunu, buna müdahale edecek hiçbir şey yok.
AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Etmiyorum zaten.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - O zaman saygı bekliyorum ben de birazcık ve devam ediyorum konuşmama, olur mu? "Okey." Devam ediyorum ben şimdi. Bak, boşu boşuna gitti bir dakikamız da.
AYHAN SALMAN (Bursa) - Kendi hissiyatlarımızı ifade ediyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Efendim?
AYHAN SALMAN (Bursa) - Biz de kendi hissiyatlarımızı ifade ediyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Edin vallahi Hocam, zaten kocaman grubunuz var, zırt pırt söz alıyorsunuz; gidin, gidin, edin.
BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Arkadaşlar, müsaade edin, Sayın Vekilimiz sorsun sorusunu.
Buyurun lütfen.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Erkekler ne aradır KEFEK'e giriyor bu arada ya? Erkekler de musallat olmuş Sayın Bakan.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Zaten onların da azınlık olması gerekmiyor mu?
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Onu hissetsinler diye mi aldık? Tamam.
Şimdi, gerçekten diğer konulara girmeyeceğim, uzun uzun konuşuldu. Bu kitapçıkta hatalı gördüğüm yerler de var. Sevda Vekilin önergeler konusundaki eleştirisine katılıyorum siz buradayken. Çok sayıda önerge veriyoruz, en azından zahmet buyurup cevap veriyorsunuz bu arada, diğer bakanlıklara nazaran böyle bir artısı var bu Bakanlığın ama o cevaplar, af buyurun, ekseriyeti boş cevaplar oluyor; sorduğumuz soruya değil, çok daha geniş çerçeveli cevaplar oluyor, iletişim kanallarımız burada da tıkanıyor. Sizleri karşımızda bulduğumuzda daha uzun konuşma gereği hissetmemizin sebeplerinden biri belki de budur.
Başımıza bir felaket geliyor Sayın Bakan ve adından kaldırılmış olsa da Bakanlığınızın, sizi en asli ilgilendiren konular, kadınlarla ilgili bir mevzuda başımıza bir felaket yaklaşıyor; bunu söylüyorum çünkü dinleyebildiğim kadarında, sunumunuzda şöyle ifadeler gösterdiniz ki "Hak ve fırsatlardan eşit yararlanması, kadın-erkek eşitliğine dayalı bütçeleme..." "Fırsat eşitliği" değil "eşitlik"i kullanmanız beni sevindiren bir detay oldu. Bunların olmasının her biri için bir gereklilik var, o da kadının bir birey olarak kabul edilmesi. Ama önümüzde bir dokuzuncu yargı paketi var ve bu dokuzuncu yargı paketinde şu elimde gördüğünüz şey -eminim incelemişsinizdir, KEFEK üyelerinin de dikkatine sunacağım- Anayasa Mahkemesinin soyadına dair düzenlemesi. Birçoğumuz burada kadınız ve siz de gördüğüm kadarıyla evli bir kadınsınız. Özdemir Göktaş; Özdemir kendi soyadınız, Göktaş eşinizin soyadı. Anayasa Mahkemesi kadınların çok uzun süren hukuk mücadeleleri neticesinde bir karar verdi arkadaşlar, bir sene oldu ve bu kararda dedi ki Anayasa Mahkemesi: "Hayır kardeşim, kadınlar da erkekler gibi sadece kendi soyadlarını kullanabilirler. Peşine erkeğin soyadını eklemek zorunda değiliz. Bu, kadına sıkı sıkıya bağlı bir haktır, kişilik haklarından biridir ve siz bunu kanun zoruyla kadının soyadına ekleyemezsiniz." Anayasa Mahkemesi bu kararı verdi, aradan bir sene geçti, düzenlemeyi yapması gereken Adalet Bakanlığı önümüze bir yargı paketi getirdi. Hakikaten sadece benimle, muhalif vekillerle falan değil; sizinle, burada bulunan bütün kadın arkadaşlarımla dalga geçiyor Adalet Bakanlığı şu anda. KEFEK'in de dikkatine bir kez daha sunmak istiyorum, dalga geçiyorlar bizimle arkadaşlar. Çünkü burada getirmişler, bu iptal edilen Medeni Kanun maddesinin aynısını ya "ancak"ı silmişler, yerine "şöyle ki" yazmışlar ve kim bunu yapan, benim sorum size bir Bakan olarak o. Çünkü siz oraya gittiğinizde Bakanlar Kurulunda Yılmaz Bakanla yan yana oturuyorsunuz. Bu bize Yılmaz Bakandan geldi, Adalet Bakanından gelen taslak. Yani kim bu cin fikirli arkadaş?
Gerekçede şöyle diyor: "Anayasa'mızın 41'inci maddesi toplumun temeli olarak aileyi görür, ailenin önemi değerlendirildiğinde anne-babanın ayrı soyadı kullanması çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir." Bugün Adana'da çocuk işçi olarak çalıştırılırken 11 yaşında bir çocuk öldü, her hafta 2-3 ayrı çocuğumuzu kaybediyoruz "MESEM" adı altında Millî Eğitim Bakanlığının yaptıkları yüzünden. Çocukların başına gelmeyen kalmıyor, aç okula gitmek zorunda kalıyorlar birçok yerde. Bunların hiçbiri çocuğun psikolojisini bozmuyor ama kadının kendi soyadını taşıma hakkı, Adalet Bakanlığımız nezdinde, aşıyormuş, çocuklara zarar veriyormuş. "Kardeşim, Anayasa Mahkemesi kim ya? Türkiye Cumhuriyeti devleti Anayasası kim? Burada oturan adamları, ben bunları tanımıyorum, bu kararı da tanımıyorum, benim görüşüm bu." dedi ve önümüze yargı paketinde getirdi. Şu anda yine kadının kendi soyadını kullanma hakkı elinden alınıyor, mahkeme açmak zorunda kalıyor.
Bu arada hani Can Atalay kararı da uygulanmadı, atıyorum, Cumartesi Anneleri kararı da uygulanmadı ama orada bir Yargıtay-Anayasa Mahkemesi tartışması yapıyorduk, ya burada o da yok arkadaşlar, Yargıtay da bire bir aynı kararı verdi. Yani bütün yüksek yargı, bütün kadın örgütleri, bütün kadınlar diyor ki: "Kadının hakkıdır soyadını kullanmak." Adalet Bakanımız ikna olmuyor.
Benim size temel olarak sorum şu: Kadının soyadı noktasında Türkiye Cumhuriyeti devleti Aile Bakanı sıfatıyla sizin durduğunuz yer neresidir? Anayasa'mızın ve Anayasa Mahkemesinin Adalet Bakanlığındaki bazı erkekler tarafından ayaklar altına alınmasına ve kadına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın bir kez daha yok sayılmasına karşı ne gibi bir önlem alacaksınız, ne gibi bir çıkış yapacaksınız? Anayasa'mızın uygulanması için Aile Bakanlığının bu konuda ne gibi bir faaliyeti olacak? Bunu merak ediyorum.
Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Sayın Vekilim, katkılarınız için teşekkür ediyoruz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Uzatmadım inşallah.
BAŞKAN ÇİĞDEM ERDOĞAN - Süreyi gayet makul kullandınız.