KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Şimdi, biz Anagold firmasının yetkililerini dinledik. Evet, bu resim çok güzel oldu. Bununla ilgili bir soru sorduk, dedi ki: "Orada jeoradarcı arkadaşımız bize sözlü olarak orayla ilgili bir sıkıntının olmayacağını söyledi." Fakat şimdi ben bugün, jeoradarcının aynı gün saat 13.02'de, kazadan hemen önce bununla ilgili bir mail attığını öğrendim ve maili buldum. Mailde şunu söylüyor, çok enteresan...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Pardon, o zaman demin ifade ettiğimiz kaza öncesine ait bir görüntü olmuş oluyor.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Kaza öncesine ait.

İşte, bu görüntüyü gören jeoradarcı şöyle bir şey söylüyor. Ve şirketin tüm yetkililerine gitmiş bu mail ama bunu saklıyorlar, gizliyorlar; bu net bir mail, saati de belli. "Sahada konuştuğumuz üzere yığın liçi güneybatı kademe 32 ve kademe 25 arasında özellikle son 2 kademede aşırı ve ani malzeme yüklenmesi..." Yani son derece açık ve net olarak ifade ediliyor. "...yüklenmesi nedeniyle bir ivmelenme gözükmektedir." diyor. "An itibariyle radar ölçümleriyle alanda 90 milimetrelik yer değiştirme gözüküyor." diyor

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - 9 santimlik.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Yani şundan bahsediyor: "Dünden bu yana toplanmış malzemenin sınırı boyunca ani oturumlar oluşmuş olup çekme çatlaklarından da genişleme ve açıklıklar tespit edilmiştir." diyor. "Hareketin ivme hızını azaltabilmek adına yığma operasyonlarının durdurulması..." Yani "Derhâl durdurun." diyor. "...ve birincil olarak çekme çatlaklarının kapatılması ve çimentoyla düzeltilmesi gerekmektedir." diye rapor verilmesine rağmen şirket bunu bizden saklıyor. Kayıtlara geçsin bu mail, çok önemli. Ve şöyle devam ediyor: "Hareket hızının 20 milimetre/gün kabul edilebilir seviyesinin altına gerileyene kadar yığın operasyonlarının durdurulması önemlidir." diyor yani "İşlemi durdurun." diyor.

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Evet.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Fakat herhangi bir durdurma yok. "Acil düzeltici aksiyonların alınmasının ardından alan için kritik seviye SMS uyarısı tamamlanacak olup daha fazla bilgi temin edilecektir." diyor. Yani net olarak "Kaza geliyor." diye şirketin bütün yetkililerine mail yoluyla bu arkadaşımız bildirmiş ama bu arkadaşımız tutuklu ve bu mail ortada yok. Dolayısıyla şirket bu işten kaçamaz, sorumluluk gözle görülür bir şekilde var ve raporlara da yansımış; onu belirtmek için söz aldım.

ALİ TEMÜR (Giresun) - Evet, hangi saatte atılmış o mail?

RIDVAN UZ (Çanakkale) - 13.01, 13 Şubat 2024.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vekilim, bu jeoteknik mühendisi mi?

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Jeoteknik mühendisi Ali Bey mi?

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Evet, Ali Rıza Kalender'in.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bütün yükü üzerine attıkları...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bütün yükü üzerine atıyorlar, o normalde uyarmış yani.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Onun mailini buldum. 13.02.57 yani 3'üncü dakikaya girerken mail...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Devam edebilir miyim?

OTURUM BAŞKANI ABDURRAHMAN BAŞKAN - Buyurun.

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Bu harekete sebep olan faktörleri biraz önce ifade ettim aslında, bunu yazılı olarak da burada belirtmek istedim belki önünüzdeki notlardan takip edersiniz diye. Yani buradaki en önemli şey -demin de ifade ettiğim gibi- mevcut yığının doygunluk derecesinin mevcut limitasyonların üstünde olması ve biz bunu meydana gelen kütle hareketinden çok rahat anlayabiliyoruz sadece kameralara baktığımız zaman. Malzemenin akış şeklinden bir çamur akması şeklinde. Bu tür akmalar bu tür malzemelerde ancak aşırı doygunluk sonuçlarında meydana gelir. Ki sürecin meydana geldiği zamanda orada patlatma vesaire -demin bahsettiğim problemler- söz konusu olmazken daha öncesinde meydana gelmiş olan yığının oluşturulma sürecine bağlı olarak yandaki açık ocakta yapılan patlatmanın yığın kütlesi içerisinde oluşturduğu deformasyonlar ve zayıflıklar, onlar da bir parametre olarak etki eder ama en önemli etken burada yığının doygun hâle gelmesi ve mevcut çatlak sistemlerinin gözlemlenip de göz ardı edilmesi sonucunda bu problem oluşmuş, meydana gelmiştir.

Devam eden risklere kısaca değinmek istedim. Burada kütle hareketinin meydana geldiği yığın malzemesinin tabanına serilen jeomembranda kayma esnasında kopma, yırtılma meydana gelme olasılığı oldukça yüksektir. Sözlerimin başında değinmiştim buna. Bu durum dikkate alınmalı ve mevcut yığının tekrar aktif işlemeye alınmadan önce bu durum mutlaka değerlendirilmelidir çünkü siyanürlü bir çözeltiyle haşrolmuş olan bir yığının tekrar değerlendirilmesi için... Bunu eğer mevcut ortamdan kaldırma imkânımız yoksa tabanındaki membranın veya kütle hareketi tabansal olarak nerede meydana geldi, mevcut serme, sıkıştırma, yapılmış olan doğal kili de sıyırdı aldı mı, bu yerinde detaylı bir şekilde incelenmeli. Yoksa mevcut yığın yüzeysel koşullara, serbest havaya maruz kaldığı için herhangi bir yağışta yine bu yığın doygun hâle gelecek ve yine tabanda süzülmelere sebebiyet verecek, bu da geçirimli olan kaya kütlesi Munzur kireç taşları içinde olduğu için akifer kayanın kirlenmesine sebebiyet verecektir diye düşünüyorum.

Burada hareket etmiş yığın malzemesinin InSAR veya yersel LIDAR sistemleriyle izlenmesi gerekliliği... Yani bunu lütfen sizler de dikkate alın. Biz belli ki ülke olarak denetimleri eksik yapan, gerek Bakanlık nezdinde gerek mühendisler nezdinde, çalışanlar nezdinde... Denetimlerde bir eksiklik var yani bunu şahsa bırakmadan bizler uydudan InSAR yöntemiyle yani radarın gökyüzündeki sistematiği diyelim... Gümüşhane Üniversitesi olarak biz böyle bir çalışma yaptık, harita mühendisliğinde InSAR izleme sistemlerini ve GNSS'lerle doğrulamayı yapabilir nitelikte arkadaşlarımız var. Özellikle, biz iki yıl Küçük Menderes havzasının bütün havza bazında çökmelerini izledik; çok net, düzgün sonuçlar elde ettik.

Benim şöyle bir önerim olacak: Özellikle, Türkiye'deki bütün maden sahalarının -bu, yığın olabilir, pasa olabilir, atık barajlarının izlenmesi olabilir; küçük-büyük fark etmiyor- InSAR ve jeodezik deformasyon izlemeleriyle... Ama firmalar bunu kendi içlerinde yapar, Bakanlığa karşı bir sorumluluk bağlamında bildirir. Bakın, bu çok kolay bir şey. Eğer bunlar yapılmış olsaydı, o deminki bahsettiğiniz jeoteknik mühendisi arkadaşın böyle bir mail atmaya ihtiyacı kalmayacaktı çünkü bu tür yığınların kapasite artışlarında probleme dönüşebileceği ve şevlerin her yükselme basamağında veya kapasite artışlarında yeniden çözülüp Bakanlığa sunulma zorunluluğu olacağı... Yani birtakım mevzuatlarla belki prosedürsel olarak maden firmalarını biraz yoracak ama en azından bu tür kazalara sebebiyet vermeme adına... Sonuçta bizler madenciliğe karşı değiliz; ben jeoloji mühendisiyim, uygulamalı jeoloji kürsüsündeyim. Bizlerin bu ülkenin bir değerini, bunları katma değer bağlamında, ülkemizin ekonomik kalkınması minvalinde bir şekilde ekonomiye kazandırmamız gerekir ama bunu yaparken disiplinli bir işleyiş mekanizmasıyla ve denetim mekanizmasıyla bunu denetleyebilirsek ve uzman bir ekip oluşturulup... Bunda da eksikliklerimiz var. Mesela, bazen, Bakanlığın elemanlarını, uzmanlarını göndermiş olduğu sahalarda, giden arkadaşlarımız o konuyla ilişkili olmayabiliyor. Bu tür durumlara... Ha, bunu ben şikâyet bağlamında söylemiyorum; tabii ki personel eksikliği, uzman eksikliği var, yetişmiş, nitelikli, kalifiye, işinin erbabı kişiler çok fazla yok. Yani ben şunu iddia edebilirim: Ben on beş yıldır atık barajlar üzerine çalışıyorum, Türkiye'de bizim sayımız 10'u geçmez yani bir elin parmaklarını, gerçekten bu konu üstünde çalışan. Aynı disiplinde olup da farklı çalışmalar yapan hocalarımız da vardır, saygı duyuyorum. Belki, Bakanlık uzmanlarıyla bir araya gelip üniversitelerde nitelikli, bu işle bire bir uğraşan öğretim üyelerinin müdahil olmasıyla farklı eğitimlerle...

Ama şu bahsettiğim durum çok önemli: Uydudan veya yersel jeodezik izlemelerle bu sahaların izlenmesi. Bunları on-line olarak da biz izleyebiliyoruz, kurmuş olduğumuz bir internet ağıyla çok kolay; sizler de Bakanlığın bir uzmanı da hiç sahaya gitmeden, bilgisayarını açıp sahadaki, yığındaki, pasadaki veya atık barajındaki bir deformasyonu böyle aylık periyotlarla izleyebilirsiniz. Şöyle düşünün: Radarın bakış doğrultusunda bütün manyetik alan verisini alıyor, radar tekrar dolandığı zaman tekrar alıyor. İkisi arasında bir fark oluştuğu zaman ve bu fark 2 santimetre, 3 santimetre mertebelerine geldiği zaman çok rahatlıkla bu veriyi biz elde edebiliyoruz; ki buradaki problemi çok rahat algılayabilecek durumdadır, gerek düşey yönde çökmeleri gerekse yatay deplasmanları. Daha nitelikli bir yol almış olacağımıza inanıyorum.

Ben sunumumu burada kendi disiplinim açısından tamamlamak istiyorum sizleri de yormama adına. Sorularınız varsa cevaplamaya hazırım.

Ben yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. Böyle bir imkân verdiği için Meclisimize teşekkürlerimi sunuyorum.

Sevgiler, saygılar.