KOMİSYON KONUŞMASI

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ben burada bir şey sorabilir miyim? Orası 1'inci derece deprem bölgesi ve altında birbiriyle kesişen 3 fayın olduğu maden bölgesinde ifade ediliyor ve orada siyanür havuzları var. Olası bir depremde o siyanür havuzunun yırtılmasının orada yaratacağı toksik etkiyle ilgili bir görüş sunabilir misiniz?

PROF. DR. ONUR ERDEM - Şöyle: Çok zor ama bu risk tabii ki değerlendirilmiştir çünkü -ben bilmiyorum ama- bu tip endüstriyel faaliyetlerin izinlerinde birtakım riskler -aynı bizim projelerde yazdığımız gibi "A risk" "B risk" "C risk" gibi- sıralanıyordur, o risk de havuzlarla ilgili vardır çünkü havuz konusu, dediğim gibi, madencilik olayında çok sıklıkla riskler anlamında işlenen bir konu fakat biz şimdi farklı bir riskle karşılaştık. Dolayısıyla öyle bir durumda elbette ki birtakım riskler oluşabilir, onu bilemiyorum ama olabilir.

Burada, sorulardan... "Ağır metallerle ilgili önlemler ne olabilir veya buradaki durumla ilgili ne yapılabilir?" Çok şey yapılabilir ama önce ölçeceğiz ve göreceğiz. "Ağır metal ölçülüyor muydu?" diye soruldu. Ben yeni farkında oldum ama ölçüldüğünü biliyorum, Çevre Bakanlığımızın ilgili birimleri ölçüyor. Biraz önce de değerlere baktık -Sayın Vekilim belirtti, "Belli değerler var." dediniz, doğru ama ben şöyle hızlıca bir baktım, açıkçası tam da yorumlayamam ama biraz önce vermiş olduğum metaanalizdeki değerlere baktım, orada birçok çalışma alınmış çünkü- arsenik için, kurşun için, civa için, kadmiyum için ortalamalar alınmış, onların altında olduğunu gördüm ama bu, bugünkü değerdir. Bunu -dediğim gibi- vurgulamak istiyorum; özellikle uzun dönemde bakılması, takip edilmesi, belirli periyotlarla izlenmesi... Şu anda da orada alınacak tedbirler olabilir. Bununla ilgili çevre mühendisleri de önerilerini sunabilir. Ağır metal olası kirlenmesine karşı ne yapılabilir başka? Dolayısıyla şu anda o değerler var elimizde ve şu an için bir risk oluşturmadığını gördüm. Ortalama değerlerin, dünyada tespit edilmiş toprak değerlerin altında.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ben burada bir şey sorabilir miyim? Orası 1'inci derece deprem bölgesi ve altında birbiriyle kesişen 3 fayın olduğu maden bölgesinde ifade ediliyor ve orada siyanür havuzları var. Olası bir depremde o siyanür havuzunun yırtılmasının orada yaratacağı toksik etkiyle ilgili bir görüş sunabilir misiniz?

PROF. DR. ONUR ERDEM - Şöyle: Çok zor ama bu risk tabii ki değerlendirilmiştir çünkü -ben bilmiyorum ama- bu tip endüstriyel faaliyetlerin izinlerinde birtakım riskler -aynı bizim projelerde yazdığımız gibi "A risk" "B risk" "C risk" gibi- sıralanıyordur, o risk de havuzlarla ilgili vardır çünkü havuz konusu, dediğim gibi, madencilik olayında çok sıklıkla riskler anlamında işlenen bir konu fakat biz şimdi farklı bir riskle karşılaştık. Dolayısıyla öyle bir durumda elbette ki birtakım riskler oluşabilir, onu bilemiyorum ama olabilir.

Burada, sorulardan... "Ağır metallerle ilgili önlemler ne olabilir veya buradaki durumla ilgili ne yapılabilir?" Çok şey yapılabilir ama önce ölçeceğiz ve göreceğiz. "Ağır metal ölçülüyor muydu?" diye soruldu. Ben yeni farkında oldum ama ölçüldüğünü biliyorum, Çevre Bakanlığımızın ilgili birimleri ölçüyor. Biraz önce de değerlere baktık -Sayın Vekilim belirtti, "Belli değerler var." dediniz, doğru ama ben şöyle hızlıca bir baktım, açıkçası tam da yorumlayamam ama biraz önce vermiş olduğum metaanalizdeki değerlere baktım, orada birçok çalışma alınmış çünkü- arsenik için, kurşun için, civa için, kadmiyum için ortalamalar alınmış, onların altında olduğunu gördüm ama bu, bugünkü değerdir. Bunu -dediğim gibi- vurgulamak istiyorum; özellikle uzun dönemde bakılması, takip edilmesi, belirli periyotlarla izlenmesi... Şu anda da orada alınacak tedbirler olabilir. Bununla ilgili çevre mühendisleri de önerilerini sunabilir. Ağır metal olası kirlenmesine karşı ne yapılabilir başka? Dolayısıyla şu anda o değerler var elimizde ve şu an için bir risk oluşturmadığını gördüm. Ortalama değerlerin, dünyada tespit edilmiş toprak değerlerin altında.

DOÇ. DR. SERMET SEZİGEN - Ben sayın milletvekilinin sorusuna cevaben şunu söylemek istiyorum: Sayın milletvekilim "İş yerindeki ölçümler sizinle paylaşıldı mı?" diye sormuştunuz. Demin de altını çizmiştim, biz oraya danışmanlık görevini icra etmek maksadıyla gittik. Görevimiz, Sayın Enerji Bakanının Başkanlığındaki kurula bu anlamda danışmanlık vermekti, iş yeriyle bir temasımız olmadı. Dolayısıyla biz iş yerinin ölçümlerine ya da işçilerin periyodik olarak kontrole gidip gitmedikleri konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Şeyi de söylediniz: "1.00 ppm'i ne olarak..." O sorunun cevabını vermiştim aslında, biz baştan itibaren AFAD'la birlikte çalıştığımız için AFAD'ın dedektörlerinin verileriyle hareket ettik. Bununla birlikte, ilk günden itibaren -ki zaten 15 Şubattan itibaren- siyanürle birlikte ağır metalin de en azından -başlangıçta beklemiyoruz ama- orta vadedeki farklılıkları görebilmek için ölçülmesi gerektiği konuşuldu ve bu noktada, zaten Çevre Bakanlığı hemen siyanürle birlikte suda, toprakta ve liçte ağır metalleri düzenli olarak ölçmeye başladı; ben raporda da gördüm. Bunun dışında alınan numuneler 2 özel laboratuvara çapraz kontrol için gönderildi o şekilde.

Hava ölçümüyle ilgili olarak da -biz yine bunu ifade ettik- su ve toprağı izliyoruz, havanın da izlenmesi lazım çünkü dedektörlerimiz var ama bunun dışında Çevre Bakanlığının da imkân kabiliyeti var -firmanın var mı yok mu bilmiyorum- bu noktada hava ölçümleri yapıldı. Ben bahsettiğiniz bilirkişi raporunu görmedim -"hava ölçümleri 21 Şubattan sonra" diyorsunuz- ama 21 Şubata kadar özellikle olay yerinde dedektörler vasıtasıyla ölçümler yapıldı. Malumunuz, bizde dedektörlerle ölçüm yapılmadan önce operatörler temiz bölgede cihazı çalıştırıyorlar, kalibre ettikten sonra kirli bölgeye gidiyorlar ya da olay yerine gidiyorlar. Bir kirlilik bizim yanımızda, ölçümlerde saptamadık. İfade ettim, biz de kişisel koruyucu ekipmanımız olmadan o müdahale noktasında çalışmalara devam ettik. Ben 3 veya 4 kere olay bölgesine gitme şansını elde ettim, orada UMKE çadırlarına kadar yaklaştık ama bizim bulunduğumuz süreçte rahatsız edici, irite edici bir koku veya başka bir hissiyatı açıkçası tespit edemedik ama dediğim gibi, bununla birlikte de izleme AFAD tarafından düzenli olarak yapıldı, zaten AFAD Başkamız da bunu ifade etmişti efendim.

PROF. DR. ONUR ERDEM - Sadece bir eklemede daha... Sayın vekilim çocuklarla ve kurşunla ilgili güzel bir şey söyledi. Bize açıkçası öyle bir bilgi gelmedi ama kurşun çok önemli bir ağır metaldir, "toxicant"tır, çevresel bir kimyasaldır ve kurşun düzeyleri tüm dünyada çocuklarda hâlâ takip ediliyor. Sebebi nedir? Sadece bir bilgi; kurşunlu benzin-kurşunsuz benzin konusunu hatırlarsınız, yıllarca kullanıldı dünyada ve yakın bir tarihte de yasaklandı. Metaller ve kimyasallar aslında böyledir; tabii, bilimle alınan veriler geldikçe, çevresel etkileri anlaşıldıkça kurşunlu benzin kullanımı yasaklandı ve iyi ki yasaklandı. Çocuklarda düzeyler azalmaya başladı, dünyadaki çalışmalar bunu gösteriyor; azalmasaydı kronik hastalıkların önü açılacaktı çocuklar açısından.

Bir hatırlatma, bir de ekleme istiyorum, o da şu: Hocam, belirttiğiniz gibi aslında toksikolojik risk değerlendirmede şöyle yaparız; en kötü senaryoyu dikkate alırız ve orada da çocukları alırız. Bu ne demek? Yani olabilecek en kötü senaryoya göre bir rakama ulaşırız ki maksimum seviyede koruyalım insanları ve çevreyi. Zaten bu yaklaşım birçok bilimde de vardır muhtemelen ve çocuk grubu da hassas bir birey grubu olduğu için bahsetmiş olduğum siyanür ağır metaller açısından da yapılacak risk değerlendirme bu temelde yürüyecektir zaten.

Teşekkür ederim.