KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN FUAT OKTAY - Evet, teşekkür ediyorum ben de.

Arzu ederdim ki tüm dünya da aslında bu söylediğiniz konulara hâkim olsa, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail başta olmak üzere. Demokrasinin hâkim olduğu, insan haklarının hâkim olduğu, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün hâkim olduğu ülkeler olsaydı keşke.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Keşke, Sayın Başkan, bizim ülkemiz başta olmak üzere, keşke.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Yani daha yeni biz oradaydık yani 35-36 bin insanın öldürüldüğü bir yerde, demokrasinin kalesi olarak ifade edilen ve bunu ifade edenin de Amerika Birleşik Devletleri olduğunu düşündüğümüzde, hangi ülkenin demokratik, hangi ülkenin insan haklarına saygılı olup olmadığını sorgulamak lazım. Yani biz demokrasiyi şöyle görüyoruz, demokrasi adına konuşan ülkeler için -ben bunu kendilerine de ifade ettiğim için burada da aynı açıklıkla ifade etmekte hiçbir mahzur görmüyorum- diyorum ki: Batılı ülkeler, siz demokrasiyi şöyle tanımlamaya başladınız; kendiniz bir dış politika belirliyorsunuz kendi ülkenizin ve insanlarınızın çıkarları doğrultusunda, vatandaşlarınızın çıkarları doğrultusunda -bu normal- ve bu politikalarınıza uygun hareket eden ülkeler krallıkla da yönetilse, diktatörlükle de yönetilse demokratlar; şayet sizin çıkarlarınıza uygun hareket etmiyorlarsa her neyle, nasıl, hangi sistemle yönetilirlerse yönetilsinler diktatörlerdir. 36 bin kişi öldüğü zaman hiçbir anlamı yoktur insan haklarının ama diğer tarafta tek kişiyle alakalı dünyayı ayağa kaldırırsınız. Çifte standardın dik âlâsı.

İfade özgürlüğü dediğiniz olaya da ben bir örnek vermek istiyorum ve bunu da Komisyon Başkanı sıfatıyla söylüyorum yani sadece Fuat Oktay olarak ifade etmiyorum. Normalde, 15-20 öğrencinin üniversitelerde barışçıl gösteri düzenlemesine Amerika Birleşik Devletleri'nin neredeyse batacağı, kırılacağı, döküleceği endişesiyle bütün herkesin -Kongrenin başta olmak üzere- endişelendiği, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı dâhil açıklama yaptıkları, 60 profesörün, öğretim üyesinin -bendeki şeylere göre, basına yansıyan rakamları söylüyorum; farklı olabilir belki, Dışişleri bununla ilgili başka bilgi verecekse- 2.500'e yakın öğrencinin gözaltına alındığı bir yerde -barışçıl gösterilerden bahsediyorum- ifade özgürlüğünden, basın özgürlüğünden bahsediyoruz; orada ifade özgürlüğü oluyor, basın özgürlüğü oluyor; Türkiye'ye gelince bütün dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz. Yani ben sadece şunu söylüyorum: Orada doğru da burada yanlış, burada doğru da orada yanlış değil; bütün dünya için aynı şeyi arzulamakta fayda var diye düşünüyorum yani Batı'nın veyahut bir başka x ülkesinin diliyle, ağzıyla konuşarak şey yapmaya gerek yok. Yani biraz dertliyim, çifte standarttan onun için diyorum

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bir cümleyle bitireyim Sayın Başkan, şimdi şöyle: Konu ABD olsaydı, İsrail olsaydı, emin olun, sizden daha çok ihlalleri sayardık, anlatırdık.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Yok, size demedim zaten, size cevap olarak söylemedim; genel olarak ifade ettim.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Şunu da ifade ederek bitireyim; hani demokrasiden, insan haklarından, halkın egemenliğinden, halkın iradesinden bahsediyoruz ama dün itibarıyla, 3 dönemdir, 3 dönemdir halkın iradesiyle seçilen bir belediye başkanı görevden alındı. Bir halkın iradesi, seçme ve seçilme hakkı elinden alındı.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Bu, Komisyonumuzun gündemi değil; Komisyonumuzun gündeminde bir konuysa bunu konuşabiliriz.

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Kısaca Kürtlerin...

Hayır, genel olarak söylediniz, bizden başlamak gerekiyor. Biz insan haklarına, demokrasiye saygı göstersek diğer ülkelerden de kuşkusuz bekleriz. Ama kendi halkımızın...

BAŞKAN FUAT OKTAY - Peki, ben size bunun binlerce örneğini göstereyim, bununla ilgili binlerce örneğini gösterebilirim. Oralara gelince kimsenin sesi çıkmayıp da...

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Bakın, 3 dönemdir, siz "Kürtler bu ülkede yurttaş olamaz, Kürtler seçme hakkına sahip değil, Kürtler seçme hakkına sahip değil." Diyorsunuz. Ve 3 dönemdir, bakın... (Gürültüler)

BAŞKAN FUAT OKTAY (Ankara) - Öyle şey olur mu! Öyle bir şey demiyoruz.

Gündeme geçelim lütfen.

Öyle bir şey demiyoruz, sadece söylediğimiz şu...

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Burada oturuyor olmanız zaten...

SERHAT EREN (Diyarbakır) - Emin olun, buradaki süremiz bittiği zaman, biliyoruz, sonumuz cezaevidir. Başka şeyimiz yok, bunu da biliyoruz. İşte, bakın, teröristlerle birlikte, zaten Kürtleri bir bütün olarak terörist olarak gördüğünüz için böyledir, biliyor musunuz?

DERYA BAKBAK (Gaziantep) - AK PARTİ'de birçok Kürt milletvekilimiz var.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Teşekkür ediyorum.