KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bir gün Meclis Başkanı olursan Sayın Ağbaba, Küba'ya botla gidersin, tamam!

Şimdi, bu işin gecikmesiyle ilgili eleştirilerinizin temeline oturttuğunuz siyasal bir durum vardı. Aslında, Sayın Başkan, Sayın Vekilimiz biraz da ona belki itirazen söyledi. Yani mevzuat gecikir, size göre erkendir, bize göre geçtir ama "Siz bu uygulamayı geciktirerek birilerinin bu işi suistimal etmesine, birilerinin garibanın üç beş kuruşunu veyahut da işte yatırımcının parasını çarçur etmesine uygun bir zemini bilerek ayakta tuttunuz, bu yüzden bu işi geciktirdiniz." tarzı bir siyasal eleştiri yaptığınız için o geciktirme meselesine şerh düştüğünü düşünüyorum ben; ben de bundan dolayı şerh düşüyorum.

İki, kanun teklifi verme yetkisi milletvekillerine aittir. Artık hükûmet gelip burada yasa tasarında bulunamaz. Hükûmetin bir üyesi gelip burada kanun veremez. Kanun verme yetkisi milletvekilinindir. Eğer bu iş bu kadar gecikti diye bir şikâyetiniz varsa elinizde engel mi vardı? Verseydiniz yasa teklifini, kanun teklifini, Komisyonda görüşseydik, oradan indirip Genel Kurula orada görüşseydik.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, Sayın Vekilim, şimdiye kadar verdiğimiz kanun teklifleri illa ki buraya geldi mi, gözünüzü seveyim ya!

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hangi kanun teklifini...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, verdiniz mi?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - E, hadi o zaman yapalım, bizim kanun tekliflerini de getirin, tartışalım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani Sayın Türeli, tamam, verdiyseniz...

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Ya, Sayın Yegin, sen...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak, Sayın Oluç, şöyle bir şey, ben oranın işleyişini de biliyorum; doğru. Şunu söyleyin bana özür dileyeyim: Eğer siz grup olarak kripto varlıklarla ilgili buna benzer bir kanun teklifi verdiniz de biz aşağıda onu gündeme almadıysak eyvallah, baş göz üstüne ama böyle bir teklifiniz yok da burada böyle konuşuyorsanız o zaman da sizin bize bir özür borcunuz var; bunu söylemek istiyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, bizim hangi kanun teklifimizi getirdiniz ya!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Hangi kanun teklifi getirildi ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak, başka bir şey söylüyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Polemik yapmak için söylüyorsun ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Hayır, hayır, başka bir şey söylüyorum, başka bir şey söylüyorum Ağbaba.

O uygulama işin başka kısmı, oradaki yaklaşım başka kısmı ama bana dersen ki "Orhan, biz CHP Grubu olarak kripto varlıklarla ilgili, blok zincirle ilgili kanun teklifi verdik ama siz bunu engellediniz." mahcup olacağım, sizden özür dileyeceğim, diyeceğim ki: Evet, adamlar "Bunu geciktirdiniz." demekte ne kadar haklılar. Ama bunu yapmadınız da konuşuyorsanız, sizi uyanıklar sizi!

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Hakikaten çok ayıp oluyor yani tecrübeli bir milletvekilisiniz, ya, bunu söylemeniz ayıp oluyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yo, yo.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Polemik olsun diye söylüyorsunuz ama.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, ya, söylediyseniz özür de...

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Hiçbir kanun teklifini de kabul etmiyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bak, bir pencere açıyorum ben, getirmediniz demiyorum, belki getirdiniz de bilmiyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şeytana terliğini ters giydirirsiniz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama bak, getirdiğinizden haberiniz bile yok.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sayın Başkan, siz cevap verin.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Mesela, Veli Ağbaba'nın böyle bir şey getirmiş olsalardı haberi olurdu ve hemen "Dur." derdi, "Bak." derdi; gösterirdi.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen var ya, şeytana terliğini ters giydirirsin.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Araştırma önergesini bile kabul etmiyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Üç, bana delil diye bir şey gösterdi, bütün hazıruna. Ali Yerlikaya demiş ki: "Bulgaristan pasaportu vardı, Türkiye vatandaşı oldu." Ne anladık bundan yani neyi ispatladın sen? Sen neyi ispatladın arkadaş?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama sen demedin mi, "Vatandaşlık alıp da bir tane tutuklanan adam var mı?" diye sordun ya, işte sana kanıtı.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Son cümle.

Az önce Sayın Türeli güzel bir şey söyledi, "Gri listede olmak demek, mücadelede eksiklikler olduğu tespiti var demektir." dedi; doğru, bir bakış açısıyla böyle. Gri listede olmak demek "Evet, birtakım mücadele unsurlarınız var ama bunları daha iyi bir noktaya taşımanız gerekiyor, bunları daha iyi noktaya taşımak için mevzuat ve uygulamaya ilişkin şu düzenlemeleri de yapmalısınız." demektir aslında. Dolayısıyla gri liste üzerinden "Türkiye kara para cenneti oldu." demek, "Bunu git Süleyman Soylu'ya sor." demek... Soylu'ya biz sorduğumuz her sorunun cevabını aldık, siz de aldınız, muhalefet de aldı; televizyonlara çıktı, açık oturumlara çıktı, canlı yayınlara çıktı, Soylu'ya sorulmayan bir şey, edilmeyen hakaret, söylenmeyen söz kalmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cevabını veremediği, altında kaldığı da hiçbir şey olmadı Allah'a şükür. Benim Soylu'ya soracağım bir şey yok.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Benim soracağım bir şey var: 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi kim? Ben soruyorum: 10 bin dolar rüşveti alan siyasetçi kim?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sizin sormanız gerekiyorsa gidin, sorun. Ben iddia sahibi olduğunuz için size soruyorum ki kara para cenneti olmuş ya Türkiye, bu kara para nerede, nasıl aklanmış, hangi yöntemle, bir anlatın diye size soruyorum öğrenelim diye. Türkiye'de gri listede olmak demek... Gri listede olmakla Türkiye'nin kara para cenneti olduğu iddiası tamamen siyasal bir iddiadır, tamamen siyasal bir yorumdur, tamamen siyasi bir pozisyondur; başka bir şey değildir. (AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ediyorum.