Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Ankara Milletvekili Ömer İleri ve Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız ile 115 Milletvekilinin Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2162) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 30 .05.2024 |
ÖMER İLERİ (Ankara) - Sayın Başkanım, çok kıymetli Komisyon üyelerimiz; öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
Gerçekten verimli bir görüşme olduğu kanaatindeyim ben. Güzel sorular geldi, güzel öneriler de geldi bence, güzel bir tartışma sahası bu şekilde açılmış oldu. Ama bunun da ötesinde şunu ifade etmek isterim: Mutluluk da duydum, şu anlamda; önemli bir farkındalık olduğunu görüyorum. Yani bu konunun bir millî çıkar konusu olduğunu, ortak bir yol haritası çizmemiz gereken bir alan olduğunu hepimiz idrak etmiş vaziyetteyiz; bunu mutluluk verici görüyorum. Önemli bir alan olduğu kabul görmüş durumda Komisyon üyelerinin nezdinde; bunu güzel buluyorum.
Bildiğiniz gibi, bu teklif yaklaşık iki hafta kadar önce kamuyla paylaşıldı, 16'sında ve takip eden süreçte kamuda da epeyce tartışıldı. Esasen paylaşıldığı ilk gün bazı konularda soru işaretleri vardı, çeşitli netleştirmeleri yaptık ve bu anlamda da olumlu dönüşler aldık. Kamunun ve sektörün şu an itibarıyla buraya bakışı son derece olumlu, bunu söylemek istiyorum. Buradaki dönüşler noktasında yine büyük ölçüde olumlu dönüşler aldık sizlerden. Daha da önemlisi, yine büyük ölçüde nesnel dönüşler aldık yani madde bazında, somut ifadeler bazında somut bazı sorular ortaya koydunuz. Tabii, büyük ölçüde diyorum çünkü çok nesnel olmayan, ön kabullere dayalı birkaç dramatik an da yaşadık, onlara ben çok değinmek istemiyorum ama yeri geldiğinde elbette ki değineceğiz. Genel itibarıyla, ben bu toplantının son derece uygun geliştiğini düşünüyorum.
Şimdi, tabii, blok zincir çok önemli bir alan. Blok zincirin neden önemli olduğunu şurada ifade etmeye çalışsak çok vakit harcamamız gerekir ama size belki şöyle iki üç cümleyle özetlemek isterim: Blok zincir sadece bir veri depolama teknolojisi olmakla kalmayacak gibi gözüküyor. Blok zincir hakikaten dünyada internet anlayışını da dönüştürecek, yeni iş modellerini gündeme getirecek, ticaret anlayışını dönüştürecek. Dolayısıyla, hakikaten Türkiye olarak yakinen takip etmekle kalmayıp liderlik rollerini almamız gereken bir alandır diye düşünüyoruz biz. Kripto varlıklar bu alanın spesifik bir uygulaması aslında, buna biraz da böyle bakmak lazım. Bugün niye kripto varlıkları konuşuyoruz? Yani spesifik bir uygulama ama önemli, ilgi çeken bir alan, burayı düzenlemek gerektiği için.
Şimdi, tabii, bu yasa nedir veya ne değildir? Yani kapsamıyla ilgili bir iki hatırlatmada bulunma ihtiyacı duyuyorum ben, gelen eleştiriler hasebiyle. Şimdi, her şeyden önce bu yasa teklifi, blok zinciri teknolojileriyle dolaylı olarak ilgili ama doğrudan Türkiye'de blok zinciri teknolojilerini şekillendirecek bir yasa teklifi değil, kapsamı da öyle konulmuyor zaten. Bu yasa teklifi kripto evreni tümüyle regüle edecek bir yasa teklifi değil, kapsamı da öyle konulmuyor zaten, yola çıkış noktası da o değil. Bu yasa bir başlangıç tabiri caizse ve bu yasayı takip eden süreçte tabii ki peyderpey yeni düzenlemeler gelecektir. Bu yaklaşım yani "Kervan yolda düzülür." kelimeleriyle ifade edilecek veya o noktaya indirgenecek bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşımın arkasında ciddi bir akıl vardır ve dünyada da birkaç istisnası olmakla beraber genel kabul gören bir yaklaşımdır. Yeni alanlarda yenilikçi teknolojilerde regülasyonlar ve düzenlemeler aşama aşama, kademe kademe ve süreç içerisinde dönüşerek hayata geçirilir. Bu Amerika'da da böyledir, Avrupa'da biraz daha öncül şeyleri olmakla beraber büyük ölçüde Avrupa'da da böyledir, Asya'da da böyledir çünkü böyle olmalıdır, işin doğası bunu gerektirir.
Yine bu yasa dolayısıyla şemsiye bir yasa değil. Bu yasa, sizin de fark ettiğiniz üzere, adından da bilindiği üzere Sermaye Piyasası Kanunu'yla (SPK) ilgili bir değişiklik teklifidir.
Şimdi, kapsamı böyle koymak ihtiyacını ben duydum; bunu hatırlatma ihtiyacını duydum çünkü yaptığımız görüşmelerde -bunu, az önce de ifade ettiğim gibi, aslında sevinerek takip ettim- son derece ileriye yönelik, ön alıcı, stratejik diyebileceğimiz konular gündeme geldi. Bunları mutlaka konuşmalıyız, bunların konuşulması güzel şeyler ama bu yasanın Türkiye'nin kripto varlık veya blok zincir stratejisini topyekûn şekillendirecek bir yasa olmadığını, bir başlangıç noktası olduğunu, konuya yasal çerçeve getiren bir teklif olduğunu gözetmemiz lazım. Bu bilinçle bu görüşmeleri, bu fikir alışverişlerini devam ettirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Şimdi, tabii, ben konuşmalar esnasında notlarımı aldım, elimden geldiğince soruları not ettim, epeyce bir soru geldi. Bunların bir kısmı da tekrarlı sorular yani tekrara düştüğümüz durumlar da oldu, bu da gayet doğal, değişik bakışların kesiştiği sorular olabilir. Bunları ben elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım. Atladığım soru olursa, hatırlatırsanız onları cevaplamaya çalışırız veya gerekli kuruma sözü veririz. Gündeme en çok getirilen konular, not aldığım kadarıyla, bir kere, bir gecikme eleştirisi var, bir eksik olma eleştirisi var, kurum özelinde olan topyekûn olmama eleştirisi var, siber güvenlikle ilgili bir iki öneri var gibi.
Şimdi, ben aldığım notlarla biraz daha ayrıntılı cevaplamaya çalışayım. Bir kere, bir gecikme eleştirisi...
Şimdi, her şeyden önce şunu söylemek lazım: Tabii ki "gecikme" kavramı göreceli bir kavram yani kime göre, neye göre? Hele hele biz bir düzenlemeden bahsediyorsak, bir regülasyondan bahsediyorsak, hele ki yeni gelişmekte olan bir alandan bahsediyorsak, işte, sizin "gecikmiş" dediğiniz süreç bazıları için aslında gecikmeli değildir. Benim şahsi bakışım ve bizim bakışımız bunun aslında gecikmeli olmadığıdır.
Bakın, her şeyden önce yeni bir alanı regüle ederken çok hızlı, hemen ilk gün bir şey yaparsanız kısıtlayıcı olursunuz; geç kalırsanız, amaçladığınız koruma işlevini yerine getiremezsiniz; yaptığınız regülasyon çok detaylı olursa inovasyonun önünü keser, az detaylı olursa yine hak kayıpları oluşturur. Burada çok önemli denge noktaları var, bunu ifade etmeye çalışıyorum. Dolayısıyla, gecikme eleştirisi göreceli bir eleştiridir. Benim şahsen de katılmadığım bir eleştiridir.
Bir uygulamanın, bir düzenlemenin gecikip gecikmediğine nasıl karar vereceğiz, nasıl bunun değerlendirmesini yapacağız? Thodex örneği verildi, vesaire örneği verildi; çeşitli kayıplar oldu maalesef, evet, oldu bunlar. Bunlar olduğu için biz gecikmiş durumda mıyız acaba yani kararı bu bakış açısıyla mı vermemiz lazım yoksa acaba dünyada ne olup ne bitiyor, hangi ülke, hangi hızla, hangi düzenlemeleri hayata geçiriyor; bu bakış açısından mı bakmamız lazım? Bence mantıklı olan ikincisini takip etmemizdir.
Dünyaya şöyle bir dönüp baktığımızda aslında tam olarak şu günlerde dünyanın önde gelen ülkelerinin daha yeni yeni bu düzenlemeleri yapmakta olduğunu görüyoruz.
Bakın, "MiCA" dedik ki MiCA hakikaten bu konuda güzel bir çalışmadır, ayrıntılı bir çalışmadır ama "MiCA" dediğimiz süreç Avrupa Birliğinin yaptığı süreç ki hakikaten bu alanın en temel düzenlemelerinden biri olacaktır. MiCA henüz bugün itibarıyla uygulamaya geçme aşamasındadır.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - 2024...
ÖMER İLERİ (Ankara) - Şöyle: Kabulü öyle, uygulamaya geçmesi 2024'ün Haziran ve Aralık ayları olmak üzere iki aşamada olacak. Yani bakın, daha onlar uygulamaya geçmiş vaziyette bile değiller yani Avrupa Birliğine bakıyorsunuz, bu düzenleme daha yapılmamış, Amerika Birleşik Devletleri'ne bakıyorsunuz, federal düzeyde hiçbir şey yok, eyaletler düzeyinde bir şeyler var, federal düzeyinde bir çalışma var, Temsilciler Meclisinde oylamaya geliyor. Sayın Başkanım, bugüne kadar onlar süreci tamamen yargı kararlarıyla götürdüler. Yani topyekûn bir düzenleme yapmaktan ziyade olay bazlı olarak sıkıntı olduğunda yargıya bu işin intikal etmesi sonucu çeşitli uygulama örnekleri ortaya konulmuş oldu. Dolayısıyla ülkeler bazında biz bir anlamda öncülerdeniz, onu söylemek lazım. Burada şu anlamda eleştirseniz belki onu oturup konuşuruz: "Ya, çok mu hızlı hareket ediyoruz?" Ya, onu belki oturup tartışabilirdik ama "Geç kaldık." eleştirisini ben açıkçası çok anlamlı bulmuyorum.
Şimdi, yine benzer bir örnek vermek istiyorum: IOSCO; bu, Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü. Onlar 2023 yılında bu konuda, kripto varlıklarla ilgili daha yeni bir öneri dokümanı yayınladılar. Dolayısıyla uluslararası camianın daha yeni yeni vâkıf olmaya başladığı, yeni yeni düzenlemeye başladığı bir alandan bahsediyoruz; Türkiye bu noktada geç kalmamıştır.
Şimdi, verilen örnekler noktasında geç kaldığımızı temellendirmek yani o söylemi temellendirmek noktasında çeşitli dolandırıcılıklardan bahsedildi. Tabii ki bu dolandırıcılıklar oldu, zaten bu yasanın veya teklifin çıkış noktalarından biri de mutlaka bu ama yani burada devletimize karşı, ülkemize karşı hakkaniyetli olmak gerektiği düşüncesindeyim ben. Bakın, yurt dışında oluşan, oluşmakta olan dolandırıcılıklarla ilgili çok çeşitli bilgiler var elimizde Amerika Birleşik Devletleri'nden Japonya'ya. Bakın, çok ciddi para kayıpları: Amerika Birleşik Devletleri'nde FTX, 2022 yılında; yine, Güney Afrika'da, Güney Kore'de Terraform Labs, 2022 yılında 40 milyar dolar. Yani kötü tabii ki bize örnek teşkil edemez ama buradan bizim kısa süre önce ülke olarak yaşadığımız talihsiz bir gelişmeden yola çıkarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süre doldu.
ÖMER İLERİ (Ankara) - Öyle mi?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Başkanım, tabii, şimdi...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sadece gecikmişlik konuştuk Sayın Başkan yani soruların hepsi duruyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi şöyle yapalım, ben tekrar size söz vereceğim ancak burada sayın milletvekilinin dile getirdiği bazı konular var, onlarla alakalı ilgili bürokratlara da söz vereceğim. Mikrofonunuzu tekrar açıyorum Sayın İleri, ona göre lütfen toparlayın.
ÖMER İLERİ (Ankara) - Kaç dakikam olacak Başkanım, ona göre... On dakika mı?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Beş dakika daha açtım.
Buyurun.
ÖMER İLERİ (Ankara) - Tamam.
Yani geç kalmayla ilgili eleştiriyi ben böyle cevaplamış olmak istiyorum.
Şimdi, tabii, blok zincir stratejisiyle ilgili Sayın Türeli bir soru sordu. "Blok zincire yönelik bir stratejimiz var mı?" Evet, var. Sanayi Bakanlığının 2023 yılında yayınladığı Sanayi Stratejisi Belgesi'nde blok zincire ayrılmış bir alan var, orada bir yol haritası var.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İçinde herhâlde?
ÖMER İLERİ (Ankara) - Evet, onun içeriğinde, doğrudur; müstakil bir doküman değil, içeriğinde. Bu bağlamda blok zincir geliştirme alanından tutun, TÜBİTAK'taki laboratuvara kadar geniş ölçekte yapılan çalışmalar var. TÜBİTAK'ın öncelikli alan belirlediği bir alandır bu arada, teşvik noktasında özel sektöre de teşvikler vermektedir.
İşlem hacmi konusuna girmiyorum, çok konuşuldu.
Vergi konusu, yine Sayın Türeli'nin ve diğer vekillerin gündeme getirdiği... Vergi, malumunuz, bu teklifin bir konusu değil yani teknik olarak bu durum böyle. Vergiyle ilgili ilerleyen süreçlerdeki gelişmeler zaten gündeme gelecektir ama Türkiye'nin bu anlamda vergi cenneti olacağı söylemi de tam olarak doğru değil. Çünkü yabancı ülke vatandaşları da biliyorsunuz, kendi ülkelerinde vergi uygulamalarına tabiler ve Türkiye'de alacakları kazançlar da buralara tabi olacak.
Yine Sayın Türeli'nin gündeme getirdiği asgari sermaye yeterlilik oranı, ikincil düzenlemelerde belirlenecektir.
Kripto madencilik, evet, bu kanun teklifinin gündemi değildir, ileride çeşitli vesilelerle ele alınabilecek bir konudur.
Finansal okuryazarlık bence çok önemli bir konu. Burada tabii, finansal okuryazarlıkla ilgili SPK'nin kendi çeşitli hizmetleri var, bunu da biliyoruz ama Millî Eğitim Bakanlığının yeni müfredat çalışmasında da biliyorsunuz, finansal okuryazarlık önemli bir alan teşkil etmektedir.
Şimdi, dijital gümrükler konusu gündeme geldi. Bu konuda da bizim parti beyannamemizden tutun da çeşitli dokümanlarımızda söylemler ve yol haritaları var. Özellikle orta vadeli planda, On Birinci ve On İkinci Kalkınma Planlarında blok zincirle ilgili önemli saptamalar var.
Farklı kripto varlıkların neden tanımlanmadığı noktasında bu da tamamen pratik bir ihtiyaçtır yani en baştan her şeyi çok detaylı tanımlayıp gelişmelerin önünü kapatmamak adına böyle bir yaklaşım belirlenmiştir.
Siber güvenlik noktasında siber güvenlik zafiyetlerine yaptırım uygulamaktansa en başta denetlemek tabii ki doğru bir yaklaşımdır ki bu da yapılacaktır. Yani TÜBİTAK'ın da katkıda bulunacağı bazı esaslar doğrultusunda, biliyorsunuz, bu platformların hayata geçmesi lisansa bağlanmıştır. O esnada bu denetimler bilgi işlem teknolojisi noktasında yapılacaktır ama şu bilgiyi vereyim Sayın Vekilim: Siber güvenlik süreci böyle tek bir anda kontrol edip bir kenara koyabileceğiniz bir şey değil; sürekli gelişen, sürekli mücadele gerektiren ve süreklilik arz eden bir alandır ve dolayısıyla bu konuda yaptırımların sürekli gündemde olması anlamlıdır diye düşünüyorum.
Yurt dışı platformlarıyla ilgili olarak yurt dışı platformlarına erişim biliyorsunuz yasaklanmıyor. Türkiye'dekilere yönelik olan hizmetler lisansa tabi tutuluyor; Türkçe internet sitesi, Türkçe reklam vesaire.
Beşerî insan kaynağı ihtiyacı konusuna katılıyorum. Pek tabii, bu zaten bizim ülke olarak mutlaka el atmamız gereken bir konu. Biliyorsunuz, özellikle YÖK'ün girişimleri sonucu çeşitli üniversitelerimizde blok zincir ve NFT üzerine dersler oluşturulmuştur ama bu süreç tabii ki devam edecektir.
MiCA'nın bu beyaz belge teknik kriterlerinin bizde eksik olması... Orada bir eksiklik yok aslında Sayın Vekilim, şöyle ki: Bu kanun teklifinde dikkat edecek olursanız listeleme süreci bir yazılı prosedüre tabi olacak. Bu yazılı prosedürde de SPK, TÜBİTAK'ın da desteğiyle çeşitli esasları, prensipleri ortaya koyacak. İşte, ikincil düzenlemelerde ortaya çıkacak o prensipler içerisinde mutlaka, sizin de bahsettiğiniz gibi, teknik değerlendirme olacak. Yani bunu bir eksik olarak görmüş olmaları ve not almış olmaları da ilginç geldi bana, açık söyleyeyim çünkü hiç dillendirilmeyen bir konu bu, sektörden de ben böyle bir şey hiç almadım.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Profesör Doktor Funda Başaran Yavaşlar.
ÖMER İLERİ (Ankara) - Şimdi, tamam, yani saygı duyarız görüşlere, yüz binlerce profesör var, farklı görüşler olabiliyor.
Şimdi, testi kırılmadan önce tedbir alma... Tabii ki her zaman aklın yolu birdir ve bunu yapmak noktasında da özellikle platformların kuruluş aşamasında çeşitli kriterlerin ortaya konacağını söyledik.
Bu alanın yükselişte olduğunu nasıl değerlendiririz? Şimdi, az önce içeride de konuşuyorduk. Nasıl e-ticaret Türkiye'de çok büyük rağbet görüyorsa ve bir şekilde bizde bu konuda bir yatkınlık varsa, nasıl sosyal medya Türkiye'de çok büyük rağbet görüyorsa bu alan da gerçekten büyük bir rağbet görüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen.
ÖMER İLERİ (Ankara) - Tamam.
Ben buradan yola çıkarak Türkiye'yle ilgili kötümser senaryolar çizmek taraftarı değilim, bunları gerçekçi de bulmadığımı söylemek isterim.
Şimdi, Thodex konusu geldi, bir iki yanlış bilgi de verildi orada, 2 milyar dolar meblağı sarf edildi; o konuya girmek istemiyorum çünkü biraz ön kabullerle ilgili bir konu yani burada nesnel konuşmak lazım, bilgiler üzerinden konuşmak lazım. Bu düzenleme bu gibi sıkıntıların tekrarlanmaması noktasında bence önemli tedbirler getiriyor diye düşünüyorum.
Başkanım, elimden geldiğince değinmeye çalıştım, mutlaka atladıklarım olmuştur zaman kısıtından dolayı.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - İlk 10 platformda yabancı var mı?
ÖMER İLERİ (Ankara) - Yani şöyle, "yabancı" derken yabancıların Türkiye şubesi olarak nitelendirebileceklerimiz evet var.
Başkanım, ben böyle tamamlamış olayım, hepsini cevaplayamadık ama.