| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan -tekrar hayırlı olsun Sayın Daniş, beraber çalıştığımız değerli arkadaşımız- değerli bürokratlar, basın mensupları, değerli milletvekilleri; ben de Tarım Bakanlığıyla ilgili tabii, açıklamaların çok önemli olduğuna inanıyorum Sayın Bakanım çünkü ben de çocukluk yıllarını bir köyde -ki biz Trakya köylüsüyüz, orada da buğday ve mısırdır temelde üretilen ve ayçiçeği ki biz "gündöndü" deriz ona- gündöndü üreten bir ailenin, yetiştiren bir ailenin çocuğu olarak büyüdüm. Araba kullanmayı traktörde öğrenmiş bir kişiyim. O yüzden, o toprağın ve toprakla mücadelenin ve orada mücadele eden kişilere dünya açısından, dünyaya bakış açısından hangi duyguları, hele o hasat zamanının neler yaşattığını paylaşmış bir kişiyim. Ama, maalesef, hasatla beklenen o güzel günler artık ülkemizde özellikle 2000'li yıllardan sonra hasadın bereketi yerine hasadın getirmiş olduğu korku ve endişeyi beraberinde getirdi çünkü çiftçi, hep hasat zamanı harcamalarını endekslerdi ancak işte, hasat geldiği zaman artık borçlarını nasıl ödeyeceğinin korkusuyla gününü geçirir hâle dönüştü. O yüzden, tabii, tarımın, hem üretim açısından hem sağlık açısından hem kent yaşamı, kentleşme ve demografik yapı açısından ve açıkçası, uluslararası rekabet ve ülkenin kendine yetebilme gücünün en büyük kaynağını oluşturması açısından çok önemli bir yeri var ve bundan önce kendine yeten 7 ülke arasında olan Türkiye, bu kendine yetebilme gücünü kaybedip birilerine bağımlı olma noktasında farklı sektörler ve ham madde, ara mamul noktasındaki bağımlılığın ötesinde maalesef tarımda da bu yönde yaşanan bir süreçle karşı karşıya.
Sayın Bakanım, ben de sizin öncelikle Bakanlık Sayıştay raporlarınızı inceledim. Burada tabii, özel hesaplarla ilgili belirlenmiş ve özel hesapların içeriğinde de yine Türkiye Jokey Kulübüyle ilgili ortaya konulan tespitlerin çok önemli bir yer tuttuğu açık ama bunun yanı sıra sizin bir açıklamanız var Tarım Bakanı olduktan sonra, diyorsunuz ki: "Bu ülkedeki desteklemenin yarısı yüzde 5'e, yarısı da yüzde 95'e veriliyor." Böyle bir tespitiniz var, bir yerde okumuştum, doğru muyum, bilmiyorum ama böyle bir tespit içinde olmuşsunuz. Bu da destekleme dağılımında çiftçiler arasındaki adaletsizliği tespit eden bir değerlendirme olarak kendini gösteriyor.
Yine, 2014 bulgularına döndüğümüzde de destekleme açısından ortaya konulan buradaki hatalı veya tespit açısından dikkat çeken belli başlıklar var. Bir: Kooperatiflere kullandırılan kredilerin geri dönüşüyle ilgili sistemin kurulmamış olmasından başlayarak tarımsal desteklemeyle ilgili idare ve kontrol sisteminin kurulmamış olmasıyla devam eden ve destekleme ödemeleriyle ilgili ödenek tahsisleriyle ilgili harcama yetkisini kullananları sorgulayan, yine Tarım Kanunu'nda belirtilen tarım politikalarının amaçlarının sağladığı katkı tespiti için etki analizi noktasında yani desteklemenin etki analizinin yapılması ve sonuçlarının raporlanmasına ilişkin olarak bir sistemin olmaması. Yani, biz, desteklerin doğru, yerinde, hangi başlıklarda, nasıl yapılması gerekliliği konusundaki sorgularımızda karşımıza çıkan tabloda doğru destek veriyor muyuz ya da vermiyor muyuz? Desteklerin üretimi, desteklerin tarımdaki verimliliğin artırması ve çiftçinin gelir seviyesindeki refahının artışı noktasındaki etkilerini sorgularken burada karşımıza çıkan etki analizi yapılmamış olması gerçekten dikkat çekici.
Onun yanında, baktığınızda, işte, Taşıt Kanunu'ndaki hükümlere aykırı olarak sözleşme içeriğinde alınan taşıtların ihaleden sonra yabancı menşeli taşıtlara dönüşünden tutun, işte, bazı toprak analizlerine kadar farklı farklı konuda tespitler var. Ki bunun içinde, yine özellikle özel hesaplar içerisinde yer alan bu Jokey Kulübüyle ilgili olarak da tespit edilen başlıklar var. Bunlarla ilgili herhâlde değerli bürokrat arkadaşlarımız hangi noktaya geldiğimizi, bugünkü bu konulardaki mevcut durumumuzun ne olduğunu bizlerle paylaşacaklardır.
Diğer taraftan, tabii, bu akredite laboratuvar olayının yanı sıra, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumuyla ilgili olarak bir tespit daha var, o da "Gelir vergisi dilim artışları nedeniyle oluşan ve çalışanlar tarafından ödenmesi gereken vergi yükünün kamunun üzerinde kalması..." diye bir tespit var. Bu konuda ne yapılmıştır? Onu da değerlendirmeler içinde sorgulamak isterim.
Sayın Bakanım, siz geldiniz ve tabii ki görevi almanızdan sonra et ve çiğ süt noktasında ortaya çıkan sorunlarla ilgili çeşitli çalışmalarda bulundunuz, taraflarla görüştünüz, çözüm önerileri ve çözüm önerilerinin sağlıklı işleyişi konusunda çabalarınız oldu. Ama, maalesef, bu olay tabii, bugünün değil yılların birikimiyle karşımıza çıkmış olan bir sorun. Ama tarımın içinde, biraz önce Aykut Bey'in dile getirdiği, tarım ve tarım politikalarıyla ilgili dünyada o küresel güçlerin ortaya koyduğu bir yönlendirme var ve o yönlendirmede maalesef biz, Türkiye açısından baktığımızda, pasif kaldığımız veyahut diretmelere karşı, dayatmalara karşı alternatifi kurgulayıp üretemediğimiz bir dönemden geçtik. Şeker bir konu, tütün ayrı bir konu. Bugün baktığımızda, özellikle 2008 yılındaki o TEKEL özelleştirmesi sürecinde de paylaşılan ve sadece bir ülkede kaynakların maddi değeri, parasal değeriyle sağlanacak olan gücün dışında bir de o kaynakların sosyal değer ve topluma etkisiyle ilgili tespitlerin iyi yapılması gerekiyor. Bugün tütün, en zor şartlarda, en kötü yapısı içerisinde yetişen ve orada yaşayan kişiye gelir sağlayan bir ürün ama tütünle ilgili yaşanan, özellikle 2000'li yıllardan sonra, işte, bu Uluslararası Para Fonundan tutun Dünya Bankasına kadar sıraladıkları Türkiye'deki tarım ve üretimle ilgili tedbirler, ortaya koydukları baskılar, işte, oraya bağımlı olarak baskı sonrası oluşan ekonomik modellerde, maalesef, tarım üreticisi, tarım üreticilerinin bir araya geldiği yapılar, kurumsal yapılar büyük bir tahribat yaşadı ve ondan sonra bu ülkede göç, bunun içerisinde baktığınızda göçün getirdiği refahla ilgili sorunlar, hatta hatta tarımın içinde ülke barışı açısından bile ekonomik ortaya çıkan o negatif tablonun çok ağır etkileriyle karşı karşıya kaldık.
Şimdi, gıda fiyatları açısından evet, dünyada gıda fiyatları düşüyor, Türkiye'de gıda fiyatları yükseliyor. Peki, bu neden kaynaklanıyor diye bakıldığında -çünkü tespitle beraber sorunun çözümü de kendini gösterecektir- buradaki temel sorun girdi fiyatları. Yani girdi fiyatları için siz, yem ve gübreyle ilgili torba yasada sıfırladığınız, önce Bakanlar Kuruluyla KDV'sini yüzde 1'e indirdiğiniz bir desteği, bir teşviki ortaya koydunuz ama karşımızda olan gerçek, gübreden ziyade özellikle yem konusunda fiyatların bu vergi indiriminin oluşmasından önceki seviyelerinin üstünde olması. Onun yanında, baktığımızda, sadece vergi indirimiyle girdi maliyetlerini düşürmenin hangi katkıları sağlamış olduğunun da sorgulanıp cevabını bulmaya ihtiyacı var çünkü en önemli girdilerden biri de mazot. Ve mazot açısından baktığımızda, son, 2005'te çok fazla büyük bir değişim olmasa bile, 2002'den beri baktığımızda, yüzde 250'lerin üzerinde bir mazot artışıyla karşı karşıya kalan üretici var.
Onun yanında, gübre açısından da bakıldığında, çiftçinin kullandığı gübrede de yıllar itibarıyla baktığımızda, işte, yaygın olarak kullanılan üre gübresinin 2002'de 230 lira, bugün 1.200 lira olduğu dikkate alınırsa enflasyon ve çiftçinin enflasyona bağlı olarak girdide hangi maliyetlere katlandığı ortada oluyor.
Diğer taraftan, tabii, emek açısından baktığımızda tarımda önemli bir sorun da yaşıyoruz çünkü eğer çiftçi para kazanamazsa, para kazanamadığı noktada gençler kendilerine yeni birtakım hedefler arayarak bulundukları yerlerden ayrılma yolunda bir tercih ortaya koyuyorlar ve maalesef...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlar mısınız.
Buyurun.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - ...kırsal nüfusumuz yaşlanıyor ve tarımda çalışacak eleman bulma konusunda da büyük problemler kendini gösteriyor. Burada, emek sorununun çözülmesi için acilen ekimi ve hasadı ve oradaki demografik yapıyı birbiriyle uyumlaştıracak olan hem de tarım teknolojileri ve ona bağlı katma değeri artıracak bir stratejik plana ihtiyaç var. Diğer taraftan, tabii, işletmelerin küçük olması, tarımda kullanılan kaynakların verimli kullanılamaması, pazarlamada yaşanan sorunlar... Ki 2 defa Hal Yasası çıkarttık, orada Hal Yasası'nda üreticinin ürettiği ürünün fiyatı ile pazara geldiği fiyatı arasında neredeyse yüzde 300'lük fiyat farkları oluşuyor.
Diğer taraftan baktığımızda, bu yönetmeliklerin ve yasaların biraz daha gerçek yaşamla iç içe ve onu düzenleyecek noktada olması şart gözüküyor. Ve bu büyük uluslararası market zincirlerinin üreticilere yapmış olduğu büyük baskı, alım fiyatı, ödemeler ve o ödemelere bağlı olarak ortaya çıkan gerçekler. Yani, düşünün, büyük SÜTKO olayında bile artık süt üreticileri üreticinin üzerine baskı kurmak için "Haydi, yemini de ben vereceğim, yeminin ödemesini de ben sana ödeme yaparken ödeyeceğim." deyip verdiği yemin kalitesinden tutun, oradaki zorlayıcı şartlara kadar böyle bir ağır baskı sürecini işleten bir dönemle karşı karşıya kalıyoruz.
Sayın Bakanım, iki konuda yine çok önemli gördüğüm, paylaşmak istediğim başlıklar var.
Birincisi: Türkiye'de bu maalesef, taklit mallarla ilgili ortaya çıkan risk. Bu taklit malların içinde öyle başlıklar var ki yani peynire klor koyup beyazlatmaya kadar giden bir uygulamayla karşı karşıyayız ve toplum sağlığı açısından ortaya konan riskler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hemen bitiriyorum.
Bu konuda denetimin artırılması konusu...
Diğer taraftan da tarımda kullanılan zirai ilaçlar, bu ilaçların sahiplik oranı, üreticileri ve zirai ilaçların toplum sağlığı açısından ortaya koyduğu riskler. Yani, arıların ölümüne kadar veyahut sadece kullanılan ilaçların canlı ölümünü ortaya koyarken diğer bütün tabiattaki canlıları ve insan hayatını tehdit eden boyutuyla baktığınızda, bu ilaç açısından, zirai ilaçlar açısından da kullanımında birçok yasal düzenlemesi, yönetmelikleri var ama bunun kontrolü ve uygulama sonuçları hakkında da değerlendirmelerinizi duymak isterim.
Ben teşekkür ediyorum.
Tabii, tarım olunca çok hassas ama yine başarılar diliyorum. Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.