KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aslında geneli üzerinde konuştuk ama şimdi maddeler bazında biraz daha ayrıntıya girme, bazen de tekraren tartışma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Biraz önce Sayın Canbey, Sayın Milletvekilimiz cevap verirken Dışişleri bürokratlarının yetersiz olmadığını, aslında yeterli olduğunu ama değişen bir dünyada farklı birtakım ihtiyaçların ortaya çıktığını ifade etti. Ben de Mülkiyeliyim, bu anlamda birçok arkadaşım da Dışişleri Bakanlığı mensubu. O yüzden de hepsi çok değerli kişiler. Hatta dışarıdan, Dışişleri dışından büyükelçi atanmasını da en çok eleştiren kişiler arasında ben de varım çünkü sonuç itibarıyla burası uzmanlık üzerine dayanan yani bir çeşit usta-çırak ilişkisiyle meslek içinde bir hiyerarşinin, yükselmenin, bilgi edinmenin olduğu güzide bir kurum. Değişen bir dünyada Dışişlerine destek verme amacını söylediniz ama yani bunun bu Vakıf eliyle yapılabilmesini mümkün görmüyorum yani bu Vakıf, başka bir şey.

Sayın Canbey, burada ticari bir işletme kuruluyor. Bunun içinde tabii ki bir akademi var ama zaten akademi var, var olan akademi, gerektiği zaman sadece hizmet içi eğitim değil, onun içinde de yüksek lisans, doktora eğitimi verebilecek başka kurumlar da var Türkiye'de. Bu şekilde yapılabilir. O zaman hem Bakanlık bünyesi içinde kalır bu işler, onun denetimi altında olur hem bütçe birliği sağlanarak buraya ayırılacak olan kamu kaynağı açısından böyle bir yapı ortaya çıkar. Yani burada "Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesi..." Yani bina alım satımının, devlet iç borçlanma senedi almanın, ipotek vermenin ne ilgisi var Dışişleri Bakanlığının teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesiyle? Böyle bir ilgi yok. Nasıl bir şeydir? Yani çok para gelecek, bu parayla bu işi mi yapacaksınız? O zaman biz niye bütçe yapıyoruz? Niye o zaman Türkiye Cumhuriyeti devleti var? Yapmayın arkadaşlar. Bütçeden para ayrılıyor, oradaki parayı artırırsınız. 2024 yılı bütçe konuşmamda da söylemiştim, 31 milyar lira gibi bir para vardı, artırırsınız, 3 milyar, 4 milyar daha bunun üzerine koyarsınız. Ne olacak yani bugün bakın 11,1 trilyon liralık bütçe yaptık arkadaşlar, yapmayın. 3-4 milyarlık rakamlardan bahsediyoruz burada. Vize için de baktığımız zaman rakam da burada. Yani bu, hiçbir şekilde gerekçe değil, bunu kabul etmiyoruz.

İki: "Personelin temsil kabiliyeti yüksek ve donanımlı yetiştirilmesi..." Zaten sonuç itibarıyla Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden özel yarışma sınavıyla alıyorsunuz. Onlar zaten hizmet içinde, hem yurt içinde hem yurt dışında, diplomatik misyonlarda işin içinde, usta-çırak ilişkisiyle öğreniyorlar, belli bir noktaya geliyor, zaman içinde yükseliyorlar rütbe olarak, üçüncü kâtiplikten başlayıp ta yukarı büyükelçiliğe kadar çıkıyorlar. Yani "yüksek ve donanımlı yetiştirilmesi" diye bir şey yok. Yani "Burada bir lisans, yüksek lisans ve doktora vereceğiz." diyorsunuz akademide, bunu zaten yapabiliriz, zaten onun dışındaki kurumlara da gönderebilirsiniz. Hatta ben size daha şeyini söyleyeyim bunun: Eğer farklı alanlarda bir şey olacaksa, gelecekte sadece klasik meslek memuru ya da idari memuru yetiştirmeyip örneğin su alanında, örneğin savunma alanında, örneğin nükleer alanında bir takım...

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Tabii, tabii, öyle uzmanlar yetişmesi için...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Var. Bu alandaki insanları alırsınız, bu alanlardaki üniversitelerde master, doktora yaptırırsınız onlara çünkü değişiyor, buna ilişkin personel alımı da gerekecek belki ama bunun için bir yapı kurmaya ihtiyaç yok, zaten var olan bir yapı, ayrıca Türkiye'nin bütün üniversiteleri var. Gerektiğinde yurt dışında eğitim görmüş olan vatandaşlarımız, çocuklarımız var, onlar gelir, onlar Dışişleri Bakanlığı içinde görev alırlar. Ve hepsinden önemlisi, burada bir Vakıf kuruyorsunuz. Yani bu Vakıf, tamamen Dışişleri Bakanlığı gibi en önemli bir kamu hizmetini yapan, Türkiye'nin diplomatik ilişkilerini yürüten bir kurumun görev alanına giriyor, istediğiniz kadar paralel olmadığını söyleyin. Sonuç itibarıyla buraya girilecek.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Farklı şeyler.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hayır, hiç farklı değil.

Yurt dışında taşınmaz alacak, satacak. Yarın bir yolsuzluk çıkarsa ne olacak? Ne yapacağız orada Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak? Yapmayın. Yani burada ticari faaliyetler var. Bunun içinde bir kısım insanlar var ve bunlar denetime tabi değil. Bunun kendi içinde denetimi... Bakın, Sayıştay denetimi yok, TBMM denetimi yok, Bakanlık içinde olsa iç denetim olurdu, hiçbiri yok. Yarın bir yolsuzluk, bir şey çıksa ortaya, birisi kötüye kullansa yetkiyi ne yapacağız? Çünkü sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da faaliyet gösteriyor burası. Bunu diğer kurumlarla yani onlarla birlikte düşünmek... İşte, savunma sanayisi alanında Güçlendirme Vakfı diye söyledi Sayın Güneş; iyi ama Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmak için kurulmuş bir Vakıf bu ve savunma sanayisinde yatırım yapıyor, kurumlar kuruluyor, burası öyle değil. Burada ticari işler var. Mal alınıyor, satılıyor, gayrimenkul... Yani inanılmaz biçimde burada kira sertifikaları, hisse senetleri, bonolar...

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Hepsinde var o şey.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hepsinde var... Bakın bu alan... Burada başka bir şey yok, burada ticari işler var. Ben ticari iş dışında burada...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Parasını olduğu gibi hesapta tutsa...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İzin verin Orhan Bey, bir dakika.

Burada ticari iş dışında bir şey görmüyorum yani ben bunun önümüze getirilmesini tamamen bu Vakıf eliyle Dışişleri Bakanlığının ticari işler yürütmesi olarak görüyorum, başka hiçbir şey görmüyorum burada ve bu, beni müthiş rahatsız ediyor.

Teşekkür ediyorum.