KOMİSYON KONUŞMASI

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Önce usuli bir konuya değinmek istiyorum. Şimdi, bu metnin de 2'nci sayfasında yer alıyor, genellikle Genel Kurula sevk edilen bütün metinlerde yer alıyor -ama gerçeğe aykırı beyanlar- tali komisyona sevk edildiği ifadeleri, burada da Dışişleri Komisyonunun adı geçiyor ama Dışişleri Komisyonuna gönderilmiş değil metin. Ha, diyebilirsiniz ki: "Burada Dışişleri Komisyonunun temsilcileri de yer alabilir." Doğrudur ama bakın, bunun münhasıran Dışişleri Komisyonunda rahat rahat, ferah ferah görüşülmesi ile burada sıkıştırılmış bir ortamda görüştürülmesi aynı manaya gelmiyor.

Benzer bir problem şu noktada ortaya çıkıyor: Meclis İçtüzüğü'nün 38'inci maddesi bütün kanun tekliflerinin gerekli görüldüğü takdirde Anayasa'ya uygunluk yönünden Anayasa Komisyonuna sevk edilmesi gerektiği yönünde bir hükme yer veriyor. Şimdi, benim görebildiğim kadarıyla bu metinde -çok hızlı bir biçimde inceledim, daha sonra detaylı olarak inceleyeceğim- Anayasa'ya aykırı birtakım hususlar var. Eğer o Komisyona gitseydi bunlar çözülebilirdi. Mesela, kanunun amacını düzenleyen 1'inci madde Dışişleri Bakanlığının ve teşkilatının faaliyetlerini güçlendirmek üzere bu Vakfın kurulacağından söz ediyor. Ben bunun çok tehlikeli bir madde olduğunu düşünüyorum. Çünkü böylelikle aslında bir şeyin yolunu açıyorsunuz, bu cümlecikle bütün bakanlıkların yanında bir vakıf kurarak ikinci bir bakanlık kurabilirsiniz yani devlet içinde devlet kurabilirsiniz, hatta aynı şeyi Cumhurbaşkanlığı için de yapabilirsiniz. Dolayısıyla bu aslında yıllardan beri mücadele ettiğiniz paralel yapıyla savaş politikasına tamamen aykırı ve devlet içinde ciddi bir ikileşme yaratırsınız ki... Bakın, Anayasa'mızın 6'ncı maddesi şunu söylüyor: "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." Keza 11'inci madde "Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz." diyor. Şimdi, dolayısıyla biraz geniş eksende düşünün, bütün bakanlıkların yanında böyle bir vakfın kurulduğunu ve bunun devlet hayatında nasıl bir ikileşmeye yol açacağını.

Şimdi, bunu somut bir örnekle daha farklı bir yere taşıyacağım. 3'üncü madde mütevelli heyeti düzenliyor ve mütevelli heyet üyelerinin görev süresinin beş yıl olduğunu ifade ediyor. Şimdi, biz muhtemelen 2028'de seçim yapacağız, diyelim ki 2028'de yapıldı, mütevelli heyet başkanı muhtemel bir iktidar değişikliğini gördü ve bütün mütevelli heyet üyelerinden istifa etmelerini istedi, istifa ettiler, seçime gitmeden hemen önce yeniden mütevelli heyet üyeleri belirlendi, beş yıllık ömür süreleri var ve bir iktidar değişikliği oldu. Tasavvur edebiliyor musunuz? Devlet içinde devlet yaratıyorsunuz; ikinci bir Dışişleri Bakanlığı. Gerçek Dışişleri Bakanınız başka bir siyasi gruba mensup ama yanında yarattığınız bu Vakıf aracılığıyla gölge dışişleri bakanlığınız başka bir siyasi grubun elinde. Böyle bir yapıyla devleti yönetmek mümkün olmayacaktır. Bakın, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçerken dediniz ki: "Koalisyonlara son vereceğiz." Ve tam aksine bambaşka bir yapı yarattınız. "Koalisyon" dediğimiz olgu şeffaf, hesap verir bir olgu, hâlbuki sizin -sözüm ona- koalisyonları sona erdirmek üzere yarattığınız bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi koalisyonlardan farklı, ortaklığın temelini bilmiyoruz, hesap verilebilirliği olup olmadığını bilmiyoruz; bir koalisyon söz konusu ama koalisyondan daha beter biçimde işleyen.

Bir başka husus şu: Şimdi, Bütçe Kanunu'yla hangi bakanlıklara ne miktarda kaynak tahsis edildiği bellidir ve o kaynağın hangi amaçla kullanılacağı da tasrih edilmiştir. Şimdi, Dışişleri Bakanlığı kendisine tahsis edilen hangi kalemden bu 10 milyon Türk lirasını bu Vakfa bağışlayacak ve böylece bu Vakıf kurulacak? Siz Bütçe Kanunu'nu ihlal eden bir sistem kuruyorsunuz ve bunun ileride yapılmasının da yolunu açıyorsunuz. Böylece zaten 162'nci maddeyle Bütçe Kanunu mantığı dışında bir hüküm getirmiştiniz Anayasa'ya, bununla da daha ciddi bir ihlal süreci yaratmış oluyorsunuz.

Şimdi, ben vakıflar hukuku uzmanı değilim, vakıflar hukuku medeni hukukun çok özel bir dalıdır ve her medeni hukukçu da bunu iyi bilmez, dolayısıyla danışılması gerektiğini düşünüyorum. Benim bildiğim vakıf vakfetmekten gelir ve kamu yararına çalışan bir kuruluştur. Siz bir vakfa ticari faaliyette bulunma imkânı sağlıyorsanız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özbudun, süreniz doldu, ilave bir dakika veriyorum, toparlayın lütfen.

Buyurun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Vakıf mantığıyla bağdaştığını düşünmüyorum, bunun incelenmesi gerektiği kanısındayım.

Ve nihayet, gelelim üniversiteler meselesine. Türkiye'nin zaten fevkalade hantallaşmış bir Yükseköğretim Kurumu var ve Türkiye'de bütün alanlar, uluslararası ilişkiler dâhil bir üniversite enflasyonu, fakülte enflasyonu yaşarken, bizim bu kuruluşların kalitelerini artırmamız, sayıyı azaltmamız gerekirken yeni bir üniversite yapılanması yaratmayı da gereksiz görüyorum.

Bütün bu gerekçelerle aslında bu kanun teklifi kamu yararına dönük olarak hazırlanmış değil benim ilk izlenimime göre. Oysa bütün kanunların amaç unsuru kamu yararı olmalıdır.

Ve nihayet, son bir nokta, şimdi, anladığım kadarıyla bu vize alımları için evvelce yaratılan şirketlerin elinde biriken -onlar kime gitti bilmiyorum, bunun cevabını siz biliyorsunuz- o paranın gittiği yerde kalmasını istemiyorsunuz, başka bir yere aktarmak istiyorsunuz. O şirketler hangi yöntemle kurulmuştu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Tamamlayacağım lütfen.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, bir dakika daha uzatıyorum, açmayacağım bir daha.

Buyurun lütfen.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Bir sorunu çözmek için yeni bir sorun yaratmak doğru bir yöntem mi? Şimdi, dolayısıyla başka bir kaynakta biriken parayı sözüm ona devlete aktardığınız izlenimi yaratıyorsunuz ama ben bunun başka amaçlarla yani çeşitli çevrelere menfaat dağıtmak amacıyla kullanılabileceği endişesini taşıyorum. Bu sebeple bu kanun teklifinin mutlaka Anayasa Komisyonunda incelenmesi gerektiğini ifade ediyorum.

Çok teşekkürler.