Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
Konu | : | Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanı Meral Gökkaya'nın, Adalet Bakanlığının kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda uygulamakta olduğu politikalar, gerçekleştirdiği faaliyetler ve diğer çalışmaları hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 08 .05.2024 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sibel Suiçmez, Trabzon Milletvekili. Komisyon üyesi değilim ama yıllardan beri alanda bizzat zaten bu çalışmaları yürüten bir avukatım.
Ben tam Sayın Milletvekilimin istediği şekilde konuşmaya başlayayım. Sayın Başkanım, çok kıymetli Adalet Bakanımız ve Adalet Bakanlığı teşkilatı mensuplarına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Elbette kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda atılan her olumlu adımın, her çalışmanın yanındayız. O konuda çalışma yürütenlere de teşekkür ediyoruz ama bizlerin burada görevi eksiklikleri dile getirmek diye düşünüyorum. Şimdi, Sayın Bakanım, ben Sevda Hanım'ın söylediklerinin tümüne katılıyorum, o sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışıyoruz ama yine Sayın Vekilim "Referans olarak kimleri alalım?" dedi. Ben bir öneri yapayım: Hak temelli çalışanları alalım. Dolayısıyla hak temelli çalışmalar yapıldığı zaman kimse aslında karşı karşıya kalmaz, farklı noktalarda aynı amaç için birleşebiliriz. Sayın Bakanım, bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Lütfen, artık hangi referans alıyorsanız bilmiyorum ama -biliyoruz ama- biraz bu referans aldığınız kısımları değişirseniz hep birlikte çok güzel, daha başarılı, daha alanda işlev yürütebilecek çalışmalara imza atabiliriz kadın sivil toplum örgütleriyle diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, şimdi, normalde Adalet Bakanlığı kadına yönelik birtakım düzenlemeler yaptığında hepimizin daha sevinçle bunu beklememiz lazımken bizi inanın bir endişe alıyor, sormayın. Hepimizin yüreği ağzında bekliyoruz. "Şimdi dokuzuncu yargı paketi hazırlanıyor." dediniz, biz milletvekilleri olarak şu ana kadar ne olduğunu bilmiyoruz. Sağ olsun, basına yansıyor biz de bu yansıyanlarla ilgili kısımda dediğim gibi aman ne olacak, aman ne olacak diye endişe içerisinde bekliyoruz. Sizin ne kadar randevu verme konusunda hassas olduğunuzu yakinen bilen biriyim, öyle bir kısıtlamanız yok ama burada da görülen odur ki sizlerle daha sık bir araya gelirsek birbirimizi anlama ve doğruyu bulma konusunda da adım atmış olacağız.
Sayın Bakanım, şimdi, çok ciddi bir iddia var burada: "İnfaz süresi dolduğu hâlde tahliye edilmeyen kadınlar var." dedi bir milletvekilimiz. Lütfen bunu, böyle bir şey varsa Adalet Bakanı "Niye devam ediyor?" diye açıklasın, yoksa "Yok." diye açıklasın. Eğer yasal mevzuatı farklı bir yorumlamadan kaynaklanıyorsa lütfen açıklasın. Dolayısıyla devletimiz burada zan altında da kalmaktan kurtulur. Bir saatlik özgürlüğün ne anlama geldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Sayın Bakanım, ÇİM yönetmeliği henüz çıkmadı, bunu ne zaman çıkarmayı düşünüyoruz? Yine, kadınlara yönelik cinsel saldırı suçlarında ÇİM'ler gibi işlev görecek merkezlerin açılmasını düşünüyor musunuz, bu konuda çalışmalarınız var mı?
Şimdi, bir şey daha söylediniz, sabrı çok zorlamadan kısa geçiyorum, "Özel soruşturma kısımları açılarak hızlandı soruşturmalar." dediniz kadına, çocuğa yönelik şiddet vakalarında ya da istismar vakalarında; şunu da özellikle söyleyeyim: Soruşturmanın kısalığı değil niteliği önemli, etkin soruşturma yapılıp yapılmadığının çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Eğer etkin soruşturma yapılmıyorsa zaten artık adalete erişim mümkün olmuyor, adil yargılanma da mümkün olmuyor. Bu nedenlerledir ki sizin döneminizde bu suçlara yönelik cezalarda ağırlaştırma yapılmış olmasına rağmen, kamuoyunda ve uygulamada cezasızlık politikasının arttığına yönelik bir algı ve gözlemimiz var. Dolayısıyla sizin bu sunduğunuz birçok eğitimlerin sonucunu alanda nasıl aldığınızın raporlamasını yapıyor musunuz? Bizler alanda çalışan avukatlar ve sivil toplum örgütleri olarak gerçekten bu konuda endişeliyiz. Evet, eğitimler yapılıyor ama ne kadarı alınıyor? Eğitimi almış olan hâkim ve savcılar günlük siyasal gelişmelerden ne kadar etkileniyor? Tedbir kararlarının verilme süreleri niye gittikçe kısalıyor? Tedbir kararlarında "delil" diye tutturan hâkimlerimizin sayısı gittikçe artıyorken bir yanda eğitim alma sayısı artıyor ama bizim alanda beklediğimizde, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılacak olan işlerde de olumsuz bir artış olduğunu görüyoruz. AGO'larda, ÇİM'lerde ve artırılan bu çalışmalarda acaba yeterli eleman sayınız var mı diye endişeliyim çünkü gerçekten orada çalışan arkadaşlarımız çok zor psikolojik şartlar altında çalışıyorlar, biz de avukatlar olarak bunu yaşıyoruz. Yani sürekli şiddetin, cinsel saldırının konuşulduğu bir ortamda gerçekten psikolojilerini çok iyi tutmaları gerekiyor; bunun da bir önleme açısı, fazla sayıda bu çalışmacı alımını sağlamak olmalı.
Sayın Bakanım, biliyorsunuz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 6284'te gerekli gördüğü dosyalarda katılabiliyorlar. Yıllardan beri söylüyoruz, Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak da 81 ilde bu konuda gönüllü, yetişmiş avukatlarımızla biz mağdurların yanında adaletin gerçekleşmesi için yer almak istiyoruz. O nedenle, kanunda yapılacak küçük bir değişiklikle o maddeye barolar ve Türkiye Barolar Birliğinin eklenmesi durumunda da, inanın, çok daha başarılı adli süreçleri yaşayacağımıza eminiz. Çünkü yeterli sayıda Bakanlığın avukatının olmadığı ve etkin bir takibin de bu nedenle yapılamadığı ortada.
Adli yardım sistemiyle ilgili problemlerimizi siz çok yakından biliyorsunuz ve ne kadar çözüm üretmek istediğinize de ben Türkiye Barolar Birliğindeki görevim nedeniyle şahidim ama yine burada tekrarlamak isterim ki, adli yardım sistemindeki yetersizlik nedeniyle maalesef barolarımız artık kadınlara bile hizmet veremeyecek durumda kalmıştır. O nedenle, tekrar bu konunun yani ekonomik politiğin ilgili bakanlarla sizin tarafınızdan görüşülerek çözüm üretilmesinin gerekliliğinin altını çizmek isterim. Birçok güzel açıklama yaptınız, kitapları da alıp okuyacağız, bunlardan gerçekten çok güzel çalışmalar muhakkak oluyor, yapıyorsunuz ama bir dönüp baktığımızda, maalesef dört ay, beş ay gibi bir süreçte 139 rakamıyla açıklanan bir kadın cinayeti, katledilmesi var Türkiye'de. Tüm bu gerçek karşısında anlattıklarınızın ne kadar anlamının kaldığı konusunda şüphem var. Bu nedenle, özellikle birçok şey söyleyeceğim ama süreç yok maalesef. Koordinasyonun çok önemli olduğunun altını bir daha çizmek isterim. Mümkünse de Sayın Bakanım biraz daha çalışmış ve Sevda Vekilimin yapmış olduğu gibi raporlamalarla karşınızda olmak isteriz. Daha sık bir arada olabilirsek... Artık nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, referans olarak aldığınız ya da almadığınız, karşıt gördüğünüz veya görmediğiniz kadın sivil toplum örgütleriyle, kadın çalışması yapan örgütlerle lütfen sıkça bir araya geliniz. Geldiğimiz zaman, eminim, hepimizin aslında ortak hedefi olan sonuca daha hızlı bir şekilde varacağız.
Ben bu duygularla tekrar size teşekkür ediyorum.
Söz verdiğiniz için de Sayın Başkanım size teşekkürlerimi sunuyorum.