KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli katılımcılar; öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

Niğde tarım ve hayvancılıkla geçinen bölgemizdir. Sulama suyundan ürün depolamaya, toprak verimliliğinden mevsimsel sorunlara onca sıkıntısına rağmen, Niğde üreticisi başka yapacak bir iş olmadığından topraktan yaşamını kazanmaya devam etmektedir. Ürün rekoltesi arttığında her yıl sorun yaşanmaktadır. Niğde elma ağacı sayısında ülkemizde ilk sırada, patateste Nevşehir'le birlikte ilk sırada, lahana ve çavdarla ilk sırada. Kirazda dünya markası olma yolundadır ama üretici mutsuzdur. Ürünlerin tek satış yeri tüccar. Eğer yurt dışı satımı yoksa sorun büyümektedir. Niğde'de tarım çok planlı yapılan bir iş de olmamıştır. Hâlâ ekim alanlarının dışında ekilen ürünlerin rekoltesi dahi olasılıkla belirlenmektedir. "Patates bu yıl 800 bin ton oldu." deniyor ama "1 milyon 200 bin ton oldu." diyen de var. Bu durum da devlet kaydındaki rakamda tutarsızlığa neden olmaktadır. Çiftçi kayıt sisteminde üretici sayısı da giderek azalmaktadır.

Burada bir konuya daha değinmek istiyorum. 2014 yılında Niğde'de don olayı nedeniyle çiftçi kayıt sistemine dâhil olanlara zarar karşılığı beyana dair ödeme yapıldı, bir yıl sonra ise beyanda yanlışlık var diye üreticinin bir bölümünden tamamı, bir bölümünden bir kısım ödeme geri alındı, hem de faizle. Devlet bir yılda beyanın doğruluğunu, yanlışlığını fark edemediği için vatandaş mağdur oldu.

Sayın Bakan, Niğde ilinde şu anda patates ve elma depoda son aylarını yaşıyor. Bu sorunun aşılmaması durumunda üretici daha da mağdur olacak. Konunun belki de çözümü büyükşehir belediyeleri aracılığıyla ürünleri alıp satışını yapabilmektir, hem üretici mağdurluğu engellenir hem tüketici ürüne daha ucuza sahip olabilir. Bu geçici çözüm uygulanmalı. Görünen o ki dış satım olanağı gerçekleşmeyecek. Sorunun acil, kısa sürede çözülmesi için de bu yol denenebilir. Niğde'de kalıcı çözüm ise elma ve patateste yaklaşık 20'nin üzerinde mamul elde edilmektedir. Tüm üretim çeşitlerini kapsayan iki büyük tesis kurulması hâlinde entegre bu tesislerle Niğde'nin en az otuz yıllık sorunu çözülür. Ayrıca, hayvancılık için de Kızılca ve Çukurkuyu en yaygın hayvancılık bölgesidir. Bu alanda hayvancılık organize sanayi bölgesinin kurulması şarttır. Bu konuda Bakanlıkta çalışma yapılmasını diliyorum. Niğde hayvancılık organize sanayisinin kurulması bölgede hayvancılığın gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.

Sayın Bakan, üretimden tüketime ve yurt dışı ürünlerin girişine karşı yasaların varlığının Bakanlığınız personeli tarafından gerekli denetime elverişli olmadığını düşünüyorum. Merdiven altı üretim dışında, günü geçmiş ürünlerden üretim kalitesine değin her alanda ihbar dışı denetim olanağının mevcut kadroyla sınırlı olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllar gıdada yöneticilik yaptığım için yaşadığım sorunlardan da böyle bir kanıya varmış bulunuyorum. Üretilen ürünler ile kimi zaman "zararlı" açıklamaları yapılan ama satışları önlenemeyen ürünler vardır. Belediyeler ile Bakanlık arasında yetki ve denetim iş birlikleri yetersiz, incelemeler de bu bağlamda karşılıklı olarak düzensiz sürmektedir.

Ülkemizde gıda güvenliği ve gıda denetimi konusunda yazılı olan ya da söylenen dışında pratikte yaşanan gerçekler düşündürücüdür. Çoğu ürünün denetim dışı kaldığı bir gerçektir. Bu konuda yasal düzenlemeler yetersizdir. Basit ve anlaşılır bir örnek, peynirde tuz oranını anlatırken aklıma geldi, Tuz Gölü'yle ilgili yıllar önce ilk demeci verenlerden biriyim. Tuz Gölü'ne Konya'nın kanalizasyon atıkları ve 100 fabrikanın atığı akmaktaydı. Tuz Gölü bir kapalı havzaydı. Buradan alınan tuzlar ne yazık ki karıncabaş tuz olduğu hâlde halkımız bunu kaya tuzu sanmakta, rafine edilmeyen tuzlar, insan dışkısının da içinde bulunduğu tuzlar ne yazık ki alanda kullanılmaktaydı. Şu anda da Tuz Gölü bir kapalı havzadır ve batak olan kısmı temizlenmemiştir. O nedenle Tuz Gölü'nden alınan tuzların gene de sorun yaratabileceğini, rafine tuz olmadan kullanılması hâlinde insanlar için zararlı bir yönü de olduğunu burada vurgulamak isterim.

Toplulaştırma Niğde'de bazı yerlerde başladı ancak yetersizdir.

Bir de son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum. Kırk iki ilde uygulanan -Konya dahi varken- Niğde'nin mahrum bırakıldığı IPARD'la ilgili, biraz evvel de belirtmiştim... IPARD Avrupa Kırsal Kalkınma Ajansı kapsamında Niğde'nin olmadığı, Bakanlığımızdan aldığım yazıda ifade edilmişti. Sayın Valimiz bu konuda yaptığı açıklamada Niğde'nin IPARD'ta olduğunu belirtiyor. Sanırım yanlış bir tanımlama var, bununu da tutanaklara geçmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Niğde IPARD kapsamında değil. 81 ilde uygulanan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı'nda olduğunu düşünüyorum çünkü veriler ve bilgiler o doğrultuda. Böyle olunca, on beş gün önce sizin belirttiğiniz durumda bir değişiklik varsa bunu da bilmek isterim.

Bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, ülkemizin geleceğinin bu anlamda da güzelliklerle dolu olmasını temenni ediyorum.