KOMİSYON KONUŞMASI

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Öncelikle teşekkür ederim sunum için.

Şimdi, bir Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'miz var bir de Su Havzaları Koruma Yönetmeliği'miz var yani Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde "Atıksuların deşarj edildiği, dolaylı olarak karıştığı göl, akarsu, kıyı ve deniz suları ile yer altı suları gibi yakın ve uzak çevreyi.../...dolaylı ve doğrudan zararlara yol açabilen ve ortamın kullanım potansiyelini etkileyen katı, sıvı ve gaz hâlindeki maddelerle atık enerjiyi..." ifade ediyor tanımlamada. Yine, atık su dediğimiz zaman da -tamamını da okuyabilirim- "Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer kullanımlar sonucunda kirlenmiş veya özellikleri kısmen veya tamamen değişmiş sular ile -buranın altını özellikle çiziyorum- maden ocakları ve cevher hazırlama tesislerinden kaynaklanan sular ve yapılaşmış kaplamalı ve kaplamasız şehir bölgelerinden cadde, otopark ve benzeri alanlardan yağış ve yüzey sularıyla akışa dönüşen suları..." ifade ettiğini tanımlamış. Şimdi, bu kadar önemli bir yatırımın yapıldığı ve cevher zenginleştirmesinin yapıldığı bir alanda, özellikle siyanürlü suyun ve sülfürik asitin kullanıldığı bir alanda, Sabırlı Deresi'nin Bağıştaş Barajı'nı -Bağıştaş Barajı'ydı değil mi, yanlış hatırlamıyorsam- beslediği bir ortamda -yer altı sularını korumak 167 sayılı Kanun'la Devlet Su İşlerinin tasarrufu hüküm ve tasarrufunda- Bağıştaş Barajı'nı beslediği herhangi bir köylü vatandaş tarafından bile ortadayken, bu kadar önemli bir cevher zenginleştirmesi-bakın, madencilik faaliyeti demiyorum; madencilik faaliyeti başka bir şey, cevher zenginleştirme başka bir şey- bu kadar önemli bir üretimin yapılacağı ortamda, Fırat Nehri'ni besleyen ve Orta Doğu'ya kadar akan önemli bir akarsuyun olduğu ve drenaj ağının olduğu bir ortamda, hem tarımsal sulamanın hem içme suyu kaynaklarının beslendiği bir ortamda Devlet Su İşleri buraya nasıl ÇED raporu verdi? Birinci sorum bu. Yani buraya ÇED raporu vermiş olması gerçekten akla ziyan bir konu bu kadar drenaj ağının yüksek olduğu bir noktada.

Bir başka şey: Yer altı sularının kullanılması ve korunmasına ilişkin 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun'a göre buraların kontrollerini... Bize diyorsunuz ki 1 no'lu görselde: "Sondaj kuyuları açtık ve burada yer altı suyunu kontrol ediyoruz." Ben de çok özür diliyorum ama günaydın diyorum çünkü bu kazanın olmasından önce normalde sistematik olarak bu kuyuların açılmış olup düzenli olarak yer altı sularının ne kadar etkilediğinin ve bu yüzey sularının akışa geçerken içerisindeki zehirli atıkların bu suları ne kadar etkilediğinin zaten önceden ölçülmesi gerekmez miydi? İkinci sorum bu.

Yine, tabii, burada, bir baraj yaptığınızı yani bir sedde oluşturduğunuzu ifade ediyorsunuz 2 no.lu görselde. Yani bunun için de bunun öngörülüp bir planlama yapılması gerekmiyor muydu? Yani Sabırlı Deresi'ne herhangi bir akış, herhangi bir kaza, herhangi bir olumsuz durumda bu akışın dereler vasıtasıyla Bağıştaş Barajı'na, oradan da Fırat Nehri'ne akacağı öngörülmüyor muydu? Biraz gecikmiş bir sedde değil mi? Kaza olduktan sonra mı bu sedde yapılmalıydı ve bu geçirimsizlik sağlanabildi mi? Yani seddeyi yüzeyden koymanız hiçbir zaman yeterli değil biliyorsunuz. Yüzey akışını durduramazsınız, bir. İki, yağışlar vasıtasıyla da bu suların oraya akması ve yer altı suyuna... Siz "60 metre kil" diyorsunuz ama saf kil mi içerisinde, siltli kil mi, tam kil mi, onu bilmiyoruz, o ayrı bir konu elbette ama kireç taşı... Yani her tarafta bu kilin olmadığı aşikâr çünkü siz orada bir işletme yapıyorsunuz ve o yüzeydeki "alüvyon" dediğiniz alan zaten sıyrılmıştır. Aşağı yukarı derinliklerin herhâlde 500-600 metreleri bulduğu o maden ocağında kaçınılmaz olarak kireç taşına girilmiş ve o kireç taşının çatlaklı, kırıklı, boşluklu yapısı nedeniyle de o yeraltı suyuna kaçınılmaz olarak -buradaki maden işletmesi sonucu- 36'ya yakın ağır mineralin, siyanürün ve sülfürik asidin önceden de karışması -yani bırakın kazayı- kaçınılmazdır. Biliyorsunuz ki Havzaları Koruma Yönetmeliği var ve Havzaları Koruma'ya göre 0-300 metrelik bir su havzasının kenarından başlayarak 0-300 metrede alınması gereken önlemler var, 300-700 metrede alınması gereken önlemler var...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN ATAY USLU - Buyurun.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - 700 ve 1,5 kilometre ve biliyorsunuz bunun standartları var -burada tek tek yönetmeliği veya işte kanununu anlatmayayım- ve havzanın bütününü korumayla ilgili bir yükümlülük var Su Havzaları Koruma Yönetmeliği'nde. Dolayısıyla buna dair bir çalışma yapıldı mı ve nasıl bu izinler verildi? Onu da tekraren Su Havzaları Koruma... Yani 0-300 metrede balıkçılığın bile yasaklandığı, su motorlarının dahi kullanılamadığı bir ortamda yine bu madenciliğe nasıl izin verildi? Onu da sormak istiyorum. Tabii ki suların kıt olduğu ve özellikle arıtma tesislerinin çok büyük önem taşıdığı bu ortamda bu arıtma yapılıyor muydu tesiste, buna dair bir çalışmanız var mı? Herhangi bir atık su arıtma projesi var mı ve buna dair ne tür çalışmalar yapılıyor, DSİ olarak kontrol edildi mi? Atık suların nitelik ve niceliklerinin kontrolü konusunda fiziksel ve kimyasal analizler düzenli olarak yapılıyor muydu? Bunları sormak istiyorum. Tabii, endüstriyel atık su deşarj standartları var. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'ni incelediğim zaman çok üzülerek gördüm ki burada maden sanayisi sektöründe demir, demir dışı metal cevherleri, kömür üretimi, nakli, bor cevheri, seramik ve toprak sanayisi, çimento, taş kırma, toprak sanayisi ve buna benzer sanayi kuruluşlarıyla ilgili bir tanımlama var.

Yine, kömür hazırlama, işleme, enerji üretim sektörü, taş kömürü ve linyit kömürü hazırlama, kok ve hava gazı üretimi, termik santraller, nükleer santraller, jeotermal santraller, soğutma suyu ve benzerleri, kapalı devre çalışan endüstriyel soğutma suları, fuel-oil ve kömürle çalışan buhar kazanları ve benzeri tesisler tanım içerisinde bulunurken altın madeniyle ilgili, altın madeni cevher zenginleştirmesiyle ilgili herhangi tanımın olmamadığı, 2001'den bu yana 22'ye yakın altın madeni cevher zenginleştirmenin maden çalıştırmanın dışında olduğu bir ortamda bu tanımın da yönetmelik içerisinde var olup buna ilişkin tedbirlerin alınması gerekmiyor muydu? Bunları sormak istiyorum şimdilik; daha sonra, ikinci turda da devam ederim.

Teşekkür ederim.