ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Çok Değerli Komisyon Başkanımız, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; daha önce araştırma komisyonlarında çalışmış bir milletvekili olarak bu araştırma Komisyonunun ben gerçekten bir sonuca varacağına inanıyorum ve hiç kimse endişe etmesin ki bu Komisyonda orada yaşanan olayların tüm yönleriyle açığa kavuşturulacağına herkes emin olmalı. Fakat biraz önce Şenol Hanım'ın da söylediği, bunların hepsinin gelmesi lazım ama bunlarda bir öncelik, hani yangında ilk kurtarılacak anlamında bir öncelik belirlememiz gerekiyor ki bunlardan biri MTA, biri MAPEG, biri Enerji Bakanlığı, biri Çevre Bakanlığı, bir kere bununla yola başlamamız gerekiyor. Şunu da yapalım, bunu da yapalım derken hiçbir şey yapamayacağımız durumlar yaşanır yani bu Komisyonda...

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Tabii ki bir sıraya koymak gerekiyor.

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Ama önceliklendirip hemen işe başlamamız gerekiyor, o yüzden de şunu yapalım, bunu yapalım derken bu dilek ve temennilerle gider ve bu Komisyon amacından çıkar ve Komisyon olmaktan öte sadece şikâyet ya da birbirini eleştiren bir konu alır. Burada hiçbir parti gözetmeksizin hepimizin ana görevi gerçekten orada yaşanan ve bir sonrasında yaşanmaması gereken olayların ortaya çıkarılması... Müzeyyen Hanım'ın söylediği çok önemli, diyor ki: "Bunların faydaları ve çevreye etkileri ile ikisi arasındaki şeyin de iyi bir hesap edilmesi lazım." Bunların hepsi hesap edilir, bu Komisyonun üyesi olarak, ben de bir ziraat mühendisiyim aynı zamanda yani çevreyle ilgili konularda da benim de yeteri kadar bu konuda çalışacağımdan da kimsenin endişesi olmasın. Ya, bu Komisyon bence Türkiye'nin geleceğinin umut Komisyonu yani sadece bunu altın maden olarak düşünmeyin. Yani Türkiye şu anda 5 milyar dolar civarında sadece maden ihracatı olan bir ülke, hâlbuki bunun en kısa sürede 10 ve 20'ye çıkması gerekiyor yani biz madenler konusunda çok iyi bir konumda değiliz dünyanın başka ülkelerine baktığımızda. Ha, hem madenin ekonomiye kazandırılması hem de çevrenin kullanılması mümkün mü? Mümkün. Nerede bunları görüyoruz biz? Kanada bir, Almanya iki, Fransa üç, Norveç dört; buralarda bunların hepsi yapılıyor, hem ekonomiye kazandırılıyor ama hem de çevre de hassasiyetle kullanılıyor, bu da yapılabilir. Yani baktığınız zaman barut üretmek de tehlikeli, tüp gaz doldurmak da tehlikeli, petrol üretmek de, eğer düzgün bakmadığınız zaman rafinerilerin de hepsi birer el bombası, hepsi birer tehlike. Yani şimdi pilli arabalar var ya da üstünde tüp gazlı arabalarla gidiliyor ya da benzinli arabalarla, onlar da bir tehlike, mühim olan bu tehlikelerin kontrol altına alınması.

Ben bu Komisyon üyelerine de baktığımda, önemli kısmını da tanıdığım için söylüyorum -üçüncü dönemim benim- bu Komisyonun ben Türkiye için bir umut vadedeceğini ve gelecekteki bu tür kazaların önlenmesi için belki de gelecek nesillere anlatacağımız güzel şeyler olacağını düşünüyorum.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.