| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Samsun Milletvekili Ersan Aksu ile 120 Milletvekilinin Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1812) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 28 .11.2023 |
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Ben yine bir soru soracağım. Şimdi, tabii, Türkiye'deki gerçek kişilerin Türkiye'de şirket kurmaları, burada kazançlarını elde etmeleri elbette önemli. Tabii, Türkiye'de çok büyük yapılar var. Küresel bir dünyada yaşıyoruz ve insanlarımız her yerde iştirakler kurabilirler, şirketlere ortak olabilirler. Bu, aslında ilk bakışta çok düzgün bir şey yani nasıl ki Türkiye'ye yurt dışından gelen insanların, firmaların -en büyük meselesi- burada kazanıp buradaki kazançlarının önemli bir bölümünü ana ülkelerine transfer etmesi bu ülkenin gelirini azaltıyorsa bu şekilde gelir elde etmek, dışarıdaki Türklerin paralarını buraya getirmek çok doğal bir şey, çok arzu edilir. Burada benim sorum şu: Kalktık, bugün gittik bir adaya, bin dolarlık bir şirket kurduk ve o şirketin yüzde 51'ine biz sahibiz. O şirket 1 milyar doları Türkiye'ye transfer etmeye kalkarsa, o şahıs, biz sadece gelen parayla mı ilgileneceğiz? Yani "Ne olursan ol gel." mi diyeceğiz? Çünkü maalesef bugün Türkiye'de en önemli meselelerimizden bir tanesi siyaset-mafya ilişkisidir, kara para meselemizdir. Gri liste burada çok konuşuldu. Yani gelen paranın kime ait olduğu meselesinden daha çok, o kazanılan parayla ilgili olarak, Türkiye'deki başta Hazine ve Maliyemiz olmak üzere, MASAK'ımız olmak üzere, bu para ne yapılarak kazanılmıştır meselesine girecek miyiz? Yoksa "Yeter ki gel." mi diyeceğiz? Şayet, böyle bir şey olursa inanın bana Türkiye bu konuda çok farklı bir kapı açmış olur. Şu anda, Hazine ve Maliye Bakanımız gri listeden çıkmakta olduğumuzu ifade etti, bu daha büyük bir problemle bu ülkeyi karşı karşıya bırakır. Paranın gelmesine eyvallah ama nasıl gelecek ve o gelen paranın arkasına bakacak mıyız biz? Bu konuda biraz daha fazla açıklamaya ihtiyaç var.
HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI İSMAİL İLHAN HATİPOĞLU - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Tabii, kara paranın aklanmasının önlenmesi ve terörizmin finansmanının önlenmesine ilişkin kanun hükümlerini engelleyen hiçbir düzenleme yok. Türkiye'ye getirilen herhangi bir paranın, dışarıda elde edilmiş herhangi bir paranın Türkiye'ye getirilmesi hâlinde, şüpheli işlem bildirimi banka tarafından yapılması hâlinde ya da MASAK tarafından analizlerde bir risk görülmesi hâlinde kara paraların aklanmasının önlenmesine ilişkin incelemeler diğer konularda olduğu gibi bu konuda da yapılmaya devam edecek, buna herhangi bir bağışıklık getiren bir düzenleme değil efendim.
SELİM TEMURCİ (İstanbul) - Çok basit bir şey; 10 bin dolarlık bir şirket kurduk, 1 milyar dolar Türkiye'ye transfer... Yani bu konuda hiçbir banka kuruluşu, hiçbir uluslararası denetim şirketi yapısı, uluslararası kuruluş Türkiye'ye bir uyarıda bulunmadı. Yani bizim bu şirketin kuruluşuna bakıp "Ya, 10 bin dolarlık bir şirket nasıl Türkiye'ye 1 milyar dolar getirebilir?" şeklinde bir sorgulamamız olacak mı? Çok açık bir soru soruyorum.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım...
Sayın Temurci, iki yıl önceydi zannediyorum biz kara paranın aklanması kanunuyla ilgili o düzenlemeyi yaptığımızda, dünyaya en örnek düzenlemelerden birisini yapmıştık, bugün de sık sık Resmî Gazete'de görürüz. Eğer terörizmin finansmanı, kara paranın aklanması hakkında kanun çerçevesinde bir para gelmişse o kişiyle ilgili Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde mutlaka Maliye Bakanımız ve İçişleri Bakanımızın imzalarıyla hesap dondurulur, Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderilir ve zaten belli bir miktarın üstündeki bankaya yatan bütün paralar MASAK'a -benim bildiğim- şüpheli işlem olarak geliyor ve inceleniyor.
Teşekkür ediyorum.