KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; tabii, usul hakkındaki yapılan görüşmelerde geneliyle ilgili de epey geniş bir değerlendirme kendini gösterdi ama geneli hakkında da maddeler özelinde bazı başlıkları paylaşmanın bence çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle kadın istihdamı konusunda 2 erkek milletvekilinin bu kadar duyarlı bir şekilde eksiklikleri ve olması...

Benim kaderim mi Sayın Başkan, ben konuşmaya başladığım zaman herkeste bir sohbet etme duygusu bir anda hareketleniyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen sessizlik...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - O yüzden yani önemsiz şeyler söyleyeceğime de pek inanmıyorum açıkçası.

BAŞKAN - Ben ama bakın, cankulağı ile dinliyorum.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Öncelikle, tabii, kadın istihdamı konusuyla ilgili Sayın Bakan bu konuyla ilgili bir söylemde bulundu. Acaba cümleyi mi yanlış anladım veyahut nasıl bir değerlendirmedir? Siz dediniz ki: "Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda bu konuyla ilgili görüşme detaylı olarak yapıldı." gibi bir değerlendirmeniz oldu aradan önceki süreçte. Bu, daha önceki tasarılar üzerindeki değerlendirme mi, yani 26'ncı Dönemin öncesindeki tasarılar üzerindeki değerlendirmeyi mi kastettiniz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Tabii, tabii... 24...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yani 26'ncı Dönem dediğim, bu dönem görüşülmedi, onu söylüyorum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ben de onu söyledim zaten.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - 24'üncü Dönemde bir taslak üzerindeki görüşme midir? Yine bir araştırma komisyonu kurulmuştur kadın istihdamıyla ilgili...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şöyle ifade edeyim...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - O araştırma komisyonunun vermiş olduğu sonuç raporundan mı değerlendirme aldınız, neye göre bu değerlendirmeyi yaptınız? Çünkü bu dönem, ben, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda bu konunun görüşülmediğini biliyorum. Geçmişteki bir görüşmeyi herhâlde değil mi referans olarak dile getirdiniz?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok haklısınız. 24'üncü Dönemde şu anda Mecliste olan aileyle ilgili bir düzenlemenin içerisinde, bu çalışma düzeninin de bulunduğu bir düzenlemenin, hem doğumdan sonraki izinleri de ihtiva eden, onları da karşılayan düzenlemenin içerisinde bu tartışıldı ve konuşuldu, Meclise kadar indi yani Komisyondan geçerek.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Biliyorum.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sadece o detayı ifade ettim. Öyle bir tartışma olmuştu onun için, bu dönem yok.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Anladım. Yani bu dönem öyle bir tartışma olmadı veya bize gelen bir rapor hâlinde değil, biz kendi evraklarımız üzerinden bunu değerlendiriyoruz, rapor sonuçları.

Tabii, orada önemli bir çalışma da kadın istihdamıyla ilgili kurulmuş olan araştırma komisyonudur ve o araştırma komisyonunda istihdamla ilgili bir uygulama veya değerlendirme ortaya koyduğunuzda "iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması" başlığında ki bugün gelen maddeler de bu başlıkta gelen maddeler gördüğüm. Ama bunun yanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması istihdam açısından çok önemli, bir kadın istihdamında eğitim çok önemli. Biraz önce siz iş başında eğitim ve o eğitime bağlı olarak iş bulma noktasında ortaya çıkan pozitif gelişmeleri rakamsal olarak, oransal olarak verdiniz. Aynı şekilde kadınların, özellikle kız çocuklarının eğitiminde ki bunun için özel bir çalışma var ve bu toplantılara keşke, Sayın Yıldırım'ın söylediği gibi, akademisyen arkadaşlar da katılarak hem istihdam konusunda hem diğer konularda, ihtiyaç olan başlıklardaki düzenlemelerde değerlendirmelerini bizimle paylaşabilsinler. Çünkü, eğitim açısından baktığınızda Türkiye'de mesleki eğitim, teknik eğitim açısından kadınlar için uygun görülen çocuk bakımı ve ona bağlı meslek liseleri ama farklı meslek kollarındaki kız öğrenci sayısına baktığımızda oldukça büyük uçurumlar ve farklar var. Yani bunların gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye'de kadın girişimciliğinin yetersiz olduğunu görüyoruz, girişimciler açısından veya iş sahipleri açısından pek çok düzenleme yapıldı ama bu düzenlemenin içerisinde yetersizliği görüyoruz. Örgütlenme açısından yetersiz. Bir de tabii ki istihdamların önünde önemli problemler var. Hâlâ bunu belki de geleneksel toplumun bakış açısı açısından da tam çözebilmiş durumda değiliz.

Yani, şimdi bugün buraya gelen maddelerle beraber değerlendirdiğimizde ve kadın istihdamı ki çok önemli... Aslına bakarsanız Türkiye'nin kendi kalkınmasıyla, büyümesiyle ve iş gücü yaratmayan büyüme politikasıyla da çok paralelliği olan bir konudur. O yüzden, değerlendirme yapılıp bunun sadece ve sadece çocuk dünyaya getiren ve onun düzenlemesi şeklinde bir değerlendirme sınırlarında bırakılması ve hatta hatta birinci çocuk ona göre bir izin süresi, ondan sonra o ilk çocuk için özel bir süre tanımı, ondan sonra ikinci olduysa onun için geçerli değil ikinci için ayrı geçen... Yani bu kadar detaylı sadece anneyi... Tabii ki doğurganlık ve annelik çok önemli bir olay kadın için ama bunun ötesindeki birtakım gelişmeleri ve gerçekleri de görerek düzenleme yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kadın istihdamında oranlara ve rakamlara baktığınızda, hâlâ OECD'nin hem iş gücüne katılım hem de istihdam açısından çok gerisinde olan Türkiye'de özellikle son yıllarda biraz iyileşme gözüküyor ki o gözüken de kentte yaşayan kadınları, daha ağırlıklı olarak bu yaşlı bakımı açısından aldıkları ücretin iş gücüne, daha doğrusu çalışıyormuş kapsamına alınmasıyla ortaya çıkan bir iyileşmenin kaynağı olarak da görüyoruz. Yani bunun daha detaylı düzenlenecek bir torba yasanın içine sıkıştırılamayacak kadar geniş bir yeri olduğuna açıkçası inanıyorum.

Diğer taraftan, bu torba yasa içerisinde tarımla ilgili bir düzenleme var. Yani gübre ve yem fiyatlarıyla ilgili vergiyle ilgili düzenleme. Şimdi, yanılmıyorsam 1 Ocak itibarıyla bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. O Bakanlar Kurulu kararında bu tarifelendirilmiş olan gübre ve yemle ilgili KDV oranlarında aşağıya düşüş kararı alındı ve Resmî Gazete'de yayımlandı. Şimdi, bu yasayla da yine aynı tarifelendirmede bir yeni yasal çalışmayı ortaya koyuyoruz. Tabii, Türkiye'de maalesef, tarımın içinde olduğu durum, bugün gelinen 2016'nın Ocak ayındaki bir müdahaleyle geç gelen bir nefes verme şeklinde bir gerçek. Kaldı ki bu gerçeğe baktığınız zaman, yıllardır tarımın Türkiye'de... Özellikle ilk 2002 yılından itibaren ortaya konulan ekonomi politikalarının tarım üretim kooperatiflerini tamamen üreticileri mağdur edecek şekilde ortadan kaldırması, çiftçinin maalesef mağdur edilerek bir yerlere mecbur noktada getirilen o fiyatlandırma ve destek politikaları, en azından tarımla ilgili baktığınızda, Tarım Kanunu'nun içeriğinde millî gelirin yüzde 1'i noktasında verilmesi gereken desteğin bile hiçbir zaman verilmeyerek, binde 7, binde 8 oranlarında kalarak verilen dolaylı veya doğru desteklerin de mazot fiyatı üzerindeki ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerle çiftçiye verilenlerin aynen geri alındığı ve mağduriyetinin devam ettiği bir süreç içerisinde geçti.

Şimdi, Türkiye'ye baktığınızda, bizim Trakya kadar bir toprağımız son on üç yıllık gelişmelerle ekilemiyor. Bu ekilemediği gibi... Ama uzun erimli tahminleri... Ki Sayın Bakan da o uzun erimli bakış açılarını çok önemsediğini dile getiriyor. 2050 yılına doğru bir uzun erimli bakış ortaya konulduğunda bugünkü üretim kapasitesinin gelişmiş ülkelerde yüzde 70, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 100 artırılacağı bir tarımsal üretim ihtiyacı söz konusu. Biz tarım deposu olan Türkiye'yi kendi içinde ithalata bağımlı hâle getirirken onun ötesinde, bir de ortaya çıkan bundan sonraki süreçle ilgili gerçeklerde zafiyetin ana başlıklarıyla karşı karşıya geliyoruz. Biz saman ithal ettik, saman ithal eden ülke hâline geldik. Net girdileriyle beraber baktığınızda, bugün, Türkiye'de gübreyle ilgili ham maddenin büyük bir kısmı ithal edilir konumda. Yapılması gereken, en önemli ham madde ve ara mamul açısından Türkiye'nin eksiği olan kendi üretimini yapması yönünde ortaya konulacak olan o destek ve teşviklerin maalesef, yapılamamış olması.

Şimdi bugün tabii ki tarımla ilgili yapılan bu destekleme olumlu ve dediğim gibi birçok konuda olumlu ve bizim de kendi seçim beyannamelerimizde veya parti programımızda dile getirdiğimiz başlıkları içeriyor. Ama neden tarımda bugüne kadar bekledik? Şimdi, 2015 yılının genel rakamlarına baktığımız zaman, tabii tarım çok hassas bir sektör. Tarımın içerisinde hava şartları, onların getirdiği sonuçlar -ki iklimsel değişimlerin çok yoğun olduğu bir dönemdeyiz artık- fiyatlandırma ve ondan etkilenen sektörel yapı, kentleşme ve kentleşmeye bağlı ortaya çıkan sonuçlar, tüm bunlara baktığınızda, tarımla ilgili senelerdir dediğimiz çok büyük eksiklikleri inatla devam ettirdiniz. Bugün gübre ve yem noktasında bir indirim olması son anda artık feryat eden çiftçiye ne kadar derman olur bilemiyorum. Çünkü esas 1,8 milyar dediniz değil mi Sayın Bakan, buradan doğacak olan, çiftçiye verilecek olan desteği, mazot ve yem açısından?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yem ve gübre.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yem ve gübre açısından. Ama özellikle en büyük girdi maliyeti çiftçi açısından mazottaki vergi yükü. Dediğim gibi yani 10 milyara yakın bir destek veriliyor devletten ama 3,3 milyon ton kullandıkları mazot, oradan verilen o yük verilen desteği tamamen ortadan kaldırıyor.

Şimdi, eğer tarımsal destek ve tarımı geliştirecek bir süreci daha da güçlendirmek istiyorsak buna değerlendirmeler içinde, tarımın genel stratejik gelişimi içinde bakmak çok çok önemlidir diye düşünüyorum açıkçası.

Diğer taraftan, bu emeklilikle ilgili destek priminin kaldırılması. Sene sanırım 2006 idi bir düzenleme yapıldı ve o düzenlemede destek priminin yüzde 33 ile yüzde 39 arasında değişen bir oranla uygulanması noktasında yine mevcut iktidarın çıkardığı bir kanun vardı. Biz Anayasa Mahkemesine Cumhuriyet Halk Partisi olarak başvurarak bu orandaki haksızlığı ortaya koyduk ve düşürdük. Bizim destek priminin kaldırılması gerektiğini söylememizin en önemli nedeni, yıllarca çalışmış, emeğini vermiş, bu ülkenin -büyümesini dile getiriyorsak- büyümesinde katkısı olmuş emeklinin geçimini sağlamayarak, sağlayamayarak, yeni bir işte çalıştığında tekrar o gelirinden bir kesinti yapılmasının haksız olduğunu defalarca dile getirdik, defalarca dile getirdik. Yine bugün görüyoruz ki bu düzenleme yapılmış. Bu da doğru ama niye bu kadar beklemek ve niye bu torbalara sıkıştırmak açısından bu derece bir zaman kaybını ve bu derece kişiler için baktığınızda olumsuzluğu yarattık?

Tabii esnafla ilgili bir düzenleme getiriyorsunuz. O, son dönem asgari ücrette yapılan düzenlemeyle esnafın dile getirdiği sıkıntıya ne kadar merhem olur onu bilemiyorum. Böyle bir desteğin, onun değerlendirilmesi ki olması gerekenlerin de dikkate alınacağı bir düzenleme idi, onun tekliflerini de zaten biz vereceğiz.

Diğer taraftan kara yolları, OGS, HGS'yle ilgili bir düzenleme var. O konuyla ilgili olarak aslında çok enteresan bir Sayıştay raporu var. O Sayıştay raporunun içeriğinde şöyle diyor, Sayın Bakan: Bakın, "2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu", Sayıştayca. Sayfa 11'de, ilk başlığını da söyleyeyim: "2014 Yılı Mali Denetim Sonuçları" Kara yollarıyla ilgili değerlendirmelerinden sonra bir beyanı olmuş: "Köprü ve otoyol kaçak geçişlerinden kaynaklanan faaliyet alacaklarının tahakkuk kayıtları yapılmamıştır. Bunun sonucu olarak da köprü ve otoyollarda gerçekleşen toplam 169 milyon 982 bin 867,57 TL kaçak geçiş bedeli karşılığı gelire ilişkin tahakkuk kaydı yapılmadığından bu tutara mali tablolarda yer verilmemiştir." Devamını söyleyelim ama olması gerekenden daha düşük raporlanmasına neden olmuştur.

Şimdi, böyle bir düzenlemeyi burada getiriyorsunuz. Bu rapordaki tespitin etkisi nedir? Bu raporda da "Mali tablolarda gerekenden daha düşük raporlanmasına yol açmıştır." denmektedir. Bu konuyla ilgili ne yapılmıştır, onu da sormak isterim.

Aslında maddelerde geniş, daha detaylı bir değerlendirmeyi paylaşacağımız için önemli olan torba mantığında değil -yine söylüyorum- pek çok konuda detay görüşüp bilgi paylaşımı dâhilinde kaliteli bir yasama faaliyeti yapma imkânımız varken bunu heder etmeyelim diyorum.

Teşekkür ediyorum.