Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Karabük Milletvekili Cem Şahin, İstanbul Milletvekili Şengül Karslı ve 124 Milletvekilinin Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2023) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 20 .02.2024 |
ZEYNEP ODUNCU (Batman) - Teşekkür ederim Başkan.
Komisyon üyesi değilim ama açıkçası bazı konularda söz söylemek istedim.
Adalet Komisyonunun Türkiye'de şu anda, adalete en fazla ihtiyacımız olan bir dönemde çok adil bir şekilde çalışması gerektiğine inanıyorum çünkü şu anda Türkiye'de birçok noktada adaletsizliğin hüküm sürdüğünü görüyoruz. Özellikle şu anda cezaevlerinde olan arkadaşlarımızın infazlarının yakılması ya da cezaevindeki hak ihlalleri noktasında kayıtlara geçmesi adına birkaç şey söylemek istiyorum.
Sivil toplum kuruluşları ve hukuk örgütleri tarafından hazırlanan raporda Türkiye cezaevlerinde temel hakların askıya alındığı, keyfîliğin hâkim olduğu ve hak ihlallerinin sistematikleştiği yönünde tespitler yer almaktadır. Kamu Denetçiliği Kurumunun 2023 Yılı Faaliyet Raporu'nda da en çok şikâyet edilen idarelerin başında Adalet Bakanlığının geldiği ve Bakanlık hakkında yapılan şikâyetlerin önemli bir kısmının cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin olduğu görülmektedir.
Cezaevlerinde yaşanan en büyük hak ihlallerinden biri, hükümlüye verilen disiplin cezası yöntemiyle infazlarını tamamlamayanların cezaevinden çıkmalarını engelleyen infaz yakmalardır. Bilhassa 2006 yılından itibaren yaygın bir şekilde uygulanan bu yöntem son yıllarda ciddi bir artış göstermiş olup umut hakkı bağlamında kişinin bir ömür cezaevinde kalmasına dönük bir infaz yöntemi olarak ortaya çıkmaktadır. Oysa infazın amacı bireyi toplumdan büsbütün ayrıştırmak değil koşullu salıverme yöntemiyle yeniden toplumla bağlarını kurmaktır. Hapishane kurallarına uymadığı için tutuklu ve hükümlülere verilebilecek disiplin cezaları kınama, etkinlik yasağı, haberleşme yasağı, ziyaretçi yasağı ve hücre cezası şeklindedir. Bilhassa, keyfî bir uygulamaya dönüşen disiplin cezalarının sonuçları oldukça ağırdır; bu cezaları alan mahpuslar iyi hâl şartını doldurmadıkça tahliye olamamaktadırlar. Disiplin cezasını üst üste alan mahpuslar için ise durum daha da kritik bir hâl almakta ve TMK'nin 17'nci maddesiyle bir araya geldiğinde bazı mahpuslar açısından ayrımcı bir uygulama söz konusu olmaktadır. Tutukluların infazlarının yakılarak, tahliyelerinin önüne geçilerek koşullu salıverme haklarından yararlanmaları engellenmektedir. Tamamen keyfiyete ve kurullarda yer alan kişilerin subjektif değerlendirmelerine dayalı bu kararlarla, mahpusların kişi güvenliği ve özgürlük hakkı başta olmak üzere birçok temel hak ve özgürlükleri ihlal edilmektedir.
2020 yılında Ceza İnfaz Yasası'nda yapılan değişiklikle idare ve gözlem kurullarının yetkisi artırılmış ve bu kurullar son zamanlarda mahpuslar hakkında vermiş oldukları raporlarla kamuoyunda gündem hâline gelmişlerdir. 1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun sonucu haklarında hüküm kurulan ve infaz süreleri bitmesine rağmen tahliye edilmemiş pek çok mahpus oldu. Bu düzenlemeye göre, hükümlüler iyi hâl tespitlerinde altı ayda bir idare ve gözlem kurulunca değerlendirmeye tabi tutulmakta ve yargılandıkları dosyalar hakkında bilinmeyen kurul üyeleri tarafından kararlar verilmektedir. Bu keyfî uygulamalara zemin hazırlayan düzenleme mahpuslar açısından hürriyeti tahdit suçu niteliğindedir, özellikle ağır hasta mahpuslar açısından yaşam hakkı ihlaline dönüşmüştür.
Sincan Kapalı Cezaevinde tutulan Özlem Demir, Sabite Ekinci, Zeynep Bingöl, Nedime Yaklav, Jiyan Ateş, Necla Yıldız, Mukaddes Kubilay, Rozerin Kurt, Sedef Demir ve Dilan Oynaş'ın tahliyesi sudan sebeplerle erteleniyor. Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Ahmet Zenger infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmemektedir. Yaşadığı ağır sağlık sorunları da dikkate alınmayan Zenger'in tahliyesinin cezaevi idaresi tarafından dayatılan pişmanlık nedeniyle gerçekleştirilmediği ve tahliyesinin 4 kez ertelendiği belirtilmektedir. Yine, Yozgat Cezaevinde bulunan Sinan Sütpak infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. Bunlara verilebilecek birçok örnek vardır. Bunları şu anda söylememizin sebebi, şu an cezaevlerinde gerçekten keyfî bir uygulama var. Kişilerin, mahpusta olan kişilerin aldıkları ceza ne olursa olsun... İşte "Suyu çok kullandın." "Elektriği çok kullandın." "Koridordan geçerken Kürtçe selam verdin." gibi bu tarz uygulamalara maruz kalan mahpuslar var. O yüzden, şu anda yapılan çalışmalarda bunların dikkate alınması ve gerekli düzenlemelerin adil bir şekilde yapılması talebinde bulunuyoruz.
Teşekkür ediyorum.