| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Karabük Milletvekili Cem Şahin, İstanbul Milletvekili Şengül Karslı ve 124 Milletvekilinin Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2023) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .02.2024 |
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, az önce Bahri Hocamız 226'yla ilgili şöyle bir yorum yaptı, eğer uygulaması doğru yapılırsa aslında bir sıkıntı olmadığını söyledi. Çok üzülerek söylüyorum, evet, hocam olabilir, kıymetlimizdir, değerlimizdir, hani ondan eğitim almışız, şu an burada değil belki ama kesinlikle ve kesinlikle katılmıyorum bu yorumuna. Neden? Bir Rusya örneğini verdi. Çok acıdır ki yani Rusya dediğimiz ülke, zaten Avrupa İnsan Hakları bile artık şeyden çıkarmış durumda ve hukuk alanında ne aşamaya geldiği belli olan bir ülke. Almanya'yı örnek verdi. Almanya dediğimiz ülke yani yerleşik bir demokrasisi olan, yargının bağımsız olduğu ve "soyut" denilen hiçbir kavramın keyfî kullanılmadığı bir yargı sistemi var Almanya'nın yani bizim Türkiye'yle kıyaslayabilmemizin imkânı olmayan bir sistemi var. O yüzden şimdi ben 226'yla ilgili örnek de açıklamak istiyorum yani çok basit bir örnekle açıklamak istiyorum ki ikna da olmak istiyorum. Şimdi, 8 Mart ve 25 Kasım... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü. Şimdi, bugünlerde bölgede eylem, etkinlikler yapılır; işte, sahaya inilir, kadınlar 8 Martı kutlar, 25 Kasımda "Şiddete Hayır!" eylemleri yapılır. Ne olur peki bölgede, Kürt illerinde ne olur? Bu kadınların tamamına 226'dan yani örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten davalar açılır. Ve neden açılır? İşte, tam da bu kanunun somut bir şekilde ortaya bir şey koymadığı, soyut bir şekilde "Siz örgütün talimatıyla bu eylemleri gerçekleştirmişsiniz. Evet, örgüt üyesi olmayabilirsiniz fakat örgüt adına suç işlediniz." diye 226'dan cezalandırılır. Türkiye cephesinde yani batı illerinde ne olur? 25 Kasım ve 8 Marta katılan kadınlar neyle karşılaşır? 2911, işte, Anayasa madde 34; bunların tamamına ihlalden bir karşılaşma olur. Şimdi, somut olmama tam da buradan kaynaklanıyor. Eğer bizim yani bu kanun Anayasa Mahkemesinin bize emrettiği şekliyle yani somut bir şekliyle bir düzenleme olmuş olsaydı biz şu an bunları tartışmıyor olacaktık. Fakat Anayasa Mahkemesi bize "Sizin 226'yla ilgili yapmanız gereken; Somutlaştırmanız gerekiyor." diyor. "Bu kadar havada, bu kadar afaki şekilde kişiler cezalandırılamaz." diyor. Peki, bize gelen teklif ne? Yani 120'ye yakın vekilimizin altına imzası attığı teklifte ne diyor? "Tamam o zaman hadi somutlaştırıyoruz, ceza miktarlarını yazıyoruz." diyor. Şimdi, somutlaştırmaktan biz bunu mu anlıyoruz yani ceza miktarını yazmaktan mı anlıyoruz? Zaten 314/2'de bunun ceza miktarı anlaşılır bir şekilde. Şimdi, bu, bizim ikna olabileceğimiz bir yerde değil.
Şimdi, bir diğeri -yani yine tabii, Sayın Arslan dinliyorsa eğer şimdi yine kızacak "Niyet okuyorsunuz." diyecek ama okuyorum- neden bu yapılıyor? Yine bu yasa teklifiyle birlikte "Ne yaparız da biz bu muhalifleri bir şekilde cezalandırabiliriz? 314'ten bir şekilde yapamıyoruz zaten o kanun maddesi duruyor, 220'yi de getirmişiz, biz burada belki bu şekilde muhalifleri, bu anlamda işte, gösteri yürüyüş hakkını kullanan, en demokratik haklarını kullanan kişileri nasıl cezalandırırız?" diye düşünülmüş ince bir şekilde, oturulmuş ve böylesi bir teklifle karşımıza gelindiğini ifade etmek gerekiyor.
Az önce Sezgin Vekilim de belirtti, ben de bunun notunu almıştım. Bir kişi ya örgüt üyesidir ya değildir. Bunun örgüt adına, örgütün yanından, örgütün sağından... Böyle bir şey yok, hukuk sistemimizde de yok, yapımızda da yok. Bu, kişileri mevcut iktidarın kendi elindeki yargı sopasını elinden bırakmaması için ısrarlı bir şekilde -bakın, ısrarlı bir şekilde- Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu yönlü kararına rağmen ısrarlı bir şekilde önümüze koyduğu bir tekliftir. Ve bugünü not alalım, bugünü, bunu not alalım; net ifade ediyoruz, emin olun şu an bu teklif belki buradan sayısal çoğunlukla vesaire geçecek, işte bir şekilde geçecek ama bir daha gelecek buraya; eğer bizler de burada olursak bugünü not alalım ve söyleyelim biz bir daha konuşacağız bunu ve ısrarlı bir şekilde vazgeçmiyoruz bundan. Yani Anayasa Mahkemesi diyor, AİHM diyor ama biz ısrarlı bir şekilde diyoruz ki "Elimizde tutalım, elimizde kalsın işte, iktidar olarak bu anlamda muhaliflere karşı sopa olarak çıkarır kullanırız istediğimiz gibi." Ya, cezaevleri -her yerden- 220'den yatan insanlarla doldu yani. O yüzden biz de kesinlikle ve kesinlikle bu tekliften bu maddenin çıkması gerektiğini düşünüyoruz.
Teşekkürler.