| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve 76 Milletvekilinin Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2002) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .02.2024 |
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcım ve beraber turizm üzerinde çok emek verdiğimiz sevgili Sayın Yayman, çok değerli sivil toplum örgütü temsilcilerimiz -sizleri de burada aramızda görmekten mutluluk duyuyorum- hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Erzincan İliç'teki yaşanan elim maden kazasında göçük altında kalan işçilerimize bir an önce ulaşılmasını temenni ediyor, bölge halkına da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Sayın Başkan, Komisyonumuza gelen rehberlerle ilgili kanun değişikliğiyle ilgili, maddelerle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubum adına bir turizmci vekiliniz olarak bilgiler aktarmaya çalışacağım ama her zaman söylediğim gibi, ne yazık ki komisyonların Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışma şeklini her zaman eleştiriyorum, bunu da sık sık bu kendi Komisyonumuzda da dile getiriyorum. Keşke sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınabilse bu maddeler gelmeden önce, keşke bu bir istişareyle birlikte Komisyonumuza gelse, biz de daha çok katkı vermek için hep beraber çalışsak. Bu kanun metninde de sivil toplum örgütleriyle ve özellikle rehberler odamızla ve temsilcileriyle bir uzlaşı sağlanmadığını ve bugün de bunun 12'sinde -biraz önce sizin dediğiniz gibi- önümüze geldiğini görüyorum.
Seyahat acenteleri ve turist rehberleri turizm sektörünün önemli sacayaklarındandır. Eğer ortada bugün, Sayın Bakanın da belirttiği gibi, turizm sektörüne ilişkin başarı hikâyesinden övünülerek bahsediliyorsa, rekorlar var ise bunun sacayakları rehberlerimiz, turizm yatırımcılarımız, turizm işletmecilerimiz, TÜRSAB, Türkiye Otelciler Federasyonu -sizin de Ulaştırma Bakanlığı yaptığınız dönemdeki desteklerinizi unutmuyorum- hava yolları şirketlerimiz, havalimanlarımız; bunların katkıları yadsınamaz. Ben, biraz önce söylediğim gibi, meslek birliklerinin görüşlerini almaksızın hazırlanan bu taslakla karşı karşıya olduğumuzdan bahsetmiştim ve bunu ulusal basından da duyduk ne yazık ki, gönül isterdi ki parti gruplarına bu daha önceden gönderilsin Bakanlığımız tarafından. Yani bu eleştiriyi yapıyorum ama neden yapıyorum biliyor musunuz? Ben sivil toplum örgütünden geldim, milletvekili oldum; bunu siz de biliyorsunuz Sayın Bakanım, Komisyon üyelerimiz de biliyor. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığında yaptığımız bütün işleri, önemli bir zorluk geçirdiğimiz, özellikle Covid döneminde yapılan bütün değişiklikleri, Sayın Alpaslan'la, Sayın Yayman'la, Sayın Ersoy'la ve bürokratlarıyla ve diğer STK'lerle hep beraber uzlaşarak...
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Rus uçağının düşmesini hatırla.
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Evet, tabii... Tabii, bunları da şey yapmak lazım yani biz hakikaten turizmciler olarak -ben de çok eski bir turizmci olarak- barıştan, birliktelikten, uzlaşma kültüründen gelen bir sektörden geliyoruz. Ondan dolayı hani eleştirilerimi lütfen yanlış anlamayın.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI NADİR ALPASLAN - Yok, orada bir açıklama yapalım siz bitirdikten sonra. Biz o açıklamaları yaptık, anlatayım ben siz bitirdikten sonra.
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Tabii, tabii.
Yani tabii, şimdi, ben siyasetin bu tarafına geçince bu da bize gelmediği için, kendi grubumuza, ondan da eleştiriyorum ama Rehberler Odası Başkanıyla da bunu konuştuğumuzda tam detaylı olarak konuşulmadığını yani konuşulan kesimler... Bütün herkesi kapsamak lazım çünkü biliyorsunuz, sektörlerde, STK'lerde ayrıcalıklı olan kesimler de var; Rehberler Odası var, ondan sonra illerin rehberler birliği var, TUREB var, aynı şekilde otelcilerde de konaklama sektöründe de var, TÜRSAB'la ilgili de önümüzdeki günlerde gelecek bir yasa var. Yani burada bunlarla da uzlaşılarak yapılması önemliydi; tabii, bunun yanında akademisyenlerle de rehberlik eğitimi veren üniversitelerimizin akademisyenleriyle de konuşulmasını isterdim.
Turist rehberliği, bildiğiniz gibi, stratejik bir meslek olarak görülüp yasalarla koruma altına alınmaya çalışılmıştır. Ta, bu, 1925'lerden başlıyor, 2012'de de 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu'yla da kendine bir kanun bulmuştur ama tabii, şimdi, bu kanun üzerinde bir değişiklik söz konusu. Tabii, bu arada hem meslektaşım hem beraber yol arkadaşlığı yaptığımız Sayın Kültür ve Turizm Bakanımızın da hem lise döneminde hem üniversite döneminde, hepimiz de biliyoruz ki mesleğe ve şirketlerin büyümesinde başladığı ilk yer İstanbul'da tur liderliği yaparak turizm sektörüne...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NADİR ALPASLAN - Rehber olarak.
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Rehber hani, o zamanki adı tur liderliği, ben şimdi rehber olarak söylemedim. Ki bu olaylara en çok vâkıf olarak, tecrübesiyle de hakikaten bu konuya daha çok kucak açmasını, daha çok böyle istişareye açmasını beklerdim. Onun için, herhâlde, bugün Komisyonda konuşacağımız, üzerinde tartışacağımız maddelerin de sizinle birlikte, bizlerden gelen, diğer Komisyon üyelerimizden gelen taleplerin de STK'yi dinledikten sonra -bunun üzerinde- tekrar bir istişare edilmesine gerek duyuyorum.
Şimdi, müsaade ederseniz biraz da rehberlerden bahsedelim mi Sayın Başkan? Turizm, kamu diplomasisinin ve ülkemizin çok yumuşak gücüdür, aynamızdır ve stratejik, ekonomik anlamda Türkiye'nin dünyayla rekabet ettiği en önemli sektördür. Bu diplomaside rehberler nerede biliyor musunuz? Rehberler, bu diplomasiye elçilik yapan kişilerdir. Yani turist rehberleri, sektörün yüz akı, eğitimli ve donanımlı insanlardır ve hizmet verdikleri insanlar da bir o kadar çok değerli insanlardır. Yani Türkiye'ye gelen misafir profilini ülke geneline yaydığımızda değişiklik gösterir ama özellikle tarih, kültür turları ve ülkemizi tanımaya gelen misafir profili sahillere göre daha değişik ve yüksek kalitede olan -kalite derken yani para harcama- ve bu kültüre önem veren kişiler olduğu için, onlarla karşılıklı konuşabilmeyi sağlayan insanlardır rehberler. Herhangi bir meslek gibi değerlendirmememiz lazım, rehberler bizim diplomatik elçimizdir. Bunlar, hep böyle, bana rehber arkadaşlarımızdan gelen alıntılardır; ondan da bahsedeyim.
Rehberlerimiz, hakikaten, bilinçlendirme ve farkındalık yaratan bir meslek yapıyor. Yabancı misafirlerimize, ülkenin imajı ile ülkenin içinde bulunduğu durumu, ülkenin içinde bulunduğu siyasi durumu, geçmişteki tarihî durumumuzu, ülkemizin değerlerini en rahat, bire bir anlatabilenler rehberlerimizdir; bunları çok rahat anlatırlar ve ziyaret ettikleri tarihî yerlerde anlatımlarıyla turizm gelirine, ekonomik kalkınmaya da çok büyük katkı sağlayıp bir de müşteri memnuniyetine çok önem verirler. Rehberlerimiz, eğitim ve iletişim yoluyla da sadece turistlere, gelen misafirlerimize bilgi vermekle kalmaz, kültürel anlayışımızı ve onlarla dostluk köprüsü kurmamızı sağlarlar.
Sonuç olarak, rehberlerimiz, millî değerlerimizi korumak, turizm sektörünü geliştirmek, ülkenin güvenliğine katkıda bulunmak için vazgeçilmezlerdir. Ülke turizminin bugüne gelmesinde sayısız katkısı olarak turist profili üzerindeki etkileri, ülkenin görünen yüzleri olması, ülkenin kültür ve turizm, tarih, çevre, doğa, sosyal ve benzeri değerleri ile varlıklarının kültür ve turizm politikaları doğrultusunda tanıtılarak gezdirilmesini sağlamalarıyla çok önemli bir misyonu yerine getiriyorlar.
Ben yaklaşık kırk iki senelik turizmciyim, konaklama sektöründen geliyorum ama bir rehberimizin yaptığı gibi ben Side'yi tanıtamam, bu kadar tecrübeli olmama rağmen. Ben Ayasofya'yı da Topkapı'yı da çok gezdim, çok misafir ağırladım, Akdamar Kilisesi'ne de gittik beraber, orayı da gezdim ama ben bir rehber gibi anlatamam orayı, oradaki insanlar gibi de anlatamam.
Sayın Bakan, teklife baktığımızda, mesleğin çalışma alanını biraz daraltıyoruz; bunu biraz daha incelememiz ve üzerinde tartışmamız gerekir. Burada, rehberlik hizmeti, düzenlenecek tur veya paket turun her safhasında verilmesi gereken önemli bir hizmettir. Yıl 1984, Ankara Etap Altınel... Sayın Bakanım, inanın, Kapadokya'ya, Urfa'ya, Diyarbakır'a, Pamukkale'ye binlerce kişi geliyor; Fransızlar, Japonlar, biraz sonra üzerine değineceğim Çinliler. Bu bizim profesyonel rehberlerimiz burayı anlatıyorlar ama nasıl oluyor? İstanbul "base"li geliyor, uçak iniyor -sizi bu konuda biraz aydınlatmak istiyorum- sonra Ankara'ya geliyor otobüsle, İstanbul rehberi alıyor, güzergâh üzerindeki bütün tarihî yerlerimizi gösteriyor Sayın Yayman. Ankara'ya geliyor, bir gece konaklama yapıyor. Konaklamadan sonra buradaki kokartlı rehberlerimiz -o zaman da şarttı biliyorsunuz, eğitim görmüş kişiler, hepsi üniversite mezunu, bu işin akademik eğitimini de almışlar- buradan alıyorlar misafiri, otobüsle gidiyorlar. Ama maddelere bakıyoruz şimdi, otobüslerde rehber, daha doğrusu bu hizmeti verecek kokartlı rehber hizmetinin kaldırılması gündemde. Yani bunu Sayın Bakana biraz önce söyledim, o bana herhâlde cevap verecektir bu konuda. Biraz esnetebilir miyiz bunu, ona bakmak lazım.
Rehberlerin sayısını artırmak, istihdamı artırmak, okul mezunu olup yabancı dilini belgelemeyen gençleri iş sahibi yapmış gibi görünmek... Turist rehberlerinin görev alanlarını daraltmamamız lazım. Mesele Türkçe rehberlik ihtiyacı ise bu mesleği yabancı dilde bile icra edebilen rehberlerimizin kendi ana dillerinde yapmalarında hiç engel olmadığını da hepimizin bilmesi gerekir. Yerli ve millî felsefeyle hareket eden rehberlik mesleğini, turlara eşlik eden yabancı tur çalışanlarına bırakma çabası... Biraz önceki vekillerimiz de değerlendirdi, orada bir yanlış anlaşılma varsa lütfen düzeltmenizi talep edeceğim; "yabancı tur rehberleri" diyoruz. Şimdi, siz, biliyorum "Öyle yabancı tur rehberi yok." diyeceksiniz ama şimdi, ülkemize -Sayın Başkan da burada, karşılıklı konuşabiliriz- 6 milyon 300 bin Rus misafirimiz gelmiş; çok güzel bir rakam, iyi bir rakam ama biliyorsunuz, acenteler kendi rehberlerini ve kendi transfer işlemlerini yapacak elemanları kendileri getiriyor ve Türkiye'de de çalışma izniyle çalışıyorlar. Yani ileride böyle bir şeye... Kural getirirken bunları da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Biraz önce Çinliler çok konuşuldu ama şimdi, TUREB'in internet sitesinden aldığımız verilere göre Haziran 2023'te 16 bine yakın rehberimiz gözüküyor veya 13.500-16.000 arasında gidip geliyor; 394 Çinli rehberimiz var. Çince konuşuluyor ya, şimdi "Çin yapalım, Uygur Türkleri..." falan filan ama Türkiye'ye gelen sayıya baktığımızda da 400 bin; 400 bine 400'e yakın kokartlı rehberimizin olduğunu sizin sayılarınıza göre buradan görüyorum. Ama şimdi, öbür tarafta, Sayın Başkan, 6 milyon 300 bin Rus misafir geliyor, Rus rehber sayısı da 1.600. Şimdi, biri 6 milyon, biri 400 bin. 400 binin karşılığında 400 Çinli rehber var. Hani yani "Çince var, Çince gelecek, Çince şöyle olacak..." Evet, Sayın Atilla Koç zamanından beri, benim de Dernek Başkanlığı yaptığım zamandan beri Çinli turist hedef kitle olarak görüldü, doğrudur, Sayın Bakanın bununla ilgili demeçlerini de çok yakından takip ediyorum; doğru olmakla birlikte, yalnız, burada illaki "Çince, şöyle böyle..." diye... Biraz önce Hüseyin Vekilim söyledi, Uygur Türklerini burada ayrı tutuyorum, onların da hizmet alabilmesi, kokartlandırılması, eğitim alabilmesi, kurslara gitmesi, onların da hizmet verebilmesinin önünün açılması lazım. Tabii, sadece bu değil, bir de biliyorsunuz, mutfakta da zaman zaman kullanıyoruz ama öbür tarafta, baktığımızda, bir de vatandaşlığa geçenler var. Şimdi, Nadir Bey diyor ki: "Yahu onlar bizim vatandaşımız değil." Tamam, bir de vatandaşlığa geçen kısımlar var, onlar da İçişleri Bakanlığının sayısında var, onlar da bu rehberlik hizmetlerini verecektir. Yani o da ince bir konu, onu da tartışarak istişare etmemiz lazım.
Bakın, size bir şey söyleyeyim Sayın Komisyon üyelerimiz: Biz konaklama sektöründe -biraz önce 2 Bakan Yardımcıma da söyledim- Covid'de çok önemli çalışmalar yaptık birlikte; konaklama sektörü, acenteler ve yatırımcılarla ilgili borçlar ertelendi, krediler verildi -hepsini biz geri ödedik yalnız ha, yanlış herhangi bir şey anlaşılmasın, turizmciler olarak hibe falan, bir şey almadık, hepsini geri ödedik- ama kim kaldı geride biliyor musunuz? İşte, bu rehberler kaldı, hiçbirinin geliri olmadı, hiçbiri sahaya çıkamadı. Bu arkadaşlarımız, iki sene boyunca, oturdukları yerden, kazandıkları sermayeyi, ceplerindeki parayı harcadılar, hiçbir destek de alamadılar; kendilerine de bunu sorabilirsiniz. Onun için, hakikaten rehberlik mesleği için burada yapacağımız, atacağımız her adım bence çok önemli olacaktır.
Yani üniversitedeki öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, artı, rehberlerimiz -bana gelen bütün şeyde- büyük üzüntü içindeler, kenara atılmış gibi hissedilmek istemiyorlar. Artık, şehitliklerimizi, Bozcaada'yı, Gökçeada'yı, Ayvalık'ı, Mehmet Çavuş'u, Bayramiçli Mehmet Akif'i hak ettiği bir şekilde hâlâ anlatmaya devam etmemiz lazım. Bursa'daki Yeşil Türbe, Osmangazi, Orhangazi, Ulu Cami gibi kültürel değerlerimizin, rehberlerin yerini alacak, görevleri sadece yolculuklara refakat etmek olan kişiler tarafından değil, üç beş cümleyle değil; sadece transferini yapan otobüsteki emektar arkadaşımıza, otobüsü kullanan şoför arkadaşımıza bunu bırakmamamız lazım. Onu, işin ehli olan kişiyi, ülkemizi, bölgeyi ve yol güzergâhını anlatacak rehberlerimizi o arabanın içinde tutmamız lazım Sayın Bakanım; sektör adına da sizden bunu rica ediyorum.
Burada, kanun maddeleriyle ilgili notlarımızı aldık. İstişare etmek bizim kültürümüzde var demiştim; bunu, inşallah, hep beraber karşılıklı çözeriz. Teklif üzerinde kanun maddeleri geldiğinde çekincelerimizi ve dileklerimizi söyleyeceğiz.
Çok teşekkür ederim.