AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Her ne kadar usul üzerine Komisyon üyesi olanlar konuşmasa da söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesiyim ve CHP adına o Komisyonun sözcüsüyüm. Allah aşkına, bir şey merak ediyorum. Bizim Komisyonu ilgilendiren konulardan içinizde anlayan kimse var mı? Ben para işinden anlamam, hiç anlamam, onun için de bu Komisyonu seçmedim. İçinizde "Ben sağlığı bilirim, iyi anlarım." diyen kaç kişi var acaba? Kaç kişi var arkadaşlar? Yok. Olsa bile içinizde bir doktor, bir sağlıkçı her komisyonun bir ruhu vardır. Orada ihtisaslaşmış insanlar bir araya gelirler, konuşurlar ve hizmet ederler. Kime? Ana komisyona hizmet ederler. Eğer ana komisyon bizim bilgi birikimimize ihtiyaç duymuyorsa diyecek bir şeyim yok. Biz bu maddelerin bir kısmını geçen dönem tartıştık ama Türkiye'nin koşulları değişti, iki seçim geçirdi. Çok uzun süreceğini zannetmiyorum. Orada biz bunu pişirip size servis etmek mecburiyetindeyiz, Anayasa ve İç Tüzük bunu böyle emrediyor bize. Neden kaçıyorsunuz? Niye yapmıyorsunuz?

Bakın, geçen dönem, 24'üncü Dönem ben Meclis Başkanına bir önerge verdim, dedim ki 24'üncü Dönemde kaç kanun çıkarıldı? 24'üncü Dönemde çıkarılan kanunların kaçı aynı dönemde değişti? Felaket. Sizin çıkardığınız kanunları aynı dönem, bakın, yeni bir değişiklik olmadan, aynı Hükûmet, aynı Parlamento bir daha değiştirdi, ikiden, üçten fazla değişiklik yaptığınız şeyler var. Neden? Çünkü yeterince hazırlık yapıp çalışmadığımız için. Arkadaşlar, bunu yapmaya hakkımız yok. Bu kadar zengin bir ülke değiliz. Zaman çok kıymetli. Siz orada zaman kaybı olacağını düşünüyorsunuz ama çok yanılıyorsunuz, esas zamanı burada kaybediyorsunuz. Ya, siz ne anlarsınız hamile bir kadının çocuğunu kaç gün emzireceğinden? Ne anlarsınız Allah aşkına? İçinizde hemşire var mı? Bakıyorum, kadın bile yok içinizde. Yapmayın ya. Yani, bir aile komisyonu, doğum yapan bir kadının ne kadar izin kullanacağını, ne kadar emzireceğini bilecek, size söyleyecek, siz de kabul edeceksiniz. Orada da AKP'li arkadaşlar var, orada da çoğunluktalar. Niye arkadaşlarınıza bu kadar değersiz muamelesi yapıyorsunuz? Hadi bize yapıyorsunuz, onlara niye yapıyorsunuz?

Sağlık Komisyonu Başkanını da buradan kınıyorum, kendisi de bir hekim. Ne demek "Ben bu maddeyi görüşmem." Ne demek? Kim bu hakkı sana verdi? Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok arkadaşlar. Toplar komisyonu, komisyon, "Evet, bu bizim ilgi alanımız dışında." der, iade eder. Ama, bir tek kişi yine aynı ruhla, sanki dikta rejimi varmış gibi "Ben bunu görüşmek istemiyorum." diye size yazı yazacak, siz de bunu kabul edeceksiniz, bu doğru bir şey değil, hiçbir açıdan doğru değil. Bırakın, herkes kendi işini yapsın. Biz ipe un sermiyoruz. Yarın toplanalım, iki gün içerisinde size raporu verelim. Ne olur iki günle, kıyamet mi kopar? Aşağıda kanun görüşülüyor zaten. Bu görüşeceğiniz kanun iddia ediyorum iki haftan önce aşağıya gelemeyecek, bırakın iki gün biz çalışalım, size güzel bilgilerle mücehhez olarak verelim, siz de burada işin para boyutuna bakın, plan boyutuna bakın, göreviniz bu çünkü. Ama, siz bunu reddediyorsunuz.

Sayın Bakan, kapatalım bütün komisyonları, kapatın efendim, hepsini kapatın, bir tek Plan ve Bütçe olsun, biz de gelelim, size burada konuşalım. Yapmayın. Bakın, muktedir olmak, iktidar olmak demek uzlaşıyı aramak demektir. "Ben yaptım." oldu derseniz, geçen dönemki gibi olmadı, olmadı. "Biz şu kadar oy aldık yine geldik." demek değil bizim derdimiz. Milletimiz size oy verdi, elbette başüstüne, elbette, tabii ki yöneteceksiniz ama yüzde 50'den fazlası da dedi ki: "Siz de denetleyin." Ya, bunu görün Allah aşkına, bunu görün ve bizim de kendi uzmanlık alanlarımızda ülkemize, milletimize hizmet etmemize olanak sağlayın. Öyle, Genel Kurulda kameraların önünde kör dövüşü yapmak bu ülkenin yararına değil. Komisyonlar esas bizim birbirimizi anladığımız, birbirimizle bilgi alışverişi yaptığımız yerler, alanlar, lütfen bunu engellemeyin.

Teşekkür ederim.