| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 25 .01.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; gün boyunca bütçe üzerinde ve orta vadeli program üzerinde ifade edilen görüşlerden dolayı, yapılan yapıcı eleştirilerden dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bütçe, Hükûmet tasarısı olarak Meclise geldi, Komisyonumuzca yapılacak olan değerlendirmelerle, katkılarla daha ileri bir safhada şeklini alacak ve Genel Kurula inecek. Dolayısıyla, Plan ve Bütçe Komisyonu bu anlamda, yaptığı tartışmalarla, ifade edilen görüşlerle bütçe kanunlarının şekillenmesine ve uygulamaya yön vermesine önemli bir katkı sağlıyor. Bundan dolayı, yapılan bütün görüş ve ifadelere teşekkür ediyorum.
Gün içerisinde ifade edilen görüşlerle ilgili olarak ben de kendi görüş ve değerlendirmelerimi sizinle paylaşacağım. Baştan ben de Sayın Zekeriya Temizel'in, Sayın Bakanımızın ifade ettiği hususu ifade edeyim. Benim yapacağım değerlendirmelerin de veya görüşlerin de herhangi bir şekilde kişilerle ilgisi olamaz, tamamen kavramsal düzeyde ifade edilen görüşlere karşılık bizim kavramsal düzeyde ifade edeceğimiz görüşlerdir. Dolayısıyla, burada kişiler değil, kavramlar, teoriler, politikalar çatışacak ve bu fikir çatışmasından daha güzel fikirler çıkacak. İnşallah, bugünkü görüşmeler de buna katkı veren bir çerçevede gerçekleşir.
Bir kere baştan ifade edeyim: Tabii ki, 2016 yılı bütçesi AK PARTİ hükümetlerinin 14'üncü bütçesidir. Yani, 14'üncü defa bütçe yapıyoruz. Dolayısıyla, bütçe karnemizi, bütçe performansımızı, ekonomi politikalarına ilişkin geçmişimizi her bakımdan test edebileceğimiz, tartışacağımız bir geçmişten geliyoruz. O açıdan, 2016-2018 Orta Vadeli Programı'nın gerçekçiliği, öngörülebilirliği, belirliliği ve realizasyonu konusunda geçmiş orta vadeli program ve bütçe performanslarımıza baktığımız zaman olumsuz şeyler de söylenebilir, eksiklerimiz vardır, zaman zaman tahminlerimize ulaşamamışızdır, bunu etkileyen iç ve dış çevre faktörleri vardır ama olumlu şeyler de vardır. Bütçelerle yapılmak istenen, varılmak istenen hedefe varma noktasında gerçekten bu on dört yıl önemli kazanımların elde edildiği bir dönem olmuştur; hem bu, ekonomi politikaları için geçerlidir hem de kamu maliyesi politikaları için geçerlidir. Dolayısıyla, 2016-2018 Orta Vadeli Programı ve 2016 yılı bütçesi de bu açıdan bakıldığında bize göre gerçekçidir. Bize göre dayandığı varsayımlar itibarıyla tutarlıdır. Bize göre bu bütçe gerek gelir gerekse harcama tarafıyla makroekonomik varsayımlarla tutarlıdır ve millete vadettiği hizmeti gerçekleştirecek özelliklere sahip bir bütçedir.
Öncelikle baştan ifade etmek gerekir ki, bir ekonomi politikası veya bütçesi ancak siyasi istikrar varsa realize edilebilir ve gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla, 2016 yılı bütçesinin arkasında yatan en önemli, en kuvvetli varsayım siyasi istikrardır. Geçen sene kasım ayında gerçekleştirilen genel seçimler sonrasında Türkiye'de güçlü bir AK PARTİ Hükûmeti kurulmuştur, önümüzde dört yıl boyunca seçim yoktur. Hükûmet Parlamentodaki temsili itibarıyla son derece kuvvetli, istediği yasaları yapabilecek bir Meclis çoğunluğuna sahiptir. Dolayısıyla, siyasi istikrarın güçlü olması bizim orta vadeli programda ve bütçede öngördüğümüz tahmin ve hedeflerin en güçlü dayanaklarının başında gelmektedir. Önümüzdeki dönemde özellikle yeni Anayasa çalışmaları ve reform gündemi bu anlamda bütçemizin gerçekçiliğini ortaya koyan ikinci faktördür. Yani tek başınıza iktidar olabilirsiniz ama eğer bir planınız, programınız, bir reform gündeminiz yoksa, o takdirde, o bütçeyle, orta vadeli programla öngördüğünüz hedeflere ulaşmanız mümkün değil.
Evet, biz önümüzdeki üç yıl boyunca büyüme oranlarında artan bir ivme bekliyoruz, enflasyonda aşağı yönlü bir patika öngörüyoruz, cari açığın daha da aşağıya geleceğini öngörüyoruz ve işsizlik oranlarında da ılımlı da olsa aşağı yönlü bir patikayı görüyoruz; kişi başına millî gelir artacak. Dolayısıyla bütün bunları sağlayacak olan Hükûmetin gündemidir, planıdır, programıdır, reformudur.
Bu açıdan baktığımızda, seçim beyannamemizde de ifade ettik, Hükûmet programımızda da ifade ettik, güçlü bir reform gündemimiz vardır. Önümüzdeki dönemde başta yeni Anayasa olmak üzere hukuk devletinin daha da güçlendirilmesi -bu anlamda adalet reformu çok önemli- ekonomiye itici güç sağlayacak bir faktör olacaktır. Bir bir inşallah adalet reformu alanındaki yasaları Meclise göndermeye başlıyoruz. Önümüzdeki günlerde inşallah Adalet Komisyonunda bu tasarılar görüşülmeye başlanacak.
Yine, eğitim reformu çok önemli bir reform bileşenidir. Burada, değerli Komisyon üyelerimiz özellikle uzun vadeli büyüme bağlamında eğitime vurgu yaptılar, ben teşekkür ediyorum, çok önemli. Bir ülkede beşerî sermaye niteliğini yukarıya çekecek en önemli faktör eğitimdir, eğitim alanında da inşallah yasal ve idari düzenlemelerle hem ilk ve ortaöğretimde hem de özellikle yükseköğretimde yapacağımız yasal düzenlemelerle önemli bir reform gündemini sizlerin de katkılarıyla gerçekleştireceğiz.
Biliyorsunuz, eğitimde üç tane temel faktör vardır: Bunların başında eğitim ortamı gelir. Eğitim ortamına ilişkin eğer yasal ve idari çerçeveniz eğitim kalitesini destekliyorsa orada eğitim beşerî sermayeye katkı verir.
Bir başka husus, öğretmen. Öğretmene ilişkin olarak sağladığınız yasal çerçeve -öğretmenin eğitim niteliklerinin artırılması konusunda çaba sarf edebiliyorsanız- bu anlamda da büyümeye ciddi destek verir. Bizim Hükûmet programımızda özellikle öğretmenlerin niteliklerinin artırılması konusunda önümüzdeki dönemde ciddi düzenlemeler yapacağımızı bir bir belirttik.
Son olarak, öğrenci. Bir eğitim ancak öğrenci varsa yapılır. Dolayısıyla öğrencinin eğitime erişiminden eğitim ortamında nitelikli eğitim almasına kadar onu etkileyen bütün çevre faktörlerinin iyileştirilmesi babında, bu anlamda aileden başlayarak sınıf ortamına kadar eğitim ortamının geliştirilmesi anlamında yasal ve idari düzenlemeler yapacağız.
Yine, önemli bir reform gündemimiz kamu yönetimi alanında. Özellikle bürokrasinin azaltılması, bürokratik işlemlerin kaldırılması, merkezî idarelerin yetkilerinin yerel idarelere kaydırılması anlamında çok sayıda inşallah düzenlemelerimiz olacak. Kamu maliyesi alanında hem kamu harcama tarafı itibarıyla... Bülent Kuşoğlu'nun yaptığı değerli katkılara teşekkür ediyorum, görüşlerimiz tamamen ortak ve aynı. Anayasa'da öngörülen kamu maliyesi çerçevesini güçlendirmemiz lazım. 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay Kanunu'yla ilgili yaptığımız yasal düzenlemeler bu anlamda Türkiye için önemli birer reform olmuştur. Ama onların daha da geliştirilmesi lazım. Biz de zaten Hükûmet programında önemli bir reform bileşeni olarak kamu maliyesi alanını özellikle seçtik. Özellikle Kamu İhale Kanunu'nda... Çok yakında inşallah Meclise yeni bir Kamu İhale kanunu getireceğiz. Eleştirdiğiniz bir çok konular...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayıştay raporu mu var, tam anlamadım?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayıştayı da söyledim.
ERHAN USTA (Samsun) - Oraya geleceğiz Sayın Bakan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tam tersine, o darbeydi. Sayıştaya darbeydi, onu geri çevireceğiz dediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani biliyorsunuz, 2011 yılında yaptığımız Sayıştay Kanunu düzenlemesi...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - O darbeydi darbe.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - ...önceki hükûmetler döneminde yapılmayan bir düzenleme. Dolayısıyla buna katkı...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yaptığınız şeyler?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, şöyle, bu düzenlemeyi de iktidarıyla muhalefetiyle birlikte yaptık.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, yapmamız gerekenler zaten.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sonrakiler?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O yılları da biliyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Şimdi darbe yapıp duruyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, ben siz konuşurken müdahalede bulundum mu hiç?
ERHAN USTA (Samsun) - Katkı...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, anlayamadık da, yanlış olmasın.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Katkıda bulunun, eyvallah. Yani Sayıştay konusuna girerseniz kaybedersiniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Zaten kaybediyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çünkü bakın, bugün bize gösterdiğiniz o Sayıştay raporlarının hiçbiri 2002'den önce yoktu, yok hükmündeydi, yani öyle bir rapor düzenlenmiyordu. Öyle bir raporu herhangi bir şekilde Parlamentoya getirecek bir yasal çerçeve yoktu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2002 değil, 2010'da yapıldı, ondan sonra...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, eksikliklerine...
ERHAN USTA (Samsun) - Ondan önce de yoktu.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, şöyle: Raporların içeriği konusunu tartışabiliriz, benim de eleştirilerim var, raporların içeriğine dönük benim de eleştirilerim var ama bir kere bir hakkı teslim edelim. Sayıştay Kanunu'yla yapılan bu düzenlemelerle kamu maliyesinde hesap verebilirlik güçlenmiştir, şeffaflık güçlendirilmiştir, saydamlık güçlendirilmiştir. Muhalefet olarak sizin de bu kanunun hazırlanması konusunda önemli katkılarınız vardır, ben hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sonrası var Sayın Bakanım, sonrası var. Denetim kalmadı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Daha sonra, Sayıştay Kanunu çerçevesinde hazırlanan raporların daha da kalitesinin artırılması, içeriğinin zenginleştirilmesi konusunda en az sizin kadar istekli olduğumu belirtmek isterim. Sayıştay raporları idarenin kendisine ayna tutmasına fırsat verir. Eksiklik ve yanlışlıklar varsa idare buradan ders çıkarır ve onları düzeltir. Bundan önceki yazılan bütün Sayıştay raporlarında -hem Müsteşar olduğum dönemde hem de şimdi Bakan olduğum dönemde- herhangi bir eksiklik ve aksaklık saptandığında ben en fazla ona sahip çıkıyorum ve idare olarak "Evet, burada bir kusurumuz var, yanlışımız var, eksiğimiz var, bizim bunu düzeltmemiz lazım." diyorum.
Sayıştay raporlarında sizin önünüze gelen eleştiri konusu hususların çoğu inanın taşra düzeyinde veya bürokratik düzeyde yapılan uygulama hataları veya mevzuata aykırılıklar. Olabilir, mevzuata yüzde yüz, mükemmel uyum sağlansa zaten Sayıştay takdirname verir. Bu, İngiltere'de de mümkün değil, Fransa'da da mümkün değil, Almanya'da da. Sayıştay raporlarının veya Sayıştay denetiminin en önemli beklenen çıktısı, aslında, idarenin gelişmesi ve iyileştirme alanlarının tespit edilerek bu anlamda yasal ve idari düzenlemeler yapılmasıdır.
Ben de Sayıştaya ilişkin bir eleştiri yapayım, hep siz mi yapacaksınız? Ben hep söylüyorum, Sayıştay raporlarında sizin de burada gündeme getirdiğiniz bazı eksiklikler var. Mesela, diyelim ki, şu konuda taşınmazlar belediyelere verilmiş, belli bir noktada mevzuata uygun olarak kullanılmamış, dolayısıyla bu aykırı kullanım konusunda tespitler olmuş. Ben bunlara tamamen katılıyorum, bunların da üzerine gitmemiz gerektiğine inanıyorum.
Ama şöyle bir şey de var, ben Sayıştay raporlarına şu perspektiften de bakarım: Raporlara alınacak, tenkit edilecek konular önemlilik kavramı dediğimiz uluslararası denetim standartlarında ve Sayıştayın kendi denetim standartlarında olan bir kavram çerçevesinde olmalı. Yani siz büyük bir kütleyi, denetim kütlesini inceliyorsunuz, bakıyorsunuz, oradan diyelim ki üç tane örnek buldunuz, üç tane örnek. O üç tane örnek aslında sistematik bir hata değil. Yani sistematik olarak yönlendirilen, bilinçli bir şekilde yapılan bir mevzuata aykırılık değil. Veya Sayıştayın kendi denetim standartlarında da vardır, bir Sayıştay bulgusunun önemlilik dediğimiz derecelendirmeye uygun olarak raporlanması gerekir. Sayıştayın bu anlamda raporlamalarının bu önemlilik kavramına uygun olmadığını düşünüyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir o kaldı yani, yerindelik kavramı, bir de bu kaldı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika, hayır, canım bir dakika, lütfen.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Vallahi helal olsun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, lütfen, şöyle.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, bayağı bir şey demiş gibi...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bunu şu açıdan söylüyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendisine gelen Sayıştay raporlarının ifade ettiği anlam hususunda daha doğru bir resmi görebilmesi için aslında toplum içinde bu mevzuata aykırılıkların önemlilik bağlamında ne anlama geldiğinin söylenmesi lazım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Siz söyleyin o zaman, siz söyleyin. Kaç para alınmış o devredilmeyende, siz söyleyin duyalım o zaman.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli vekilim, ben de bütçe hakkını savunuyorum, ben de Parlamentoyu bilgilendirme hakkını şey yapıyorum.
BAŞKAN - Sayın Günal, karşılıklı şeye çevirmeyelim lütfen
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Önemsizse söylesin, Sayın Bakan söylesin.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) -Hayır, hayır, şöyle...
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bakın, Sayın Bakan sizde hiç müdahale etmedi, lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir tane dahi...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyleyin, bilgi sizden de alalım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır. Bir tane dahi hata olmasın, olduğunda Sayıştay raporlasın...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Önemsiz." dediniz ya.
BAŞKAN - Sayın Günal, en tecrübeli Komisyon üyelerimizden bir tanesisiniz, lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben de diyorum ki bu konuda Sayın vekilim...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben de tecrübeli olduğum için söylüyorum.
BAŞKAN - Tecrübenizi başka türlü konuşturun diyorum ben, tecrübeyi farklı konuşturun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir tane örnek verin o zaman.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok, söylediğim şey şu: Ben de görmek isterim. Sizin önünüze, bizim önümüze getirilen bulgular önemlilik kapsamında gerçekten önemlilik eşiğini aşan bir bulguysa hep beraber bunun üzerine gitmemiz lazım. Bir tane de örnek olsa onun üzerine gitmemiz lazım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Niye açmadığını düşünüyorsunuz o zaman?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, siz demin diyordunuz ya: "Raporlarda ben şunları göremiyorum." diye, ben de bunu göremiyorum, onu söylüyorum
Değerli arkadaşlar, Sayıştay raporlarının daha da geliştirilmesi ve kalitesinin artırılması hususu hepimizin beraber sahip çıkacağı bir şeydir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Üzerine gidelim o zaman.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, bizim, biliyorsunuz reform alanlarımızdan bir tanesi de yine vergi kanunları yani bu orta vadeli programın ve orta vadeli mali planın arkasında yatan varsayımlar bağlamında hem Gelir Vergisi hem de Vergi Usul Kanunu'nu önemli bir reform alanı olarak belirledik. Dolayısıyla, burada gün boyunca, orta vadeli programımız ve bütçemizin dayandığı temel varsayımlar bağlamında yapılan eleştirilerin siyasi istikrarı sağladığımız bir ortamda, ekonomik istikrarı sağladığımız bir ortamda ve ekonomik görünümün Türkiye açısından olumluya gittiği bir dönemde çok gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Bugün Türkiye ile diğer ülkeleri farklı noktalarda kırılganlıkları bakımından mukayese etmek mümkün, değişik uluslararası kuruluşlar bu anlamda mukayeseler yapıyorlar; gerek büyüme oranları bakımından gerek kişi başına gelir açısından, işsizlik açısından, enflasyon açısından, cari denge açısından, bütçe dengesi, borç stoku, doğrudan yabancı sermaye girişi ve döviz rezervleri. Bakın, bizimle aynı grupta olan "imagine markets" dediğimiz ülkeler ile Türkiye karşılaştırıldığında, Türkiye'nin belki de şu anda azalan bir trendde de olsa en kırılgan olduğu faktör cari denge yani biz 4'lere, 3'lere doğru iniyoruz ama benzer durumdaki ülkelere kıyasla bizim cari dengemiz hâlâ diğer ülkelerin üzerinde ama diğer parametreler bakımından bakıldığında, Türkiye kırılganlık göstergeleri bakımından kendi grubundaki ülkelerle mukayese ettiğimizde gerçekten gayet iyi bir performans sağlıyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde olumsuz yönde ayrışacağı yönündeki değerlendirmeler uluslararası yapılan karşılaştırmalar bağlamında da çok gerçekçi durmuyor.
Zaman zaman, orta vadeli programları, doğrudur, güncelleriz, hedef ve tahminleri yeniden revize ederiz. 2015 için biz hem 2014 yılı sonundaki yaptığımız OVP'de bir makroekonomik seti yapıyoruz, bir de 2015'te yapıyoruz, ikisi de birbirinden farklı olabiliyor. Gönül arzu eder ki, tabii ki, güncellemeler hep olumlu yönde olsun, bazı güncellemeleri yaptığımız zaman, hedefe göre aşağı yönlü güncellemeleri de yapıyoruz ama bu güncellemeleri yapma geleneği orta vadeli program dokümanı hazırlayan bütün ülkelerde var, Türkiye için orta vadeli program dokümanı hazırlamak yeni bir alışkanlık, 2016 yılında Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu'ndan sonra geldi, orta vadeli bir perspektif vermek amacıyla. Dolayısıyla, burada "Orta vadeli program rakamlarında şu yıl için işte bu rakamı söylemiştiniz, sonra bunu değiştirdiniz." demek orta vadeli programın genel kavramsal çerçevesine uymaz. Bakın, IMF, değil mi, her yıl yılda 3 defa güncelleme yapıyor yani ekimde yapıyor, ocakta yapıyor, nisanda yapıyor; ne yapıyor? Yeni gelen datalara göre, yeni gelen verilere göre güncellemeler yapıyor. Şu anda, IMF'nin güncellemelerine bu anlamda bakıldığında, özellikle IMF güncellemelerinin Türkiye'nin 2016 yılı makroekonomik hedefleri bakımından olumlu işaretlere temas ettiğini de söylemem gerekir.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, bunlar güncelleme değil, altüst ediyorsunuz...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kamu maliyesi konusunda sağladığımız iyileşmeler hepinizin şahitlik edeceği iyileşmeler yani bütçe açıkları yüzde 10'lardan yüzde 1,2'lere, 1,3'lere gelmiş durumda, kamu borç yükünün millî gelire oranı gerçekten önemli ölçüde azalmış. Bırakın 2002 karşılaştırmasını, 2011'den bu tarafa kamu maliyesi sürekli bir şekilde iyileşmektedir. Bu hepimiz için iyi bir şey yani bu ülkede bir göstergenin iyileşmiş olmasından hepimiz mutlu olmamız lazım, bunun arkasında farklı bir şey aramaya gerek yok. Bankacılık sistemimize ilişkin göstergelere, gerçekten, bugün uluslararası karşılaştırmalar bağlamında baktığımızda son derece iyi. Dolayısıyla, 2016 yılında gerek siyasi gerek...
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama Danışman bunu bozuyor Sayın Bakan, Cumhurbaşkanının Danışmanı bozacak bunu.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 2016 yılı makroekonomik hedeflerimiz ve bütçemiz, sağlanan siyasi istikrar ortada iken, makroekonomik istikrar veri iken gerçekçidir. Bugün gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, grup grup ülkeler oluşmaya başladı: Emtia ihracatçısı ülkeler, emtia ithalatçısı ülkeler, reform yapabilen ülkeler, reform yapamayan ülkeler, siyasi istikrarı sağlayan ülkeler, sağlayamayan ülkeler. Türkiye bu açıdan bakıldığında, bütün bu karşılaştırmalarda gerçekten siyasi istikrarı sağlamış, bütçe disiplinini, mali disiplini sağlamış, ekonomik göstergeleri yerinde, ekonomik istikrara baktığımız zaman son derece olumlu bir görünüm sağlıyor. Onun için, gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'nin olumlu yönde ayrışacağı konusunda herkesin aşağı yukarı mutabık kaldığını söyleyebiliriz.
Orta vadeli programın dayandığı temel varsayımlara teknik olarak baktığımızda, 2016 yılının 2015 yılına göre ekonomik anlamda belirsizliklerin bir miktar daha azalacağı bir yıl olacağını öngörüyoruz. Yine, küresel büyümenin 2015 yılına göre 2016 yılında yukarı yönlü bir ivme kazanacağını öngörüyoruz. Bunu sadece biz öngörmüyoruz, bunu herkes öngörüyor, 2016 yılı 2015 yılına göre global olarak toplamda daha iyi bir yıl olacak. 2015 yılına bu anlamda bakıldığında, neredeyse 2009 sonrası dönemin en kötü yılı olmuştur. Dolayısıyla, orta vadeli global görünüme baktığımızda, gerçekten iyimser, yani genel anlamda global bir iyimserliğin olduğundan bahsedebiliriz. Türkiye olarak biz de bu global tahmin ve hedefler çerçevesinde onunla tutarlı bir makroekonomik hedef seti oluşturduk. "Ticaret ortaklarımız" dediğimiz...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, sürenizin yarısı bitti, sorulara ne zaman cevap vereceksiniz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, bana bir kat fazla süre vereceğinizi varsayıyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama bize on dakika süreyle soru sordurdular.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama siz bütün gün boyu konuştunuz.
BAŞKAN - Sayın Bakan, süreniz kırk beş dakikadır.
Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan, siz sunumu yapmıştınız zaten, cevaplarımızı verin.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sorulara cevap verirseniz... Siz sunumu yaptınız.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Peki. Hayır, siz "Kısaltın." diyorsanız..
BAŞKAN - Arkadaşlar, siz böyle müdahale ederseniz olmaz ki.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl olmaz? Bir soruya cevap vermedi ki.
BAŞKAN - Belki sorularınızı yazılı cevaplayacak Sayın Bakan, efendim.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sunumu yapmıştınız yani tekrar etmeye gerek yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sunum yapıyor Sayın Bakan, eksik kalanları tamamlıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır ama gün içerisinde...
ERHAN USTA (Samsun) - "Siz gün boyu konuşmuştunuz..." derken "Sizin topunuza bedelim ben, istediğim kadar konuşacağım." diyor. Öyle bir şey olur mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil, değil. Ben o anlamı çıkarmıyorum da siz o anlamı çıkarıyorsanız teşekkür ediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, konuşabilirsiniz, sorulara cevap verin, sonra kalanını konuşun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Erhan Bey'in bu akşam saatlerinde yaptığı şeyden dolayı teşekkür ediyorum yani.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Bakanım diyor ki: "Gün içerisinde gelen soruları da alıyoruz."
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, bizim itirazımız yok, konuşabilir. Önce sorulara bir cevap versin de kalanın tamamını konuşsun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, şöyle: Eğer "Ya, Sayın Bakan, zaten sunumunuzda yaptığınız açıklamalar ile orta vadeli programın dayandığı temel ekonomik varsayımlar ve bütçe performansıyla ilgili bu kadar açıklama yeter." derseniz devam etmem, memnuniyetle.
Şimdi, bütçe bağlamında önemli konulardan bir tanesi de bütçe disiplini, mali disiplin. Hakikaten, benim de son derece önem verdiğim bir konu, yani bu öyle konu ki herhâlde en rahat konuşacağım konuların başında geliyor çünkü bütçe disiplini ve mali disiplin denildiğinde birinci sırada gelen gösterge bütçe açıklarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranıdır. Birinci derecede, uluslararası karşılaştırmalarda kullandığımız gösterge budur. İkinci gösterge de kamu borç yükünün millî gelire oranındaki gelişmelerdir çünkü bu iki parametre üzerinden ekonomi politikaları üzerinde ciddi etki yapabilirsiniz.
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, kesinlikle bu sözleriniz yanlış, kesinlikle yanlış.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu açıdan bakıldığında, bütçe performansımızı burada tekrar tekrar size söyleyerek çok fazla siyasi bir değerlendirme yapmayayım ama oranlar ortada. Dolayısıyla, bu konuda en kritik konu, Sayın Zekeriya Temizel, Bülent Kuşoğlu, Erhan Usta Bey'in ve diğer vekillerimizin söylediği ödenek üstü harcama konusu. Öncelikle, ödenek üstü harcama hakikaten yapılması gerekli olan bir şey değil, yapılmaması lazım. Bütçe kanunuyla verilen harcama yetkisi neyse onun içinde kalınarak bütçenin icra edilmesi ve yıl sonunda da harcamaların bu seviyede gerçekleşmesi beklenir. Anayasa da, yasalar da zaten buna amirdir. Burada farklı herhangi bir görüşümüz yok. Yine, yıl içerisinde ilave harcama yapma ihtiyacı varsa o takdirde ek bütçe kanunu yapma imkânınız vardır, bunu kullanabilirsiniz, Parlamentoya gelirsiniz, ilave olarak harcama için yetki alırsınız. Bunda da bir sorun yok, bu da tamam. Dolayısıyla, prensipte, kamu maliyesi hukuku bakımından veya mali hukuk bakımından sizden farklı düşünmem söz konusu değil, sizinle aynı düşünüyorum, bu konuda da hepimizin hassas olması lazım. 5018 sayılı Kanun'un bu anlamda getirdiği ilkesel yaklaşımların da peşinde olmamız lazım ama bununla beraber uygulamaya baktığımızda, evet, doğrudur, yılbaşında aldığımız ödeneklerden daha fazla bir harcama gerçekleştirmek suretiyle ödenek üstü harcama yıllar itibarıyla yapılmaktadır, bu da haklı olarak sizin itirazlarınıza neden olmaktadır.
Bu bakımdan, konuya baktığımda, sakın siyaset yaptığımı düşünmeyin, ama sonuçta herkes tutarlı olacak, hepimiz tutarlı olacağız, ben de tutarlı olacağım, siz de tutarlı olacaksınız.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Siyaset de yapabilirsiniz Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu açıdan övmüyorum, yanlıştır, bugün de yanlıştır, dün de yanlıştır. Yani bugün yanlış olan şeye "Dün hiç yapılmıyordu." demek mümkün olsaydı, bugün çok daha haklı eleştirinize hak verirdim ve derdim ki "Evet ya, hiçbir dönemde olmayan bir şeyi bu dönemde biz yapmışız." Ama 1990'lı yıllar ödenek üstü harcamaların bol bol yapıldığı yıllar olmuştur; yılbaşı bütçe ödenekleri rakamlarıyla karşılaştırdığım zaman, gerçekten, işte, mesela herhangi bir yıl seçeyim, 2002 yılı tesadüf yani, bunu...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 90'lı yıllar...
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Bakan, on üç yıldır iktidarsınız, Allah aşkına ya!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, 90'lı yıllar...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hadi söyle, söyle!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani tabloyu da dağıtsın arkadaşlar, hazırunun vaktini almayalım...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyle Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 90'lı yıllar boyunca sürekli bir şekilde Başkanlık ödeneklerinin üzerinde ödenek üstü harcamalar olmuştur.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyle söyle, 2002'yi söyle!
BAŞKAN - Sayın Günal...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Günal, böyle bir konuşma üslubu var mı?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, söyleyin dinleyelim. Siz de söyleyin o zaman!
BAŞKAN - Sayın Günal... Sayın Günal...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, üslubu mu var Sayın Bakan, söyle o zaman.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Söylerim arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyle Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Günal, yalnız, yani rica ediyorum...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika kardeşim, bilgi alma şeyimiz var...
BAŞKAN - Sayın "kardeşim", olmuyor ama yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 1990 diyorsa, 2002 diyorsa, söylesin o zaman.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, söylüyorum: 1990: başlangıç ödeneği 64 katrilyon lira, yıl sonu gerçekleşmesi 68 katrilyon lira.
1991: 101 katrilyon lira, 132 katrilyon lira.
1992...
ERHAN USTA (Samsun) - Ek ödenek girmiş mi? Bunların hepsinde ek bütçe var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bunların hepsi tamamlayıcı ödenekle tamamlanmış.
ERHAN USTA (Samsun) - Ek bütçe var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, hepimizin, yani toplu olarak hepimizin bu tamamlayıcı ödenekte karnemiz o kadar iyi değil. Onun için, bu konuda, rakamlar önümde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Niye olayı...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bahane bulma Sayın Bakan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 2002'yi söyleyin...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, bunu savunmak için söylemiyorum. Bir söylememe müsaade edin. Bunu, yaptığımızı savunmak için söylemiyorum, ama lütfen, kabul edin ki Türkiye'de...
ERHAN USTA (Samsun) - Suimisal emsal değildir ki.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bravo, tamam, bir suimisal kabulü gördük, ona teşekkür ederim.
Şuna geleceğim...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - 2002'yi söyleyin lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 2002'yi de söyleyeyim arkadaşlar, endişe etmeyin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Söyleyin bakalım ne kadar?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 2002 yılı: 98 katrilyon lira, 115 katrilyon lira.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Peki, ne kadar yapılmış, ek ödenek var mı, bütçesi yeniden...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dağıtayım arkadaşlar, kendinizi zorlamayın.
Bu konuda karnemiz, hepimizin, sizin de bizim de karnemiz o kadar iyi değil. Sayın Bakan burada, Sayın Bakan da biliyor, ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Dağıtın bir bakalım.
ERHAN USTA (Samsun) - Ama Sayın Bakan...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İkinci olarak...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl siyaset...
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Günal... Sayın Usta... Ama böyle bir üslup yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar...
Dağıtırız, dağıtırız.
BAŞKAN - Efendim, merak etmeyin daha yirmi gün burada konuşacağız, yarın da söz alacaksınız, ertesi gün de var, perşembesi var, cuması var, hepsi var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, kesin hesap kanunlarında...
ERHAN USTA (Samsun) - Ama Sayın Bakan bize doğru bilgi vermek durumunda.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika Erhan Bey... Erhan Bey, bir dakika...
Müsaade edin lütfen...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama doğru bilgi verin Sayın Bakan.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Doğru bilgi veriyorum merak etmeyin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl doğru bilgi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Benim önüme gelen teknik bilgi.
Değerli arkadaşlar, kesin hesap kanunlarında "tamamlayıcı ödenek" diye bir maddemiz var mı? Bu AK PARTİ hükûmetleri döneminde ilk defa gelen bir madde mi? Bundan önceki bütün yıllarda da tamamlayıcı ödenek diye bir maddemiz vardır. Yani Parlamento... Bakın, dediniz ki: "Sayıştay raporlarında Meclisin takdirine bırakılmış." Sayıştay doğru yapıyor. Neden? Sayıştay mevcut durumu tespit ediyor, "Ödenek üstü harcama vardır." diyor, ama buna ilişkin kesin hesap tasarısında öngörülen tamamlayıcı ödeneğin verilip verilmemesi konusunun Meclisin takdirinde olduğunu söylüyor. Ne yapacak yani? Meclisin takdirinin üzerine çıkıp "Bunu vermeyin." mi diyecek? Dolayısıyla, Sayıştayın yaptığı...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onu söyleyen var...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onu söylediniz gün içinde. Bu doğru bir şeydir...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, onu siz ifade ettiniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, buraya geliyor.
Bizim size yapmamız gereken şu: Dediğim gibi bunun içeriğini tartışmak yerine şunu tartışmamız lazım: Evet, ödenek üstü harcama konusunda, mali hukuk bağlamında yaptığınız açıklamalara en az sizin kadar ben de varım, biz de aynı durumdayız. Nitekim 5018 sayılı Kanun'da da bu ilkeleri belirlemişiz. Erhan Bey'in sorduğu soruya bir nebze cevap olsun, 2016 yılında da, 2015 ve önceki yıllarda da hep şunu söyledik. Dedik ki: "Siz yatırım harcamalarıyla ilgili başlangıç ödeneklerinin azaldığını söylüyorsunuz, eğer yıl içerisinde ilave gelirimiz olursa, biz bunu yatırım harcamalarında kullanacağız." Burada kayıtlara geçen taahhütlerimiz var.
Bu bağlamda, bizim, 2016 yılında da herhangi bir şekilde bir gelir fazlamız olursa yatırım harcamalarında kullanacağız. Bundan önceki yıllarda da, 2013'te de, 2014'te de, 2015'te de, biz ödenek üstü harcama dediğimiz harcamaları esasında hep yatırım harcamalarında kullandık. Sadece ulaştırmada da değil, eğitimle ilgili yatırım harcamalarında, sağlıkla ilgili yatırım harcamalarında, il özel idarelerinin yatırım harcamalarında... Yani onun detaylarını da verebilirim.
Dolayısıyla, burada, sizin de, bizim de, hepimizin de, bu ülkenin daha fazla yatırım harcamasına ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bunu arzu ediyoruz; yılbaşındaki bütçe ödeneklerinin buna imkân verdiği nispette ödenek koyuyoruz, ama yıl içinde imkân çıktığında bunu buraya harcıyoruz.
Şu konuda haklı olabilirsiniz, diyebilirsiniz ki "Bunun yolu var, getirin ek bütçe kanunu, bunu onunla yapın." Ama bilelim ki bir gelenek var, sizin de, bizim de, hepimizin de yıllardan beri içinden geçtiği bir gelenek var, tamamlayıcı ödenek konusu, bunu tartışalım. Kesin hesap kanunlarında tamamlayıcı ödenek maddesi olmalı mıdır? Bunun hukuk karşısında durumu nedir? Parlamentonun bütçe hakkının içinde bir kavram mıdır?
Arkadaşlar, çünkü sonuçta tamamlayıcı ödeneği veren de Parlamento. Yürütme organı yıl içerisinde yetkisini aşarak bir harcama yapmış olsa bile, Parlamento eğer aşan bu harcamayı kabul etmezse, yani bütçe hakkını kullanarak bunu onaylamazsa, o zaman bunun hukuki ve siyasi sonuçları zaten bellidir.
Dolayısıyla, burada, bizim konuşmamız gereken, neticede, detaylarda kamu harcamalarının kompozisyonu... Orada benim de kamu harcamalarının kompozisyonuna ilişkin düzeltilmesi gerektiğini düşündüğüm alanlar var ama sonuçta, bütçe disiplininin esas göstergesi bütçe açığıdır, bizim program döneminden beri başladığımız program tanımı faiz dışı fazladır ve kamu borç yükünün geldiği seviyedir; oralarda gerçekten olağanüstü olumlu performanslar elde edilmiştir, önemli olan bizim bunların devamlılığını sağlamış olmamızdır.
Yani mali disiplin konusunda Cumhuriyet Halk Partisinin geçen seçim dönemindeki bütçeye yük getiren maliyetlerinin toplamı 150 milyar liraydı. 150 milyar lira ile 170 milyar lira. Ben düşünüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi eğer...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 50 milyar liraydı Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 50 milyar liraydı! 50 milyar lirayı şu anda eklesek herhâlde bizim bütçe açığı 50 milyar lira olurdu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz ekimden beri 33 milyar lira...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Üç ayda 33 milyar sizin.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, bu tamamen teknik bir çalışmadır, bunu sizinle paylaşabiliriz, ama Cumhuriyet Halk Partisi... Hani, çok güzel, bunları yapmaya çalışalım, imkânlarımız oldukça yapalım, ama bunları yapmak için önce bütçe disiplininde ekonomide istikrarı sağlamamız lazım.
Milliyetçi Hareket Partisinin vaatlerinin toplamı 191 milyar lira ile 207 milyar lira. Yani bunları, demin, işte, bütçe açığı -Bülent Kuşoğlu Bey söylemişti- 14 milyar liradan 29 milyar liraya çıktı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dağıtırız, veririz bunları.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sizin hesap farklı galiba, dağıtın, verin bize de.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Bakan, seçim bitti, siz soruları cevaplayın.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, benim söz hakkım, son zamanda verilen sorulara cevaptan ibaret değil, gün içerisinde yapılan bütün değerlendirmeleri de kapsamaktadır, ondan dolayı kırk beş dakika verilmektedir, onun için soruları cevaplayacağım, merak etmeyin.
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz buyurun, eksik kalanı yazılı verirsiniz.
Buyurun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizim bütçemiz eğitimi, sağlığı, sosyal yardımları öncelikleyen...
ERHAN USTA (Samsun) - Sizin söylediğiniz MHP'nin vaadi en sondur o. Ben bunu otuz tane televizyon kanallarında tek tek anlattım, hatta "Size excel dosyasını vereceğim, varsa delikanlı çıksın." dedim... Şimdi, o zaman oturalım tartışalım, yani tek tek...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sizde de var, bakalım karşılıklı.
BAŞKAN - Yani Sayın Usta, "Delikanlı var, yok." falan...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, bu bütçe işleri...
ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, bunlar öyle geçiştirilecek laflar değil. Bu konuda karşımda konuşacak bir tane delikanlı varsa çıksın...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu bütçe işleri delikanlı işi değil.
BAŞKAN - Efendim, Sayın Usta, "Delikanlı varsa yoksa, çıksın." Ne yapıyorsunuz siz? Siz Plan ve Bütçe Komisyonundasınız. Sokakta değilsiniz, neyin delikanlısı? Yakışmıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu delikanlılık işi değil.
ERHAN USTA (Samsun) - Teknik açıdan diyorum, teknik. Teknik açıdan bunu tartışacak biri var mı? Bir tane lafı ortaya atıp geçiştirmek olur mu Sayın Bakan, yakışır mı size? Yakışmaz.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) - Teknik açıdan bunu söyleyecek, tartışacak adam var mı?
BAŞKAN - Sayın Usta...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben anlıyorum ki, ben açıklama yaptıkça bazı açıklamaların kıymeti kalmıyor, dolayısıyla bunu...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama olmuyor, açıklama olmuyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Siz açıklamıyorsunuz, siz iftira atıyorsunuz ama.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bahane etmeyin 197 milyar diye...
BAŞKAN - Sayın Günal...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Eğer bilmiyorsanız sorun, biz verelim size, bizde hesabı var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet...
BAŞKAN - Sayın Usta, Sayın Günal, lütfen...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, bilgilerin doğru gelmesi lazım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz gün içinde...
BAŞKAN - Efendim, sizin bilgilerin doğru gelip gelmediğine... Böyle bir şey mi olur canım?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - MHP'nin vaadini mi sordular?
BAŞKAN - Hayret bir şey!
Sayın Bakan, lütfen toparlayın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - MHP'nin vaadini mi soran oldu Maliye Bakanına?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bana bütçe disiplinini soran...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sorulan sorulara cevap versene sen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Vereceğim vereceğim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hangisine vereceksin?
BAŞKAN - Sayın Günal...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Günal, nasıl heyecanlanıyorsunuz. Niye heyecanlanıyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - MHP'nin ismine cevap veriyorsun da kaç tane...
BAŞKAN - Sayın Günal...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye rahatsız oldunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hangi belediyeye verilmedi diye sordum, yanıt alamıyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye rahatsız oluyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Soruya niye cevap vermiyorsunuz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) -Hayır, sakinleşin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl sakinleşeyim? MHP'nin maliyetini hesaplamışsın, şurada bizim sorduğumuz sorulara...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onun da cevabını veririz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne zaman vereceksin? Biraz sonra Sayın Başkan diyecek ki: "Yazılı cevap verecek."
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz müdahale edin "Hayır, bütün sorulara cevap verene kadar Bakanın sözünü kesmeyin." deyin, ben sabaha kadar devam ederim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen soruya cevap vermiyorsun ki! 90'lı yılların...
BAŞKAN - Efendim, biz müdahaleyle hareket etmiyoruz.
Sayın Bakan, buyurun siz lütfen.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakanı da uyarın.
BAŞKAN - Uyarıyorum zaten, kendisini de uyarıyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, eleştirilere cevap vermek kadar doğal bir şey yok ki!
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Burada MHP'nin maliyetini mi sorduk da onu anlatıyor? Sorular burada.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, başka bir konuya geçelim.
Bütçe harcamalarının kompozisyonu konusu çok önemli.
ERHAN USTA (Samsun) - Çok basit oluyor! Maliye Bakanına yakışmıyor!
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani hiç olmadı, bize söylüyorsunuz ama...
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devam ediyorum.
Bütçe harcamalarının kompozisyonu: Yani "Bu bütçeden para nereye gidiyor, faize mi gidiyor, eğitime mi gidiyor, sağlığa mı gidiyor, savunma ve güvenliğe mi gidiyor? Bu savunma ve güvenlik harcamaları aldı başını gidiyor mu? Bu bütçenin hâli ne olacak?" gibi değerlendirmelerde bulunuldu. Bunlar peşin hükümlü değerlendirmeler, onu bir kere baştan söyleyeyim.
Bakın, biz baştan beri söyledik...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan, ben size bir şey sordum, bakın...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Cevap veriyorum...
AHMET YILDIRIM (Muş) - ...hem Başbakan hem Çevre ve Şehircilik Bakanı -siz adını ne koyarsanız koyun realite değişmez, siz bir isimlendirmede bulundunuz ben de- dediler ki: "Biz bu 7, 8 kenti..."
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, önce şunu söyleyeyim: Bu ülkede güvenlikle ilgili herhangi bir meselede devletin bu güvenliği sağlayacak, bu terörün kökünü sağlayacak her türlü mali gücü vardır. Burada siz merak etmeyin, ne turizm gelirleri bağlamında...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, bir dakika, cevap vereyim ama.
AHMET YILDIRIM (Muş) - ...siz bunu 2016 bütçesine dercetmemişsiniz, Örtülü ödenek...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devam ediyorum bir daha. Arkadaşlar, siz demediniz mi "Bu bütçe savaş bütçesi mi, bu bütçe barış bütçesi mi, şu...?" diye, cevap veriyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam, buyurun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Önce bir kere siz politik değerlendirmelerde bulundunuz. Benim de bu değerlendirmelere ilişkin kendi değerlendirmelerimi yapmak kadar... Hiç sözünüzü kestim mi? Hiç kesmedim.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Yani bugün millî birlik ve kardeşlik projesi bağlamında Türkiye'de sağlanmış bir huzur, istikrar, barış ve kardeşlik ortamı vardı. Bu ortamı sağlayan AK PARTİ hükûmetlerinin bizatihi kendisidir. On yıllardır bu ülkede üzerine gidilmeyen sorunların üzerine gidilmiş, konuşulmayan konular konuşulur hâle getirilmiş ve "Asla bu konu çözülemez." denilen ve çözümü dışarıda aranılan hususlarda bu ülkede siyasi inisiyatif alınarak çözüme kavuşturulması için olağanüstü gayretler sarf edilmiştir ve milletimiz AK PARTİ hükûmetlerinin bu gayretini takdirle karşılamıştır. Her zaman için bu barış ve kardeşlik ortamının oluşmasına destek vermiştir. Fakat, uluslararası birtakım gelişmelerden kaynaklı heveslenmeler, birtakım geleceği yanlış görmeler, birtakım izafi ve sanal güvencelere dayalı olarak bu bölgede bir terörist girişimde bulunulmuştur belli bir dönemden itibaren, siz bunları gayet iyi biliyorsunuz. Ne varsayıyorsunuz? Yani bir devlet, herhangi bir ilde, herhangi bir yerde o bölgede güvenliği tehdit eden bir aktivite olacak, buna karşı duyarsız kalacak, mümkün mü? Devletin en önemli varlık sebebi...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Allah aşkına Sayın Bakan, sorumun cevabı bu mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika, sözümü kesmeyin, geleceğim ama. Evet, cevabı bu. Siz bunları değerlendirdiniz, evet, siz bunları söylediniz, bir dakika...
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Sayın Yıldırım, lütfen...
Sayın Bakan, lütfen toparlayın.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, tam bunu söylüyorum, siz değerlendirme yaptınız. Devlet buralarda...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben rakam sordum Beyefendi, rakam sordum, rakam.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama bir dakika, rakam öncesinde, her iki vekil olarak da sizler...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Burada bütün muhalefetin sorduğu bir soruya cevap alabilmiş değiliz biz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, hepsini cevaplayacağım, merak etmeyin. Ama bakın...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Beş dakika var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok arkadaşlar, uzatacağız o süreyi. Sizden destek bekliyorum bu konuda. Siz destek verin, ben daha uzun konuşayım.
Dolayısıyla şuna geleceğim: Hiç birimiz...
BAŞKAN - Sayın Bakan, sorulara da gelelim bu arada.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Geleceğim ama bunlar önemli konular.
Yani sayın vekillerimiz, terörizmin neden olduğu ekonomik kayıplara karşı bir duyarlılık sergilediler. Bırakın ekonomik kayıpları, bizim birinci önceliğimiz insan insan. Siz insanı unuttunuz. Siz bana gelmiş burada diyorsunuz ki: "Turizmden şu kadar kaybedersiniz, şuradan şu kadar kaybedersiniz..." Bu ülkede bizim korumaya çalıştığımız...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Yapmayın Sayın Bakan ya! Ben şu cümleyi kullandım mı? Kullandım: "Hiçbir şey insan canıyla, hiçbir yurttaşımızın canıyla mukabele edilemez." dedim mi demedim mi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O zaman o silahların ne işi var orada, cevap verin?
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben mi koydum Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, siz koydunuz. Dolayısıyla...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yapmayın Allah aşkına!
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Yazıklar olsun size! Yazıklar olsun size!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Aa, olur mu öyle şey, olur mu öyle şey!
MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Silahlar konurken Hükûmet ne yapıyordu?" diye sorarlar adama.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Siz neyle itham ediyorsunuz bizi Sayın Bakan? Siz neyle itham ediyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - O sırada siz neredeydiniz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama bir dakika, siz neyle itham ettiğinize dikkat ediyor musunuz?
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben mi koydum?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır canım "siz" derken sizi kastetmiyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Ama "siz" diyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır canım, yapmayın Allah'ınızı severseniz! Siz de benim ne demek istediğimi biliyorsunuz, ben de sizin ne demek istediğiniz biliyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Öyle anlamadık biz.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanı duyamıyorum, müdahale edemiyorum, lütfen...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dolayısıyla şunu söyleyeceğim: Değerli arkadaşlar, güvenlik konusu eğer karşımızdaysa, Allah'a şükürler olsun, devletimizin mali gücü bunları karşılamaya yeterlidir ve biz bunları da karşılarız.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, siz bu cümlenizi düzeltin lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Bakın, benim hiçbir zaman silahla işim olmadı, olmaz Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Silahlı...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Lütfen, sözünüzü geri almanızı istiyorum.
BAŞKAN - Kameraman arkadaşlar, siz biraz çökerseniz ben de Sayın Bakanı görebileceğim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır sizi... Şöyle: Sayın Vekilimiz yanlış anladıysa düzeltiyorum. Bakın, asla sizi şahsen kastetmedim, hayır o konuyu düzeltiyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Peki "siz"den kastınız ne?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır hayır, asla kastetmedim.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Garo Bey'e ve bana dönerek söylüyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır. Siz de ben de ne demek istediğimizi gayet iyi biliyoruz, sizi kastetmediğimi siz benden daha iyi biliyorsunuz ama neyi kastettiğimi de biliyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bütün mesele şu değil miydi? Yani bu bütçe ile bu olayların arasında nasıl bir ilişki var? Siz söylemediniz mi? "Bu ilişkileri kurun." dediniz. Barışla ne ilişkisi var, kardeşlikle ne ilişkisi var? Ben de bunu kurmaya çalışıyorum.
Bakın, savunma ve güvenlik harcamalarının bütçe içerisindeki payının arttığından bahsettiniz. Ben size rakamlarla cevap vereyim. Herhangi bir şekilde bu dönemde savunma ve güvenlik harcamalarının bütçe içindeki payı artmadı, tam tersine azaldı. 2002 yılında bütçeden eğitime ayrılan kaynak 11 milyar liraydı, bunu lütfen not alın, bütçeden 11 milyar lira kaynak ayırıyor idik. Aynı yıl savunma ve güvenlik harcamalarına 12,2 milyar lira kaynak ayırıyorduk. Yani hemen hemen başa baş. Yani ne kadar eğitim harcaması yapıyorsak o kadar da savunma ve güvenliğe para harcıyoruz. Peki, 2016 yılı bütçesi... Konuşuyoruz, bakın bütçe. 2016 yılında eğitime ayırdığımız kaynak 109 milyar lira.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öğrenci sayısı artmış, öğretmen sayısı da artmış!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Geliyorum, onu da vereceğim.
Peki, savunma ve güvenlik ne kadar? 56 milyar lira. Yani bakın, 2002'de hemen hemen başa baş, 11, 12 milyar lira. Geliyoruz 2016'ya, eğitim harcamaları 109 milyar liraya çıkmış, savunma ve güvenlik harcamaları 56 milyar lirada kalmış. Yani 2002'de eğitim harcamaları...
ERHAN USTA (Samsun) - Terör...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Erhan Bey, bir müsaade edin.
ERHAN USTA (Samsun) - Müsaadesi filan yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama her konuşmamın üzerine yorum yaparsanız olmaz ki.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunları söylemek lazım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, siz de söz alırsınız, söylersiniz. Ben de onu öğrenirim, memnun olurum. Sadece sabırsızlık göstermeyin.
2002 yılında eğitim harcamalarına bütçeden yüzde kaç pay veriliyor? 2002'de yüzde 9,41. Peki, şu anda kaç veriliyor? Yüzde 19,6. Yani 2 kat artmış. Yüzde 9 nerede yüzde 19 nerede?
Peki, savunma ve güvenlik harcamaları ne olmuş? 2002 yılında yüzde 12,45...
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Savunmanız da güvenliğiniz de ortada yani yapmayın Sayın Bakan Allah aşkına!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, şu rakamları vermeme bile tahammül edemiyorsunuz, çok üzülüyorum yani.
MEVLÜT KARAKAYA(Adana) - Rakamları vermekle alakası yok ki işte ortada yani.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Mevlüt Bey, söz alırsınız, konuşursunuz, ne var ki?
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen siz konuşmanızı tamamlayın.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Savunma ve güvenlik harcamaları yüzde 12,45 2002'de, şu anda yüzde 9,89. Yani bakın, sürekli bir şekilde savunma ve güvenlik harcamalarına daha az kaynak ayırıyoruz. Dolayısıyla bizim bütçemiz eğitime, sağlığa, sosyal yardımlara, sosyal devlete katkı veren bir bütçedir. Zekeriya Temizel Bakanımız neoliberal iktisat bağlamında bir değerlendirme yaptı ama biz kendi ekonomi politikalarımızı neoliberal ekonomi politikaları olarak nitelendirmiyoruz. Biz temelde piyasa ekonomisine inanıyoruz ama sosyal devlet uygulamalarını da hem söylem olarak hem de uygulamada hayata geçiren, hem piyasa ekonomisine hem de sosyal devlet uygulamalarına önem veren bir partiyiz. Hangi açıdan karşılaştırırsanız karşılaştırın AK PARTİ hükûmetleri sosyal devletin her bakımdan güçlendiği bir dönem olmuştur. İnşallah onu daha da fazla artıracağız.
Sayın Başkanım, süre verecek misiniz?
BAŞKAN - Sayın Bakan, sürenizi bir bitirin de.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bitmedi mi?
BAŞKAN - Elli saniye var efendim.
Buyurun.
Sayın Bakan, yoğun talep üzerine size bir on dakika ilave süre veriyorum ama on dakikada lütfen soruları cevaplayalım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam, o zaman şöyle yapayım: Milletvekillerimizin haklarını teslim etmek anlamında önceliği sorulara vereyim.
BAŞKAN - Lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Tabii, anlatacak çok şey olunca, torba dolu olunca zaman yetmiyor. Ne yapayım yani?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sıkıntı yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Orada bol bol anlatırız bunları.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bütçede de bir torba var Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Çam ödenek artışlarını sordu, belli kurumlar bakımından. Sayın Çam, müsaade ederseniz, tabii ki bütün kurumlar buraya gelecekler. Her bir kurumun bütçesi görüşülür iken o bütçe hangi oranda niye artmış, sebepleri itibarıyla hem ilgili kurumlar mutlaka açıklayacaktır ama bizim Maliye Bakanlığından arkadaşlarımız da burada, genel anlamda da bu konuda da açıklamalar yapacaklar. Ama şuna inanın: Her kurumun bütçesinde gerek personel harcamaları olsun gerek mal, hizmet olsun gerek yatırım harcamalarında olsun, genel ekonomik politikalara, genel bütçe politikalarına uygun artışlar yapılmıştır.
Bülent Kuşoğlu bey dedi ki: "Ya, bu bütçenin bir felsefesi yok mu, bunun bir teorisi yok mu? Yani, siz sadece bir önceki yıla göre bütçeleri artırıp artırıp getiriyorsunuz." Ben de ilk muavinliğe başladım, maliye müfettiş yardımcılığına, bir bütçe kanunu önüme getirdiler; bir baktım, sürekli rakamlar var. Yani, bütçe kanunu görünüşte rakamlardan ibarettir ama mutlaka bir felsefesi var.
AK PARTİ hükûmetlerinin bütçeleri gerçekçidir, öngörülebilirdir, hizmet bütçeleridir, kurum bütçelerinde bir artış yapılıyorsa mutlaka vatandaşa dönük bir boyutu vardır, yeni bir harcama programı gelmiştir, mevcut bir harcama programında imkânlar artırılmıştır, mevcut bir harcama programının kapsamı genişletilmiştir. Her geçen gün...
Bakın, çok önemlidir -bunu aslında maliyecilerin oturup çalışması lazım- bir bütçenin vatandaş ve toplum kesimlerine hitap etme derecesi. Yani, 100 lira harcıyorsunuz, 100 lira toplum kesimleri arasında nasıl dağıtılıyor, bunlara mutlaka bakmamız lazım. 2002 yılında yani bu bütçenin yüzde 43'ü faize gidiyordu. Türkiye'de faiz geliri elde eden kişi sayısı bellidir ama geri kalan bütün millet yüzde 57'yle yetiniyordu. Şimdi yüzde 90'ını vatandaşa döndürüyoruz.
Dolayısıyla, bütçelerimiz hizmet bütçesidir. Her bir artışın arkasında mutlaka vatandaşa dönük yeni bir hizmet vardır.
Sayın Çam, o konuda...
MUSA ÇAM (İzmir) - Başbakanlığın, Cumhurbaşkanlığının bütçesinin artırılmasıyla ilgili nasıl bir faydası var?
BAŞKAN - Sayın Bakan, soruları cevaplayın, ilave süre almayın lütfen. Sayın Bakan, ilave soru almadan mevcut soruları cevaplayın lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Vekilim, gelecek o kurumlar, onlar size açıklar.
Sayın Günal, tasarruflar konusunu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Habib Bey'i bile ikna edemediniz Sayın Bakan, Habib Bey de ikna olamadılar.
BAŞKAN - Yok, yok, olmuştur. Habib Bey'le yıllardır beraber çalışıyoruz.
Sayın Günal tasarruflar konusunda.. Evet, doğru, kabul yani tasarruflar Türkiye'de...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ondan önce size sorularım vardı Sayın Bakan, onları geçtik.
BAŞKAN - Yok, yok, sizin, soru bölümünde sorduğunuz...
Sayıştayla ilgili şöyle... Anladığım kadarıyla sizin okuduğunuz rapor genel dış denetim raporu. Arkadaşlar, teknik bir bilgi vereyim. Genel dış denetim raporu, bütün kurum idare raporlarının özetlendiği bir rapordur. Sayıştaydaki arkadaşlar burada mı? Dolayısıyla, şimdi, Sayın Günal, genel değerlendirme raporundaki birçok idarenin tespitlerinin ortaklaştırıldığı bir yerde örnek beklemeyin, o örneği orada aramayın; dönün kamu idare raporuna, dönün Maliye Bakanlığı raporuna...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Zaten rapor elimde, Maliye Bakanlığı raporu elimde, Gelir İdaresi raporu elimde; yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok güzel arkadaşlar, eleştirilerinizi söyleyin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, ben size daha önce söyledim geçici bütçe yapılırken, bunun içinde hiçbir şey yok diye.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika ama bak, demin okuduğunuz örnekler...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Okudum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, şöyle: Sizde yoksa...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, o da burada. Siz diyorsunuz ki: "Ayrıntısında var."
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama bir dakika, bakın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir Sayıştay denetim raporu sizin önünüze nasıl geliyor, hiç bunu takip ediyor musunuz? Sayıştay böyle oturup kendi kendine bir rapor yazmıyor ki; gidiyor, sahada denetim yapıyor, sonra kamu idaresine...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bak, zamanınızı orada harcamayın. Ben diyorum ki size: İkisi de burada.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Günal...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunun içinde de o söylediğim devirlerle ilgili, Maliyenin sorumluluğuyla ilgili hiçbir şey yazmıyor; dış denetim raporunda yazıyor ya, uzatmaya gerek var mı bunu? Söylüyoruz yani.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, şöyle: Dış denetim raporunda söylediğiniz genelde... Demin dediniz ki siz: "Dış denetim raporunda hiç örnekler verilmeden, hangi kurum, ne olduğu belli olmadan bilgiler veriliyor." Ben de diyorum ki size...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ama birinde veriyor, birinde vermiyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O raporun öyle olması doğal ama dönün kamu idare raporuna, hâlâ eğer kamu idare raporunda o bilgi yoksa ben de istiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Neden? Mesela Maliye Bakanlığı bir belediyeye bir yeri vermiş, o belediye yasaya uygun olarak kullanmamışsa ve Sayıştay benden onun geri alınmasını istiyorsa o raporda ben onu görmek isterim. Görmeden nasıl onun gereğini yapacağım?