KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Varlık Fonu ekibine teşekkür ederim verdikleri bilgiler için.

Öncelikle, tabii, varlık fonları, hepimiz de biliyoruz, daha önce -cari fazla, Sayın Temurci'nin de dediği gibi- petrol zengini ülkelerce sermaye çeşitlendirmesi amacıyla kurulmuş, daha sonra da Batı ülkelerine doğru yönelmiş bir sistem. En büyük varlık fonuna sahip ülkelerin 3 trilyon dolara ulaşan Çin, Arap Emirlikleri ve Norveç olduğunu görüyoruz. Kuveyt 1961'de, Norveç 1966'da bu fonu kurmuş ve başarılı bir şekilde yürütüyorlar. Dünyada 40'tan fazla ülkede varlık fonu var -belki artmıştır- bu ülkelerde 81'e yakın fon kurulduğunu incelemelerimizde görüyoruz.

Varlık Fonu -dediğim gibi, 40 ülkede önemli bir yere sahip- ulusal ekonomiyi korumak amacıyla devletin sahip olduğu ve işlettiği bir yatırım aracı olarak değerlendiriliyor. Benim anladığım, ülkenin sermaye olarak kaynaklarının, kullanılmayanlarının bir araya getirildiği bir millî kaynak da diyebiliriz Varlık Fonuna. Tabii, birçok amacı var Fonun, gelişim ve istihdam için sosyal, ekonomik projeler geliştirmesi gerekiyor; raporlarında da bunları yaptıklarını görüyoruz. İç pazar için uzun vadeli sermaye artış fırsatları sağlamak, ekonomiye gelir ve ihracat açısından aşırı oynaklıklarda koruma imkânı sağlamak, enerji fiyatları ve dünya piyasasının etkileneceği dönemlerde istikrarı korumak adına bu fonlara önemli görevler düşüyor. Kısaca, ekonomik büyüme, ulusal refahın artırılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından fonlar dünyada kurulmuş, ülkemizde de 2016'da bu amaçla kurularak önemli bir yere geldiğini görmekteyiz.

Tabii, birçok önemli yatırımın, bilhassa ithalata giden dövizin önlenmesi adına yeni yatırımların yönlendirilmesinde de Fonun çok önemli etkisi olacağı görülüyor. Kısa sürede geldiği nokta ve sermaye birikimi için kutluyorum. İlkeleri, amaçları açısından profesyonel bir yönetim, şeffaf, performans odaklı, sürdürülebilir ve risk yönetimi, hesap verilebilirlik açısından önemle vurgulanmış kuruluş yönteminin ve ifadelerinin hepsine de katılıyorum.

Tabii, Varlık Fonunun denetimini de önemsiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi teknik bir denetim yapmaz. Zaten Fonun yüzde 80 küsurunun -87'ydi sanırım- Sayıştay denetiminden geçen şirketlerin bünyesinde olması, yine, tüm devredilen şirketlerin tabi oldukları kendi denetim usullerinin yanında, Türkiye Varlık Fonunun bağımsız denetim, Devlet Denetleme Kurulu -Cumhurbaşkanlığının- ve Türkiye Büyük Millet Meclisindeki denetime tabi tutulmaları da çok kıymetli. Biraz önce 87 dedim, yüzde 82'si Sayıştay denetimine tabi. Biz burada millet adına bir denetim yapıyoruz, teknik bir denetim değil; her şeyi açıklığıyla konuşuyor ve raporlarda gördüğümüz eksiklikleri de sorular hâlinde yönetime iletiyoruz. Belki de en büyük denetim, halkın denetimidir. Bu bakımdan da kanun yapılırken ne kadar önemsendiğini bir kez daha görmüş oluyoruz. Ayrıca, bu denetim sistemlerinin yanında iç denetim ve risk yönetim birimleri de denetime dâhil edilecek süreçler olarak ayrı bir başlıkta ele alınmalıdır.

Varlık Fonunun "Çevresel, Sosyal ve Yönetişim" başlığı altındaki çalışmalarını çok önemsiyorum, kutluyorum. Dünyanın geleceğinde kaliteli çevre, sera gazı hesaplamaları, raporlanmaları, sıfır atık mevzularının bu Fon bünyesinde de önemle dikkate alınması ve ISO 27001 sertifikasının alınması gerçekten tebrik edilecek bir davranış, kutluyorum. Birçok faaliyetini raporlarında gördük; bilhassa 6'ncı sayfadaki çevre konusundaki duyarlılığı, aktiflerinin 5,6 trilyona -300 milyar dolara- ulaşması önemli. Burada, dediğim gibi, biz millet adına siyasi denetimimizi yapıyoruz ve her şeyi de açıklığıyla konuşuyoruz.

Kurulan fonların -2017 ve 2018- önemli yerlere geldiğini biliyorum. Ben de Varlık Fonu Başkanımızdan, daha doğrusu Genel Müdürümüzden, Yönetim Kurulu üyemizden şöyle bir çalışma var mı, bunu da öğrenmek istiyorum: Çevre duyarlılığını önemsediğiniz gibi, Türkiye bir deprem ülkesi ve yaşadığımız büyük depremle birlikte konut edindirmeye dönük fonlar ve kolaylaştırıcı yöntemleriniz de olacak mı? Belki de bu çalışmalar vardır çünkü bünyenizdeki yapının bunu yapabileceğine inanıyorum.

Çokça eleştirilen konu, neden Cumhurbaşkanı Fonun başında? Farklı da olabilir; ben inceledim, dünyada devlet başkanlarının olduğu fonlar da var, maliye bakanının veya en büyük bankasının yönetimine devredilerek denetlenen fonların da olduğunu görüyoruz ve bizim gibi siyasi yönetime verilmiş fonların da çokça olduğunu görüyoruz. Bu konuda da siyasetin bunun içinde olması, Fonu yönetmekle bir sorumluluk aldığını gösteriyor. Farklı yönetim şekilleri olur, aslında kuruluş aşamasında bizim de başında Cumhurbaşkanı değildi diye biliyorum. Daha aktif ve kararlı olabilmek adına çünkü siyaseten bu Fonu büyütebildiğinizde, ülkenin geleceğine aktarabildiğinizde, refahı arttırıcı işlemler yapabildiğinizde sizin siyaseten gücünüz de artar. Bu noktada, bu yeni alternatiflerle siyasette de istikrarla halkın gönlüne girmiş olursunuz. Cumhurbaşkanımız da bu riski görerek bu Fonun başına geçmiş ve gördüğünüz gibi de geldiği nokta hepimizi mutlu eder bir noktaya erişmiştir.

Fonun içinde sıkıntılı kurumlar olduğunu da biliyorum. Bunlar kârlılıktan öte -inşallah, kârlı hâle de gelirler ama- bir düzen dâhilinde, öncelikle yenilenmeleri gereken, tarımsal üretime dönük fabrikalar. ÇAYKUR'u çok bilemem ama bölgemde de yetiştirilen ürünler olarak, şeker fabrikalarının bu konuda verimsiz olduğunu biliyorum. Ama yüzlerce katma değer sağlayan fabrikalar olarak, çiftçinin mahsulünü alan ve devlet düzeninde münavebeli ekimi ve düzeni sağlayan fabrikalar olarak önemsenmesi gerektiğini, Özelleştirmeden de Fona aktarılmalarının bu bakımdan olumlu olduğunu düşünüyorum. Sizlerin revizyonu, fabrikaların daha modernizasyonu ve verimli olması adına da çalışmalar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ORHAN ERDEM (Konya) - Teşekkür ederim.

Bu konuda da bilgilendirirseniz memnun olacağımı iletmek istiyorum.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum tüm vekillerime.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kalaycı, buyurun lütfen.