KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri, çok kıymetli bürokratlar; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bugün gerçekten önemli bir fonu burada hep beraber konuşuyoruz. 300 milyar dolar bir büyüklüğü olan yani yaklaşık 5,6 trilyonluk bir rakama tekabül ediyor; az önce sayın vekilimiz de belirtti, işte, bütçe büyüklüğü açısından da neredeyse bütçe büyüklüğünün yarısına tekabül eden bir varlıktan bahsediyoruz. Öz kaynakları 49 milyar dolar, 2022 sonu itibarıyla da 13,6 milyar dolarlık bir cirosu var ifadenize göre, biz de incelediğimiz zaman yaklaşık onları gördük. Tabii ki ülkemizin çok önemli kamu kuruluşlarının içerisinde yer aldığı bir fon. Dünyada 40 ülkede yaklaşık 80 civarında fon var, bunların da büyüklüğü aşağı yukarı 7,4 trilyon dolar. Bu şekil baktığımız zaman da hakikaten çok önemli bir fonu yönetiyorsunuz Sayın Genel Müdür.

Yine, iştiraki olan kuruluşlar var, biliyorsunuz, az önce saydınız, enerjiyle ilgili, işte, bütün konularla ilgili bir sürü iştirakiniz var yönettiğiniz. Oralarda da yönetim kurulu başkanısınız aynı zamanda. Gerçekten sorumluluğunuz çok çok yüksek.

Şimdi, inceleyip baktığımız zaman, bu Fona alındığında, bazı kamu kurumlarının performansında düşüklük olduğunu gördük. Daha önceden daha iyi kârlar elde ederken Fona geldikten sonra da zararlarında artışlar meydana geldiğini gördük. Bunu da siz ifade ettiniz, bazı görev zararları var; işte, BOTAŞ'ın görev zararı 46 milyar dolar, EÜAŞ'ın 42 milyar dolar civarında.

Yine, geçmiş dönemde ucuz krediler kullandırımı nedeniyle, seçim ekonomisi nedeniyle Ziraat Bankasının 12 milyar, yine, 11 milyar civarında da Halkbankasının görev zararlarını finanse etmek zorunda kaldınız fakat bu kuruluşların detay bilançolarına baktığımız zaman, iştiraklerinize de baktığımız zaman yine faiz giderleri hakikaten çok önemli boyutlara ulaşmış. Yine, öz kaynakları eksi olan şirketler var, anonim şirketler var; bu, önemli bir sorun olarak görünüyor. Zaten siz bunları bertaraf etmek için, Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı maddesiyle de uyum sağlamak için -ki iflasını istemek zorunda kalır- bu sermaye artırımlarını da yapmak zorunda kalıyorsunuz. Buna rağmen, baktığımız zaman, hâlen mali yapısında da bir düzelme olmuyor.

Sermaye yeterlilik rasyolarıyla ilgili -birazdan tekrar o konuya geleceğim- Sayın Temurci de bahsetti ne kadar önemli olduğunu, bu yapının batık kredileri olayı vesaire, bu konulara da ayrı değineceğiz. Bu şekil baktığımız zaman sorumluluklarınızın çok ağır olduğu bir durumla karşı karşıyayız. Yine, bilançolara baktığımız zaman "Yapılmakta Olan Yatırımlar" kalemini görüyoruz enerji sektörüyle ilgili, diğer alanlarla ilgili. Detaylarını göremedik yani bu yapılmakta olan yatırımlar nereyle ilgili, hangi alana yatırımlar yapılıyor; bunların bizlerle paylaşılması faydalı olacak. Bir de bu yatırımları hangi firmalara yaptırıyoruz, bunların ihale bedelleri nedir, fayda-maliyet analizleri nedir yani açılış ihale tutarlarından günümüze gelen miktarlarda ne kadar artışları olmuştur, buradaki gerekli tasarruf tedbirlerine uyulmakta mıdır?

Şimdi, benim burada önem vereceğim konulardan biri de bünyenizde olan kamu bankalarıyla ilgili hususlar çünkü ciddi sermayeler aktarıyorsunuz oraya. Kendi iç bünyesi içerisinde denetleme mekanizmaları var, teftiş kurulları var, iç denetim elemanları var fakat siz Türkiye Varlık Fonu olarak, burada, Devlet Denetleme elemanları olarak buradaki kamu bankalarını çok daha sağlıklı ve düzgün şekliyle denetlemek zorundasınız. Bunu neden söylüyorum? Çünkü çok önemli iddialar var başta Ziraat Bankası olmak üzere kamu bankalarıyla ilgili. Benim de tespit ettiğim, incelediğim, bazı belgelere ulaştığım konular var; bu konuyu özellikle burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu konuyla ilgili de 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu gereği de size bir yazı yazdık Sayın Genel Müdürüm, ben kendim yazdım, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi ve milletvekili olarak. Bu yazı ulaştı mı size bilmiyorum, bir hafta önce kadar yazıyı gönderdik. Eğer ulaşmadıysa da burada sizi özellikle bilgilendirmek istiyorum. Niçin? Geçmişte sizin bulunduğunuz makamda olan kişilerin, uluslararası piyasadan, yurt dışından 25 milyar dolar kredi bulmaya çalışırken 25 milyon dolarla ilgili akıbetin ne olduğuyla ilgili hususlar, usulsüzlükler, buhar olan paralar, basına, yargıya yansıyan konular var. Dolayısıyla bu saatten sonra size bağlı kurumlarda olacak bütün hatalar direkt sizi de bağlar. Onun için, buradaki denetleme mekanizmasını daha iyi çalıştıracağınızı düşünerek SPK dâhil, Devlet Denetleme Kurulu elemanları dâhil, bankaların içindeki teftiş kurulları dâhil ciddi bir denetim yapılması lazım.

Şimdi, SPK gözetiminde çalışan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğince yürütülen bir soruşturma var. Biliyorsunuz, gayrimenkul değerleme şirketlerinde... Yaklaşık 155 adet civarında -biraz eksik, biraz fazla olabilir- değerleme şirketi var, bunların düzenlemiş olduğu raporlarla... Yani gayrimenkul değerlemesi, ekspertiz raporlarındaki gayrimenkuller teminat gösterilerek kullanılan krediler oluyor ve buradaki soruşturma sebeplerinden biri, bu değerleme şirketleri ile kamu bankaları arasındaki, özellikle Ziraat Bankası arasındaki ilişkiyle ilgili şaibeli durumlar söz konusu.

Buradaki iddialar şunlar: Bu gayrimenkullerin rayiç bedellerinden daha yüksek değerle değerlenip bunların teminata verilmesi şekliyle bazı kişilere ve tüzel kişilere kredi kullandırımları var. Bu teminatların değeri düşük ama yüksek gösteriliyor, krediler kullandırılıyor. Bu, sadece tüzel kişilere, ticaret erbabına değil; bu kredilerin bir kısmının bankada yönetici olarak çalışan, yönetim kurulu üyesi olan, genel müdür olan, genel müdür yardımcısı olan kişilere konut kredisi şekliyle de kullandırıldığı iddiaları var ve yine, bu banka yönetim kurulu üyesi olarak atanan bir kişinin, şahsın -birazdan ismini de vereceğim- eski değerleme şirketi sahibi olduğu ve o şirketiyle ilişkilerinin devam ettiği, hâlen de -vereyim onu da- Zeytinburnu Belediyesi Meclis Üyesi olarak da çalıştığı ve bu kişinin değerleme şirketiyle, yönetim kurulu üyeleriyle, bu şirketlerle beraber hareket edip haksız kazanç temin ettiği, menfaat temin ettiği -hem şirketlerden hem de yöneticilerden bahsediyorum Sayın Genel Müdür- konularla ilgili hususlar var. Yine, örnek olsun diye söylüyorum: 3'ten fazla konut kredisi kullanılmış.

Şimdi ben buradan soruyorum: Yönetim kurulu üyesi olarak veya üst düzey yönetici olarak çalışan bu kişilerden 3'ten fazla gayrimenkul alan yöneticiler var mı? Bu ekspertiz şirketleriyle ilgili olarak mı bu değerlemeler yapılmış? Hâlen incelemede olan, soruşturmada olan bu ekspertiz şirketleriyle, başta Ziraat Bankası olmak üzere kamu bankaları çalışmaya devam ediyor mu? Bunun incelenmesi ve tetkik edilmesi lazım ve buradaki kredi kullanımlarıyla ilgili olarak da hem KOBİ'lerde olsun, diğer şirketlerde olsun hem bu banka çalışanlarında olsun, gelirinin üzerinde, hak etmediğinin üzerinde, ratinglere uygun olmayan kredi kullandırımları var, maddi teminat açıkları var ve burada sorunlu krediler var, temerrüde düşen krediler var, yüzdürülen krediler var. Bu vesileyle, yüzde 18-19 olarak belirtilen sermaye yeterlilik rasyolarının -yüzde 8 kriter, biliyorsunuz- esasında çok daha az olduğu... Sayın Temurci'nin de bahsettiği gibi, önümüzdeki dönemde bir bankacılık kriziyle karşı karşıya kalmamak için bu sorunun giderilmesi gerekir.

Sadece yöneticiler böylece kalmamışlar, bir de geçmiş dönemde, son bir ayda, iki ayda, üst düzey yöneticiler, yönetim kurulu üyeleri dâhil herkes arabalarını değiştirmiş, araç almışlar, kiralamışlar son model lüks araçlar. Buralara ne kadar harcama yapılmış? Bu araçların modeli nedir? Yine, bu araçlar alınırken hangi şirketlerden araçlar alınmış? Mesela "Central Oto" diye bir şirketten araçlar alınmış mı, kiralanmış mı? Bu şirketin sahibi ile eski Ziraat Bankası Genel Müdürünün oğlunun bir bağlantısı var mı, hâlen devam ediyor mu?

Yani Maliye Bakanı Sayın Şimşek defalarca söylüyor, tasarruf tedbirlerinden bahsediyor, israfın önlenmesinden bahsediyor; biz de buna katılıyoruz. Bir taraftan bu konular dile getirilirken bu kadar savurganca, bu kadar israfla kaynakların heba edilmesi, kamu zararına sebep teşkil edilmesi kabul edilebilecek bir durum değil. Biz burada milleti temsilen, milletvekilleri olarak, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak denetleme görevimizi yerine getirmek zorundayız. Emeklimizin, işçimizin, esnafımızın, asgari ücretlimizin zor şartlarda geçinmeye çalıştığı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen toparlayalım.

CEVDET AKAY (Karabük) -...bir ortamda bu hususların süratle açığa çıkarılması, tespit edilmesi gerekiyor.

Sayın Genel Müdürüm, ben buradan sizden özellikle rica ediyorum, bu konunun üzerine özel olarak eğilin. Bu konuda SPK bir inceleme başlattı mı, araştırma yaptı mı? Bu üst düzey yöneticilerin banka hesaplarının irdelenmesi, birinci derece akrabaları dâhil, bu bahsettiğim kuruluşlar ve onlara bağlı kuruluşlarla ilgili transferlerin, EFT'lerin, banka hareketlerinin irdelenmesi ve banka zararına, kamu zararına sebep teşkil eden bu kişilerin bir an önce tespit edilip haklarında gerekli işlemlerin, varsa hatalarının -ki raporlar sonucunda çıkacak- meydana çıkarılması gerektiğini buradan özellikle size vurgulamak istiyorum. Bu konunun üzerine ciddi bir şekilde eğilinmesini ve sorduğumuz bu sorulara da cevap verilmesini özellikle talep ediyorum.

Benim yazımda burada anlatmadığım daha detay sorular da var. Olayın bir başka boyutu da bu ekspertiz şirketlerinin, vatandaşlıkla ilgili, yine yüksek değerlerden gayrimenkul alımlarında kullandırılması, bu konuyla ilgili de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve İçişleri Bakanlığına da sorduk. Aynı zamanda, size sorduğum soruları Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz'a ve Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Şimşek'e de sordum, bu konularla ilgili sizden net cevap bekliyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.