BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, herkesin görüşlerini, kanaatlerini, fikirlerini

olabildiğince burada ifade etmesine imkân tanıyorum. Yalnız, değerli milletvekilleri, bir şeyi ifade etmem

gerekir: Parlamentonun, milletvekillerinin iki temel fonksiyonu vardır, geçenlerde de bunu hatırlattım:

Bir, yasama faaliyetleri vardır; iki, denetim faaliyetleri vardır. Dolayısıyla bakanlıklar buraya geldiği

zaman, Genel Kurulda yasama faaliyetlerini burada sürdürdükleri kadar bir de denetim faaliyetlerini

yaparlar, burada sorarlar "Bu niye eksik? Bu nasıl oldu?" diye, hükûmet de bunun cevabını verir, der

ki: "Öyle değil." veya düzeltir veya izahat yapar veya açıklama yapar. Dolayısıyla milletvekillerinin

bu görevini ifa etmesi bir itham şeklinde algılanmamalı, herhangi bir bürokratımızı hedef gösterme

veya hedef alma şeklinde algılanmamalı. Burada milletvekillerinin kanaatlerini, görüşlerini belirterek

denetim yetkilerini kullandıklarını belirtmek isterim. Benim de Komisyon Başkanı olarak burada

milletvekillerinin bu hakkını kullanmasını temin etmek görevim.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkür ederiz Sayın Başkan.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Teşekkürler.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, uzatmadan, buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Hukuk devleti zaten devlet eylemlerinin sorgulanabileceği

manasına gelir, hukuk devletinin anlamı budur zaten. Aksi takdirde hukuk devletinin mantığı olmaz.

RESUL KURT (Adıyaman) - Şahsi olmaz, hiç kimseyi isim vererek itham edemezsiniz.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Biz de herkesi söylemiyoruz ki, hukuka aykırı olan işlemlerini

söylüyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kurt, ben açıklama yaptım, meramınız açıklandı.

Teşekkür ediyorum.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Biz haddimizi biliriz, haddini aşana da haddini bildiririz.

Lütfen, sınırı aşmayalım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bakın, Sayın Türeli'nin mikrofonunu açtım.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bir kadın milletvekiline böyle nezaket dışı bir...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar...

RESUL KURT (Adıyaman) - Ben buradayım, haddimi bildirecek delikanlı varsa buyursun, gelsin.

Çok ayıp!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlarım...

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Bunun kadınlıkla alakası yok ki. Bakın, şahsi olarak... Biz de

diyoruz ki: Biz haddimizi biliriz, biz öyle yapmayız.

RESUL KURT (Adıyaman) - Biz de haddimizi biliriz.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Ama haddini aşarsa da haddini bildiririz. Bunun kadınlıkla

hiçbir alakası yok.

RESUL KURT (Adıyaman) - Biz de haddini bildiririz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlarım, herkes biliyorsa bir sorun yok.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - "Biz haddimizi biliriz." diyorum ya, daha ne diyebilirim?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yanlış anlaşıldı, ses yanlış geldi.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Tamam, peki.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri, değerli seçilmiş

milletvekilleri, halktan rey alarak gelen milletvekillerimiz; burası birbirimize had bildirme yeri değil.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Onu söyledik zaten.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biz nezaket sahibi insanlarız. Nezaket dâhilinde hareket edelim.

Çıkışta birbirimizin yüzüne bakacağız.

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Onu söyledik zaten Başkan, onu ifade ettik zaten.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın, Sayın Türeli'nin bir söz talebi oldu. Lütfen...

Buyurun.