KOMİSYON KONUŞMASI

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Çok teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben de Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bu dönemin ilk toplantısı sayılır, çalışma toplantısı olarak. 2007 yılından bu yana ben Adalet Komisyonunda görev yapıyorum Sayın Başkanımız ve Hakkı Bey'le birlikte. Gerçekten bir avukat için, hukukçu için, avukat, hâkim kökenli milletvekillerimiz için Adalet Komisyonunun bir okul olduğunu görüyoruz. Özellikle Sayın Başkanımız İyimaya'nın Başkanlığında ve Komisyonumuza katılan akademisyenlerden çok şeyler öğrendiğimizi söylemek istiyorum. Bu nedenle, Adalet Komisyonunda görev almanın bir şans olduğunu da belirtmek istiyorum.

Bu tasarıyla ilgili olarak da tabii, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili bir boşluk ülkemizde var. 2010 referandumuyla Anayasa'mızın 20'nci maddesinin son fıkrasına kişisel verilerin korunmasıyla ilgili ekleme yapıldı. Uyum kanununun çıkarılması gerektiği de zaten bu maddede mevcut. Türk Ceza Kanunu'muzda yaptırımlar var ama neyin hukuka aykırı, neyin hukuka uygun olduğuna ilişkin tereddütler var. Yine, açıklanan gerekçeler var, sınıraşan suçlarla ilgili, yabancı sermayeye veri aktarımıyla ilgili. İhtiyaçlar fazla. Avrupa Birliği müzakere süreci 4'üncü Fasıl bununla ilgili. Gerekçelerimiz geniş.

Burada, tabii, tasarının farklı bir şekilde kamuoyuna anlatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Tasarıyı okuduğumuzda aslında buradaki endişelerin olmadığını, yersiz olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Mesela, biraz önce şu söylendi: "Bireyin, insanların tüm veriler kayıt altına alınacak, depolanacak, bu da kişisel verileri koruma kurulu ve kurumu aracığıyla hükûmete sunulacak." Şimdi, tasarıya baktığımız zaman bu böyle mi? Böyle değil. Çünkü kişisel verileri depolayan, toplayan bir kurum ya da kurul oluşturmuyoruz biz. Şu anda kişisel veriler zaten depolanıyor. Gerçek kişiler, tüzel kişiler, çeşitli kurum ve kuruluşlar bu verileri topluyorlar, depoluyorlar ama bu depolamalarda hukuka aykırılıkları denetleyen, şikâyet mekanizması olarak herhangi bir kurum şu anda ülkemizde yok. Biz bu kurumu ve bu kurulu oluşturuyoruz yani verileri depolayan bir kurum oluşturmuyoruz. Burada tabii ki güvencelerimiz var. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik anlamında da tasarı önemli düzenlemeler içeriyor. Mesela, kurumlarda veri sorumluları oluşturulacak. Belki siyasi partilerde bile bir veri sorumlusu oluşturulacak. Bu veri sorumluları sicili kurum tarafından kamuya açıklanacak; kimler bizim kişisel verilerimizi depoluyor, biz bunları isim isim bileceğiz. Bu, şeffaflık açısından, hesap verebilirlik açısından çok önemli.

Bir de kurumun rapor hazırlayıp Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna sunuyor olması da Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimini getirecek. Bu da çok önemli bir güvencedir diye düşünüyorum.

Tasarının önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyorum ve alt komisyonda da milletvekillerimizin, Komisyon üyelerimizin katkılarıyla daha da gelişeceğine inanıyorum.

Saygıyla selamlıyorum.