Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Adıyaman Milletvekili Resul Kurt ve Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız ile 46 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1918) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 18 .01.2024 |
CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, çok kıymetli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşüyoruz ama bu görüşmenin maddelerine geçilmeden önce de İşsizlik Fonu'yla ilgili bazı saptamalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. İşini kaybedenlere, sigortalıların uğradıkları gelir kaybını telafi etmek amacıyla 1999 yılında kurulan İşsizlik Sigortası Fonu, 2016 yılından bu yana işverene destek sağlayan bir yapıya, işveren destek fonuna dönüşmüş gibi görünüyor. 2016 yılında yapılan değişiklikle bir önceki yıl prim gelirlerinin yüzde 30'unun destek, teşvik, aktif iş gücü programı, işbaşı eğitimi gibi gerekçelerle kullanılmasına, 2020 yılında yapılan değişiklikle de işverene destek imkânı sağlanmasına devam edilmiş.
Yine, sigortalının prime esas aylık brüt kazancı üzerinden hesaplanan yüzde 2'lik işveren, yüzde 1'lik sigortalı kesintileri ve yüzde 1'lik devlet payı gelirleriyle büyüyen Fon'da Aralık 2023 itibarıyla 196 milyar 950 milyon birikmiş bir fon var. İlk destek ödemesinin yapıldığı Mart 2002'den Aralık 2023 tarihine kadar 69 milyar 502 milyon lira işsizlik ödemesi yapılmış. İşini kaybedenlere, sigortalıların uğradıkları gelir kaybını telafi etmek amacıyla 1999 yılında kurulan İşsizlik Sigortası Fonu, 2016 yılından bu yana işverene destek sağlayan bir yapıya dönüşmüş. Nasıl mı? Bunu rakamlarla size belirteceğim. Türkiye İş Kurumunun İşsizlik Sigortası Fonu'na ait son yayımlanan bağımsız denetçi raporundan aldığım bilgileri sizinle paylaşıyorum. Fon'un varlığı 132 milyar 910 milyon lira. Fon'da bu kadar çok para birikmesinin nedeni işsiz kalan işçilerin sayısının az olması değil, Fon'dan yasal olarak yararlanma koşullarının ağır olması. Gerçekten bu Fon'dan yararlanma koşulları oldukça ağır. Bunun tekrar bu açıdan bir gözden geçirilmesi gerekiyor. İşsizlik ödeneği kapsamında yapılan ödeme -bu bağımsız denetim raporu Eylül 2020 sonu itibarıyla olduğu için o rakamları veriyorum- 15 milyar 455 milyon, işverenlere verilen destek ödemesi ise 28 milyar 413 milyon; gördüğünüz gibi, işverene neredeyse yaklaşık 2 katına yakın yapılan bir ödeme var. İşte, tam bu yüzden işçiler için kurulan Fon resmen patronları teşvik fonuna dönüşmüş durumda. Bu durum, İşsizlik Sigortası Fonu'nun kuruluş amacına aykırı, sosyal devlet ilkesiyle çelişmektedir, İşsizlik Sigortası Fonu'nun kaynakları öncelikle işsizlere ayrılmalıdır.
Bu Fon'la ilgili, bu raporda tespit ettiğimiz bazı hususlar var, buradan bu soruları sormak istiyorum, cevaplarını alabilirsek de mutlu olacağız. Burada 30 Eylül 2023 itibarıyla -yine bağımsız denetçi raporundan mali tabloları incelemesinden ve benim incelemelerimden tespit ettiğim- 41 milyar 883 milyonluk bir diğer alacaklar kalemi var, bu rakam 2022 yılı sonunda 28 milyarmış. Bu diğer alacaklar kaleminin detaylarının ne olduğunu merak ediyoruz. Burada ilgili bürokrat arkadaşlarımız varsa, bizimle paylaşırlarsa memnun oluruz. Aynı şekliyle, uzun vadeli alacaklar var, bu da 11 milyar 500 milyon civarında; bu dökümü de merak ediyoruz.
Burada önemli bir diğer husus da kısa vadeli alacaklar kalemi içerisinde -Fon'un direkt nakit akışını etkileyecek hususlar bunlar- nakit olarak verilen borçlardan alacaklar kalemi var. Bu detayı incelediğimizde, 4447 sayılı Kanun'un geçici 12'nci maddesine istinaden yapılan ödemelerden kaynaklanıyor ve takipteki alacaklar... Bu tutar 2022 yıl sonunda da 53 milyon 684 bin liraymış, yine eylül sonunda da aynı şekliyle duruyor -donuk bir şekliyle- yani hiçbir tahsilat yapılamamış, temerrüde düşmüş bir bakiye olduğu görülüyor. Bu alacakların kimden olduğunu buradan bizimle paylaşırsanız mutlu oluruz.
Yine, duran varlıklar kalemini incelediğimizde de 18 milyon 974 binlik bir arsa, arazi kaydı görünüyor, bu da Yeşim Tekstilden olan sigorta prim alacaklarına istinaden Kurumun aktifine geçen bir tutar; bu da, bu gayrimenkul de yıllardır burada duruyor. Bu Fon'un maddi duran varlıklarının değil, likidite yapısının güçlü olması lazım. Bu gayrimenkulün de niçin satılıp nakit değerlere girmediğini ve Fon'da daha atıl bir durumda kaldığını, niçin daha verimli değerlendirilmediğini de buradan sormuş olalım.
Yine, devam edecek olursak Türkiye'de 2008 yılından itibaren İşsizlik Sigortası Fonu çeşitli sebeplerle asıl amacının dışında kullanılmaya başlanmış. 2008 yılında da 5763 sayılı Kanun'la -yani İSF'den- ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik altyapı yatırımlarının finansman kaynağı olarak kullanılmasının önü açılmıştır. Yani bu kanun değişikliğiyle İşsizlik Sigortası'nın diğer alanlarda da kullanılmasının önü açılmış. Yapılan bu değişiklikle GAP'a 2008 yılından 2012 yılına kadar 11 milyar 511 milyonluk bir ödeme yapılmış yani Fon'un kuruluş amacının dışında kullanılmaya başlanmış. Asıl amacı işsiz kalan işçilerin finansmanının sağlanması, sıkıntısının giderilmesi olduğu hâlde bu uygulama kabul edilebilir bir uygulama değil.
Pandemi öncesi olarak nitelendirilen döneme de baktığımızda, 2019 yılında aktif istihdam politikası uygulamaları ve işverenlere sunulan sübvansiyonların oranları yine işçilere sunulan sübvansiyon oranlarının çok çok üstünde yani işverenler daha fazla desteklenmiş durumda. İşsizlik Sigortası'ndan yararlanma koşullarının mutlaka iyileştirilmesi gerekiyor. Buradaki yapılan uygulamalar tabii ki olumlu uygulamalar. Şöyle baktığımız zaman, prim gününü 600 günden 450 güne çekiyoruz fakat buradaki üç yıllık süreyi olumsuz buluyoruz, burada daha iyi bir iyileştirilme yapılması lazım. Bir de asgari ücret işveren desteğiyle ilgili olarak baktığımız zaman da 500 TL'lik desteğin 700 TL'ye çıkarıldığını görüyoruz. Bu, etki analizinden baktığımızda da yaklaşık 56 milyar 550 milyonluk bütçeye ek bir maliyet getiriyor.
Yine ben gelen talepleri iletmek zorundayım. Tabii ki asgari ücret tutarının çok düşük olduğunu biliyoruz, işveren ve işçiye yapılan destekler önemli, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yapılan ödemeler önemli. Asgari ücret desteğinin bin TL olmasını ifade eden KOBİ'ler var, özellikle. Yani bu küçük ve orta boy işletmeler finansmana erişmede de çok büyük zorluklar yaşıyorlar. Böyle bir desteğin verilmesinin önemli olduğunu arz ediyorlar. Ben yine hesapladım, bu 300 TL'lik desteğin 700'den bin TL'ye çıkmış olması nedeniyle bütçeye yaklaşık 24 milyarlık bir maliyet artışı oluşuyor, 24 milyarlık bir kaynak yaratmak gerekiyor. Tabii ki işçimize, esnafımıza, asgari ücretlilerimize yaratılacak kaynakların yanında da üretimde küçük ve orta boy işletmeler önemli, onların da iflas etmemesi, hayatlarını sürdürebilmesi açısından bizim için küçük ama onlar için büyük destekler çok büyük önem arz ediyor. Bu uygulamanın da süratle hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yine, en düşük emekli aylığının 10 bin TL'ye çıkarılmasıyla ilgili bizim aylardır hem Plan ve Bütçe Komisyonunda belirttiğimiz hem de Genel Kurulda ifade ettiğimiz bu en düşük emekli aylıklarının en az asgari ücret seviyesinde olması gerekliliğini buradan bir kez daha vurguluyoruz, bunun asgari ücrete bağlanması gerekiyor.
Yine, memur emeklileri ile işçi ve BAĞ-KUR emeklileri arasındaki farkın giderilmesiyle ilgili -sanırım bugün bir önerge gelecektir- bu yüzde 5'lik ilave zam olumlu bir uygulamadır ama yine aradaki makası kapatmamaktadır, yüzde 12'lik tutarı yaklaşık yüzde 6,8-7 civarına indirmektedir. Bu tutarların da çok düşük olduğunu, yine eşitlenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Temmuz ayında eşitleneceği söyleniyor ama temmuz ayına kadar bu enflasyonist ortamda emeklimizin bekleme durumu yoktur. Bir an önce emeklimizin durumunun daha da iyileştirilmesi gerekmektedir. Emeklilik tutarının, emeklinin aldığı emekli ikramiyesinden tutun da emekli maaşına kadar her türlü tutarın iyileştirilmesi gerekiyor. Maddeler üzerinde de yine tespitlerimiz olacak.
Ben hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim, sağ olun.