KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkanım, ben de hem size hem Sayın Bakan Yardımcımıza bu geniş ve kapsamlı sunum için teşekkürlerimi sunuyorum.

Belki konuyu anlayabilmek, biraz daha geniş perspektiften bakabilmek için Vilnius Zirvesi'nin içeriğini anlamak lazım, dokusunu anlamak lazım. Vilnius Zirvesi bir "deadline"la sınırlı bir süreç değil; orada Üçlü Mutabakat ve zirvede Türkiye'ye verilen sözler, taahhüt edilen şeyler, aslında bir zamanla sınırlanmış veya "deadline"la sınırlanmış süreçler değil; bugün de hâlen devam eden ve Sayın Bakan Yardımcımızın da belirttiği gibi biz bugün onaylayıp Genel Kuruldan dahi geçirmiş olsak üyelikten sonra da işleyecek bir mekanizma. Uluslararası ilişkilerde kimi taahhütler, özellikle anayasal değişiklik gerektiren, yasal değişiklik gerektiren taahhütler biraz zamana ve sürece ihtiyaç duyuyor. O anlamda bugüne kadar karşılanmadığını düşündüğümüz şeylerin bugünden sonra, Vilnius sürecinin dinamik ve aktif bir süreç olmasından dolayı karşılanmayacağı anlamına gelmiyor. Bundan sonraki süreçte de Vilnius süreci işleyecek, İsveç'in NATO'ya kabulünden sonra da işleyecek bir süreç olduğunu bilmemiz, görmemiz gerekiyor.

Bugüne kadar verilmiş olan taahhütlere baktığımızda, işte, Sayın Bakan Yardımcımızın da ortaya koyduğu üçlü mekanizma performansı büyük ölçüde benim açımdan açıkçası tatmin edici bir nokta. Eksiklikleri var mı? Tabii ki var ama onu da işte birtakım zaman süreçleri içerisinde göreceğiz. Ben üç yıl Avrupa Birliği Bakan Yardımcılığı yaptım, Avrupa ülkelerinde bu tür ikili ilişkilerde, ikili mutabakatlarda verilmiş sözler için anayasa değişikliğine gitmek, var olan o kurulu müesses nizam içerisinde yasal değişikliklere, anayasal değişikliklere gitmek kolay süreçler değil, zorlu süreçlerdir; oturmuş bir mekanizmaları var, müesses sistem ve nizamları var. Bu anlamda, bu kadar kısa süre içerisinde İsveç'in bu adımlarını Avrupa Birliği ve Avrupa ülkelerinin kendi değişim ve dönüşüm reform süreçleriyle, onların o dokularıyla kıyasladığımızda, son derece müspet bir sürecin işlediğini görebiliriz. Türkiye'nin tabii ki önemli kaygıları vardı bu süreçle alakalı. İsveç'in NATO üyeliğini de biz hem bölgesel anlamda kendi maruz kaldığımız tehditleri bertaraf etmek, Türkiye'yi hem NATO içerisinde hem Avrupa Birliği içerisinde hem de Amerika Birleşik Devletleri'yle olan ilişkilerimizin ve meydan okumalarımızın karşısında daha da güçlendirmek için bir zemin, bir platform hâline getirdik ve bu süreç de bu strateji de bence son derece pozitif ilerliyor. Çünkü her platforma gittiğimizde NATO üyesi tüm ülkelerin, Avrupa Birliği üyesi tüm ülkelerin İsveç konusundaki Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Dışişleri Komisyonumuzun yaklaşımlarını sormaları bu anlamda hem Türkiye'nin Avrupa Birliği, NATO, Amerika ilişkilerinde ne kadar önemli bir pozisyona oturduğunu da göstermesi açısından önemliydi.

Bu süreçte uzun yıllardır maruz kaldığımız bu PKK meydan okumasıyla alakalı sürecin ben son derece olumlu ilerlediğini düşünüyorum, görüyorum. Bunu da nasıl tespit ettiğimi izah etmek gerekirse; PKK çevrelerinin Türkiye ile İsveç arasında süregiden bu mutabakatın hem sürecinden hem de ortaya çıkan sonuçlarından son derece rahatsız olmalarını ben açıkçası bu anlamda son derece değerli buluyorum. Görünen şu ki ilerleyen süreçte İsveç'teki PKK yapılanması, bölücü terör örgütü yapılanması ile İsveç yönetimi arasındaki bu süreç daha da krize dönüşebilir, daha da derinleşebilir, kırılmalar daha da derinleşebilir. Bu anlamda PKK çevrelerinin bu süreçten duymuş olduğu rahatsızlık da aslında Türkiye'nin bu yönde doğru bir strateji belirlediğini ve ilerlediğini ortaya koyuyor. Aslına bakarsanız şu anki süreç İsveç ile Türkiye arasındaki bir süreçten Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasındaki sürece evrilmiş durumda; F-16 süreci ve Kongrenin Türkiye'yle ilgili ilişkileri, silah satış ilişkilerini ortaya çıkaran bir sürece dönüşmüş durumda. Büyük bir oranda İsveç'in artık ikinci planda kaldığını, Amerika Birleşik Devletleri'yle olan, Kongreyle olan ilişkilerimizin daha ön plana çıktığını, birinci sıraya oturduğunu görüyoruz. Bu anlamda da İsveç'in büyük bir ölçüde hem PKK'yla ilgili, terör örgütüyle ilgili beklentilerimizi karşılaması sürecinde hem birtakım savunma sanayisi ürünlerine uyguladığı blokajı kaldırması sürecinde hem de dinî değerlerimize, Kuran-ı Kerim'e yönelik birtakım saldırı girişimlerine yönelik ortaya koyduğu tavrı önemsiyorum. Belki bu konuda biraz daha beklentilerimiz olabilir. Yani ben açıkçası şu cümleyi de burada kullanmak isterim: Kuran-ı Kerim'in yakılması sürecinde İsveç'in ortaya koyduğu performans ve duruş, tavır İslam âlemi açısından son derece rahatsız ediciydi. Belki düşmanı Rusya olanı NATO koruyabilir ama düşmanı Allah olanı NATO koruyabilir mi? Tabii ki koruyamaz. Bu konuda da daha iyi adımlar atmasını da bekleyeceğiz ve takip edeceğiz. Dediğim gibi, süreç son derece dinamik işleyen bir süreç.

Bir diğer konu, ben bu sürecin, İsveç-Türkiye arasındaki sürecin Türkiye'yi hem Avrupa Birliği içerisinde hem NATO içerisinde hem bölgesel anlamda hem de Amerika Birleşik Devletleri'yle olan karşılıklı, ikili süreçler içerisinde diplomatik anlamda çok güçlendirdiğini ve pozisyonel anlamda da önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Bütün bir Avrupa diplomasisini, bütün bir Amerika diplomasisini... Biz iki hafta önce NATO PA Transatlantik Forum Toplantıları çerçevesinde Washington'daydık. Orada o süreçte Kongre üyeleriyle de lobi çalışmaları bağlamında bir araya geldik. Bütün Kongre üyelerinin ilk gündem maddesi İsveç'ti. Bu da Türkiye'nin bir güç olarak NATO içerisinde ve Amerika ilişkilerinde, Kongre ilişkilerinde nasıl önemli bir pozisyon aldığını ve karar verici, belirleyici bir pozisyon üstlendiğini göstermesi açısından son derece müspetti.

Sonuç itibarıyla, burada, bugün Dışişleri Komisyonumuzda alacağımız karar, vereceğimiz karar her ne olursa olsun bu nihai bir karar olmayacaktır, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirlerine sadece arz olunacaktır. Bu anlamda görüşlerimi bu şekilde belirtmiş olmak isterim.

Söz verdiğiniz için de teşekkürlerimi sunuyorum Değerli Başkanım.