KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkan, bu düzenleme her ne kadar bir KDV muafiyeti gibi gözükse de bu düzenleme aslında AKP iktidarının adında var olan adalet duygusunun, belediyeler arasında uygulamış olduğu ayrımcılıkla aslında olmadığının açık bir ifadesinden ibarettir. Bu düzenleme, bu süre uzatımıyla, aslında muafiyet uzatımıyla, önümüzdeki yerel seçim sürecinde başta Bursa, Kocaeli, Sakarya, Trabzon ve Samsun'da toplu taşıma projelerinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından devralınarak bu belediyelere yani AKP'li belediyelere bir avantaj sağlama düzenlemesinin devamı niteliğindedir. Bu düzenlemeyle Bursa Üniversitesi Görükle Uzatma Hattı, Kocaeli Kuzey Hafif Raylı Sistem Hattı 1'inci Aşama, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanına ait proje kapsamındaki Adapazarı-Serdivan Raylı Sistem Hattı, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanına ait raylı sistem hattı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanına ait raylı sistem hatlarına araç alımlarıyla ilgili konuların Bakanlık tarafından üzerine alınması ve belediyeler adına yapılıp siyaset yapılması amacını taşımaktadır. Şöyle bir örnek vereyim değerli arkadaşlar, konunun daha iyi anlaşılması için: Daha önce bu düzenleme şöyleydi: Belediyeler tarafından bu raylı sistemler yapıldığında raylı sistemler maliyetinin hasılat üzerinden yüzde 15'i miktarınca kesilip o belediye tarafından Ulaştırma Bakanlığına ödenirdi. Örneğin, Antalya'da AKP'li Belediye Başkanı tarafından yapılan 2'nci etap raylı sistemin -ki en kötü güzergâha yapılan bir projeydi; dönemin Ulaştırma Bakanı, dönemin Başbakanı, Belediye Başkanı hepsi şov yaptı- seçim döneminde gelip şov yapılan bu projenin parasını Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ödemek zorunda kaldı. "Nasıl mı oldu?" derseniz... Şimdi, bu proje bittiğinde Belediye Başkanı Menderes Türel, bu hususlar çerçevesinde yani "Hasılat üzerinden yüzde 15 kesinti yapılır." hükmü çerçevesinde aylık 30 bin, 35 bin, 40 bin, 45 bin gibi paralar üzerinden ödeme yaptı. Ancak büyükşehirler Cumhuriyet Halk Partili Belediyelere geçtikten sonraki yapılan uygulama ne oldu? "Hasılat üzerinden kesinti yapılır." hükmü değiştirildi, önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle "İller Bankasından gelen ödeneklerden yüzde 5 pay kesilir." hükmü getirildi. Anayasa Mahkemesine açılan davayla bu düzenleme iptal edildi ancak kanunla bu hüküm uygulanmaya devam edildi yani kanunlaştırıldı. Bunun sonucunda ne oldu? Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı tarafından yine aylık 30-35 bin, 40 bin gibi ödeme yapılması gerekirken -bir anda- İller Bankasından gelen kaynakta aylık 4 milyon, 5 milyon ve son taksitte 17 milyon liraya kadar kesintiler yapıldı. Bu konuyla ilgili dönemin Ulaştırma Bakanıyla kamuoyunda restleştik. Ben dedim ki: "379 milyon lirayı siz Cumhuriyet Halk Partili belediyeden haksız keseceksiniz." Bakan bana düzeltme göndermiş: "Hayır, 379 milyon değil 400 milyon." Ben de dedim ki: "Ya, biraz daha itiraz edersem rakam yükselecek, en azından sesimi keseyim." Bakan dedi ki: "Bunu biz aylık 4 milyon çarpı 100 ayda alacağız." Daha o Bakan görevdeyken İller Bankası ödenekleri bütçe oranlarında artınca ikinci yıl sonunda Antalya Büyükşehir Belediyesinden Antalya halkına harcanacak olan bu para kesildi yani 380 milyon, 400 milyon civarında Antalya halkının parası kesildi Ulaştırma Bakanlığı tarafından.

Yine, benzer uygulamalar Ankara'da uygulandı. Örneğin, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Çayyolu-Sincan-Keçiören metrolarının hasılatı üzerinden yüzde 15 ödenmesi gerekirken -işte, İller Bankası payıyla birlikte- örneğin 2019'da 10 milyon 250 bin TL kesilmesi gerekirken 123 milyon TL kesildi, 2020'de 8 milyon 880 bin TL kesilmesi gerekirken 229 milyon TL kesildi, 2021'de 10 milyon 631 bin TL yerine 352 milyon TL kesinti yapıldı, 2022'de 23 milyon 630 bin TL yerine 603 milyon 56 bin TL para kesildi. Yani o süre içerisinde toplamda 53 milyon 400 bin TL'lik bir kesinti yapılması gerekirken Ankara halkının hizmetinde kullanılması gereken 1 milyar 308 bin 800 TL o dönemde kesilmiş oldu. Yine, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden, İstanbul Levent-Hisarüstü Projesi'nde 2015, 2016, 2017, 2018 yıllarında toplam 3 milyon 418 bin TL'yken sadece 2019 yılında, belediye Cumhuriyet Halk Partisine geçtikten sonra 326 milyon 370 bin TL kesinti yapıldı.

Yani kısacası, Cumhuriyet Halk Partisine bu belediyeler geçtikten sonra siz bir taraftan "Belediyeleri cezalandıralım." derken o illerdeki vatandaşları bu şekilde yani hasılat üzerinden kesinti yapılmasından vazgeçilerek İller Bankasından yüzde 5 ödenek kesilme yöntemine geçilmesiyle vatandaşı cezalandırdınız. Şimdi, bu düzenlemeyle, işte bu anlattığım çerçevede, başta söylediğim yani AKP'li belediyelerin bu önümüzdeki seçim sürecinde belediye yapıyormuş gibi reklamını yapacağı, siyasetini yapacağı, halkı kandıracağı bu projeleri Bakanlık yapacak. İşte, bu Bakanlığın yapacağı projelerdeki muafiyetleri uzatma kararıdır bu karar.

Bununla beraber, örneğin, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin talep etmiş olduğu bu ödenekler ve proje onayları da devamlı uzatıldı. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin proje onayları uzun süre bekletildi. Adana Büyükşehir Belediyesinin aynı şekilde onaylanması gereken projesinin onay süresi uzun süre bekletildi ve en sonunda reddedildi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin projesi yirmi dört ay bekletildi; en sonunda, yirmi dört ay sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından imzalandı. Kısacası, şöyle söyleyeyim; bu düzenleme çok da öyle samimi ve masum bir düzenleme değildir, AKP'nin adında olmayan adaletin devamı niteliğinde bir düzenlemedir. O nedenle buna kesinlikle karşıyız ve ayrıca şunu söyleyeyim: Bugüne kadar belediyelerden her ne kadar kanun var ise de adalet duygusuna aykırı olarak kesilen o paraların da bir şekilde iade edilmesi ve o belediyeler tarafından da halkın hizmetinde kullanılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.