Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Komisyon Başkanı Mehmet Muş?un, görüşmeler sırasında yaşanan tartışmalara, konuşmasının başında İç Tüzük?ün 67?nci maddesini hatırlattığına ve konuşma üslubunun önemine ilişkin açıklaması |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 24 .11.2023 |
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, müsaade eder misiniz... Müzakereleri, kaç saat çalıştığımızı şimdi çıkarıyorum, dolayısıyla... Değerli arkadaşlar, burada her fikri dinliyorum, müsaade ediyoruz ancak herkes, milletvekili olarak kanaatlerini ifade ediyorken, görüşlerini ifade ediyorken mutlaka karşı taraftaki insanlarda oluşturduğu duygulara da dikkat etmek zorunda. Şimdi, bizim burada sabahleyin Sayın Kırkpınar konuşma yapıyorken hemen oradan konuşamazsın, edemezsin diye sizin sıralardan yüklendiler. Değerli arkadaşlar, bir eleştiri yapıyor adam; hiçbir dönem asrısaadet dönemi değil, her dönem eleştirilir, eleştirilemeyecek bir dönem yok. Yakın siyasi tarihi de eleştirebiliriz, geçmişi de eleştirebiliriz. "Orayı eleştiremezsin..." Şimdi bu ifadeleri burada duyuyorum. Şimdiye kadar burada belli seviyede bu müzakereler yapıldı, belli seviyede bu tartışmalar yürütüldü ama bugün çok enteresan bir şey oluyor hiç alışık olmadığımız. Şunu da söyleyeyim: Komisyon üyeleri yani özellikle Komisyon üyeleri, buradaki usulü, yöntemi, tarzı biliyorlar fakat Komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin de söz hakkı var elbette, onların söz hakkını da karşılıyoruz ama değerli arkadaşlar, burası Plan ve Bütçe Komisyonu, bura daha çok sayıyla konuşur, matematikle konuşur. Gereksiz açıklamaların, gereksiz ifadelerin içerisine girmenin bir manası yok. Ortam geriliyor, birkaç defa ara vermek durumunda kaldım.
Konuşmamın başında İç Tüzük 67'yi herkese hatırlattım Sayın Başkan. Yani burada değerli arkadaşlar, ilkokul seviyesinde değil herkes; bunu bir kere, iki kere hatırladıktan sonra her sefer benim "Arkadaşlar, İç Tüzük 67'ye göre hareket edin." dememin bir manası yok.
Bir de şunu söyleyeyim size: 2011'den beri ben Parlamentodayım, 2011'den beri pek çok siyasetçi gördüm burada. Değerli arkadaşlar, milletvekili, kendi ağırlığını veya sözünün ağırlığını kendisi oluşturur. Şimdi, neyi söylediğiniz değil nasıl söylediğiniz önemlidir. Milletvekilleri vardır, öyle ifade eder ki sözünün bir ağırlığı olur ve ciddi şekilde karşılık bulur; milletvekili vardır, söylediği sözün karşı tarafta bir esamesi okunmaz. Bunu oluşturacak olan milletvekilinin kendisidir; konuşmasıyla, bilgisiyle, becerisiyle, muhatabına karşı yaklaşımıyla. Ben burada pek çok farklı partilerden hatipler de dinledim, inanın, ortaya koydukları açıklamalar herkesi etkiledi; beni de etkiledi, bürokrasiyi de etkiledi, gelen bakanları da etkiledi. Dolayısıyla burada çok fazla bir zamanımız da kalmadı, şu işi tatsızlık çıkmadan bitirelim istiyorum değerli arkadaşlar. Eleştirirsiniz, ortaya attığınız bazı videolar var, söylediğiniz şeyler var. Onu İletişim Başkanlığının yaptığına dair bir şey de yok yani ona mutlaka Sayın Yılmaz cevap verecektir, oraya atıf yaptınız, yaptığına dair bir delil de yok ortada.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Kim yapmış?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, değerli arkadaşlarım, kim yapmışsa onu siz koyun ortaya. Bakın, değerli arkadaşlar, bir şey söylüyorsunuz, onu söylüyorsunuz, onu kast ediyorsunuz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Onlar belirleyecek, dezenformasyonla mücadele edecek yer orası.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özkan, Türkiye bir hukuk devletidir, bununla alakalı her türlü hukuki yolu deneme hakkınız vardır ama bazı ithamlarda bulunmak... Oligarşik yapı... Ya arkadaşlar, en çok karşı çıkan biziz.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Anlatayım isterseniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - En çok karşı çıkan biziz Sayın Özkan. Sayın Yılmaz karşı çıkar, ben karşı çıkarım. Ya, Türkiye öyle bir ülke değil, Türkiye'yi Rusya'yla karıştırmayalım.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bu kelimede bir şey yok Sayın Başkan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Türkiye'yi Rusya'ya karıştırmayalım.