KOMİSYON KONUŞMASI

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Burada zaten maddenin üst ifadesinde "Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunca tespit edilen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen..." Yani, bir kere, bir, bunu TÜBİTAK'ın düzenlemiş olması; iki, YÖK'ün de bunu kabul etmiş olması gerekiyor. Yoksa, böyle, her bilimsel yarışmayı bir puan alma mekanizmasına da dönüştürme riski olduğu için burada YÖK ve TÜBİTAK'ın ortak, mutabık kaldığı ve yukarıdaki ifadelerde de yöntem ve esasları daha önceden belirlenmiş bir çerçeve içerisinde bu yarışmalar düzenleniyor. O açıdan, bir boşluğun olmaması için zaten dikkat ediyoruz. Bu da biliyorsunuz, Türkiye'de yıllardır uygulanan bir yöntem.

Türkiye'de TÜBİTAK'ın kurulduğundan beri, bildiğim kadarıyla, bilim olimpiyatları yapılıyor. Benim öğrenciliğimde de matematik olimpiyatları, fizik olimpiyatları, pek çok olimpiyat yapılırdı ve orada dereceye giren öğrenciler bu imkânlardan faydalanıyordu. Şu anda oturmuş bir yapı var. Bu oturmuş yapının devam etmesi bence... Çünkü bilimsel olimpiyatlara odaklanmak öğrenciler için çok önemli, üniversite sınavına odaklanmaktan çok daha önemlidir. Bu açıdan bu destekleyici, teşvik edici iyi bir işlev görüyor. Bunun devamının ben faydalı olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ederim.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Burada herhangi bir üniversite öğretim üyesinin kendi elde ettiği gelirle ilgili bir konu bu, bütün projenin gelirini dağıtmıyoruz. Bu çok önemli bir ayrıntı. Yani bu madde her bir öğretim üyesinin bir projede çalıştığında kendi elde ettiği geliri tanımlıyor. Projenin tüm gelirinin dağıtım mekanizmasıyla ilgili değil bu.

Şimdi, ben, işte, öğretim üyesiyim. Bir proje bazında bir sanayi kuruluşuyla bir proje yaptım, çalıştım ve bundan dolayı bana tahakkuk eden, benim elde ettiğim gelir, atıyorum, 1.000 lira. Bu benim gelirim. Benim yanımda çalışan başka arkadaşlar var, onların geliri ayrı hesaplanıyor. Burada bizim kanun tasarısının emredici hükmü şu, diyor ki: "Bu 1.000 liralık gelirden gelir vergisi alma, damga vergisi de alma, döner sermaye kesintisini de yüzde 15'te sabit tut. Öğretim üyesine 850 lirayı ver." Bunun nasıl verileceğini daha artık yönetmelikle tanımlamanın bir gereği olmaz çünkü bu, kişinin kendi geliri. Bir projenin dağıtım mekanizmasını kurgulamıyoruz sayın vekilim.

Dolayısıyla buradaki kanun maddesi çok açık ve net kişiyi tanımladığı için de bir daha bir proje mekanizmasıyla ilgili bir düzenleme değil.

Tekrar bilgilerinize sunuyorum.