| Komisyon Adı | : | (10/ 5,6,8,22,58) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay'ın, ülkemizdeki balıkçı barınaklarının mevcut durumu, balıkçı barınaklarıyla ilgili yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 23 .11.2023 |
VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Sayın Başkanım, Sayın Genel Müdürlerim, Sayın Komutanlarım, kıymetli hazırun; hepinizi selamlıyorum.
Maalesef bu hafta biz denizciler için üzücü haberlerin konuşulduğu bir hafta. Meslektaşım, aynı işi yıllarca beraber yaptığımız geleneksel bir denizci ailenin bir gemisi, Kafkametler gemisi maalesef fırtına nedeniyle battı, 12 kardeşimizden -resmî bir açıklama henüz yapılmamış olmasına rağmen- birisinin -söylemekte de güçlük çekiyorum- cesedi bulundu, diğer 11'iyle ilgili...
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - 10; bu sabah birine daha ulaşıldı, 10 kişi kayıp.
VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Şimdi, denizcilik, esasında bir bütündür, hepimizin -ister balıkçılık olarak olsun ister denizcilik olarak olsun- hayatının her alanına dokunuyor. Dünyada taşınan bütün yüklerin -ve gıda da dâhil buna- yüzde 85'i denizcilik faaliyetlerinden elde edilir fakat toplumların en az bilinçli olduğu, günlük hayatlarında pek de fazla konuşmadıkları, bilmedikleri konu denizcilik. Yaradan, dünyanın dörtte 3'ünü su yarattı, biz insanların da dörtte 3'ü sudan ibarettir. Demek ki su ve sudaki hayat, suyun insanlığa hitap eden yönü son derece kıymetli ama biz aynı oranda meseleye sahip çıkabiliyor muyuz, koruyabiliyor muyuz, istifade edebiliyor muyuz, bu büyük bir soru. İnşallah, zaman içerisinde bu tip komisyon çalışmalarıyla ve ülkemizin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında benzeri konuları, kanun gerekiyorsa kanun, başka yöntemler varsa araştırma raporlarıyla veya başka çalışmalarla destekleyerek hem toplumu bilinçlendirme hem de meselelerimizi çözme noktasında gayret göstermemiz gerekiyor.
Sayın Başkanım, geçen sunumunuzda da sizleri dikkatle izlemiştim. Yaptığım konuşmada bu balıkçı barınakları niye önemli? Çünkü bir işi konuşurken ilk adım son derece önemli, ilk düğme son derece kıymetli. Eğer siz ilk adımınızı düzgün atmazsanız sendelersiniz, düşersiniz veya ilk düğmeyi düzgün bağlayamazsanız orada sonrasını getiremezsiniz. En önemli konulardan biri bu ve bu konular tartışılırken de kendi zaviyemden baktığımda... Ki Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Bey'in seçim bölgem Trabzon'a yaptığı ziyaretteki çalışmada da kendisi bir fırsat verdi, bir beş on dakika, fikirlerimi sunma imkânı buldum. Günün sonunda Sayın Cumhurbaşkanı Vekilimize, durum bu, bu şartlarda kırk yılı aşkın bir denizci olarak... 82 mezunuyum, eğitim hayatımı da katarsanız yarım asırlık bir denizci olarak konuşuyorum, hem az veya çok ister denizcilik olarak olsun ister balıkçılık olarak olsun bilfiil de bu işi yapan, hâlen daha da yapmaya devam eden bir kişi olarak, halkımın temsilcisi olarak bu sorunlara değinmek önemli.
Sayın Başkanım, sunumunuzda şöyle bir başlangıç yaptınız: Tarım sektörüne ayrılan bütçe... Ben bunun yanına bir soru işareti koydum, benim bildiğim kadarıyla -lütfen yanlış biliyorsam siz bizi aydınlatın- şu anda da önümde, uzun zamandır takibini yaptığım Akçaabat Darıca Balıkçı Barınağı'nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan imar planı askıya çıkartıldı. Arkadaşlar, balıkçılar aradılar, uzun zamandır bu imar planı yapılamıyordu. Dolayısıyla bu barınağın nüfus kâğıdı yoktu, fiilen bir yapı vardı ama tescil edilmiş bir şey yoktu, imar planı yoktu, kullanıma açılamıyordu, bir yerde usulsüz diyelim, kaçak diyelim, -tabii, kelimeleri kullanırken dikkatli olmaya çalışıyorum- ama elektriği suyu olmayan, hiçbir altyapısı olmayan ama bir şekilde de insanların barınma ihtiyacını gidermek istedikleri bir yerdi, buranın bir balıkçı barınağına dönüşmesi için mücadele veriyorlardı. Dolayısıyla Bakanlığımızın, Ulaştırma Bakanlığımızın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunmuş olduğu imar planı, mevzi imar planı şu anda askıya alındı. Ahali çok mutlu, bir an önce plan onaylanır, Bakanlık burayı yaparsa onlar da kullanmaya başlarlar. Soru şu: Ayrılan bütçeden -bilmiyorum, sadece doğru bilgiye ulaşmak için bunu size soruyorum- bu harcamaları Ulaştırma Bakanlığı mı yapıyor, Tarım Bakanlığı mı yapıyor? Bunun netleşmesi için yani bilgi amaçlı ve mevcut hazırunun da bu bilgiye sahip olması adına bunu soruyorum.
İkincisi, sunumunuzda çok güzel şeylerden bahsettiniz. Yine, soru olarak, bunu tekrar karşı soru olarak sizlere söyleyeceğim. 2 başlık hâlinde faaliyetlerden bir balıkçı barınağı içerisinde olması gereken yapılardan ve işletme usullerinden bahsettiniz. Allah aşkına, bugün şu 2 listeyi barındıracak şekilde Türkiye'de tek bir tane balıkçı barınağını örnek olarak gösterebilir miyiz? Yani kısmi olarak olanlar olmuştur ama bir bütünlük şeklinde, bir tip proje şeklinde hazırlanmış, sunulmuş, hizmete alınmış bir balıkçı barınağı var mı? Maalesef yok. Oysa, şunların dışında Sayın Genel Müdürüme teşekkür ediyorum. Damlar konusu, bir denizci olarak beni uzun zamandır huzursuz eden, her gördüğümde de canımın sıkıldığı ve keyfiyetin zirve yaptığı, asla bir denizcinin kabul edilemeyeceği bir yapılaşma modeli. Yani bu ülke, bu Meclis eğer bu sıkıntılı durumdan kendini kurtaramazsa ben bu dönemki çalışmalarımızı hakikaten amacına ulaşmamış çalışmalar olarak görüyorum, tez zamanda bu meseleden bir an önce kurtulmamız lazım.
Şimdi, bugüne kadar ne olursa olsun... Sözümü belki biraz fazla uzattım ama hakkınızı helal edin; denizlerde can kaybının, mal kaybının olduğu böyle acılı günlerde bir meslek erbabının gördüklerini, yaşadıklarını bir şekilde duygusal bir yaklaşımla dile getirip ideale ulaşma noktasında gayret sarf etmesini, bütün paydaşlara sektör adına sorunları aktarmasında biraz çabalamasını da lütfen anlayışla karşılayın. Ben, bu ülkenin denizciliğinin de ulaşması gereken noktaya ulaşabilmesi için çok emek vermiş, çok gayret sarf etmiş, ömrünün tamamını da Piri Reis Denizcilik Vakfı Başkanı olarak geçirmiş, bir gün bile başka şeyle uğraşmayan bir kardeşiniz olarak konuşuyorum. Biz, bu meseleyi çözemezsek balıkçılığın diğer alanlarını, diğer sorunlarını çözme şansımız yoktur. Yanlış sorunun hiçbir zaman doğru cevabı olmaz. Kanunla ilgili, Sayın Genel Müdürüm doğru söyledi, eğer bir işin kanunu yoksa hangi yöntemlerle sorunlara müdahale edilir, işte, yönetmeliklerle, genelgelerle, Bakanlık talimatlarıyla ama nereye kadar? Medeni bir ülkenin bu tip konularda toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde iyi hazırlanmış, bütün paydaşlarının görüşleri alınmış ve uygulamaya konulduğunda da sorunları çözdüğünün görülebildiği bir kanun çalışmasına muhakkak ihtiyacımız vardır. İnşallah, komisyon çalışmaları sonucunda alacağımız tavsiye kararıyla da böyle bir çalışmayı yapmak yine 28'inci Dönem vekillerine nasip olur.
Arkadaşlar, soru çok ama dediğim gibi diğer katılımcıların fikirleri de çok kıymetlidir, ben burada toparlamaya çalışıyorum. Tekrardan başımız sağ olsun. Şimdi, burada can kaybı olarak gemi adamlarımız kayboldu ama mal olarak sayın vekilimin de söylediği gibi, şu anda belki sigortacılar çalışıyordur, mal sahipleri çalışıyordur ama toplam maddi kaybımızın da bunun da eğer bir envanteri çıkartılabilirse hatırı sayılır miktarda bir mal kaybına da sebebiyet verdiğimizi görürüz. Bütün bunların sebebi nedir? Tabii ki Allah'tan gelene amenna ama biz kul olarak geçmişten bugüne kadar bu işlerle alakalı yapılması gerekenleri bihakkın yerine getirebilmiş olsaydık, akademik çalışmalarla, profesyonel çalışmalarla, insan bilgisini ve tecrübesini tam olarak sahaya yansıtarak çalışmış olsaydık bu sıkıntıların bir kısmını en azından önlemiş olurduk.
Yine, sayın vekilimin söylediği gibi, balıkçı barınakları kurulurken yapılmış olarak teknik hatalar ki bunlara zaten kahrediyorum... Hayatım boyunca yüzlerce kooperatif başkanım beni aramıştır... "Ya, işte Bakanlıktan bize bir tarama gemisi gönder, tıkandı." Hatta hatta geçenlerde, geçenlerde derken bir sene önce Mudanya tarafına bir balıkçı barınağına gitmiştim, yeni bir tesis, devasa bir yapı, çok büyük bir yapı ve ağzı tamamen kapanmış. Şimdi, sorduk, soruşturduk, tabii, işin aslını öğrendik, akıntıları, oradan gelen nehirleri, rüzgârın yönünü, dip akıntılarını falan hiçbiri hesaba katmamış, sıradan bir mühendis arkadaşın tavsiyesiyle çizilmiş bir proje ve oluşmuş bir yapı. Artık, biz bunlardan kurtulmak zorundayız. 21'inci yüzyıla ve Türkiye Yüzyılı'na selam verdiğimiz, adım attığımız bu günlerde her şeyi akademik, bilimsel ve insanın ihtiyaçlarına bire bir cevap verecek şekilde yönetmek zorundayız.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.