Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu c) Karayolları Genel Müdürlüğü ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ (HEAŞ) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .11.2023 |
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok önemli bir Bakanlık ve ne kadar önemli olduğunu şu an kelimelerle ifade etmek istiyorum. Siz aslında bütün bakanlıkların birbirine bağlanmasını sağlıyorsunuz yani altyapı, ulaşım; bu anlamda da bir ulaşım ağını örüyorsunuz. Altyapıların yapılması, ulaşım hatlarının birbirine bağlanması; aslında bütün icraatların verimliliğini artıracak bir noktada, bir pozisyondasınız ama biz burada bu Bakanlığı konuşmak yerine, yine, malum, her zaman olduğu gibi buradaki bütün mesaimizin büyük bir kısmını, bizim sözcüklerimizin cımbızla ayıklanıp bize karşı bir suçlamaya, ithama, hakarete, saldırıya dönüştürüldüğü bir sabah seansı yaşadık. Zaman zaman bu seansları yaşıyoruz ama bundan üzüldüğümüzü de belirtmek istiyoruz. Kaldı ki Sayın Mehmet Muş çok başarılı bir Komisyon Başkanlığı ve yönetimi sergiliyor ama buna rağmen maalesef bu atmosferin etkisinde herkes gibi o da kalabiliyor; bundan üzgünüz.
Bunun dışında kalmak, müzakereleri sağlıklı bir zeminde götürmek önemli, müzakere önemli. İşte "kürdistan" "Kürt illeri" "savaş" gibi kavramlara, kelimelere takılıp aslında temel meseleleri tartışamaz hâle gelmemizin nedeni belli. Bunun neden böyle kaynaklandığı biraz da siyasetsizlikle açıklanabilecek bir şey. Özellikle burada bölücülükle itham edilmemiz, suçlanmamız kabul edilebilir bir şey değildir. Ayrımcılığa dikkat çekiyoruz, bunun çok çok önemli bir mesele olduğuna vurgu yapıyoruz. Bu ayrımcı politikaların bizi sürüklediği yer toplumsal barışı çok ciddi anlamda zedeliyor hatta dinamitliyor. Toplumsal barışı inşa etmemiz lazım. Yahu, bir ülke -çok affedersiniz- karpuz mu ki ortadan ikiye bölünecek? Bölünme meselesi artık inanın siyasetin konusu olmaktan çıktı, tıbbın konusu hâline geldi. Biz böyle bir takıntılı durumu, böyle bir paranoid hâli hiçbir yerde görmedik, siyasetin hiçbir döneminde de yaşamadık ama giderek bunun bu hâle sürüklenmesi aslında Türkiye'nin içinde bulunduğu aczi de bize gösteriyor.
Sayın Bakan, bu acziyetle sizin de katkınız var. Sabah biz burada sizin çok başarılı bir görsel şovunuzu izledik fakat buna...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Görsel sunum.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Duramıyorsun değil mi, duramıyorsun. Sabahtan beri yoksun bak, Komisyon çalışmalarında ne oldu ne bitti haberin yok; buraya beş çayına gelir gibi geliyorsun, burayı karıştırmaya kalkıyorsun.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, izledim.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bir dur, bir dur!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sunum yaptı, izledim.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu şov güzeldi, başarılıydı ama o bize iki Türkiye anlattı; bölücülüğün ne olduğunu aslında orada izledik biz çünkü hani, biz söylediğimizde rahatsız olduğunuz illere dair bir tane bile projeniz yoktu, bir tane! İlaç olsun diye insan oraya bir tane proje koyar, koymamışsınız. Sonra biz bölücü oluyoruz, siz vatansever; buna kimse inanmaz.
Bakın, örnek vereyim, Muş Mebusu olarak Muş'tan vereyim: Karabey Ayrancı mezrasının -mezra dediğime bakmayın, 4 bin kişi yaşıyor- 96 yılından beri köprüleri yapılmıyor, 96 yılı!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Önemli bir şey, mezraya gelmişiz yani.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Köprü yapamıyorsunuz, bir mezraya köprü yapamıyorsunuz. Bize sabahtan akşama kadar ha bire proje anlattınız. Muş'a bağlı 397 köy var, köylerin içinde 10 tanesinin yolu ya var ya yok, yol yok, yol yapmamışsınız. Muş'u cezalandırıyorsunuz. Bütün Muş, bütün Muş Türkiye'nin aslında en temel fotoğrafı, neden biliyor musunuz? Türkiye'nin son sırasındaki il. Hani 81 ilimiz var ya işte 81'inci il Muş. Bu iş plaka işi değil yani en yoksul, en çok göç veren, yolu olmayan.
AKP'li hatip diyor ki: "Proje isteyin." Ya, istiyoruz işte, yol yapın, yol; en basit şey, en çok yaptığınız şey. Ya, köye yol yapmak bu kadar zor olabilir mi, köprü yapmak bu kadar zor olabilir mi? Şimdi, bunları söyleyince, bunlar olmayınca bu sefer bunlara cevap veremeyenler ne yapıyor? "Siz bölücüsünüz, siz şusunuz, siz..." Ya, burada meseleyi konuş, sen neden bu kaynakları adaletli dağıtamıyorsun? Sen neden bölgesel eşitsizlikle mücadele edemiyorsun? Sen neden yoksulluğu sonlandıramıyorsun? Çünkü sermayenin partisi, sermayenin merkezi neredeyse yatırımı da oraya yapar. Nereye yapar? İstanbul'a. Ne yapar? Finans merkezi yapar. Kimin umurunda Muş'taki yol, kimin umurunda Muş'un altyapısı; Ağrı'nın, Van'ın altyapısı. Varsa yoksa finans merkezi, bizi de götürüp gezdireceklermiş.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Uygun zamanda, Sayın Temelli, Komisyon organize olursa...
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet, evet, gezeceğiz ve anlayacağız ki neden Muş'a yol yapılamıyor?
Bakın, Sayın Bakan, bütün o gösterdiğiniz, yaptığınız şeyler, içinde çok güzel şeyler de var ama nasıl yapıldığı yaptığınız şey kadar önemli. 250 milyar dolar harcamışsınız; iktidara geldiğinizden -siz değil- yani AKP iktidara geldiği yirmi yıl boyunca özelleştirme, dış kaynak, dış kaynağın içinde borçlanması, sabit sermaye yatırımları, hepsi yaklaşık 750 milyar dolardır. Bu 750 milyar doların 250 milyar dolarını siz kullanmışsınız Ulaştırma Bakanlığı ve bunları yapmışsınız. Ama bunun bir finansal maliyeti var ve bu finansal maliyet o kadar ciddi bir finansal maliyet ki ekonomi krizlerden çıkamıyor, zaman zaman nefes alıyor, tekrar krize sürükleniyor ve bunun en önemli sebebi yanlış yatırım programları ve projeleri çünkü bir kamu projesinin en önemli meselesi fayda maliyet analizlerini bir sosyal program çerçevesinde üretmesinden geçerken yapılan projelerin çoğunda sosyal program değil sermayenin kârlılığı öncelikle ele alınmış, değerlendirilmiş. Ve ne olmuş? İnanılmaz maliyetler ortaya çıkmış. Çok uzağa gitmeyelim, sadece 2017-2023 yılları arasında kamu-özel iş birliği projelerinden dolayı 16 milyar, neredeyse 17 milyar dolar harcanmış.
Şimdi, bu projelendirme, kamu-özel iş birliği projelendirmesi, hele hele altyapı, ulaşım gibi sektörlerde iki türlü büyük maliyet yaratıyor. Bir, finansal maliyet, söylediğim nedenler; baş etmeniz mümkün değil, böyle devam edecek, her yıl bu böyle katlanarak gidecek çünkü ipin ucu kaçmış. İkincisi toplumsal maliyet. Şimdi, finansal maliyet kısmının yıkıcılığını hep beraber yaşıyoruz; toplumsal maliyet kısmını Muş da yaşıyor, Ağrı da yaşıyor, herkes yaşıyor ama İstanbul da yaşıyor, İzmir de yaşıyor.
Bakın, aile başına senede 125 dolar köprülere para veriyoruz biz geçsek de geçmesek de. Ne Siverekli geçer oradan ne Vartolu geçer oradan, kimse geçmez ama aile başı 125 dolar ödüyoruz biz. Neden? Çünkü yanlış projelendirmişsiniz ve yolların çoğu da boş. Bu kamu-özel iş birliği üzerinden projelendirmeye devam ettiğiniz sürece -ki anladığımız kadarıyla devam edeceksiniz- bu maliyetler, hem finansal maliyetler hem toplumsal maliyetler derinleşecek.
Bir başka konu, mesela yine Çanakkale Köprüsü'nde de aynı şey var. Gece geç saatte geçseniz korku tüneli gibi kimse yok. Çünkü neden? Fizibilitesi yanlış, yapmak için yapıldı; bunun gibi bir sürü ama yapmamız gereken şeyleri öncelikle yapsaydık belki de Türkiye'de iç göç meselesini, belki de bölgesel eşitsizlikler meselesini, belki de bu gelir dağılımı meselesini çözebilirdik. Yanlış projelendirme yanlış sonuçlar doğurdu.
Şimdi İstanbul, yine, o görselin içinde havaalanları, mesela İstanbul Havalimanı. İstanbul Havalimanı'nın performansını yolcu sayısıyla, uçuş sayısıyla, birçok şeyle gösteriyorsunuz. Peki, aklınıza hiç ekolojik yıkım konusu geliyor mu? Ulaştırma Bakanlığı -kaldı ki burada bütün bakanlıklarda bu yeşil dönüşümle yattık kalktık biz, çok fazla konuştuk- yol, köprü, havaalanı, onu bunu yaparken öyle bir ekolojik tahribat yarattı ki toplumsal, finansal maliyetin yanına bir de ekolojik maliyeti ekleyin. Bu yıkımları telafi etmek çok da mümkün değil. Oysa Yeşilköy Havalimanı'na tıpkı Sabiha Gökçen'deki gibi bir ek pist yapsaydınız aslında aynı performansı yakalıyordunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun Sayın Temelli.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Yakalamasak ne olur? Yani dünyanın zenginlerini Uzak Doğu'ya taşımak için, dünyanın zenginlerini Latin Amerika'ya taşımak için çok da sefer yapmamıza gerek yok. Bir optimalite var, bir ölçek meselesi var, kamu aklı var. Kamu aklından yoksun projelendirmeyle bir devlet yönetilebilir mi? Yönetilemediği için İstanbul bu maliyetlere katlanıyor. İstanbul başka bir maliyete daha katlanıyor, Kanal İstanbul Projesi maliyetine. Daha kanal ortada yok ama maliyetine katlanıyor. O bölgedeki insanların oradan çıkarılması, çeşitli mağduriyetlere maruz kalması çok ciddi sorunlar barındırıyor.
Son bir şey söyleyerek bitiriyorum. Bu kentin, İstanbul'un bir tarihi var Sayın Bakan yani şöyle baktığınızda bir tarafında Süleymaniye, bir tarafında Ayasofya, Topkapı Sarayı; muhteşem bir kent değil mi? Sayın Bakan, böyle bir kule yapılır mı İstanbul'a?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Yani bu yapanın hiç mi vicdanı yok, hiç mi tarih bilgisi yok, hiç mi kültür anlayışı yok ki gelmiş bunu bizim tam da o tarihî İstanbul'un karşısına kazulet gibi oturtmuş?
Teşekkür ederim.