| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2023 |
SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; aslında, yaşamak gibi en temel insan hakkından yoksun bırakılan kadınlar ve onların katlini, çeşitli gerekçelerle onlara tecavüzü, şiddeti, hakareti hak sayan iklimde katkısı bulunanları konuşmak istiyordum ama geçtiğimiz hafta sonu, biliyorsunuz, Genel Başkanımız Meral Akşener çok ciddi bir iddiayı gündeme getirdi, iddianın ötesinde, konuyla ilgili somut bilgileri de İçişleri Bakanımızla paylaştı, Bakan Bey de -kendisi de dehşete kapılarak- resmî süreci başlattı konuyla ilgili. Konu neydi? Bir emniyet müdürünün otelinde öksüz kızlara, yurtlarda kalan kız çocuklarına zorla fuhuş yaptırılması. Bunun üzerine biz yerin yerinden oynamasını bekliyorduk açıkçası, böyle de olması gerekirdi ama bir kesim, durumu "Emniyet teşkilatını karalama gayreti." diyerek geçiştirmeye çalışıyor ısrarla. Emniyet teşkilatı dâhil, bütün kurumlarıyla devlet sisteminin itibarını korumanın yolu var mı yok mu, araştırma gereği bile duymadan bir çürümenin üzerini örtmek midir yoksa arınmanın önünü açmak mıdır? Biz, Sayın İçişleri Bakanının gösterdiği hassasiyeti, kendi kurumlarınızla ilgili -bu olayın özelinde de genelde de- sizden de bekliyoruz, samimiyetle de çalışacağınıza inanıyoruz.
Bazen böyle "Alice Harikalar Diyarında" gibi bir tablo çiziliyor konuşmalarda, her konuda böyle ama birkaç örnek vermek gerekirse... Sakarya'da kaldığı yetiştirme yurdundan hastaneye götürülürken "Ambulanstan atladı." denilerek şüpheli şekilde ölen 15 yaşındaki İlayda için çok da harikalar diyarı gibi değildi galiba bu ülke. Koruma altındayken Bursa'da bir inşaatta ölü bulunan 17 yaşındaki Yasemin için de öyle. İstanbul Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumunda kalırken karın ağrısıyla hastaneye götürülen ama annesinin, darba uğradığını iddia ettiği 3,5 yaşındaki Adnan Berk için de öyle. Beykoz ÇODEM'deki M.K.; Beylikdüzü ÇODEM'de kalan F.U.; Kemerburgaz ÇODEM'de kalan K.C.; Bahçelievler ÇODEM'de kalan H.D.G.; Florya ÇODEM'de kalan C.D. -bu isimleri biliyorsunuzdur siz ya da uzmanlarınız- bunlar ÇODEM'lerde kalırken tecavüz ve uyuşturucu mağduru olmuş çocuklar. Yargı ve Emniyet kayıtlarına yansımış böyle yüzlerce vaka var ama yansımamış belki binlerce vaka var maalesef. Siz yeni göreve başladınız; açıkçası, farklı kesimlerin bir peşin güveni ve desteğiyle de başladınız, bunun yüklediği sorumluluğun farkında olduğunuzu diliyorum ve kendi çocuklarınızın ya da çocuğunuzun yaşamasını istemeyeceğiniz ne varsa lütfen, asla başka çocukların yaşamaması için bütün mesai ve önceliğinizin bu konularda olmasını da talep ediyoruz. Bu yurtlarda neler oluyor? Yurtlarda şüpheli şekilde ölen çocuk sayısı nedir, tecavüze uğrayan çocuk sayısı nedir, hamile kalan çocuk sayısı nedir; hamile kalan çocuklar arasında tecavüz bebeğini doğurmaya zorlanan yahut terk edilenler var mı? Gerçek durumu, gerçek tabloyu ortaya çıkarmak için derinlemesine bir araştırma bekliyoruz çünkü gerçeklerle yüzleşmeden çözüm üretemiyoruz maalesef ve yüzleşmekten kaçıyor kurumlarımız ısrarla. Bu nevi olaylarda ceza ya da bedel mağdur çocuklara mı yoksa onların korunamamasında ya da savruldukları yerlere bakınca öz güvenli ve erdemli olarak yetiştirilememelerinde de sorumluluğu bulunan kamu görevlilerine mi kesiliyor genelde? Ve yine, son beş yılda kaç yurt müdürü, görevlisi hakkında soruşturma açıldı?
Biliyorsunuz, bu yaz İstanbul çocukevlerinde kalan çocukların bir tarikat kampına götürüldüğü iddiası vardı, Millî Eğitim Bakanlığı bu iddiaları yalanladı ama yalanlamanın içinde şöyle bir vurgu vardı; sosyal hizmet faaliyetlerinin sivil toplum kuruluşlarıyla bütünlük içinde yürütüldüğüyle ilgili. Bu kampın yapıldığı Mutlu Yuva Derneği de dâhil bu sivil toplum kuruluşlarını belirlerken ölçünüz nedir? Bu kuruluşların, dernek ve vakıfların kaçı tarikat ve cemaatlerle bağlantılı ve buna dönük, bunu temel alan bir kaygınız var mı?
Ek olarak, biz çok denedik, anlatamadık -Allah rızası için diyorum- Hükûmeti çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için doymaya değil de beslenmeye ihtiyaçları olduğu konusunda ne olur ikna edin. Türkiye Ermenistan, Romanya ve Sırbistan'la birlikte çocuk yoksulluğu konusunda endişe verici ülkeler arasında. TÜİK verileri bile çocuklarımızın önemli bir oranının, yüzde 33,7'sinin ciddi maddi yoksulluk içinde olduğunu gösteriyor. Yani 6 aylık bir çocuğun ekmek ıslatılarak şekerli suyla beslenmesi mümkün mü? Bir savaş döneminde olur, ambargo altında bir ülke oluruz, olur ama bu şartlarda buna göz yumabilir miyiz? Biz geçen yıl da bu yıl da bu konuyla ilgili önergeler verdik, Plan ve Bütçe Komisyonunda da verdik, reddedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen toparlayın sözlerinizi.
SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) - Son cümleyi söyleyeyim.
Lütfen, çocukların beslenmesinin sosyal devlet için yük olamayacağını da ilgililere hatırlatırsanız seviniriz.