KOMİSYON KONUŞMASI

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hepiniz hoş geldiniz.

Gelmeden önce daha önce yaptığım Bakanlık konuşmalarına baktım, çok şey söylemişim istihdama ilişkin, yoksulluğa ilişkin. Genç bir Bakansınız, kadın bir Bakansınız, eğitimli bir Bakansınız. Yine bir şeyler söyleyeceğim, şahsen üstünüze alınmazsanız çok sevinirim ama üzülerek söyleyeceğim; yirmi yıldır AKP iktidarının yarattığı enkazı ve toplumsal çürümeyi perdeleme makamına oturttular sizi Sayın Bakan. Gerçekten bir "mış" gibi yapma Bakanlığına dönüştü. Ya, geneli böyle, ben bunu birkaç yerde daha söyledim böyle. AKP iktidarını ben artık şeye benzetiyorum, bir film vardı, Marslılar geliyordu dünyayı işgale "Biz sizin dostunuzuz, biz sizin dostunuzuz." diye diye bütün insanları öldürüyorlardı. AKP iktidarının yirmi yıldır bu ülkeye yaptığı şey bu ve bunu perdelemek için kullandığı bakanlık da ne acı ki en kıymetli bakanlıklardan biri olan sizin Bakanlığınız. Mesela engellileri destekliyormuş gibi yapıyorsunuz arkadaşlar, "muş" gibi yapıyorsunuz. Bu ülkenin yüzde 11'i engelli. O engellilerin hayata katılımı için, kamusal alanların, okulların, iş yerlerinin, yaşadığımız yerlerin engellilere uygun hâle gelmesi için hiçbir şey yapmıyorsunuz, ayda 5 bin lira parayla engellileri eve kapatmakla övünmeye çalışıyorsunuz karşımızda. Yoksulları mesela düşünüyormuş gibi yapıyorsunuz ya! Arkadaşlar, bu ülkede insanların, bu ülkede yaşayan insanların dörtte 1'i işsiz, çalışanların yarısı asgari ücrete muhtaç durumda. Günde 6 işçinin öldürüldüğü, ekmeğin 10 lira olduğu bir ülke ya, pazarda insanların, kadınların o ezik, çürük sebzeleri toplamak için birbirini ezdiği bir ülke yarattı AKP yirmi yılda. Şimdi dönüyorsunuz, bu sunumda 4,5 milyon haneye yardım etmekle övünüyorsunuz. Yani siz bize diyorsunuz ki: "Biz bu ülkede 4,5 milyon haneyi sosyal yardım olmadan ayakta duramaz hâle getirdik."

Devam edelim. Yani bu bir sömürü düzeni. Hani "aile, aile" çok seviyorsunuz ya aileyi; o 4,5 milyon hanede aileler yaşıyor, aileler oturuyor o yarattığınız yoksulluğun içinde. Başka kimler oturuyor? Çocuklar oturuyor mesela ya o ailelerin içinde. Az önce rakamları verdiler: Bu ülkede doğan her 2 çocuktan 1'i -Sayın Cumhurbaşkanınız "3 çocuk yapın." deyip dursun- yoksulluğun içine doğuyor, derin yoksulluğun içine doğuyor arkadaşlar ve çocuk yoksulluğunda Avrupa'da dünya birincisi bir ülkede yaşıyoruz biz.

Bakın, sunumunuzda evlat edindirmekle övünüyorsunuz, sonra gidiyorsunuz "Evlat edinilen evlatla evlenilebilir." diye fetva veren Diyanet İşleri Başkanlığıyla protokol üstüne protokol yapıyorsunuz. "Kreş açacağız." demişsiniz değil mi burada? Ben size söyleyeyim mesela, geçen ocak ayında yaptığınız bir protokol 4-6 yaş Kur'an kursu desteği protokolü. Aile Bakanlığından Diyanete dokuz ayda 24 milyon TL aktarmışsınız. Sosyal yardımlar için değil, çocuklar için değil, kadınlar için değil, engelliler için değil, Diyanet İşleri Başkanlığı için ayırmışsınız siz bu 24 milyon TL'yi. Aynı süreçte burada çocuk başına 550 lirayı Diyanete verirken bilimsel anaokullarındaki destek programı için çocuk başına verdiğiniz rakam 489 TL. Erzurum'daki Diyanete bağlı kurslarda, Niğde'de Diyanete bağlı kurslarda çocukların başına getirilenleri anlatacak zamanım yok ama açık ve net söylüyorum; siz kurda kuzu emanet ediyorsunuz.

Devam edelim. Kadınlara geldim. Sürem çok azaldı. Kadınları koruyormuş gibi yapıyorsunuz. Burada sizlere de sesleneceğim. AKP'li hatipler söz alıyor, yok "sıfır tolerans", "Şöyle olacak, böyle olacak." Bakın, samimiyetle, anlaşılmadığını düşünerek, üslubumu muhafaza ederek söyleyeceğim; arkadaşlar, AKP sıraları, MHP sıraları; sizler "kadın-erkek eşitliği" lafını, "toplumsal cinsiyet eşitliği" lafını kullanamadığınız müddetçe bu ülkede -üzülerek söylüyorum bunu- öldürülen her kadının katlinde payınız var. Siz bu eşitliği kabul etmediğiniz müddetçe...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadi oradan! Kendine göre...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - ...kadın ve erkeğin arasında "fıtrat" diye bir şey koyduğunuz müddetçe, siz bu ülkede doğruyu söyleyen kadınların sesini kısmaya çalıştığınız müddetçe...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hiçbirini kabul etmiyoruz.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - ...katledilen her kadının kanı sizin elinizde. "Fıtrat" diye diye...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Konuşmanın tamamı...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - ...ondan sonra bu işin içinden çıkamayacaksınız. Fıtratmış...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Fıtratınız bu sizin, fıtratınız!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Kadını korumuyorsunuz siz, sizin yaptığınız şey kadını korumak değil. Hani "aile" diyorsunuz ya, "aile" diyorsunuz ya, ailenin içinde saydım ben...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadi oradan!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ağzını topla sen önce, sen önce ağzını topla! Ben burada bir tane AKP'liye ağzımı açıp bir şey demedim...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bütün değerlerimize hakaret ediyorsunuz! Bütün değerlerimizi yok sayıyorsunuz!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - ...sen bana "Hadi oradan!" diyemezsin. Haddini bileceksin, haddini bileceksin!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen haddini bil! Sen haddini bil!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Haddini bileceksin! Sus!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yeter artık ya!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Yeter, müdahale edin Sayın Başkan!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bütün değerlerimize küfrediyorsun ya! Bütün kıymetlerimizi ayaklar altına alıyorsun ya!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ben burada.... Kameram tabii ki kayıtta; ciğeriniz varsa, sizin ciğeriniz varsa bu Komisyon görüşmelerini zaten gidersiniz, canlı yayında yayınlarsınız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Aileye hakaret ediyorsun, dine hakaret ediyorsun, kadını küçümsüyorsun! AK PARTİ'lileri töhmet altına sokuyorsun!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Kimden neyi saklıyorsunuz siz ya! Konuşmama devam edeceğim ve süremi kullanacağım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Bu beye haddini bildiriniz ve susturunuz!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, kimse kimseye had bildirme makamında değil.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - O zaman kendisine iletin bunu.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen, değerli arkadaşlar...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bizi itham ediyorsunuz "AKP sıraları" diyorsunuz.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ben burada hiçbirinizin konuşmasına bir laf atmadım; atamazsın sen bana laf, bu kadar!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen de bize atamazsın!

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Atmadım ben sana laf!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Atıyorsun "AKP sıraları, MHP sıraları" diyorsun, biz değil miyiz orada!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Bu benim beş dakikalık sürem, ben bu süreyi tamamlayacağım, bilginiz olsun bu arada; yoksa da kimseyi konuşturmayacağım, bu kadar net!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şuraya bak ya! Şu tehditlere bak!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ben demin konuşurken Mehmet Muş Bey bana dünkü şeyle ilgili laf atıyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben laf atmıyorum arkadaşlar.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bakın, siz, Mehmet Muş Bey, adil ve adaletli davranın.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir müsaade edin.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kadınlar konuşunca tahammül edemiyor erkekler.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hakaret etmeyin!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ben sana ne dedim hakaret?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Elinizde kan var." diyorsunuz "AKP bundan sorumlu" diyorsunuz.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Kadına şiddete hayır." dediğimiz noktada...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İftira atıyorsunuz.

(Gürültüler)

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Kadınların ölümünden sorumlu" diyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bitince...

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - "Kadın erkek eşitliği" diyemiyorsun "toplumsal cinsiyet eşitliği" diyemiyorsun.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biz her şeyi diyoruz.

(Gürültüler)